Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

CHP, Keçiören'de kazanmasına vesile olan söylemleri yasaklı hale getirdi. Kuvayi Milliye demek kuruluş ayarları demek suç mu CHP'de

Kurucusu olduğum ve yıllarca Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım yazar kadrosunda Avukattan Psikoloğa Gazeteciden pedagoga bir çok meslek dalından işinde başarılı yazar kadrosu olan ve şehrin uzun yıllardır en çok okunan ve güvenilen internet gazetesi olan Uşak Haber Merkezinin yıllardır şehirde fetö vb. tarikat yapılanmaları ve yolsuzluk çeteleri ile mücadelesi Uşak halkının tamamının malumudur. Keza içimizde yetişen veya yaşayan insanların da her biri örnek insan gösterebileceğiniz bir yaşam biçimine sahiptir. İtibarlı ve imtiyazlı bir kadro olarak yıllardır şehirde bir siyasi mücadele de verdik gazetecilik ve haberciliğin yanı sıra. Bilen bilir bizler gazetecilik mesleğine girmeden ve gazetecilik işini icra ettiğimiz süreç de iken de Hocamız da dediğimiz Prof. Dr. Haydar Baş beyefendinin partisi olması hasebiyle Bağımsız Türkiye Partisine oy veren ve siyasetle de ilgisi işi olmayan hiç bir partiye üyeliği dahi olmayan bir insandım. Gazetecilik yaptığımız süreçde de keza siyaset hiç aklımızdan geçmedi. Çünkü biz bir tek Prof. Dr. Haydar Baş beyefendiye güvenebiliyorduk ve kimseye güvenemiyorduk. Nitekim bilenler bilir geçmişte Genel Başkanlar nezdinde bile ilgi gördük hatta bir keresinde o dönem CHP Uşak İl Başkanı olan şimdiki Milletvekili Ali Karaoba aradı ve dedi ki genel Başkan Uşak programı esnasında sizin ofisi ziyaret edecek akşam ki salon programında da seni kürsüye bizzat takdim ederek davet edecek sen evet dersen belki de seni Deniz Gezmiş diye bile takdim edebilecek dedi. Buna mukabil istedikleri birliktelik nişanesi bir giriş sayfası ilanı idi. Biz kabul etmedik hatta ben kabul etmiştim bu sefer Gazeteci Erkan Çuhadar ağabeyimin gönlü razı gelmedi Haydar Hocanın içinde olmadığı bir gurama da bulunmaya. Bunun üzerine teklifi geri çevirmiş idik.

 Diyebilirsiniz ki CHP'den aday adayı oldun? Sonuncu oldun. Nasıl siyaset yapmadığını iddia edersin. Hemen cevap vereyim Yıl 2014 Harita Mühendisi Ertan Özçaka ile beraber dönemin Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Harun Kayacı'yı İzmir'den havalimanından aldık ve Eskişehir'e bırakacağız araçla. Ertan Özçaka'da sıkı Haydar Başçı bir arkadaşımızdır ve 2002 Senesinde milletvekili adayı da olmuştu partinin ki sanıyorum kurucu merkez ilçe başkanı da olmuştu. Uşak'ta harita mühendisliği yapıyor idi şimdi bıraktı ki ihtiyacı da kalmadı çalışmaya neyse yolda Ertan Özçaka konuyu benim neden Haydar Baş Hocamın yanında olmadığıma bizim neden hakkımızın ısrarla yendiğine dair sorular sormaya başladı Harun Kayacı'ya. O da teskin etmeye çalışıyor tabi ama Ertan abi öfkelendi direksiyonu falan yumruklamaya başladı siz bizi neden görmezden geliyorsunuz? Nurullah, hocamın yanında olsa şimdiye çok büyümüştü o parti gibi sözler söylemeye ve sitem etmeye devam etti. Derken Harun abi döndü bana dedi oğlum sen bir şey desene şuna adam direksiyon yumrukluyor dedi. Ben de bunun üzerine Harun abi dedim CHP'de kuvvetle muhtemel ön seçim var ve benim CHP'de çok iyi bir karşılığım var izin verin bana ben CHP'den aday adayı olayım. Harun Kayacı hemen atıldı söze ve ilk söz sakın dedi sakın aday falan olma bir yerden. Çünkü biz CHP ile pazarlık halindeyiz yirmi vekil girecek CHP listelerinde seçilir yerlerden sen de içinde olursun. Dedim ki abi siz yirmi gelin işte ben de bir geleyim siz de destek atarsanız ben seçimi alabilirim dedim ki o zaman Ataparkı Erkan abi işletiyor halen ve saçıverecek paramız da var Harun abi dedi ki sen aday adayı olursan bizim pazarlık çöker zaten pazarlığın bir kısmı senin üstüne.

Ne yaparsın? Tabii bunları o zaman açıktan yazamıyoruz da kimseye bir şey de diyemiyoruz Hocam rahmetliye de ulaşamıyoruz çevresi örülmüş Kepeçi çetesi ile ki samimiyetsizliklerine zaten emin olduk. Nitekim Haydar Hocam rahmetli yıllar sonra 2019'daki bir görüşmemizde herkesin içinde dinledi beni ve hiç bunlardan haberim olmadı benim dedi. Neyse biz tabi çaresiz bekledik. Kemal Kılıçdaroğlu CHP vekil adaylığı müracaatının son gününe kadar işi sürünceme de bekletmiş olduk son gün BTP Genel Başkan Yardımcısı Fuat Şengül'ü arıyor ve CHP olarak BTP ile ittifak etme kararından caydıklarını belirtiyor. Biz de Meltem TV den duyuyoruz konuyu ve ben Harun Kayacı'yı arıyorum ve telefonunu meşgule atıyor ve geri de dönmüyor yani sizinle görüşecek bir şeyim yok demek istiyor. Tabii ne yapalım apar topar Erkan abi ile Ankara yolunu tutuyoruz ve bilmem kaçıncı maddeden yararlanarak CHP'ye üye olup aynı gün aday adayı müracaatı yapıyoruz müracaatın son gününde akşamüzeri. Derdimiz tabii ön seçim kazanmak değil zaten aday adayları çıkmış çok olmuş ilçelerde parti yemekleri tertiplenmiş herkes kendini tanıtmış ifade etmiş dokuz aday adayı var ve üyenin çoğu da kararını çoktan vermiş. Biz de tabii kendimize oy istemiyoruz diyerek hatipliğimizi sınavdan geçiriyor ve kürsü kabiliyetimizin ne kadar olduğunu asıl Ankara'dakilerin ve tabi kendimizin gözüne sokmaya çalışıyoruz. Gaye bu en azından aday adayı olmaktan. Nitekim yaptığım bütün konuşmalar da altını çizerek söylüyorum derdim vekil olmak değil sakın bana oy vermeyin ben de vermeyeceğim diyorum. Keza bana göre Haydar Hoca başımızda olmadan mecliste olmak çok anlamlı da değil o gün için.

Hatta aslında planımız son gün çekilivermek idi ama şimdiki belediye başkanı Yalım ve çevresinden Çavuşoğlu Dilek Hanım lehine çekilecek dedikodusu son anda yayıldığı için biz kontrpiye de kaldık algı da yanlış yerleşmesin diye de çekildik diye ilan edemedik. Neyse tecrübe oldu bize partilinin hepsini de tanımış olduk o da ayrı konu. Haydar Hocam vefat etmeden önce 2019 Mart seçimleri öncesi Meltem TV de bütün kurmaylarının içinde hem hakkımı teslim etti sağolsun böyle ekip böyle kadro Türkiye'de yok bizim teşkilatlar sıfır diyerek hem de beraber siyaset yapmayı teklif etti. Ama ben defalarca siyasi suikast girişimine maruz kaldığım sözde kurmaylarını gerekçe ederek ben bu adamlara güvenip yola çıkamam hocam dedim. Nitekim o gün yanımızda olan gençlerden CHP Eski Gençlik Kolları Başkanı Ali Rıza Tufan'a bizzat kendisi ilgilendi ve Ona MYK Teklif etti o da kabul etti. gerçi sözde kurmayları emrine uymadılar Ali Rıza Tufan'ı üye bile yapmadılar partiye o da ayrı konu.

Özetle kurmaylarının Haydar Hocayı zaten dinlemediğine de emin olunca başımızın çaresine bakmamız gerektiğine emin olmuştuk ve zaten çok sürmedi plandemi çıkardılar ve sonra Hocamı korona denilen hastalığa yakalandığını ve hastaneye yatırıldığını haberleştirdiler. Yaptığı birçok devrim niteliğinde siyasi hamleyi hiç haber yapmayan ulusal medyanın hastalığı ile özel ilgilenmesi bizi üşütmüştü ve samimi söylüyorum son gece hastaneden hastaneye sevk edildiği yönündeki haberin linkini bana Erkan abi atmış ve Nurullah bana sorarsan Hocamı ölüme götürüyorlar demişti. Günahları boynuna ama ölümü ve öncesinin iyi araştırılması halinde zaten pek çok gerçek de ortaya çıkacak Türk siyasetine dair ve siyasetin neden bu denli tıkandığına ve çaresizlik içinde el birlik kıvrandığımıza dair. Neyse Hocam vefat ettikten sonra plandemi biter bitmez biz hareketlenmeye başladık zira siyaset yapmayınca bu iş olmayacaktı belli ve belli Ankara'da olmadıkça Uşak'ta da olmak anlamını büyük oranda yitirmişti.

Ankara'ya gidecektik ve ulusal çapta haberler ve yazılar ile ulusal çapta hizmet verip ulusal çapta etki edecektik siyasete ve bize ihtiyaç olan sadece ofis vs. giderlerini karşılamaktı ki o kadarlık Ankara da kavuşacağımıza da çok hızla ilgileri üzerimize çekeceğimize de nerdeyse emindik. Bir tane Ankara Haber Merkezi kuracaktık bir tane Türkiye Haber Merkezi ve bunları kurabilecek ve bir kaç ayakta tutabilecek kadar ön sermayemiz de oluşmuş idi. Zaten zengin olmak gibi bir beklenti olmayınca ve adeta karın tokluğuna razı bir kadro ile çalışınca zor da olmayacaktı bizce tutunmak, kalemlerimize de güveniyorduk. Gittim Ankara ya kurdum bir karargah gözlemliyorum ve bir taraftan da kadro kurma çalışmaları yapıyorum diğer yandan Ankara'daki yerel ve ulusal gazetecileri dinliyorum. Yerel seçim de iyice yaklaştı derken Keçiören'in Ak Partili belediye başkanı Turgut Altınok Ankara adayı yapıldı ve ben dedim tamam biz bu yerel seçim de karargahı Keçiören'e kurarsak hem daha çabuk dikkat çekeriz hem de Mesut Özarslan ismi üzerinden kafamızdaki ve gönlümüzdeki Cumhurbaşkanı adayımız da olan Mansur Yavaş'ın dikkatine girmek de zor olmayacaktı. Biz de Keçiören Haber Merkezini kurduk ve yayımladık oradan üst üste Keçiören'e dair siyasi sosyal içtimai yazı ve Keçiören'e dair gözlem ve projelerimizi de tabii, bastık sponsorlu cebimizden parayla ve Keçiören sınırlarında 10 Binlerce insana eriştik.

Beklediğimiz gibi de oldu bütün siyasi parti adayları ile görüşmelerimiz oldu. Ak Parti adayı Zafer Çoktan'la da oturduk İyi Parti adayı ile de mesela. Keza Mesut Özarslan'la ilk karşılaşmamız da Özarslan'ı büyük bir krizin içinden çıkardım Alevi Derneğinde herkesin gözü önünde ki tersini de yapabilirdim inanın. Yani krizi körükle yedebilirdim. Nitekim güvenemediği için Özarslan mikrofonu kapattırdı ben konuşurken. Krizi tırmandırmak değil de bitirmek maksatlı konuştuğumu görünce de tabi memnun oldu rahatladı. Kaldı ki beraberinde gelen CHP'lilerin hepsi de alkışladı konuşmamı. Tabii aldık birbirimizin telefon numaralarını ve ondan sonra ara ara mesajlaştık ve ara ara yüzyüze denk geldik seçim süreci boyunca. Özarslan kimi yerlerinde tüylerim ayakta dinlediğim konuşmalarında maksadının sadece Keçiören belediyesini kazanmak ve Keçiören’i ihya etmek olmadığını, ülkemiz kuruluş felsefesine döndürülünceye değin mücadeleye devam edeceğini söylüyordu. her konuşmasında Ehlibeyte muhabbet ve hürmet arz ediyordu ve Atatürk ün izinde Kuvayi Milliye ruhu ile siyaset yapacağına dair yeminler içiyor ve bu uğruda görecekleri hiç bir tehdite pabuç bırakmayacağını ilan ediyordu doğrusu bize de samimi geliyordu bu konuşmaları hala inanıyorum samimiyetine bu da ayrı konu. Tabii bu da bizim çok hoşumuza gidiyordu ve anlaşılan mesajı doğru aldı Mesut Başkan ve bizi de anladı diyorduk ki çevresindeki insanlar da kendisi de saklamıyordu farkımızı ve hakkımızı teslim ederek biz asıl seçimden sonra beraber olalım ve bu mantıkla gazetecilik yapılsın Keçiören'imiz de diyorlardı.

Sanıyorum biz Özgür Özel'in bazı çıkışlarını Keçiören Haber Merkezinde eleştirince birden ulaşamaz olduk birbirimize. Bize her yazı sonrası teşekkür eden mesaj atan arayan Mesut Özarslan aramaz olmuştu. Tabii işimiz bitti artık sen yoluna biz yoluna demek istemişte olabilirlerdi değerimizi bilememiş bizi yeterince anlayamamış da olabilirlerdi veya başka kafa karışıklıkları da yaşamış olabilirlerdi bilemiyorduk ve bu esnada Uşak'ta zaten çok mesaimi çalıyordu ve Uşak'a zaman ayırmak zorunda kalıyordum Keçiören'de de olsam ve zaten ekipman olmadan da Keçiören Haber Merkezini yürütmek mümkün görünmüyordu. Zaten üç aydan daha fazla kendi cebimizden vermişiz personel giderini sponsor bedellerini tabi dayanabilecek gibi değildi durum ve çaresiz Uşak'a dönmüştük. Zira geçmişte Milletvekili iken Kemal Kılıçdaroğlu talimatı ile ofisimize geldiğini ve Kemal beyin beraber olmayı teklif ettiğini ve Genel Başkan tarafından grup toplantısına davet edildiğimizi bize söyleyen ve Kemal beyi reddetiğimize bizzat tanık olan Özkan Yalım tüm bu gerçekleri bildiği halde ve şehirdeki önem ve çağımıza da hakim olduğu halde, Uşak'ta bizim arkadaşların hiç hoş karşılayamayacağı fiillere imza atıyordu ve bizimkileri de zaten saydığı ettiği yoktu. Mümkün olsa görmezden gelecekti bunca okunurluğu ile Uşak Haber Merkezini. Ve güya ulusal medya ile işini çözecekti. Mecburen Uşak'taki arkadaşlara da omuz olma adına ve tabii ki biraz da maddi şartların yeterince oluşmaması sebebiyle bir süre daha Uşak'ta mesai harcamak durumunda kalmıştık. Dolayısıyla Mesut Özarslan ve ekibinin anlamsız soğuğuna ve ulaşılamamasına bir cevap bulamadan Uşak'ı yeniden karargah edindik. Hala sırrına ermiş değiliz tamamen tesadüfen, yoğunluk vb. gibi sebepler de olabilir tabi dinleyip öğreneceğiz inşallah yakın süre de kendisi ile de bir araya geliriz herhalde. Zira yaşadıkları ruh hali yine aynı gördüğüm kadarıyla ekipçe ve ekipçe Mansur Başkanla da bir sorunları olmadığı gibi Özgür Özel'in de haleti ruhiyesinin farkındalar. Şimdi de nerde kalmıştık demek üzere ve yine Ankara'ya dönük planlarla beraber Keçiören Haber Merkezi planını da kaldığı yerden yeniden devreye koyma kararı aldık. Bu arada siyasette artık gözümüz olabilir siyasi makamlarda da bundan böyle ve bilinsin ki biz geliyoruz samimi kuvvacılar geliyor.

Yorumlar