Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Özkan Yalım kafasına göre takılıyor, ne Hukuk dinliyor ne akıl veya bilim peki neden bu kadar cüretkar sizce?

Nostalji olsun diye milyonları savurmayı göze alacağına gel de önce çürüyen alt yapıyı çöz suyu veremedin 18 saat

Adamın biri bir ev almış ve aldıktan sonra demiş ki eve hitaben ey güzel evim bir gün yıkılacak olursan birden başıma yıkılma haber et de altında kalmayayım. Yıllar yılları kovalamış tabii ki her eşya yada varlık gibi yıllar evi de eskitmiş ve bir gün ev göçmüş. Evin altında kalan ev sahibi hiddetle eve seslenmiş hani yıkılmadan önce haber verecektin bana? Evin dile gelecek hali yok ya komşusu konuşmuş ev adına adamın göçük ve harabe ev ile kavga ettiğine tanıklık edince. Bre ahmak demiş ev senin tenbhine uydu ve aslında çatlayan duvarları ile konuştu çürüyen tavan tahtaları ile konuştu. Yıkılmak üzere gelmeden haber verdiği gibi yıkılmak üzere iken de haber etti aslında ve biz komşuların bile bu gün yarın bu ev göçer ama inşallah kimse başına kalmaz diye dua eder olmuştuk ama sen tıkadın gözünü kulağını hissiyatını ev göçene dek gafil gezmek işine geldi göçtükten sonra kavgasını vermen nafile. Bizim Uşak Belediyesinin işi de o hesap oldu çürüyen alt yapı ile yüzleşmesi için illa ki suların evlere ve iş yerlerine ulaşamaz hale gelmesi gerekti. Halbuki işin ehli bilmez mi alt yapının çürümeye yüz tutmuş olabileceğini ve her an arıza çıkarabileceğini? Elbette bilir ama ne gam belediye başkanı sosyal medyadan yalanlarla dolanlarla akıl almaz hayallerle milleti kandırıp avutuyor. Suları akıtmaz hale gelsin alt yapı o zaman bakarız.

Alın işte baktınız saatlerce koca şehir susuz kaldı ve koca şehir üzerinizden geçti adeta sosyal medya da. Sözde itfaiye almak üzere Almanya'da olduğu sanılan ve fakat itfaiyeyi 2000 Model bir hurda halinde İstanbul belediyesinden alıp dönen ve hiç kimsenin ne kafa yaşadığını anlamadığı Özkan Yalım'ı topa tuttu. Kimisi şehrin alt yapısı çürümüş çökmüş millet aç bilaç sen keyfekeder nostaljik tramvay yapacağından bahsediyorsun önce suyumuzu getir demiş. Kimi de Yalım'ın Avrupa'dan beri gelmediğinden dem vurarak görevin başında durmayacaktın neden seçildin demiş.

Söz yeri gelmişken biraz da biz söyleyelim tramvay bizim neyimize sahi Uşak olarak? İşe yaramayacak ise kimse kullanmayacaksa ne gerek var bu yoklukta? Sahi nostalji derken tarihin hangi döneminde İsmet Paşa Caddesinde tramvay var imiş ki nostlajisini yaşayıp yaşatacağız. Haydi İstiklal Caddesini anladıkta Uşak'ta ne alaka nostaljisi işin. Eski belediye binasından Atatürk Anıtının önüne kadar yürüyüş hızında bir tramvay kimin ne işine yarar? Zaten elektrikli otobüslerin aslı astarı da çıkmadı çıkacağı da yok şimdi yılbaşında başlayacak derler imiş. Hep yalan hep riya özetle. Yalım'ın ne halkın susuzluğu umurunda ne de açlığı. Haydi gençlere iş bulmayacaksınız anlaşıldı çalıştırdığınıza da asgari ücret üzerinde para vermeyeceksiniz Madem nostaljik tramvay yapabilmek için bütçe ayırabiliyorsun o halde ihtiyaç sahibi öğrencilere burs aç veya ihtiyaç sahibi ailelere kömür veya gıda yardımında bulun hiç değilse ki aslında şu şartlarda sosyal belediyecilik bile doğru değil. Belediyenin zaten yardıma muhtaç halde olduğunu biliyoruz.

Son olarak şunu da belirtmeden bitirmeyelim yazıyı; meclis üyelerinin yetkilendirmesiyle de olsa Özkan Yalım'ın geçerken pazardan elma alır gibi otobüs alması veya kendi kafasına göre itfaiye aracı satın alması halkın çok tepkisini çekiyor. Zaten Ali kıran baş kesen tavırları ve kendini beğenmişlikleri kimsenin hoşuna gitmiyor ve zaten son günlerde sorun yok imajı sergilemek adına birlikte etkinlikler de görüntü veriliyor olsa da örgütle de ciddi sorunlar yaşıyor biliyoruz. Bir sefer olsun alırız diye oy veren bazı emekliler bir sefer de olsa maaş alamamanın acısı ile mırıldanıyor işten çıkartılan 500 civarında insan ve aileleri de keza intizar da Özkan Yalım'a ve dolayısıyla Partisine. Hal bu iken ve her yerde belediyedeki şaibeler konuşulur iken ve belediye batık halde alt yapısı üst yapısı ile çökmeye ve çürümeye yüz tutmuşken aklımda demek gerek diye düşünüyorum. Zira ortalık çok kötü ve Savcılar İç İşleri oluru aramaksızın düğmeye bassa şaşmam. Ortada yukarısı diye bir şey kalmadı ve yukarısı adeta bölücülerle kardeş olma yarışına girmiş halde. Hepsi de HDP ve PKK ya yaranmaya çalışıyor, sorarsan Kürt vatandaşlarımızın oyunu almak için. Ama gerçek bu da değil bence ve bence yukarıda sandıklarımız pek de yukarı da değiller ve herkes kendi sorumluluğunun derdinde. Bir zaman baş tacı edip imtiyazlı davrandıkları torpil yaptıkları insanlara bir anda vatan haini fetöcü yaftası vurup paketleyen de yukarısı değil mi nihayetinde? Nihayetinde güven vermiyor şu anda siyaset ve Devlet yetkilileri inisiyatif alabilir ve bu da siyasetçiler için risk içerebilir benden demesi. Son hatırlatma savcıların adı boşuna Cumhuriyet Savcısı değil.

Yorumlar