Bahçeli bitmiş PKK'nın bitik elebaşını siyaseti iflas etmiş teşkilatlarını ayakta tutamayan HDP'nin kürsüsüne çıkarabilecek mi?
Bildiğiniz üzere Devlet Bahçeli gerek sistem değişikliğindeki gerek Erdoğan'ın alternatifsiz tek kurtuluşumuz olduğun yönündeki iddiasını ve gerekse Anayasa değişikliği ve paralelinde APO denen bebek katili vatan haininin TBMM kürsüsüne davet etme saçmalık ve ihanetini dayatmaya devam ediyor. Üstelik küstahça ve despotça sanırsın Ordusu Yargısı ile bütün Devlet kurumları ile görüşmüş bir ortak plan dayatırcasına bir Devlet kararı açıklarcasına yapıyor bu dayatmayı ve edep haya da tanımıyor ilim irfan da akıl mantık da tabi. Neden öyle dedin? Demeyin açıklamalarının akılla da bilimle de izanla da gerçekler ve bilimle de ne kadar tezat olduğu hepimizin malumu kimimiz yüzleşmek istemese de hala. Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu'nun ülkücü camia ile ilişkileri çok eskiden beri iyidir hepiniz bilirsiniz ondan duyuyorum tanıdığımız ve sevdiğimiz hiç bir eski ocak başkanı veya ülkücü arkadaşımız yüzümüzü yerde koymadı hepsi de Bahçeli'nin vicdanlarımızı ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatan sinirlerimizi zıplatan açıklamalarına bizim gibi tepkili bizim kadar açıktan dile getirmemeyi tercih etseler de kimileri kimileri de zaten sağ olsunlar açıktan tepki verdi biz bu oyunda yokuz diyen de oldu biz bu oyunu bozarız diyende Bahçelinin kurduğu şeytani oyuna dair.
Şeytani dedim çünkü iktidardaki geleceğini sağlama almak istiyor gibi gözüktüğü ve alternatifsiz liderimiz Odur başkasını aday göstermemiz de başkasına Cumhurbaşkanlığı koltuğu teslim edebilmemiz de mümkün değildir başkaca çare de yok çare sorduğunuz da yok dercesine konuşup, Cumhurbaşkanlığına devam etmeye zorladığı Recep Tayyip Erdoğan'ı da kendisi ile beraber yakma planı yapıyor Bahçeli bana göre. Zira bir dönem açılımcı da oldu Diyalogcu da oldu BOP'çu da oldu sayın Erdoğan ama bir dönemden sonra da samimiyetini sorgulayabilirsiniz ayrı bir konu ama fetö başta terörle de mücadele etti. Hepimiz de biliyoruz ki terör zaten bitme noktasına geldi siyasete rağmen ve dağda eşkiya besleyemiyor çünkü halk desteği kalmadı. Çünkü açılım bitince yaşananlardan sonra amacın başka olduğunu halk da anladı keza Devleti boğmanın ve toprak bölmenin hayal bile olmadığını da anladı bölge insanı ve dağdaki eşikyayı beslemek mümkün olmadı. Keza dağ da yaşamayı göze alan da olmadı eskisi kadar cezaeviyse giriyor askerlikse yapıyor insanlar ve dağa çıkıp Devlete kıyam etme kafasına gelmiyor artık ve kimse dağda yaşamayı tercih eden azık yollama gereği duymuyor. Karnını zor doyuruyor zaten insanlar ayır konu ki açılım sürecini fırsata çevirip bombalı tuzaklar kuran ve sürecin bölünmeyle sonuçlanamayacağını anlayınca tüm kalleşlik ve hainliğini ve dahi caniliğini meydana koyan PKK'dan bölge halkı da nefret eder hale geldi.
Siyaset anlamak istemese de halk anladı bu işlerin Devlete rağmen olmayacağını siyasetle anlaşmanın yeterli olmadığını ve siyasetten desteğini tamamen çekti. Bu sadece HDP'ye veya o bölgeye has bir durum da değil. Genel olarak halk ilgiyi ve desteği neredeyse tamamen kesiti siyasete ve kimse siyasetçiye güvenmiyor. halk desteği alıp. HDP Teşkilatlarını kumaya namzet kimseler de çıkmıyor eskisi kadar, eskimiş aktörlerle algıları yöneterek sosyal medya üzerinden işi yürütmeye hala varmış gibi görünmeye çalışıyorlar bütün partiler de sahayı terk etmişken her anlamda iflas etmiş haldeler ve halkta ciddi karşılıkları da kalmadı esasen oy alsalar da. Özetle halk ne PKK'nın ne de siyasi uzantısı HDP'nin yaşamasını istemedi ve bu bir milli irade oluşturdu bu milli iradenin gereği Emniyet ve kolluk güçlerine, yargı ve istihbarata yansıdı ve siyasete rağmen o Cumhuriyet kurumları eli ile iki yapı da bitme noktasına getirildi. Tam bu esnada Bahçeli imdada yetişir gibi bir taraftan Erdoğan güzellemeleri yaparken diğer yandan APO Güzellemelerine ve kardeşlik söylemlerine girişti. Ne amaçladığı açık ya bölüneceğiz ya iç savaş çıkacak biz kürtlerle başka türlü kardeş olamayız en iyisi APO'yu meclise çağıralım o durun silah bırakın desin. Tabi bu arada Erdoğan'ı da kendisi ile birlikte yüce divanlık etme ve bütün Devlet adamı prestijini ve fetö ile mücadelesi dahil terör örgütleri ile mücadelesinin siyasi katkısını da sıfırla çarpacak gerekirse. Erdoğan bu tuzağa düşer mi? Yaşayıp göreceğiz şimdilik ağırdan alıyor ve Bahçeli'de huzursuz ve tedirgin tabi Erdoğan'ın bu APO yarenliği pek de hoşuna gitmemiş gibi tavırlarından.
Biz Kürt'ler ve Türk'ler iki ayrı halk iki ayrı ırk da değiliz iki ayrı kültür de değiliz ve zaten BİR!'iz ve kardeşiz ne APO'ya ihtiyacımız var kardeş olmamızı hatırlamamız için ne de Bahçeli'ye veya Erdoğan'a? Biz kürdümüz lazımız boşnağımız hepsi de yerine göre yörüktür ve de her daim Türk'tür. Ben kendimi ifade ederken hep derim Kürt olarak dünyaya gelmiş olsam da hissederdim damarlarımdaki asil kanı ve hep derim Kürtler evvela Türk'tür sonra Türkün içinde kürt, Kürt olmaktan onur duyuyorum dedi bir kürt kardeşim aynı zamanda Türk'le yaşamaktan ve Türk'e kardeş ve omuz olmaktan da. Dedim ki Türk'sün de aynı zamanda tabii ki dedi önce kürdüm sonra Türküm fark etmez dedim ben de önce kürt sonra Türk olayım kürdün halinden bizden iyi bilen mi var? Diye ekledim doğrusun dedi biz kardeşiz ve hepimiz bir bir milletiz. Aklın yolu bir değil mi zaten? Sahi Kürdün ilinden bizden iyi anlayan mı var? Bizden çok mu seviyormuş Kürtleri İngilizler? Veya bizden çok mu seviyormuş Ahmet Türk melesa, Selahattin Demirtaş veya elebaşları Kürdün çocuğuna kıydığı için bebek katili dediğimiz ve nefret beslediğimiz Öcalan? Bizden iyi savunacak mı varmış kürdün hakkını bir haksızlık yaşıyorsa ki hepimiz eşit şans ve fırsatlara sahip insanlar ve vatandaşlar olarak geliyoruz dünyaya.
Bu coğrafya hepimizin batısı doğusu kuzeyi güneyi içi olmaksızın her tarafı hepimizin ve beraber bu coğrafyanın da dinimiz başta olmak üzere ortak değer yargılarımızın ve değerlerimizin de bekçisiyiz. Yedirmeden Uşak altın madneinini veya Diyarbakır petrol madenini ecnebiye kendimizde yiyemesek de gelecek nesillerimize aktaracağız hep beraber. yeter ki ayrık otları bir temizlensin ve fitne çıkaranlar susturulup baş kestiren değil savaş kesen sözler sarfedenler konuşsun bir olalım beraber olalım isteyip bir etmenin ve bir olmanın gereğini yaşayanlar ve bilenler konuşsun. Yeter ki işimiz ehline sorulup ehline teslim edilsin. Ben şahsen Devletin; Cumhurbaşkanlığı makamına çıkardığı hiç bir ismi dünyaya rezil olabileceği ve tarihe ve Devlet kayıtlarına Allah muhafaza suçlu kötü geçebileceği bir riske atabileceğini tahmin etmiyorum ve şahsen Devletin gerekli uyarı ve bilgllendirmeler ile aydınlatarak ve arka planı da ortaya koyarak Erdoğan'ı bu tuzaktan kurtartacağına inancım tam. Cumhuriyet güvenenin yüzü yerde kalmaz siyasete güvenen yarı yolda satılır.