Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

En Mukaddes Sırrım

  

Ayrılsak ta zahirde terk etmedi, edemedi gönlüm seni bâtında. Yine hayalin var karşımda ve ne zaman gözünü gözüme çaksan bir an, gözlerinden gönlüme kıvılcımlar kayıyor yine ve kendimden geçiyorum..Adını sayıklıyorum, kendi adımı unuttuğumda..Ama bunu kimse işitmemeli. Sessiz bir çığlıksın busene hasret dudaklarımda. O dudaklar ki son öpüşünle mühürlendi ve senden gayriyi öpmedi. O dudaklar ki ismini söylemekten ibarettir dünyadan aldığı keyif. Seni senden bile gizliyorum artık. Ve bilirim ey sevgili   seni mahşere dek bir mukaddes sır olarak saklamalıyım..

Bahar geldi neyleyim, umurumda değil sensiz baharlar… Bu fakir hanemin baharı sensin. Gecelerimi ıslatan yağmur; kainata bahar şarkılarını mırıldanırken, kapım çalar diye umutla bekliyorum ve çalan her kapıya sen diye koşuyorum..Bilirim güzeller şahı sevdiğim gelemezsin, kıramazsın ayağındaki prangaları lakin ben yinede umutla sen diye koşuyorum kapıya… Ortak Dostlarımız var senin hiç görmediğin ismini bilmediğin. Onlar yoklar beni arasıra. Onlar seni iyi tanırlar, seni anlatırım onlara her gece. Hiç bıkmadan dinlerler hayranlıkla, gerçi kim bıkabilir ki seni dinlemekten. Bazen kıskanırım seni onlardan, hayranlıklarını gizleyemeyip gözlerinden okuduğum vakit. Susarım o zaman saçma bulsalar da bu kıskançlığımı bilmezler ki. Ben seni göğün göğsündeki yıldızlardan kıskanmışım be göz nurum. Kendimden, senden kıskanmışım… Gece ilerleyip herkes çekilince, kainat zifiri karanlığa bürünüp sokaklar ıssızlaşınca ben sana yazıyorum. Uykulara dargınım be gülüm seni bana getirmiyorlar... Eskiden getirirlerdi arada seni bembeyaz elbiselerle içinde. Senin olmadığın rüyalar görmektense uyumamak evladır güzeller güzeli..

Sabah ezanıyla birlikte sokağın öbür başından gelen ayak seslerini hep sana yoruyorum... Böyle avutuyorum sensizlikte kendimi belki de. Şarkılar kime söylenirse söylensin ben sana diye dinliyorum… Türküler doluyor loş odama... ”Ahu gözlerini sevdiğim dilber, sana bir sözüm var diyemiyorum” dediğinde Neşet Ertaş ahu gözlerini sevdiğim dilber sen oluyorsun. Sözüm olup da söylemeye utandığım yar sen oluyorsun. ”Bilmem deli miyim? Mecnun gezerim, sırrımı ellere veremiyorum” diye sürerken türkü, deli olan Mecnun gezen ben, ellere veremediğim sır sen oluyorsun.  “Helal olsun al yanaktan aldığım el uzatıp gonca gülün derdiğim. İnce belini tatlı dilini sevdiğim kırılsın kollarım saramıyorum” dediğinde al yanak seninkiler, saramadığım o ince o nazik bel senin oluyor...

Evinizin etrafında pervane olmalıydım, araladığında perdeyi gördüğümde gül yüzünü..Seni bana lütfedeni haykırıp  müthiş bir cezbe ile gayri ihtiyari Allah demeliydim…Sonra kapandığında perden. Gözlerim ışığa kapanmalıydı. Saadete, mutluluğa kapanmalıydı… Kapanmalıydı karanlık kuyu dibini andıran gözlerim ebediyen.. Ama bunu hiç kimse bilmemeliydi… Seni Mahşere kadar saklamalıydım.

Hayalini alıp karşıma saçlarına güller takıyorum şimdi, hem sağına hem soluna… İki gülün arasında güllerin en güzeli var güller şahı yani sen varsın.. .Gülümsüyor sonra dudakların ve güller açıyor yanaklarında. Öpmeye kıyamadığım iki yanağında iki gül daha görüyorum kabrim olsun diye niyaz ettiğim gamzelerini görüyorum.. Güller şahının saçının iki yakasında taktığım güller; yüzü ise ondan daha güzellerini barındıran bir gül bahçesi. Bana bakıp gülümsüyor ve böylece ben; senin işe yaramaz şairin, bahtiyar oluyorum. Saadet doluyorum..Öyle ki o an cennetinin bahçelerinden timsaller barındıran gül bahçesi cemalini seyrettikçe doyamıyor ama  dünyanın en bahtiyar kölesi ben oluyorum senin azaldı gönüllü kölen..Ama zahirde ben, bâtında sen terk ettikten bir müddet sonra hayalin de beni terk etti..Şimdi yapayalnızım ıssız fakir odamda kimsesiz..Tek tesellim olan hayalin bile uğramıyor yanıma. Rüyalarıma da uğramıyorsun artık…Uykularım kısa kalıyor sanırım, sen gelmeden uyanıyorum.

Yorumlar