Uşak bilindiği gibi tüm Türkiye'de iki özelliği ile çok öne çıkar. Birincisi Aşıklar Kenti olması, ikincisi ise Kuvvai Milliye ateşinin ilk yakıldığı kent olması.Kurtuluş Mücadelesi öncesi Yunan'ın işgaline çevre illerden hemen hiç birisi kayda değer bir tepki vermezken; hatta Kütahya, dönemin Kütahya Valisinin de zorlaması ile nerede ise Yunan'a teslim edilmişken, Uşak'ta Kuvvai Milliyeciler en başından itibaren Yunan'ın işgalini kabullenmemiş, özellikle Gediz, Simav, Eşme, Sarıgöl, Alaşehir tarafından da gelen destek ile beraber, kendilerinin hareket alanını daraltmak maksatlı önlemler alan, hatta yakalattığı bir çok Kuvvacıyı, vatanı savunmak değil ama uyduruk bazı gerekçeler ile (asayişi bozmak gibi) hapse attıran, dönemin Uşak Kaymakamı Ahmet Tevfik Bey'e karşı kıyam ederek, adeta ihtilal yapmış ve aslında vatanı savunmak dışında hiç bir suçu bulunmayan hapisteki Kuvvacıları serbest bırakırken, Ahmet Tevfik Beyi azlederek hapse atmışlardır.
Kuvvacılar ayrıca, ihtilal niteliğindeki bu davranışlarını, Osmanlı Hükümetine bir telgraf ile bildirmişlerdir. Osmanlı (İstanbul) Hükümeti ve padişah Kuvvai Milliyecilerden Kaymakamın salınıvermesini, kendisini Burdur Kaymakamlığına sürgün olarak vazifelendirdiklerini bildiren bir telgraf ile beraber talep eder. Osmanlı Hükümetinin bu isteğine, yeni kaymakam atan(ma)ması kaydı ile Kuvvacılar olumlu yanıt vermiş ve Kaymakamı hapisten salıvermişlerdir. Ahmet Tevfik Bey daha sonra Burdur'a Kaymakam olarak sürülmüştür. O günden sonra bildiğim kadarı ile bir daha Uşak'a kaymakam atanmamıştır. Ta ki Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurup yeni kaymakamı atayıncaya kadar.
Bu hikayeyi sizlere anlatışımın sebebi; Uşak'ın tarihsel seyirdeki önemini ve Uşak halkının bağımsızlığına olan düşkünlüğünü, aynı zamanda Atatürk'e olan sevgisini, yukarıdakilerin de, yani malum milletvekili adayını atayanların da çok iyi bildiğini hatırlatmaktır.Yani bu zevatı aday diye buraya gönderenlerin, Uşak halkının bu konudaki hassasiyetini ve refleksini çok iyi bildikleri halde, niçin bu davranışa girmiş olabileceklerini sorgulamanızı istediğim için bu tarihi hakikati sizlere hatırlatma ihtiyacı hissettim. Gerçi bizim köşe yazarlarımızdan Ramazan Güner'in 10 Kasım tarihinde özel sayı olarak çıkarttığımız ve o güne mahsus olmak üzere beş bin adet baskı yaptırıp dağıttırdığımız, Son Nokta Atatürk Gazetesi'ndeki köşesinde ve ertesi günde Uşak Haber Merkezi'nde yayımlanan köşe yazısında aylar önce dile getirmişti ama ben yine de hafızaları tazeleyelim istedim.
Neden oluşabilecek huzursuzluğu bildikleri halde, malum şahsı aday olarak Uşak'a göndermiş olabilirler acaba? Ak Parti yöneticileri bu adayı buraya göndererek toplumu germeyi mi hedeflemektedir? Ya da refleksleri yoklamak maksatlı bir deney mi yapmaktadır, bilinmez. Zira elimizde niyet okuyucu yok ama şurası bir hakikat ki; gerek Facebook, Twitter gibi sayfalardaki paylaşım ve yorumlar incelendiğinde, gerek sitemize gelen yorumlar incelendiğinde (hakaret içerdiği ya da suç unsuru oluşturabileceği veya toplumu infiale sürüklemek maksatlı yazıldığını düşündüğümüz için onaylamadığımız yüzü aşkın yorum da var) karşınıza çıkacak tablo şu: Ak Parti Genel Merkezinin verdiği bu düşüncesizce ya da altında hinlik kokan karara, her çevreden çok ciddi tepkiler yağıyor ve bu tepkiler, zaman zaman ileriye dönük endişe verici bir hal alabiliyor. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Uşak'lı vatandaşlarımız, lütfen tepkilerini abartmasınlar, elbette misafirimizdir baştacı etmeliyiz demeyecek, diyemeyeceğim de, ama yine de ölçüyü kaçırmadan eleştirmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Bizler Uşak'lılar olarak bize demokratik yollarla seçmemiz için dayatılan bu adaya, tepkimizi demokratik yollarla vermeli ve hududunu doğru belirlemeliyiz. Özellikle Facebook ve Twitter üzerinden yapılan yorumlar ve paylaşımlar da hakaretler edildiğine, hatta dükkanıma gelirse tepkim farklı olur nevinden tehditvari yaklaşımlar içeren sözler sarfedildiğine, şahit oluyorum ve bunu asla tasvip etmediğimi ve etmememiz gerektiğini hatta bu hususta birbirimizi uyarmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Ak Partisi'nde politika yapan bir çok arkadaşımın da bu adayın Uşak'a atanmasını asla onaylamadığını bilmekteyim. Onların da bu durumdan hoşnut ve memnun olmadığına, onların da huzursuz olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Elbette ki Atatürk'ün eniştesi olduğu bir kentin sakinleri olarak, Atatürk'e Anadolu coğrafyasında ilk omuz veren insanların torunları olarak; yani Uşak'lılar olarak Atamıza hakaret eden, O'nu sevmek zorunda olmadığını açıkça kamuoyu önünde beyan eden, bazı illegal örgüt bayrağı olduğunu düşündüğüm bayrakların altında verdiği pozlarla, ulusal gazetelerde arzı endam eden adamın, Milletvekilimiz olmasını, hatta aday dahi gösterilmesini istemediğimizi belirtmek hakkımız. Ama bilirsiniz ki hakkımız, başkalarının haklarına girdiğimiz çerçevede bitmiş demektir. Bir haksızlığa isyan ederken kendimiz başka haksızlıklara sebep olmamalı, ayrıca kentimizin ulusal çapta kötü anılmasına sebep olabilecek davranış ve tutumlardan kesinlikle kaçınmalıyız. Bu davranışa verilebilecek en güzel cevap; sandıktan çıkacak olan sonuçtur, tepkilerimizi daha çok sandığa saklamamız gerektiğini vurgulayarak yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Anlaşılan o ki Uşak Halkı; "Atatürk Olmasaydı da Olurduk" gibi, abuk subuk sözler sarfeden bu kişiyi değil kendini temsil noktasında, aday noktasında görmeye dahi tahammül edemiyor. Ulusal basında da Atatürk'e hakaretleri ile tanınan bu zatın, özellikle Milletvekilimiz olması halinde, Uşak ilinin başka memleketlerde yaşayan insanlar tarafından Atatürk sevgisi sorgulanan bir il haline geleceği, bu kişinin vekil seçilmesinin sanki Uşak halkının bu kişinin sözlerini ve düşüncelerini onayladığı anlamının çıkartılacağına ilişkin benim de paylaştığım haklı kaygıları var. Düşünsenize bu zat Milletvekili seçilmiş ve Uşak Milletvekili sıfatı ile Meclis kürsüsünde ya da basın önünde Atatürk ile ilgili yine saçma sapan sözler sarfediyor. O sırada tüm Türkiye sadece bu şahsa değil bütün Uşak halkına tepki gösterecektir ve bu durumu bir an düşünmek bile insanı adeta çileden çıkartıyor.
Ben şahsen, Uşak Halkının bu yanlış kararı veren ve daha ilk günden tepkileri görmesine rağmen, YSK'nın tanıdığı süre içerisinde verdiği karardan dönmeyip inadında ısrar eden Ak Parti Genel Merkezi'ne ve Uşak'ta kendisine oluşan tepkiyi çok iyi bilmesine, adaylığı sebebi ile Uşaklının nasıl gerildiğinin apaçık ortada olmasına rağmen dün itibarı ile kentimize gelme cüretini gösteren bu zevata cevabı sandıkta en güzel şekilde vereceğinden zerre kuşku duymamaktayım ve bu zatın Uşak Milletvekili olmasının kesinlikle mümkün olmadığına adımın Nurullah Çavuşoğlu olduğuna inandığım kadar inanmaktayım. Ama ben bekledim ki; YSK'nın verdiği süre dolmadan Ak Parti Genel Merkezi yaptığı hatayı farkeder ve adayını geri çeker ya da bahsi geçen isim Uşak'a hiç gelmeden seçim süreci biter. Bu yüzden de ne internet sitemiz ne de gazetemizde herhangi bir olumsuz haber ya da bir köşe yazısı yayımlamadık. Ama malesef beklentimiz olmadı. Uşak halkının tepkilerine kulak asmayan Ak Parti Genel Merkezi, kararından vazgeçmek çok kolay iken ısrar etme yolunu seçti. Aday arkadaşta dün itibarı ile kentimize gelerek ilk seçim çalışmasını da Kabaklar Köyünde gerçekleştirdi.
Bu arada görüştüğüm bir üst düzey Ak Parti yöneticisi arkadaş ile aramızda geçen diyaloğu sizlerle paylaşmak ve bu husustaki düşüncelerimi de sizlere aktarmak isterim. Arkadaşa ben Uşak'taki bahse konu aday arkadaş aleyhinde oluşan tepkiyi aktarıp, endişe ettiğimi ifade etmeye çalışırken, yani YSK'nın listeleri değiştirme süreleri dolmadan, tepkileri Genel Merkez'e ileterek olasılıklardan duyduğum endişeyi paylaşıp, aday listesini değiştirmesini ve Uşak'taki 25 aday adayı arkadaşımızdan birisinin malum şahsın yerine aday olarak atanması gerektiği düşüncemi aktarmaya çalışırken; AKP'li arkadaşın bana verdiği cevapla dondum kaldım. Arkadaş bana aynen şu ifadeleri kullandı. "Bence sen tepkiyi abartıyorsun, çokta bir tepki yok tamam merkezde bir tepki oluşmuş olabilir ama kenar mahallellerde herhangi bir tepki söz konusu değil, köylerin de zaten konudan haberi yok. Bizim oy aldığımız yerlerde köyler ve kenar mahalleler olduğuna göre mesele yok, istedikleri tepkiyi versinler. Biz o arkadaşı Milletvekili ederiz, yani iki çıkartırız." Bu sözleri duyunca kulaklarıma inanamayarak şunu söyledim: "... bey biz sana Ak Parti'nin oy kaybedeceği endişesi ile bu düşüncelerimizi aktarmadık, bu süreçten Uşak'ımızın yıpranarak çıkacağını, ülke çapında ciddi bir prestij kaybı yaşayabileceğimizi ifade edebilmek için, bu arkadaşın Milletvekili olmamasının dünyanın sonu anlamına gelmediğini, Uşak'tan herhangi bir arkadaşın yerine yazılarak istifasının alınabileceğini dolayısı ile olası tatsızlık ya da olumsuzlukların önüne geçilebileceğini izah etmeye çalışıyoruz ama siz oy derdindesiniz" dedim. Bana aynen şunu söyledi; "ben bilmem kardeşim kenar mahalle ve köyler bizim oy depolarımız ve oralarda adayın Atatürk'e hakaret ettiğini bilen bile yok. Ayrıca bilse de kimsenin öyle doğru dürüst bir tepkisi yok ya da kenarlarda çok az." Ben bunun üzerine sustum ve sana bu adam aday yapılırsa cevabı o zaman köşe yazımda vereceğim diyerek arkadaşın yanından ayrıldım ve şimdi cevap veriyorum.
"Bak .... bey ben Karaağaç Mahallesi'nin çocuğum, Işık Mahallesi, Bozkurt Mahallesi, Aybey, Elmalıdere ve Dikilitaş Mahallesi gibi mahalleler birbiri ile çok sıkı bağları olan mahallelerdir, dolayısı ile ben bu yaşıma dek o mahallerdeki her on evden birisine, gerek ailece misafir gitme vesilesi, gerek evde arkadaşımızın olma vesilesi, gerek düğün, cenaze gibi toplantılara katılmam vesilesi ile girmişimdir. Bizim mahallelerde her iki evden birisinde mutlaka duvar halısı asılırdı ve halıda Hz. Ali efendimizin elinde zülfikar ile yapılmış temsili resmi bulunurdu. Duvar halısının yanı başında aile büyüklerimizin resimlerini asardık, her zaman en başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir resmi bulunurdu. Yine bizim mahallelerimizde her evde en az bir Kuranı Kerim bir de şanlı bayrağımız bulunur. Biz askere gidecek kimsenin olduğu evi askerlik alım dönemlerinde balkonunda camında asılı olan şanlı bayraktan tanırız ve askerlerimizi Kuranı Kerim ve Mevlit okuttuktan sonra davulla zurna ile güle oynaya göndeririz. Ayrıca senin kenar mahallelerdeki insanların hepsinin internetinin olduğunu ve de her şeyden haberdar olduklarını bilmen gerekirdi. Hiç endişen olmasın ki kenar mahallenin en kenarındaki Ayşe Teyze bile senin Atatürk Düşmanı bir aday ile karşısına çıkarak oy isteme yüzsüzlüğünü göstereceğinden haberdar. En azından benim annem, teyzem ve yengelerimin bilgisi var, olmayanların da bir şekilde haberdar olacağından kuşkum yok. Ak Partinin kendilerinden ülkemizin Atatürk düşmanı bir aday ile birlikte gelip oy isteyeceğinden kenar mahallelerde köyler de emin ol ki haberdar ve sizi beklemiyor. Gelemez Onlar diyor, getiremez O'nu bizim buralara diyor. Tıpkı benim Ak parti Genel Merkezi'nin bu adamı aday yapmaktan vazgeçip, yerine aday adayı arkadaşlardan birisini atamasını umud ettiğim, ya da malum adayın gelemeyeceğini düşündüğüm gibi ama ben yanılmışım, tavrınızdan anladığım kadarı ile malesef mahallelerimde yaşayanlar da yanılıyorlar. Yani anlaşılan o ki aranızdan, elini yüzüne alarak Atatürk'e hakaret eden bir isme oy istemek üzere gezecek kişiler malesef çıkacak. Malesef malum şahsın resimlerinin bulunduğu bilboardları Uşak Halkı görmek zorunda kalacak, malesef malum şahsın resimlerinin bulunduğu el ilanlarını görecek ve mecburen tahammül edecek. Ama şimdiden söylüyorum ne yapsanız nafile, ben mahallemi biliyorsam kenar mahalle sana oy vermez, aynı şeyler köylerimiz için de geçerlidir. Sana ve senin şahsında Ak Parti kadrolarına ve aday arkadaşlara tavsiyem merkezi sıkı tutun belki oradan oy alabilirsiniz. Yoksa oy depomuz dediğiniz, yüzüne gülüp, cenazesine düğününe katılarak gönlünü ve dolayısı ile oyunu kazandığınız Kenar semti sakinleri bu sefer ne deseniz size oy vermeyecek. Çünkü hangi partiye oy verirlerse versinler, Onlar Atatürk'e laf söyleme haddinde bulunan hiç kimseye oy vermeyecek kadar asil insanlardır.
Yazımı başlıkla ilişkilendirerek sonlandırayım. Geçtiğimiz gün Uşak'a gelen aday arkadaşı karşılamak için, Ak Parti il teşkilatı sıkı bir çalışma yaparak konvoy hazırladı. Ama saatlerce uğraşılmasına rağmen malesef aranan ve konvoydan haberdar edilen Ak partililerin bir çoğunun katılım sağlamadığı görüldü. Muhabir arkadaşlarımın dün yayımladıkları haberdeki foto galeride yer alan fotoğraflarda da açık ve net olarak görüldüğü gibi sadece elli kişi ve 33 araç bu karşılamaya eşlik etmiş. Yani Ak Parti teşkilatı seçim çalışmalarının startında verdiği bu ilk imtihanında geçer not alamadı. Hakkını yemeyelim bu teşkilatın başarısızlığı değil, bilakis aslında başarmışken başarısız gibi görünmesidir. Nedeni ise gayet açık ve net böyle adaya bu kadar araç ve bu kadar insan çok bile. Sanırım aday arkadaş gerek internet ortamındaki gerekse kahvehanelerdeki, esnaf arasındaki, kendisine karşı oluşan antipati ve tepkiyi farketmiş ve gördüğü Milletvekili olma düşünden uyanmıştır. Bu arada Mustafa Yüce'nin benim ağzımdan geçen yazısındaki bahsettiği ikinci ihtimalin asla mümkün olmadığını en başından beri bildiğimi belirtmek isterim. Yani bahsi geçen adayın, hiç bir donanım ve birikime sahip olmadığını çok net biliyordum. Yoksa O'nu da mı tanıyordun? sorusuna yanıt vererek noktayı koyayım. Ben bu aday arkadaşı asla tanımıyorum ve tanışmakta istemiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki; az buçuk birikimi ve donanımı olan hiç kimse Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edemez. Çünkü bilgili kişi her şeyden evvel haddini bilir. Bu perspektiften baktığımızda bu aday arkadaşın zerre kadar bilgisi birikim ve donanımı olmadığını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Son söz aday arkadaşa; "sen haddini bilmemişsin emin ol Erdoğan ya da Davutoğlu seni Uşak'a, Uşaklılar haddini bildirsin diye göndermiş. Emin ol ki Uşaklı sana sandıkta haddini bildirecektir. Sürçi Lisan ettiysek affola. (Gazetecilerin bazen eleştiride hudutları zorlayarak toplumda oluşan gazı almak gibi bir görevi de vardır. Eleştirilerimin sertliğini değerlendirirken bu perspektiften değerlendirmenizi rica ederim.)
hakiki usakli 10 Yıl Önce
gldiginn gibi gideceksinnnn hainnn
uşaklı 10 Yıl Önce
olmasada olurdun ama tup bebek olurdun yada soyada yunan soyadı olurdun
10 Yıl Önce
ben 2002 den beridir akp ye oy verdiğim halde bu zatın uşak sınırları içerisine girmesini hele ki esentepe sınırları içerisine girmesini kesinlikle kabullenemiyorum.atamızın kurmuş olduğu meclise atamıza hakaret ederek girmesini asla ama asla kabullenemiyorum.ama suç bu adamda değil onu uşağımıza laik görenlere yazıklar olsun
Hemsehri 10 Yıl Önce
sizi yakinen tanıyan birisi olarak birkez daha takdir ettiğimi belirtmek isterim. nedeni ise bahsi gecen adaya karsı içinizde fırtınalar koparken bu üslup ile yazabilmeniz kolay bir iş değil. buradan toplumu birleştirme noktasındaki samimiyetiniz bir kez daha görmüş oldum. zira daha sert kelimelerle yazacağınız herhangi bir ifade sizi takip edenler tarafından daha fazla kendi kutbuna çekilme bunun akabinde olası fiziksel tepkilere de sebebiyet verebilirdi. son olarak seçim süreci sonlarına yaklaşıldıkça uşak seçmeni yeterli tepkiyi vermeme durumunda bunu hiç tahmin etmiyorum fakat böyle bir durumun ortaya çıkması halinde söylemlerinizi daha sesli ve daha farklı üslup ile ifade edeceğinizden hiç şüphem yoktur. yazı için teşekkürler ifadeler şimdilik son derece yerinde ve dozajındadır ..
deney 10 Yıl Önce
uşak ı karıştırcak genel merkez ady değiştirilebilirdi 27 aday adayı vardıayıp değilmi bu umarım çok gerilmeden gülüp geçelim bu atatürk düşmanı herife defolsun gitsin 7 hazirandan sonra yobaz dünyasına aman dikkat proveke edebilirler bu durumu