Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

"İsrail'in tuzağına düşen siyasetçiler, bedelini siyaseten ağır ödüyor; ödeyecek.

Bildiğiniz üzere, açılım süreci adı verilen saçma sapan taviz sürecini Türkiye Cumhuriyeti Adaleti ve kolluk kuvvetleri, İç İşleri Bakanı yani siyasi olur olmaksızın ve beklemeksizin düğmeye basarak sonlandırmışlardı ve çetin bir mücadeleye girişmişti Devletimiz. Askerimizin, emniyetimizin bölgedeki görev yapan baş savcıların verdiği yetkilendirme ile beraber giriştiği operasyonlar yıllar sürdü ve yüzlerce şehide mal olsa da PKK terör örgütünün belini kırdı. O kadar ki, resmi açıklamalara göre dağdaki terörist sayısı 500'e kadar düştü. Tabii bu arada bölge halkının da siyasi duruşu değişmişti ve ne PKK ne de siyasi uzantısı HDP, halktan umduğu desteği bulamamaya başladı. HDP, Diyarbakır'da eskiden topladığı milyonları toplayamıyor; mesela şimdilerde 10 bin kişi bile toplayamaz hale geldiler, hiç bir mitinglerinde. PKK, işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliğin kol gezmesine rağmen ve bütün propaganda imkanları da ellerine verilmişken dağa çıkaracak kimse bulamaz hale geldi. Keza birçok il ve ilçede HDP teşkilatı bile kurulamaz hale geldi. Zira halk usandı ve ayrıca ihanetini de görmüştü PKK'nın. Tabii PKK ile mücadele sınırlarımızla sınırlı tutulmadı; Irak ve Suriye başta olmak üzere, sınırımızın ötesinde de PKK ve benzeri bölücü terör örgütleri ile mücadele tüm hızıyla sürdü ve sonuç aldı. O kadar ki, ne Kandil dağı ne Suriye'nin kuzeyindeki teröristler kıpırdayamıyor ve dağılma evresini yaşıyor. Hatta Suriye’de PYD güçleri ile ABD yetkilileri, silah bırakıp Esad ile uzlaşmanın çarelerini görüşüyor.

"Gelinen noktada, PKK fiilen lağv olma noktasına gelmişken ve artık propaganda alanı çok daralmışken; hatta bütün dünya Türkiye'nin bölünmesi gibi bir hayalin söz konusu olmayacağını anlamış ve BOP'u rafa kaldırmak üzereyken, PKK'yı lağvedip kardeşlik kuralım bahanesiyle, kardeş ve bebek katili olan ve kardeş kavgasının en önemli kışkırtıcısı Abdullah Öcalan’ı Millet Meclisi'nde, hem de HDP grup toplantısında konuşturmayı teklif eden Bahçeli, adeta PKK'nın sözcülüğünü üstlenmiş gibi davrandı. Tabii AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş hemen destek attı Bahçeli'ye; beklendiği gibi HDP de destek attı. Milletin hepsi şaşkın iken ne HDP ne de AKP'li yöneticiler, Bahçeli'nin açıklamalarına şaşırmamıştı ve daha ilk andan mal bulmuş mağribi gibi Bahçeli'nin gündemine sarıldılar. İşin acı olan tarafı ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının el yükseltmesi ve Bahçeli'nin dümen suyuna girmeye hazır olduğunu göstermesi oldu bana göre. Daha acısı ise CHP örgütleri ve tabanlarının Özgür Özel'in açıklamalarını duyup hop hop dememesi.

Peki, Bahçeli ve bütün siyasi partiler istese dahi terörist başının meclis kürsüsünden konuşması mümkün olabilir mi? Veya HDP, bütün Kürt kardeşlerimizin sözde haklarını savunmak üzere muhatap alınıp PKK adına masaya ve pazarlığa oturtulabilir mi? Ben bunun, devletimizin yetkilileri ve hukuk adamlarımız bu kadar uyanmışken, mümkün olmadığına eminim. Zaten bana göre Bahçeli de bilirdir bunu ama ölümü gösterip sıtmaya razı etmek nevinden, yarın APO hariç genel af sakızı çiğnemeye hazırlanıyor olabilir. Nasıl olsa genel af çıkarsa, 15 Temmuz ve FETÖ konusu da, yolsuzluklar konusu da veya diğer siyasi suçlar konusu da kapatılmış olacak. Genel olmasa bile, genele yakın bir af Bahçeli'nin ve kullandığı aktörlerin de birçok suçunun üzerini örtmüş olabilecek anladığım kadarıyla ama sokak röportajları izledim; dün sokaktaki herkes Bahçeli'ye çoktan vatan haini yaftasını vurmuş bile. MHP'lilere ve Türk Milliyetçilerine ihanet ettiğine eminim zaten ama vatana ihanet teşhisi tabii benim boyumu aşıyor olabilir. Lakin bu sözler, birkaç yıl önce edilse herkes vatan haini dedi, sarf eden. Benden söylemesi, bakarsın birkaç yıl sonra da herkes söyler; siyaset bu.

HDP, daha birkaç ay öncesine değin Bahçeli için muhakkak kapatılması gereken bir ihanet yuvası idi ve PKK terör örgütünün siyasi uzantısı idi ama bu gün kendi partisi gibi grup toplantısına APO'yu davet ediyor. Madem davet edeceksin, MHP grup toplantısına davet et; HDP adına konuşmak da nedir? Abdullah Öcalan adına konuşmuş, onun bile söylemeye cüret edemeyeceği sözleri sarf etmiş; HDP adına mı konuşmayacak? Diyebilirsiniz, haklısınız; derim çaresiz. Çaresiz seyrediyoruz olup biteni büyük şaşkınlık ile ama maskelerin düştüğünü ve halkın yüzleştiğini görmek memnuniyet verici. Açıklamaların ardından gerek AKP, gerek MHP ve gerekse CHP Genel Başkanları, kendi takipçilerince topa tutuldu ve milletimiz milli refleks nasıl verilirmiş gösterdi siyaset ve medya dünyasına. Kafalar karışık ve moraller bozuk tabii ki ama umudumuz var; bu işin sonunun hayra çıkacağına inancımız var. Zira bence milletçe teyakuza geçtik ve çarenin ortaya çıkmasını bekliyoruz; çareye doğru yürümek ve çare olacağa destek olmak için vesselam ve saygılar."

Yorumlar