Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Suriye'li ya da Afgan sığınmacıları göndermenin yolu onlardan nefret etmek değil, Devlet Başkanları ile anlaşmak!

Bildiğiniz üzere gündem de ne yoksulluk da değil de açlık sınırının altında geçim darlığı sorunu altında ezilen milyonlarımız var ne de eğitim ve adalet başta olmak üzere çöken kurumlarımız ve sistemlerimiz var. Gündem de halifelik var bir de sığınmacı sorununu kaşıyan belli bir güruh var. Peki bir taraftan Arap düşmanlığını körüklerken diğer yandan sığınmacı sorununu kaşıyarak sığınmacılardan nefret edilmesine dair zemin hazırlayan sözde Türk'çüler kimin planını uygulamaya koyuyor? Baştan söyleyeyim hiç kuşkusuz bilseler de bilmeseler de İngilizin ve Yahudinin bir tertibini plan olarak devreye koymaktalar. En baştan beri yani BOP çerçevesinde Esad'ı yıkıp indirmek komşu ülkelerin içini karıştırmak ve 22 İslam Ülkesinin sınırlarını değiştirmek maksatlı siyasetler devreye konup, sınırlarımız sığınmacılara açıldığı tarihten beri biz bu siyasete ve sığınmacıların ülkesi haline getirilmemize karşı çıkıp tepki koyduk ki defalarca eleştirisel ve çözüm de sunan makaleler ve haberler kaleme aldık yazmaya devam da edeceğiz.

Lakin sığınmacıya karşı olmak ve sığınmacıya milletin haklarının adeta peşkeş çekilmesine tepki vermek ve memleketlerine gitmelerini istemek başka bir şey sığınmacıya nefret körükleyip komşu ülkelerde yaşanan iç karışıklık veya savaşların ülkemize sıçramasını ister gibi davranmak başka bir şey. Hepimiz sığınmacılardan nefret etsek ve mesela gördüğümüz yerde dövsek iş vermesek ev vermesek faraza onları göndermeye güç yetiremeyiz bir kere ama hepimiz tepki verip Türk siyasetini ille de iktidarı Esad ve diğer komşu ülke liderleri ile anlaşarak ve sığınmacılara verilen Sosyal yardımları kestirerek sığınmacıların memleketlerine dönmelerini sağlayabiliriz. Demek istediğim sığınmacılardan kurtulmak istemeye tamam hatta sığınmacı konusunda samimi bulduğun partiye oy verip iktidar etmek istemeye de tamam ama istismarına izin vermek hatta haddinden fazla kaşıyıp kanatarak kan akmasına vesile olmak ister gibi davranmak asla onaylanamaz.

Siyasetin ve medyanın içinde MOSSAD veya CİA ajanı gibi davranan o kadar çok insan var ki sadece İslamcılar içerisinde değil sözde Atatürk'çü elitistler içinde hatta Türk Milliyetçileri içinde bile bunlardan insana rastlamak mümkün bilinçli ya da bilinçsiz. Bu yüzden kendimizi kullandırmamak adına ekstra gayret ve dikkat göstermek durumundayız. İçi boş yada boşaltılmış klişeler ve söylemler üzerinden siyaset üreten samimiyetsiz bir takım zevat aklınca sığınmacı nefretini Arap düşmanlığı ile birleştirip kitlelere belli kafalar yaşatmak derdinde. Oysa Filistin'de kundaktaki bebeklere okuldaki çocuklara hatta hastanedeki şifa arayan hastalara ölüm yağdıran İsrail'liler veya İngilizler Araplardan daha masum veya daha az kızılası değiller. Türk'e de zaten Araptan daha az düşman değiller. Türk'ün zaten Türk'ten başka dostu yok derlerse doğrudur ayrı konu ve Araplar hep Türk'e karşı düşmanlarınca kullanılagelmiştir hala kullanılır bu da ayrı bir konu ama Araptan nefret ederken İsrail'e veya Türk dışında başka bir ırka millete veya medeniyete adı neyse muhabbet duyar gibi davranıp her fırsatta onların değirmenine su taşıyanların kendini Türkçü diye tanıtması onların Türk lehine iş yaptığı anlamına gelmez. Arap Düşmanlığı da zaten Türk'e bir şey katmaz kazandırmaz.

Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesini ve ırkı dini dili ne olursa olsun iyiler iyidir düsturunu kendimize şiar edinmeli ve menfaat mütekabiliyeti çerçevesinde ilişkiler kurmalıyız ki duygusallığın hiç gereği yok siyaset sahnesinde. Evet Türkiye Türklerindir ve sığınmacı yatağı olması her açıdan yanlıştır ve sığınmacılar da bir an önce gönderilmelidir ve evet Türk Medeniyet ve Kültürü bütün dünya üzerinde en zengin en iyi ve en köklü medeniyettir ve pek tabii ki evet Türksek Türklüğe hizmet etmeli ve Türklüğümüzü öncelemeliyiz ama her şey gibi milliyetçilik de haddince olmalı. Üstünlük ve fazilet kötülükten sakınıp iyiliği yeğlemektedir üstünlük ve fazilet yarar sunmadadır ve kendinden yararlandırmadadır. Kim ki salt ırkı ile nesebi ile övünüyor kendini biriktirmeksizin olgunlaşma mücadelesi vermeksizin kendini dünya insanlığı üzerinde bir yere koyuyor kibrediyor ve kendine en büyük kötülüğü yapıyor demektir. Aynı özelliklere ve birikime sahip iki insan iseniz ancak Türk'lüğünüz bir üstünlük ve fazilet sebebi olabilir. Yoksa okuma yazma bile öğrenmemiş insanlıktan bihaber işine bakan bir Türk insanlığa yaralı olmak için mücadele veren başka bir ırka mensup aydın insandan nasıl daha üstün olabilir. Türklüğe hizmet hamasetle olmaz Türk'ü çağa uydurmakla ve Türk'ün çağın gereği imkan ve olanaklara sahip bir ırk olması için mücadele vermekle olur. Damarında asil kanı taşıdığının farkında ve Türk'lüğünün şuurunda Türk'e aşık ve dengeyi yakalamış bir insan değilsen durma Türk'üm de bağır veya Türk olduğundan mutlu değilsen ne mutlu Türk'üm diyene de dur.

Yorumlar