Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın itiraf niteliği de taşıyan açıklamalarını nasıl okumalıyız?

Hem siyasi parti genel başkanı hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan olabileceğini sanmanın bedelini en ağır şekilde ödeyen Sayın Cumhurbaşkanımız ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ülkeyi kalkındırma ve müreffeh hale getirmekte bütün kadroları sınıfta kaldığı gibi istihbarat çalışanları da sınıfta kalmış anlaşılan dedirten açıklamalara imza atıyor art arda. Duyduklarımızı söyleyenin ülkenin Cumhurbaşkanı olduğuna inanmak gerçekten çok güç. Zira cesaret ödülleri veren ve Büyük İsrail anlamına gelen BOP Proje planına eş başkan yapan ve iktidar da kalması için ne mümkünse yaptığı iddia edilen İsrail Devletini açıktan Türklere hedef gösteriyor. Haberiniz olsun ey millet İsrail’in topraklarımızda gözü var sıra en son bize gelecek durdurmazsak diyor. İyi de biz bunları 2013ten beri söylüyor idik ve Erdoğan ve taraftarları o zaman bize komplo teorisyeni muamelesi yapıyordu. Şimdi Erdoğan mı komplo teorisyeni olmuş oluyor yoksa istihbaratın mı haberi olmamış bu güne kadar İsrail’in bu saçma sapan hayalinden daha önce.. İstihbaratın haberi olmaz mı? Kimler konuşuyor size benzemez kimseyi dinlemeseler Haydar Baş Hocayı dinlerlerdir haykırarak söylüyor BOP’un arzı mevud hayali adı konan saçma sapan hayalin ürünüdür diye ve İsrail 22 Ülkeden toprak bölüp Büyük İsrail kurma planın da diye ki dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condelezza Rice de açıkça söyledi 22 Ülkenin sınırlarını değiştirecek bir proje BOP diye. Peki eşbaşkan diye arzı endam ederken istihbarat bunlardan haberdar olup Sayın Cumhurbaşkanımızı uyarmamış mıdır? Genelkurmay da zaten görüyordu tehlikeyi muhakkak ki Mustafa Kemal’e Asker yetiştirdiğini birinci çıkan üç komutan hanım efendinin nezdinde dünyaya gösterdi malum.

Aslında Genelkurmayın MİT’in Emniyetin haberdar olduğu ve defalarca kendi lisanları ile halkı da Devleti de bilgilendirdikleri aşikar. Keza biz de gazeteciyiz ama öyle aman aman bir istihbaratın sahibi de değiliz. Açık istihbarat haline gelmiş yazı ve makalelerden faydalanıyoruz bir de bazen Devlet Adamı olduğuna inandığımız siyasetçilerin konuşmalarından anladığımız kadarıyla biz bile tehditi görmüş ve kendi çapımızda uyarmışız. Gazete kapatılacak olunca Cumhurbaşkanının çevresi bizden haberdar oluyor gazeteyi kapatıyor da beraatimizi de elimize alıp kapıya dayanınca biz gazeteyi açması gereken kurumu da konuyu da kapatmaya çalışıyor ve hiç bizden haberi yok gibi davranıyor. Cumhurbaşkanı nereden tanısın bilsin duysun tabi ama çevresinin bizden haberdar olduğu aşikar gün gibi MİT zaten internette orijinal bütün yazıları okuyor olmalı ülke Cumhurbaşkanının ifadesiyle bu kadar tehdit ve tehlike altındayken. Zaten çare arıyor olması lazım halka sunmak ve mal etmek için Devlete ve millete. Neyse konuya dönelim bizden haberdar etmeye gerek görülmemiş olabilir. Çapımız ne yazdığımız yazının ne önemi olabilir? Ama bunu çok insan söyledi siyasetçiler dışında hiçbir uyarıyı mı kayda değer görmedi Cumhurbaşkanının çevresi ve bu gün bu itiraf niteliğinde açıklamaları yapıp milleti uyarmaya mecbur edildi adeta.

Saysam çok da Profesörler de vardı uyaran ünvanı olan olmayan bilim adamları emekli paşalar emekli subaylar emekli istihbaratçılar bazı gazeteciler ve nadir de olsa bazı küçük partilerin genel başkanları. Gelin görün ki Cumhurbaşkanına ulusal medya ve siyaset ille de sözde ana muhalefet hiç ikaz da bulunmadı neredeyse. Ana muhalefet demişken Özgür Özel hiç kasmadan açıktan destek atıyor artık AKP’ye. Gerek AKP’den devralınan belediyelerde geçmişi deşmeyerek, gerek Türk Evini yapmak için yapıldığı iddia edilen yolsuzlukları önemsizleştirerek hatta biraz meşruiyet vererek gerek AB Kapılarından umut arıyor gibi gözükerek gerek emekliye para olsa zam yapmak istemez mi Cumhurbaşkanı para yok deyiverip gazını alarak emeklinin memurun ve gerekse saçma sapan konuşmalar ile muhaliflerin umudunu kırarak hatta bazen Mansur Yavaş’ı açıktan hedef haline getirmelerine zemin hazırlayarak ki biz Uşak’tan da biliyoruz Ali Karaoba’ya ve il ilçe başkanına nasıl haksızlıklar yapıldığını ve Özgür Özel’in nasıl kendi aktörlerini itibarsızlaştırma operasyonlarına göz yumduğunu. Çoktur Türkiye’de buna örnek eminim. Tek suçları Özgür Özel ile Kemal bey veya Mansur Yavaş arasında kalınca güvenmek için Kemal beye güvenmeyi tercih etmek olan insanlara nasıl eziyet edildiğini Ankara’dan da yakınen biliyoruz. Keza bende Özgür Özel ve İmamoğlu’na güveneceğime Kemal bey ve Mansur Yavaş Başkana güvenmeyi yeğlerim. Kaldı ki benim de gönlümde yatan aslan hatta kuruluş ayarlarına ülkeyi döndürmek üzere Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı olmasıdır milletin kahir ekseriyası gibi. Gerçi Özgür Özel’de İmamoğlu’da bu gerçeği görmezden gelirken değiştirmeye çalışıyorlar ama millet bırakmıyor Mansur Yavaş’ı biz de milletine bağlı fertleri olarak bu aziz milletin iradesine saygımızla beraber Mansur Yavaş’ı bir an önce Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyoruz. Belli işte seçim olsa bugün Mansur Başkan aday edilse sayın Erdoğan’ın karşısına çalışmaya bile gerek olmaksızın seçim kazanılacak ve Cumhurbaşkanı ve hükümet değiştirilebilecek. Mansur Yavaş’ın kurduğu bir kabine düşünün ülkeyi kuruluş ayarlarına döndürene ve bakanlar yeniden parlamentodan gelinceye değin vaziyeti idare edecek. Her şartta başına ne gelecekten herkesten sonra haberdar olup İsrail’in planı bizim toprakları ele geçirmekmiş diyerek bize öğleden sonra günaydın Sayın Cumhurbaşkanım deme fırsat ve imkanını sunan eski BOP Eşbaşkanı Erdoğan’dan iyi yönetir ülkemizi ve her şartta daha güvende hissederiz bence ve bence bu tedirgin bekleyiş biter hepimiz rahatça işimize bakabiliriz çalışıp para kazanabiliriz Cumhurbaşkanı değişse. Cumhurbaşkanı değişse daha neler neler değişebilir kim bilir?

Evet Sayın Erdoğan’a Ortak akla Devlet aklına geri dönmek konusunda samimi ise destek olmaya varım şahsen  ve şahsen samimi olduğuna inansam bir daha hatırlatmam bile önceden BOP Eşbaşkanıyım diye arzı endam edip caga sattığı Esad’a katil Esad diye diye Prof. Dr. Haydar Baş’a komplo teorisyeni diye diye kin kusup düşmanlık ettiği günleri. Belki de bu son olur tüm kalbimle isterim yeter ki ülkemiz bir an önce nefes alsın ve yeter ki asgari müşterekler de de olsa bir olabilelim. Yeter ki ortak aklı devreye koyabilelim birbirimizin gücünden birikiminden faydalanıp. Yeter ki samimiyetimiz meydan da olsun ve şeffaf olabilelim nasa karşı. Yeter ki yaptığımız işin hesabını Rabbimize verebilelim. Devlete zaten hesap vermemizi gerektirecek bir potaya bile girmeyelim. Devletle terso kalma sakın baba nasihatıdır bize vergi borcumuz bile olmaz Devleteyse herkesten önce öderiz borcumuz ve Devlet büyüklerine saygıyı da Devlete saygı ve bağlılığı da asla terketmeyiz. Bu yüzdendir Valilik Özel Kalemde Emniyet Özel Kalem de Başsavcılık özel kalemde biz varınca gelmiş bizim Devletçi gazeteciler diye karşılar bizi ve Devletçi itibarı verir gerçekten her daim. Siyasetin Devleti bize karşı kullanması bile bizi Devletimiz ile karşı karşıya getirmedi getiremez Allah’ın izniyle ve biz kanundan adaletten zerre sapmadan iş görürüz ezelden bilinir huyumuz. Ama doğru ya doğru demeli diyebilmeliyiz yeri geldikçe vesselam ve saygılar…