Muhammet Gür halkın fakru zaruretine rağmen israflar üzerinden iyi vuruyor ama işe yaramıyor

Bildiğiniz gibi İyi Partinin kadrolu adayı Muhammet Gür kendisine sunulan bu son şansı iyi değerlendirebilmek için elinden geleni yapıyor ve belli ki iş iddiaya binmiş ne elinden gelirse de yapacak. Her yol mübah anlayışı ile acımasızca girişiyorlar rakiplerine fırsat buldukça ve oldukça haşin nedense öfkeli de. Sanki Yalım geçen seçim gibi söz vermiş kendisine de sözünü yiyip aday olmuş gibi kızıyor Yalım'a ya da Sezer Ateş'in bana oy vermeyecekseniz Muhammet Gür sağdıcıma verin bakın İbrahim Ethem sağdıcımın da yanına gitti demesini bekliyormuş da duyamamış gibi de Sezer Ateş'e kızıyor belli ki ve pek tiye alıyor hepsini acımasızca ve şehrin gözüne soka soka küçümsüyor. Hoş Gür efendi kibri ile de meşhurdur yakın çevresi hep bildiği için el öptüğü resimleri çok yerleştiriyorlar hazırladıkları sözüm ona çok profesyonel saçma sapan videolara.  Geçen bir afiş yaptırmış iki adayın (CHP Adayı Yalım ve Ak Parti adayı ve Belediye Başkanı Mehmet Çakın) afişinin arasına al birini vur ötekini demiş aklınca farkları yok demek istiyor. Peki Muhammet Gür söyler misin senin farkın ne? CHP ve Ak Parti ya da MHP'de daha önce sana da siyasetleri gereği destek vermiş insanların peşine düştüğü adaylara bu yapılır mı? Hele CHP'liler açısından adaylarının böyle tiye almış olman kabul edilemez kesinlikle ve CHP'liler çok kızmış sana söyleyeyim.



 Yalım evet biz çok eleştirdik hala eleştiriyoruz sen de eleştir CHP'nin hak ettiği bir aday değil belki de ama sonuçta halihazırda CHP Adayı. Çakın'da biz beğenelim beğenmeyelim Ak Parti kurumsal kimliğinin adayı ve saygıyı Ak Partiye destek olanların hatrına da olsa hak etmiş oluyor. Sezer Ateş'de aynı şekilde MHP'nin adayı biz gazetecilerin bile yapmadığını siz siyasetçiler biri birinize bu kadar küstahça ve fütursuzca yapmamalısınız diye düşünüyorum. Siz birbirinize al birini vur ötekine derseniz gazeteciler size neler demez? Sonra kızıyor ortak karar alıp işinize gelmeyeni yok sayarak kurtulmaya çalışıyorsunuz yok etmeye de tabi. Ama siyasetin ilgisizliğine rağmen ve YSK'nın verdiği bütçenin içinde basının hakkını da kendileri yemelerine rağmen gazeteciler ayakta kalıyor bir şekilde. Kimi kendi değerlerini harekete geçiriyor bizler gibi ve gazetecilik dışından da gelir elde edip yazmaya devam ediyor kimisi de esnafa iş adamlarına sarıyor kurumlara sarıyor yükünü bir miktar ve geçinip gidiyor. 



Sonuç yerel medyanın neredeyse hepsi ile kavgalısınız bütün adaylar ki hali hazırda belediye başkanı iken Çakın'da kavgalı yerel medya ile. Belediye başkanı yerel medyayı yaşatma mücadelesi de vermesi gerekmez mi? Kültürün sanatın sosyal hayatın içinde katkı sunduğu gibi ki hepsi basınla yaşar bu dalların ille de siyaset. Medya sizi gündemine almazsa halk da almaz işte böyle. Kısacık videolar yapıyorsunuz da on bin bile izlenmiyor işte reklamla bastığınız halde ve görüyoruz gittiğiniz hiç bir yerde ilgi görmediğinizi. Görüyoruz aslında, eskimiş yüzlerinizin ve kokuşmuş çetevari siyasetinizle halk yüzleşse de sizin yüzleşmediğinizi ve yüzsüz yüzsüz sırıtarak etrafta dolandığınızı ve al birini vur ötekine demesi gereken halk iken biz iken biz susuyoruz da siz utanmadan birbirinize diyebiliyor ve bu düpedüz ayıbı ve küstahlığı bir siyaset dehası fikir gibi suna biliyorsunuz yazıklar olsun. Ona kaldın mı doğruya doğru dördünüzün de birbirinizden farkınız yok. Ama halk çaktırmıyor görünce çoğu bozmadan gönderiyor ve emin olabilirsiniz partililer de dahil halk hanginize oy verse içine sine sine oy vermeyecek ve sandığa gitmeye değer görmeyen de çok olacak.



Gerçekten sandığa gitmemeyi düşünen de çok, muhtar adayına verip döneceğim diyen de çok var. Belediye seçimine oy vermeyeceğim diyen. Keza partime il genel de vereceğim ama belediye adayına asla oy vermeyeceğim diyen de çok. Yaşayıp göreceğiz tabii ki ama CHP'nin seçmeni bu sefer Yalım'a rağmen oy verecek CHP'ye Asım KALELİOĞLU devşirme aday dedi kabul etmemişti yapısı ama Yalım sonuçta CHP'li biliniyor dipten kökten senin İyi Partiye Sezer Ateş'in MHP'ye ve Çakın'ın AKP'ye yakışmadığı gibi Yalım'da CHP'ye yakışmıyor ama adayı sonuçta partilinin ve senden bin kat iyidir diye bakıyor CHP'Lİ Sayın Gür bu sefer Yalım senin lehine çekiliverse CHP Adaysız kalsa adı belli yine oy vermeyecek CHP'den başka partiye CHP Seçmen bu çok belli ve çok belli tanıdığım gerçek CHP'liler CHP'yi sahipleniyor ve seçimi de Yalım'a rağmen kazanacak gibi duruyor bu sefer benden söylemesi.



Gelelim kadro meselesine kimse kusura bakmasın ama ön seçimle meclis üyesi adaylarını belirleyen CHP'nin kadrosunun diğer partilere oranla A Takımı gibi durduğunu bütün şehir kabul ediyor. Makina Mühendisleri Başkanı Ozan Bayık ayarında bir tane adam yok kadronda veya Reyhan Aydın gibi her çevrece saygınlığı ve belediye geçmişi olan bir marka da yok listende. Yüksel Doğan gibi teknik konuya da belediyeye de hakim kimse de yok. Kimin var sahi kaçı Üniversite mezunu mesela bir baksana? Kaçı kalbur üstü şöyle göz ucuyla baktım arz edeyim özetle birinci sıradaki arkadaş zaten geçen sefer de adaydı muhitimizin insanı sözüm yok keza az sayıda Üniversite mezunu ve teknik adamdan birisi. İkinci sıra adayını hiç ama hiç tanımıyorum ama üçüncü sıra adayı Ahmet Ceylan'ı biz eski biliyoruz. Eskiden beri imar rantları ile anılırken duyuyoruz: Spor alanını ucuz satın alıp konut alanına nasıl çevirdiğini duyarız ve kaçak katlar başta olmak üzere imar usulsüzlüklerine pek ses edilmeyen bir inşaatçı ve otelci diye biliriz ki Uşak'ta. Çok akçeli işi var üçüncü sıra adayının ama yazı uzayacak keza Editörümüz Ramazan Yıldız'ın da hazırlıkları var tek tek işleyecek özel hayatı dışındaki akçeli işlerini Gür bey ve ekibinin ille de Ahmet Ceylan'ın. Hemen dipnot ilave yapayım hiç mi övgüye değer kimse yok aday listesinde iyi partinin? Derler bakarsın yanıt vereyim bir iç mimar var oldukça genç ve başarılı bir hanımefendi ismi Sena Ertürk ama onu da mahsus eder gibi daha siyasete girmeden siyaseten katleder önemsizleştirmek ister gibi seçilmesi mümkün olmayan bir sıraya yazmış iyi partinin her vakit adayı Muhammet Gür. 19. sirada Sena Ertürk ben olsam 1. sıraya yazardım hiç değilse seçilsin de şehre genç bir siyasetçi kazandırmış olayım diye düşünüp. Ama tabi Gür'den bu düşünceler beklenemez.