Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz iki sene Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ edindiği bazı istihbarı ve istatistiki bilgileri de kullanarak hayli rol çaldı. Maalesef biz de bir dönem acaba deyip destek atan paylaşımlar bile yaptık kendisine ki biliyorsunuz sığınmacı sorununu en fazla dile getiren liderlerden birisi idi ve bize göre de bu sorun ülkenin ekonomiden sonraki ikinci sorunu idi belki de ve acilen halledilmeliydi. Sonra anladık ki Ümit hoca hiç samimi değil ve asla iktidar talebi ile siyaset yapmıyor zaten biz de gereğini dedik ve konusunu kapattık. Keza bize göre Türk milleti de konusunu kapattı Sinan Oğan ve ikisinin birileri hala onlara rol çalması için zemin sunsa da nafile bundan böyle. O dönem yani yaklaşık bir yıl kadar önce Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşmek İçin parti olarak resmi müracaat etmişti Ümit Hocanın partisi. Şükrü Sina Gürel yüzü suyu hürmetine bu görüşmenin olabileceğini sanıyordu. Biz de o zaman bu görüşme talebinin Esad'ça kabul edilmeyeceğini yazmış ve evet Şükrü Sina hocanın saygınlığı var elbette ama Ümit Özdağ gibi bir ne idüğü belirsiz ile iktidar gibi bir derdinin de olmadığı besbelli iken Esad'ın görüşeceğini hiç sanmadığımızı yazmış söylemiştik.
Şimdilerde Özgür Özel'de aynı telaşın içinde ve Suriye Devletine resmi müracaat ettik dedi CHP kurumsal kimliği hatta olumlu dönüş aldık randevu ayarlıyoruz bile dediler. Oysa ben buna da hiç ihtimal vermiyorum şahsen. Nitekim Suriye Devleti görmezden gelmeyi seçti Özgür Özel'in ve CHP'nin talebini. Muhatap bile almaz gibi davrandı şimdiye kadar ve resmi bir açıklama gelmedi menfi yada müspet. Dediğim gibi ben zaten müspet bir açıklama beklemiyorum. Esad'ın Özgür Özel ile görüşmek isteyeceği ne olabilir ki? Neden zaman ayırsın ve rol çalıp iç siyasette malzeme yapmasına izin versin. Özgür Özel ile Esad besbelli dünya görüşleri çok farklı iki insan ve besbelli birisi BOP çu diğeri BOP'un baş düşmanı ki biliyorsunuz Esad'ı yıkamadığı için BOP çöktü yarı yolda ki biz bunu da ön görmüş ve söylemiş idik Esad'a toslarsınız yıkamazsınız demiştik. Esad'ın Demcilere de PKK veya PYD'ye de nasıl baktığı bütün dünyanın malumu ki zaten Özgür Özel'e Dem'ciler hemen tepki vermişler kendilerince haklı olarak.
Demek istediğim Esad Özgür Özel ile ne konuşacak? Dağılmaya yüz tutmuş ve artık pek de hükmü kalmayan Avrupa Birliği ile flört etmek istiyor ya Özgür bey BOP'u tekrar devreye koyup tıkır tıkır işletecek gibi davranıyor ya hani ve hani Suriye'nin de ülkemizin de başına bela olan terör örgütleri ile mesafesi istenen seviyeden çok daha yakın ya hani acaba hangi müşterek noktayı Esad ile konuşabilecekler. Özgür Özel'in iktidar olmak bir derdi ya da şansı olmadığının da farkında olan Esad bu kafaları yaşayan adamlarla ne görüşür ne de onları adam yerine koyar bence. Özetle Ümit Özdağ'ın karizma nasıl çizildi ve nasıl bir hayal kırıklığı ile döndüyse Özgür Özel'de tıpkı öyle bu girişiminden eli boş ve karizması çizilmiş olarak döner bence. Özgür Özel ne yaptığını da bilmiyor ne dediğini de keza. Zira madem derdin AB'ye yaranmak batıyla kol kola girmek o zaman Esad'a katil diyeceksin karşına alacaksın ki Esad bilmez mi bu iki yüzlülüğü ve aslında kendine katil gözü ile bakanlar ile dostluk kurup ülkesinin değerlerini onlara peşkeş çekme ve yaranma derdinde olan Özgür Özel'in de katil gözü ile baktığını bilmiyor mudur Sayın Esad?
Esad demiş iken hazır Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ortamı yumuşatan açıklamaları yapmış ve samimiyetle bütün dünya duyacak şekilde elini uzatmışsa Esad'ın da artık buz dolabı tavrına son vermesi gerekir. Evet bizi Uşak Haber Merkezi ekibi olarak kabul ve ilan da ettik zaferini ve Esad Rusya desteği ile de olsa batılı emperyalizme karşı önemli bir zafer kazandı ve insanlığın büyük zararına olacak bir projeyi ve sahiplerini dumura uğrattı ama kendisi de sonuçta yaralı, milleti ve devleti çok yıprandı. Dolayısıyla kişisel davranma hakkı olmadığı gibi çok olgun davranmalı sayın Esad ve Türkiye'nin Cumhurbaşkanının açıklamalarına kayıtsız kalmamalı ve bir an önce ilişkileri onarma cihetine gidilmeli. Zira iki Devletin de buna acilen ihtiyacı var zira birbirine en kolay yaslanabilecek iki komşu ülkeyiz ve iki ülke de zor günler yaşatıyoruz ve zordayız her anlamda. Hal bu iken diyalog kapıları gecikmeksizin açılmalı ülkemizle ve geçmiş ve baltaları gömüp yeni ve temiz bir sayfa açılmalı fırsat oluşturulmalı. Sayın Erdoğan'da yine aynı olgunluk ve vakarla süreci yürütmeli ve işlediğimiz kabahatleri de unutmamalı komşumuza karşı. Her iki taraf da kendi suçunun mahcubiyeti ile oturur ve iki taraf da elinin zayıf olup uzlaşmak zorunda olduğu ile yüzleşmiş olarak konuşursa dengeleri gözeterek bütün problemler tek tek çözüme kavuşturulabilir.
Çözüm demişken çözüm basit zaten esasen Türkiye geri kabul anlaşmasını iptal etmeli Suriye ile Adana mutabakatına geri dönülmeli ve Suriye Devlet Başkanı Esad ile siyaseten Suriye Devletinin kurumları ile kurumsal olarak koordine içerisinde sığınmacıların hepsi ama hepsi geri gönderilmeli. Bu arada bazen okuyoruz Suriye istihbaratının sızdırdığı kaynağı belirsiz haberlerden Sayın Esad'ın Türkiye'deki sığınmacıların hepsini kabul etmeyeceği ve seçerek yarıya yakınını kabul edeceği yönünde iddialar var. Lütfen hiç bu sakızları çiğnemesin kimse zira biz ülkemiz de bir tane bile sığınmacı istemiyoruz ülkemizde. Uyum olmadı işte besbelli ve besbelli Allah Suriyeli'yi Suriye'de murat ediyor, Türk'leri Türkiye'de. Hiç bir ülkenin başka bir ülkeye, işine yaramayan veya işine gelmeyen insanlar kitlesini kakalamaya hakkı yok ve olmamalı. Keza her insan bir değer bir nimet bilirsen kendi kültüründen olması kaydıyla. Hak adına Devlet ve millet yararına kendi yararına kazanılmış insan bitmek bilmeyen kaynaktır Devlet için doğumdan ölüme ki ölünce bile mezar yeri satıyor Devlet dediğin insanına doğar doğmaz üzerinden para kazanmaya başlıyor tükettiği her şeyden de vergi alıyor. Daha önce bazı yazılarımız da saydık biraz Suriye ve Türkiye dostluğunun ve barışın karşılıklı faydalarını. Dilerim Devlet aklı ve olgunluğu galebe çalar karşılıklı ve bir an önce barışın kardeşliğin nimetlerine ereriz.