Uşak Halkının hesap sormasını beklediği Mehmet Çakın, bunca talan ve zulmün baş sorumluları ile fotoğraf vermeye başlamış. Seçimden önce hesabı mutlaka sorulacak algısı yaratıp halkı ve mağdurları kandırırken özellikle görüntü vermediği kimseler ile sırıtarak pozlar vermeye başladı. Rahatladığından değil çaresizlikten, belediye batmış durumda çay bahçelerinden post cihazlarını bile kaldırmışlar nakit çalışıyorlarmış bankalar el koyduğu için düşünün düşülen durumu. Geçen Banka yetkilisi bir arkadaş 3 tane bankanın her gün tahsil edilen fatura bedellerinin bir kısmına el koyarak tahsilde bulunuyor dedi inanamadım. Meğer iş çok daha vahim boyutlara erişmiş yakında yazacak bizimkiler Uşak Haber Merkezinde bu yüzden girmiyorum. Belediyenin bir kaç ay içinde personel maaşı veremez duruma geleceğini ve bu şartlarda kimsenin belediye başkanlığı yapamayacağını defalarca söyledik seçim öncesi. Ama dinleyen kim? Belediyeyi Cahan yönetemiyordu ki siz yönetebilesiniz. Dayıoğlu ile Enişteyle yürüyecek işler değil ki bunlar. Sahi oda kimin Dayıoğlu'su idi anlamadık Ali Erdoğan'ın en sadık adamı ve dayıoğlu'su derlerdi sonra Cahan'a da dayıoğlu oldu şimdi de Çakın'a Dayıoğlu olmuş. Herifi Belediyeden Devlet kudreti bile uzaklaştıramadı açığa alındığı dönemde bile Devlete meydan okurcasına açıktan çalıştı. Çok cesur ve de Sadık olabilir ama kabiliyetli olmadığı kesin. Acz içinde kıvranan Çakın'ın istifa kozunu kamuoyunda dillenmesini sağlayarak sürdüğünü herkes biliyor zaten ve herkes bugün yarın değilse de bir kaç ay içinde istifasını bekliyor ki bende bu beklenti içindeyim şahsen. Çünkü gittim ve çevresindeki ekibi ile birlikte gözlem yapma imkanı buldum ve çıkmadan dedim bunlar bu işi zaten beceremez ellerine yüzlerin bulaştırır diye. Neyse acz içinde kıvranan Çakın anladığım kadarıyla siz nasıl yapmıştınız bu işleri diye sorup akıl almak için Servet Kuş'un ve Ergün Kırdinli'nin yanına gitmiş. E bayram geçsin basın artık düğmeye yine İstanbul'dan iş makinaları ile fotoğraf verin satın aldık beton santrali kuruyoruz deyin. UTAŞ'ı kapattık yeni bir Utaş'ı hep beraber var edeceğiz diye çıkın yola. Eskiyi unutun ne gerek var? Siz işinize bakın. Neynersiniz belediyenin borcunu sizin mi? Hem sonra ne diyor Kalın abileriniz sizi biz zengin biz var ettik çekip gidemezsiniz neymiş öyle istifa söylentisi falan kapatın çabuk o konuları ve birleşin. Yarın ben böyle demedim der çıkar işin içinden ayrı konu lakin sırtı Kalın sandıklarınız da sırt mı kaldı ki Kalınlık kalsın akılsız herifler. Bu gün MHP Camiasının tanınmış siyasetçilerinden Alpay Özgür'ün oğlunun katılmak istediğim halde nasip olmayan sünnet Düğününde MHP İl Genel Meclisi Üyesi İbrahim Cevher abi ile karşılaşmış Nurullah Çavuşoğlu demiş ki abi ne diyorsun? Sence Çakın bu işi kıvırabilecek mi bence yapamayacak çekip gidecek. İbrahim Cevher'in cevabı çok enteresan Nurullah bilmediğin ama aslında bilmen gereken çok şey var. İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ile ilgili tek adli yada idari işlem yürütemedim hukuku yok ettiler sen farkında değilsin. Ne dilekçesi yazarsak yazalım asla işlem yapmıyor Adliye. İÇ işleri Bakanlığı olur vermiyor dediler mi? işin içinden çıkıyorlar. Adamlar sistemi adliyeyi ele geçirmek için değiştirmişler. Çakın'a gelince bu asla başkanlık yapamaz zaten çünkü fetö iltisaklısı demiş. Nurullah anlatınca İbrahim abi doğru söylemiş olabilir dedim. 17/25 Aralık sonrası twetler ortada yanına gittiği yada birlikte hareket etmek istediği insanlar ve kurduğu kadro ortada, Dayıoğlu bunun da Dayıoğlu çıktı ya dedim. O sırada bu fotoğraf aklıma geldi bir kaç gün oldular vereli ama dur üzerine bir şeyler yazıp paylaşayım dedim. Şimdi asıl anlatmak istediğim anektoda gelsin sıra.
Bu gün Gazeteci Durdu Doğan ile ortak bir arkadaşın dükkanında karşılaştık, karşılıklı şakalaştık; kapıdan içeri girer girmez kasadaki alışverişi işaret ederek ne oluyor burada soygun filmi mi çekiliyor burada? Şeklinde tuhaf bir soru sordu. Biz de oturuyoruz kasadan uzakta önce ne söylemeye çalıştığını anlamaya çalıştık kasadaki hareketliliği gözlemleyerek. Sonra dedim ki soygun filmi yokta soygun tatbikatı var. Hem soygun olsa baş rolü sizden birisine verirlerdi mutlaka. Hemen atıldı ve Kazım Şen dedi. Bizden bu rolü en iyi o oynar dedi gülerek. Benle bir ilgisi yok bu işlerin ben fetö ile savaştım diye devam etti söze. Sonra mağduriyetini anlatmaya başladı. Fetö benle çok uğraştı dedi. Ulan dedim kendi kendime adam içeri girdi soygun filmi mi çekiyorsunuz dedi. Ne alaka demedik şakadır dedik sürdürdük sizden biri yoksa soygun yok demektir dedik hemen Kazım Şen'e bağladı konuyu ve fetö bana çok eziyet etti diyerek sözü savunmaya getirdi dedim. Ne şaşkın gazeteci kendi kendini suçlandırdı vere kendini savunuyor. Neyse dinliyorum bir taraftan, sonra dedi ki bütün kripto fetöcüler uyuyan hücreler ortaya çıktı uyandırıldı yeniden ve hepsi ifşa oldukları halde Çakın'ın etrafına toplandı şu anda ne düşünüyorsun? Dedim ki toplansınlar alayı Çakının etrafında hiç problem değil yalnız biz CHP MHP İyi Parti BTP adı neyse muhalefetteki kriptoları bir biçimde fetöye bulaşmışları bir temizleyelim. Ya Devlet alsın gitsin ya biz kenara getirelim halk olarak yerel medya olarak. Devlet yaparsa çok iyi ama yapmazsa iş başa düşer dedim. Defolup gitsinler muhalefet partilerinin önemli görevlerinden. Gitsinler hatta Onlarda Çakın'ın etrafına. Nasıl olsa burada da dolaylı Çakın'ı destekliyorlar. Gitsinler açıktan çalışsınlar bari dedim. Doğru söylüyorsun da sonra ne olacak dedi. Sonra ne olacak kazır atar halk bunları sandıkta dedim. Yeterki muhalefet akıllı hareket etsin. Haklısın dedi hemen ben fetö'den çok çektim geçmişte. Bunlar bana çok zulüm ettiler. Elleme yansınlar dedi tekrar.
Düşünsenize Uşak'ta bir sürü gazeteci var ama halkın neredeyse hiç bir şeyden haberi yok. Hadi bizden küstüler de diğer yerel medyaya neden çıkıp halkı bilgilendirmiyor bunlar. Sağır sultan duydu bu Çakın efendi duymadı mı bu istifası ile ilgili dedikoduları.Bir açıklama yapsa ya. Gazeteciler bastırsa dedikodu edeceğine iş yap başkan seçilmeden önce de biliyordun tüm bunları yeni mi aklın başına geldi hiç sızlanma ya geç işin başına kolları sıva yada istifa et. Bırak artık tepeden medet beklemeyi yüzleş artık seçilmiş yada ikna edilmiş değilsin, yüzleş artık yukarı destek verse de senin işler olacağa benzemiyor yukarı sana nasıl güvensin. Belediyeye yada sana güvenen yatırımcıyı yada finansörü geçtim esnaf bile yok, esnaf bile alışveriş etmek istemiyor. Kim alışveriş etse hırsız denme riski ile karşı karşıya bırakılıyor ve belediye ile çalışan hiç bir iştirakçi ve taşeronda durumdan memnun değil, parasını alamadığını dile getiren çok esnaf var. Parasını tahsil etmek için belediyeden mülk satın almak zorunda bırakılan insanlar var inanın. Millet bu çok götürdü diyedursun adama sorarsan sıkıntı içinde veya batmak üzere, belediye merhaba dediği herkesi üzer hale gelmiş, personel ciddi kaygılar ve endişe içinde yaşadığı için yıllardır neredeyse hepsi psiokoljilerinin bozulmasından endişe ediyorlar durumu zor idare eder hale gelmişler iş yerinde. Çelikten pskolojin olsa belediye de çalışıyorsan bozulur zaten iyi bile dayandı arkadaşlar. Kimi işten atılıyor sebepsiz kiminin adamı diye kimi sürgünde dönmeyi bekliyor hali hazırda belediyede yerleşme işi bir türlü bitmedi bitemedi. Kimi fetö den iftira ile atılmış geri dönmüş çoluğunun çocuğunun geleceğinin devletle sıkıntılı olduğunun farkında ve kendisine sürülen leke sebebiyle kendi çocuğuna zarar verdiği için ve bunun hesabını bile soramadığı için mahçup ve de üzgün çMocuğundan. Kimi personel bunlarla çalışırsak hırsız derlermi ki suçsuz yere itibarımız zedelenir mi acaba? diye düşünmekte ve görevden kaçmakta. Düşünsenize yerine bakacak kimse olmadığı için Dayıoğlumsun dediği personel var. Kendine mecbur eden o kadar çok personel var ki içeride say say bitmez. Zaten maaş bile alamayacakları yönündeki dedikodular ve düzensiz maaş ödemeleri de personelin kafasını karıştırıp durmakta. Herkes farkında aslında bu işlerin daha fazla bu şekilde yürütelemeyeceğinin ama yüzleştiremiyorlar bir türlü Çakın ve Servet gibi haris tipleri. Cahan'dan ne farkı var şimdi bu Çakın efendinin. Servet Kuş ve Ergün bile baş tacı edilmek için ayaklarına gidilen tipler ise hala bu adamdan belediye başkanı mı olur? Servetin bile ayağına giden kimi ayağına getirtebilir sizce? Kim sizce davet etse görüşelim diye plan yapmak üzere bir araya gelmek ister? Hangi akıllı iş adamı yada yatırımcı bunlarla ortak işe girer bu saatten sonra.
Kazandıkları ne varsa AKP'ye borçlu olan çapsız insanlar bu haliyle bu belediyeyi asla toparlayamaz. İyi Parti ilçe başkanı arkadaşımız Hakan Savaş'ın da dediği gibi bu belediye batırılırken talan edilirken ve soyulurken bu kadar borçlandırılırken hepiniz oradaydınız demiş doğru söylemiş. Ben de söylüyorum hepiniz orada idiniz. Kimden nasıl hesap soracaksınız ki yağıyla kavurabilesiniz şehri ki yağı olduğu gibi faize gidiyor. Sahi geçen Sorkun'lu tahsilli kültürlü beyefendi bir arkadaş ile tanıştık. Oda biz gibi düşünüyor hepiniz oradaydınız diyelim diyor. En iyisi baştan anlatayım bahsettiğim ve tanıdığıma memnun olduğum arkadaş kendiliğinden Çıktı geldi biz kahvenin önünde otururken selam verdi kibarca, yazılarımızdan ve duruşumuzdan duyduğu memnuniyeti iletmek için ayrıca tanışmak için merhaba dedim dedi. Tabi memnun olduk buyur ettik bir şeyler ikram edelim dedik zorla oturdu hadi bir çay içelim kalkayım diye peşin pazarlık ederek, bir oturduk sohbet bir koyuldu 3 saat sohbet etmişiz. O'da diyor AKP de bitti Saadet'te partiler dağıldı diye. O'da farkında ülkenin ve kentin ekonomisinin neredeyse tamamen çöktüğünün. Her bilgili zeki insan gibi O'da bir çare arıyor ve çaresizlik içinde bizi teşvik ediyor daha çok yazın daha çok konuşun lütfen diyor. Uzun yazıyorsunuz ama olsun yazın muhatabı okur sizi okuyan size yeter ama lütfen uzun süre susmayın, daha sık yazın söyleyin, daha çok bilgilendirin halkı aydınlatın ve mücadeleyi sakın bırakmayın diyor. İnsanın çevresinde kendisini yüreklendiren iyi insanlar görmesi o kadar mutlu edici ki. Sizi anlayan samimiyetinize inanan ve sizin sözlerinizi doğrulayan insanlarla karşılaşmak memnun ediyor ve aslında hiçte az değil böyle insan. Sadece birbirinden haberdar edilmiş ve bir çatı altına çağrılmış değil. Geçenlerde Onurla ve gururla tanıştığımız Prof. Dr. Haydar Baş beyefendi ile ettiğimiz sohbet sırasında böyle şeyler söylemişti sağolsun. Hiç aralık vermeden tam gaz devam doğru yoldasınız demişti sağolsun ve yüreklendirmişti. Halkımız yüreklendirmese büyüklerimiz yüreklendirip ümitlendirmese mücadele sürdürülebilir olmaktan çoktan çıktı zaten. Aynı İbrahim abinin dediği gibi işin gerçekten çivisi çıktı biz farkındayız sanıyoruz ama aslında yeterince farkında değiliz belki de yada idrak edebilmiş değiliz belki de yeterince. Siyaset ve Devlet işlerini kaderine terketmeyi ve Devlet adamlarımıza güvenme işini abarttık mı ne? Neyse anlaşılan oki ne Servet Kuş'un ne Ergün Kırdinli yada Çakın'ın kendine geleceği yok. Biz kendimizde kalalım bari bunları kendi hallerine ve kendi hayal dünyaları ile başbaşa bırakalım. O'nların da dediği gibi biz kendi işimize bakalım önce, siyaset ne hali varsa görsün bir süre daha...