Asker ocağından herkese selam ediyor ve şehidimizden dolayı bütün Uşak halkına ve okuyucularıma başsağlığı dileyerek yazıma başlıyorum. Şehidimiz Pilot Üsteğmen Müjdat Kerem Şahan’a Allah'tan rahmet diliyorum. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz Nisan ayında polis teşiklatının kuruluş yıldönümü sebebiyle polislere hitaben yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen şu ifadeleri kullandı: Paralel devlet yapılanması adı verilen bir şer örgütü, özellikle emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensupları aracılığıyla ülkemizi "UÇURUMUN EŞİĞİNE" getirdi. Bu sözler tam olarak bir itiraftır ve dahası da var.
Türkiye gerçekten son bir kaç yıldır oldukça zor günler geçiriyor. Ülkesinin hükümetinin başbakanının hatta cumhurbaşkanının bile dünyada meşruiyet sıkıntısı yaşadığı ve resmi kabul hususunda dünyanın pek çok ülkesinde itibar görmeyen; düşünün ki Cumhurbaşkanımız ABD'ye gidiyor ve Amerikan Ordusunun sıradan bir onbaşısının emir komuta ettiği, bir manga asker ve Türkiye Dışişleri Bakanı karşılıyor. Yani devlet töreninden falan vazgeçtik, bir ABD'li yetkili bile havaalanına gelmiyor. Sıkıntılar yalnızca bununla sınırlı değil elbette. Türkiye ötelediği borç faizlerini bile ödeyemez hale gelmiş. 2014 Temmuzunda bizzat Ali Babacan açıklamıştı: bu yıl içinde 220 milyar dolar faiz ödemesi yapmamız gerekiyor diye. Ancak bu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Yani tek kuruşu ödenmeden her zamanki gibi ötelendi. Ülkenin borcunun 1 trilyon dolara yaklaştığı konuşuluyor. Yani ekonomimiz batmış.
Türkiye gerçekten son bir kaç yıldır oldukça zor günler geçiriyor. Ülkesinin hükümetinin başbakanının hatta cumhurbaşkanının bile dünyada meşruiyet sıkıntısı yaşadığı ve resmi kabul hususunda dünyanın pek çok ülkesinde itibar görmeyen; düşünün ki Cumhurbaşkanımız ABD'ye gidiyor ve Amerikan Ordusunun sıradan bir onbaşısının emir komuta ettiği, bir manga asker ve Türkiye Dışişleri Bakanı karşılıyor. Yani devlet töreninden falan vazgeçtik, bir ABD'li yetkili bile havaalanına gelmiyor. Sıkıntılar yalnızca bununla sınırlı değil elbette. Türkiye ötelediği borç faizlerini bile ödeyemez hale gelmiş. 2014 Temmuzunda bizzat Ali Babacan açıklamıştı: bu yıl içinde 220 milyar dolar faiz ödemesi yapmamız gerekiyor diye. Ancak bu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Yani tek kuruşu ödenmeden her zamanki gibi ötelendi. Ülkenin borcunun 1 trilyon dolara yaklaştığı konuşuluyor. Yani ekonomimiz batmış.
Komşularının tamamına yakını ile problemli bir ülkeyiz, üstelik çok ağır bir mülteci krizi ile karşı karşıyayız. Topraklarımızda sayısı 4 milyonu aşan mülteci barınmakta olduğu yazılıp söyleniyor ve biz bu insanların nasıl insanlar olduğunu gerçekte ne amaçla topraklarımıza yerleştirildiklerini dahi bilmiyoruz. Topraklarımızın önemli bir bölümü terör vs gibi sözde sebeplerden dolayı adeta kontrolümüzden çıkmış durumda. Bir şehrimize sürekli bomba yağdırılıyor. Yani aslında fiilen savaş halinde gibiyiz. Neredeyse her gün şehit haberleri alıyoruz ve her geçen gün şehit sayısı artıyor. Terörle boğuştuğumuz yetmezmiş gibi dünya devletleri bizzat ülkemizi yönetenleri teröre destek olmakla suçluyor ve muhatap kabul etmek bile istemiyor ve hatta pek çoğu muhatap dahi kabul etmeyip, ülkemizi yönetenlerin telefonlarına dahi çıkmıyor ve bunu kasıtlı olarak dünya kamuoyuna duyurup Türkiye'yi küçük düşürüyor.
Adalet sistemimiz emniyetimiz kolluk kuvvetlerimiz paralel yapıya teslim edildiği için laçka olmuş ve uçurumun eşiğine getirildiğimizi bizzat Sayın Cumhurbaşkanı itiraf ediyor. Ülkenin her yerinden ciddi yolsuzluk haberleri geliyor. İnsanımız fakirleştirilmiş, hemen herkes borç sarmalına teslim edilmiş, çiftçimiz bile bankaların kıskacına bir şekilde alınıp terk edilmiş. Her geçen gün tarımsal ve hayvansal üretimimiz başta olmak üzere her alandaki üretimimiz düşmüş pek çok sektör yok olma noktasına gelmiş.
Fabrikalarımızın bacaları tütmüyor, tütenler ise adeta bankalara çalışıveriyor. İşçinin asgari ücreti bakımından dünyanın en az asgari ücretini ödeyen ülkeler arasındayız ve biz Asya'yı Avrupa'ya bağlayan yegane kapı özelliği olan, üç tarafı denizlerle çevrili, her yerinden akarsu fışkıran, güneşi neredeyse her gün gören güneş ve rüzgardan azami ölçüde yararlanabilen, 3.5 katrilyon dolar olarak hesaplanan bakir maden yataklarının sahibi olan Türkiye topraklarında yaşayan; Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahipleriyiz. İnsan gitse Fildişi Cumhuriyetleri gibi kaynakları çok daha kıt, insanı çok daha geride dünyanın merkezinde değil de öbür ucundaki bir ülkede yönetici olsa samimi söylüyorum bu hale getiremez bu kadar kötü yönetemez. Bu ülkeyi yönetenlerin bu ülkeyi bu hale nasıl getirebildiğinin hesabını varın siz yapın. Varın siz yapın Atatürkçüyüm diye şov yapan gazetecinin çektiği belgeselde Atatürk'e olan ihanetlerini görmezden gelerek o sözde gazeteciye sahip çıkan Atatürk'ün Partisi CHP'nin Genel Başkanının ne yapmaya çalıştığını. Varın siz düşünün, Atatürk'ün kurduğu partinin Genel Başkanı sıfatı ile Atatürk düşmanlarına referans olup PM’ye ya da MYK'ya aldıran CHP Genel Başkanının ne amaçladığını.
Varın siz düşünün Türkiye'nin tek milliyetçi partisinin Genel Başkanının Bölücü terör örgütlerinin uzantısı olduğu söylenen partinin sözde vekilleri ile pozlar verişinin sebebi hikmetini. Varın siz düşünün Türk'lere soykırım ve mezalim uygulayan ülkelere eliyle Devlet Nişanı veren Milliyetçilerin Genel Başkanının ne yapmaya çalıştığını. Varın siz düşünün muhalefetin iki liderinden birisinin Davutoğlu'na diğerinin Saraya sahip çıkışının ve destek oluşunun sebebinin ne olabileceğini?
Varın siz düşünün Türkiye'nin tek milliyetçi partisinin Genel Başkanının Bölücü terör örgütlerinin uzantısı olduğu söylenen partinin sözde vekilleri ile pozlar verişinin sebebi hikmetini. Varın siz düşünün Türk'lere soykırım ve mezalim uygulayan ülkelere eliyle Devlet Nişanı veren Milliyetçilerin Genel Başkanının ne yapmaya çalıştığını. Varın siz düşünün muhalefetin iki liderinden birisinin Davutoğlu'na diğerinin Saraya sahip çıkışının ve destek oluşunun sebebinin ne olabileceğini?
Varın siz düşünün dine hizmet ediyoruz anlayışı ile iktidara gelenlerin, dine hizmet adına yaptıkları tek işin sözde başörtüsü meselesini çözüvermek olduğunu. Varın siz düşünün İslam'a hizmet etmek gayesiyle iktidara geldiğini söyleyenlerin Avrupa Birliği kapılarında Hristiyanlık dinine nasıl hizmet ettiklerini; madde madde sayıp adeta yalvarma nedenlerini. Varın siz düşünün kilisede mum yakanları ve Teoder Hertz'in kabrinde görüntüleri ortaya çıkanları. Varın siz düşünün Türkçe olimpiyatları düzenliyoruz, hizmet hareketiyiz diyenlerin neden Türk'e ve Türklüğe en büyük ihaneti yaptıklarını.
Ben düşünmüyorum çünkü tümünün cevabını da biliyorum. Çünkü bana göre iktidarı muhalefeti ile cemaati tarikatı ile derneği vakfı ile adı neyse, ne kadar kurum ve kuruluşumuz varsa hepsi aynı üst akıl ya da anlayışın yani Türk'e ve Türkiye'ye dost olmayanların eline geçmiş. İşte bu yüzden Atatürk'e saldıranlar da savunanlar da Atatürk'le ilgili gerçekleri söylemiyorlar. Yani Atatürk'ü iki taraf bir olup milletin gözünden düşürmeye çalışıyorlar. Birisi saldırıyor öbürü savunuyor gibi yaparken aslında diğerinin saldırılarına çanak tutuyor. Hatta zaman zaman bakın bu konuda haklı olabilirsiniz bile deyiveriyor. Böylece algılar Atatürk aleyhine oluşuveriyor.
Tabii bu hususta en çok konuşması gereken kurum CHP, ancak CHP'de konuşan varsa yoksa Fetullahçı kimliği ile ön plana çıkan şaibeli isimler olduğu için bu hususta CHP pek bi sessiz kalıveriyor. Tepki CHP barajında azaltılıp yumuşatılınca da deli raporu almış bazı isimler bu raporlarına sığınarak keyfine göre konuşup hakaret ediyor bizler de dinleyip anca küfredebiliyoruz. Atatürk'ü savunan entellektüellerse ortadan kayboluveriyorlar ya da bilgisiz Atatürkçü kisveli isimler bu kişilerle tartışırken yeniliveriyor. Demem o ki aslında tvlerde izlediklerinizin tamamı danışıklı dövüşten ibaret ve setten çıktılar mı hepsi inanın can ciğer kuzu sarması; nasıl oldu acaba diye birlikte değerlendiriyorlar algı yönetimi için yaptıkları sözde programı…
Şimdi gelelim yeniden Erdoğan'ın Polis Haftasında gerçekleşen toplantıda sarf ettiği sözlere. Erdoğan polislere “kula kul olmayın Allah'a kul olun” diye telkinde bulunuyor. Bana sorarsanız bana kul olun diyemediği için böyle söylüyor. Çünkü şayet samimi olsaydı o günden bu güne paralel yapı çoktan ortaya çıkartılır ve tam anlamıyla çökertilirdi. Çünkü bizim polis teşkilatımız ve istihbarat birimlerimiz paralel yapıyı içinden söküp atıp, suça karışanlarını cezaevine tıkabillecek kabiliyete sahiptir. Lakin engellemeler olmazsa…
Ucu bize dokunur endişesi yaşayan insanlar polisin başında durduğu sürece ne savcılarımız nede polislerimizi suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. Ülke paralel yapı adı verilen örgütlenmeye müsaade edilerek gerçekten de uçurumun eşiğine getirildi, hatta yuvarlanıyoruz diyebilirim. Peki Gülen yapılanması hangi projenin ürünü olarak servis edildi? Tabii ki de Büyük Ortadoğu Projesi! Ya bu mülteci akınının sebebi ne? Elbette ki yine Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Ortadoğu'da yaşatılan kaos. Ya Kilis'te olanlar BOP kapsamında Esat'a karşı kurulan ve kontrolden çıkan terör örgütlerinin Türkiye'den toprak talep etmesi neticesinde Kilis'te bu noktaya geldiği herkesin malumu. Ya Doğu ve Güneydoğu'da olan bitenin sebebi ne? Yine BOP! Hatırlayın hani Erdoğan Diyarbakır BOP kapsamındaki bu açılım politikalarımız neticesinde bu projenin yıldızı olabilir dememiş miydi? Sadece Diyarbakır olsa iyi, Hakkari, Şemdinli, Sur, Şırnak, Cizre daha pek çok il ve de ilçe yıldız oluverdi.
Şimdilerde boşaltılıyor ve boşalan bölgelere Irak'ın kuzeyinden gelen Yahudi asıllı Barzani'nin peşmergelerinin yerleştirildiği iddia ediliyor. Yani aslında ilan edilmemiş bir bölünme sanki söz konusu gibi diyebiliriz rahatlıkla. Bu olan bitenin tamamının en önemli sebebi BOP. Peki nedir bu bizi milletçe hızla bataklığına çeken BOP ya da Büyük Ortadoğu Projesi; ABD-İsrail ortaklığında 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişerek İsrail'e teslim edilmesini esas alan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın eşbaşkanı olduğunu şimdi unutturmaya çalışsa da o dönem gururla söylediği bir projedir. Yani aslında bana göre Büyük Ortadoğu Projesi bizim topraklarımızın bir kısmını da içeren Büyük İsrail Projesinin kılıfa uydurulmuş hali idi. Barzani'ye Büyük Kürdistan vereceğiz gibi abuk bir yalanla Büyük İsrail'in temellerini attılar ve maalesef finale kadar başarı ile gelmişlerdi ama ne olmuşsa finalde olmuştu.
Peki ya finalde ne aksaklık çıktı derseniz bunu bir sonraki yazımızda izah edeyim dilerseniz. Zira yazı yine bir hayli uzadı. Şimdi Türkiye'nin geleceğini BOP'a batıran bu insanlar mı tayin edecekmiş? İşte buna gülerim bu kadarına Türk Milleti asla izin vermez. Milletin bu saatten sonra ülkeyi bu hale getirenlere destek olabileceğini bekleyenler çok hayalperest insanlar ve bu artık imkansız. Dileyen kendi etrafında bir anket yapsın yüz kişiye sorsun bakalım kaç tanesi Tayyip Erdoğan'da dahil mevcut liderlerden birisine oy vermeyi düşünüyor. İnanın yarıdan çok daha fazlası mevcutlarla bu işin olmayacağının farkında ve mevcutlara oy vermeyi düşünmüyor. Hele 13 yıldır iktidar olanlara çıkacak oy oranını ben gerçekten merak ediyorum. Bursa'dan sevgi ve saygılarımla şimdilik esen kalın diyorum.
Ben düşünmüyorum çünkü tümünün cevabını da biliyorum. Çünkü bana göre iktidarı muhalefeti ile cemaati tarikatı ile derneği vakfı ile adı neyse, ne kadar kurum ve kuruluşumuz varsa hepsi aynı üst akıl ya da anlayışın yani Türk'e ve Türkiye'ye dost olmayanların eline geçmiş. İşte bu yüzden Atatürk'e saldıranlar da savunanlar da Atatürk'le ilgili gerçekleri söylemiyorlar. Yani Atatürk'ü iki taraf bir olup milletin gözünden düşürmeye çalışıyorlar. Birisi saldırıyor öbürü savunuyor gibi yaparken aslında diğerinin saldırılarına çanak tutuyor. Hatta zaman zaman bakın bu konuda haklı olabilirsiniz bile deyiveriyor. Böylece algılar Atatürk aleyhine oluşuveriyor.
Tabii bu hususta en çok konuşması gereken kurum CHP, ancak CHP'de konuşan varsa yoksa Fetullahçı kimliği ile ön plana çıkan şaibeli isimler olduğu için bu hususta CHP pek bi sessiz kalıveriyor. Tepki CHP barajında azaltılıp yumuşatılınca da deli raporu almış bazı isimler bu raporlarına sığınarak keyfine göre konuşup hakaret ediyor bizler de dinleyip anca küfredebiliyoruz. Atatürk'ü savunan entellektüellerse ortadan kayboluveriyorlar ya da bilgisiz Atatürkçü kisveli isimler bu kişilerle tartışırken yeniliveriyor. Demem o ki aslında tvlerde izlediklerinizin tamamı danışıklı dövüşten ibaret ve setten çıktılar mı hepsi inanın can ciğer kuzu sarması; nasıl oldu acaba diye birlikte değerlendiriyorlar algı yönetimi için yaptıkları sözde programı…
Şimdi gelelim yeniden Erdoğan'ın Polis Haftasında gerçekleşen toplantıda sarf ettiği sözlere. Erdoğan polislere “kula kul olmayın Allah'a kul olun” diye telkinde bulunuyor. Bana sorarsanız bana kul olun diyemediği için böyle söylüyor. Çünkü şayet samimi olsaydı o günden bu güne paralel yapı çoktan ortaya çıkartılır ve tam anlamıyla çökertilirdi. Çünkü bizim polis teşkilatımız ve istihbarat birimlerimiz paralel yapıyı içinden söküp atıp, suça karışanlarını cezaevine tıkabillecek kabiliyete sahiptir. Lakin engellemeler olmazsa…
Ucu bize dokunur endişesi yaşayan insanlar polisin başında durduğu sürece ne savcılarımız nede polislerimizi suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. Ülke paralel yapı adı verilen örgütlenmeye müsaade edilerek gerçekten de uçurumun eşiğine getirildi, hatta yuvarlanıyoruz diyebilirim. Peki Gülen yapılanması hangi projenin ürünü olarak servis edildi? Tabii ki de Büyük Ortadoğu Projesi! Ya bu mülteci akınının sebebi ne? Elbette ki yine Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Ortadoğu'da yaşatılan kaos. Ya Kilis'te olanlar BOP kapsamında Esat'a karşı kurulan ve kontrolden çıkan terör örgütlerinin Türkiye'den toprak talep etmesi neticesinde Kilis'te bu noktaya geldiği herkesin malumu. Ya Doğu ve Güneydoğu'da olan bitenin sebebi ne? Yine BOP! Hatırlayın hani Erdoğan Diyarbakır BOP kapsamındaki bu açılım politikalarımız neticesinde bu projenin yıldızı olabilir dememiş miydi? Sadece Diyarbakır olsa iyi, Hakkari, Şemdinli, Sur, Şırnak, Cizre daha pek çok il ve de ilçe yıldız oluverdi.
Şimdilerde boşaltılıyor ve boşalan bölgelere Irak'ın kuzeyinden gelen Yahudi asıllı Barzani'nin peşmergelerinin yerleştirildiği iddia ediliyor. Yani aslında ilan edilmemiş bir bölünme sanki söz konusu gibi diyebiliriz rahatlıkla. Bu olan bitenin tamamının en önemli sebebi BOP. Peki nedir bu bizi milletçe hızla bataklığına çeken BOP ya da Büyük Ortadoğu Projesi; ABD-İsrail ortaklığında 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişerek İsrail'e teslim edilmesini esas alan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın eşbaşkanı olduğunu şimdi unutturmaya çalışsa da o dönem gururla söylediği bir projedir. Yani aslında bana göre Büyük Ortadoğu Projesi bizim topraklarımızın bir kısmını da içeren Büyük İsrail Projesinin kılıfa uydurulmuş hali idi. Barzani'ye Büyük Kürdistan vereceğiz gibi abuk bir yalanla Büyük İsrail'in temellerini attılar ve maalesef finale kadar başarı ile gelmişlerdi ama ne olmuşsa finalde olmuştu.
Peki ya finalde ne aksaklık çıktı derseniz bunu bir sonraki yazımızda izah edeyim dilerseniz. Zira yazı yine bir hayli uzadı. Şimdi Türkiye'nin geleceğini BOP'a batıran bu insanlar mı tayin edecekmiş? İşte buna gülerim bu kadarına Türk Milleti asla izin vermez. Milletin bu saatten sonra ülkeyi bu hale getirenlere destek olabileceğini bekleyenler çok hayalperest insanlar ve bu artık imkansız. Dileyen kendi etrafında bir anket yapsın yüz kişiye sorsun bakalım kaç tanesi Tayyip Erdoğan'da dahil mevcut liderlerden birisine oy vermeyi düşünüyor. İnanın yarıdan çok daha fazlası mevcutlarla bu işin olmayacağının farkında ve mevcutlara oy vermeyi düşünmüyor. Hele 13 yıldır iktidar olanlara çıkacak oy oranını ben gerçekten merak ediyorum. Bursa'dan sevgi ve saygılarımla şimdilik esen kalın diyorum.
Terzi 9 Yıl Önce
bravo mustafa kardes harika yazmışsın. hayırlı teskerelerin olsun.
r 9 Yıl Önce
güzel bir yazı ,analizler çok doğru.
ercan 9 Yıl Önce
uşak haber merkezi yazarlarını ne zaman okusam hasan tahsin'ler ölmemiş çoğalmış deyip seviniyorum.iyiki varsınız. bop eşbaşkanı erdoğan ve şürekası bu milletin önüne tek alternatif olarak sürüldüğü sürece bu işler düzelmez. bu yüzden muhalefette lider değşikliği şart ama bilindiklerden olmamalı. bilindiklerin hepsi satılmış zaten. öyle olmasa şimdiye dek çoktan bu yazarın gösterdiği cesareti sergileyip gerçekleri dile getirirlerde ve bu millet o isim yada isimlerin etrafında olurdu. ama malesef yok hepsi de bu tiyatroda figüran rolüne razı. kimileri baş rol istiyor ama hepsi emperyalizmden destek arıyor hiç birsi de emperyalizmle mücadele edecek bir azimle halk desteği aramıyor.
Yalçın Yıldız 9 Yıl Önce
bende senin gibi düşünüyorum yazar kardeş.kesinlikle akp bitmiştir aslında biteli çok oldu ama muhalefet desteği ile ayakta kalıyor. milleti çaresiz bırakıp akp'ye oy verdirtiyorlar adeta. neden? çünkü adayları kötü genel başkan kötü genel merkez yöneticileri kötü söylemler kötü proje yok. akp'de korkutuyor herkesi nolacak en iyisi bu tiyatroda ısrar ederlerse milletçe sandığa da gitmemek.
Mehmet 9 Yıl Önce
hiç olmazsa askerdeyken rahat ver diyorlardır kesin mustafa bey yüreğinize kaleminize sağlık hayırlı görevler hayırlı tezkereleriniz olsun