Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Çavuşoğlu, Altay, Emniyet ya da bir başkası; söylediğin gibi sana savaş açsa ne olurdu?

Nurullah Cahan ve çok açık söyleyeceğim kabiliyetsiz birikimsiz insanları doldurarak her türlü kepazeliklerine göz yumduğu yakın ekibi şimdilerde sağda solda Nurullah Cahan'ı kahramanlaştırmak için midir bilinmez? Sürekli Nurullah Çavuşoğlu'nun kendisine savaş açtığını söylüyormuş. Yine AKP içerisinde başta paralelciler ve Mehmet Altay olmak üzere sürekli Cahan ile uğraşmakta imiş O'na göre. Cahan'ı devirme planları yapanlar sadece siyaset ya da gazeteci çevrelerinden değil, emniyet içerisinde de Cahan'a operasyon yapmak isteyen bir grupta varmış sözde. Evet, evet yanlış duymadınız Nurullah Cahan'ın aleyhinde sürekli plan yapıyorlarmış ama Cahan dik dururmuş, hatta bu güç odakları Cahan olmasa birlikte çok kötü işler yapabilecekmiş ama Cahan müsaade etmiyormuş.

Elbette bu iddialarına kimselerini inandıramıyorlar, bu yüzden de artık uluorta değil, kapalı kapılar ardında fiskos ve dedikodu yöntemiyle fırsat buldukça bu dedikoduları yaymayı ve insanları inandırmayı deniyorlar. Tıpkı eskiden olduğu gibi, tıpkı sahte facebook hesapları açarak yüzlerine taktıkları maskelerle insanlara hakaret yağdırdıkları gibi, tıpkı genel merkeze rakip gördükleri politikacılar hakkında düzemece raporlar götürdükleri gibi, tıpkı istedikleri gibi davranmayan esnaf ya da vatandaşı üstü kapalı ya da açık tehdit edip yola getirmeye çalıştıkları gibi, bilindik yöntemler yani aslında ve kimse artık Cahan'ın bu algı oynamak amaçlı operasyonlarına kanmıyor. Ama ben yine de bir izah getireyim istedim. Söyledikleri çevreler kişi ya da gruplar gerçekten Nurullah Cahan ile uğraşsa neler olabilirdi? Sorusuna cevap arayacağım ve sizlerle paylaşacağım.

Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım bir makalede sağda solda bulduğu her fırsatta Nurullah Çavuşoğlu'nu ve kurumumuzu eleştiren, sitemizin haberlerini sürekli takip ettiği ya da başkaları ile sitemizde çıkan haberleri gündem ettiği için işten adam çıkartan, haberlerimizi paylaşan ya da beğeni bırakanlara bile tehditvari haberler gönderen Belediye Başkanı Nurullah Cahan'a yanıldığını ifade etmiş,  kimsenin kendisiyle herhangi bir savaşının söz konusu olmadığını anlatmaya çalışmıştım. Bu yazımda da Çavuşoğlu ya da Mehmet Altay veya dediğiniz gibi emniyet gerçekten Nurullah Cahan ile savaşsaydı ne olurdu? 

Öncelikle şunu belirteyim ismi geçen grup ya da kişilerle savaş halinde olan bizzat kendisi iken bu kişi ya da kurumların kendisi ile bir savaşı olduğunu söylemek hangi aklın karıdır bilemiyorum. Nitekim Uşak Haber Merkezinde eleştiri haberlerinin önüne geçemeyeceğini anlayınca, "kimse Devletin gücünü sınamaya kalkmasın" diyerek saçma sapan açıklamalar ile durumdan vazife çıkartıp, kahramanlık aparmaya çalışan ve Uşak Haber Merkezi ekibi ile savaşa başlayan Nurullah Cahan değil miydi? Bütün Uşak halkının gözü önünde hukuki yollarla çıkartamadığı Atapark işletmecisi Erkan Çuhadar'ı çıkmak zorunda bırakmak için Ataparkı mahveden Belediyenin kepçelerine emri veren Nurullah Cahan değil miydi? Yine Nurullah Cahan değil miydi? SGK, Maliye ne kadar kurum varsa bizim üzerimize yollamaya çalışan ve kurumlara bu yönde baskı kurulmasını isteyen, Nurullah Cahan değil miydi? O tamamına yakınına takipsizlik kararı verilen davaları üst üste Ufuk Uğur'un hukuk bürosu olan, Tuana Hukuk bürosundan davalar açan. Nurullah Cahan değil miydi? Bizim sayfamızı beğenenlere bile üstü kapalı ya da açık tehditler yağdıran.

Peki, tüm bunlara karşın Uşak Haber Merkezi ya da Nurullah Çavuşoğlu ne yaptı peki? Sadece doğru bildiklerimizi yazdık söyledik, mahkemeye verdiğinizde de takipsizlik kararı verilen davaların  tamamına yakınına gerekli belge ve bilgileri sunduk. Hiç bir haberimizde kastı aşmışız demedik, ya da biz sokakta konuşulan dedikoduları yazdık şeklinde bir savunma getirmedik. Tamamen gazetecilik vazifemizi ifa ettik asla hakarete kaçmadan eleştirilerimizi dile getirdik ve yanlış gördüğümüzü usulsüzlük ya da yolsuzluk gördüklerimizi yazdık. Hatta pek çok haberi yapmaya bile gerek duymadık. Zira halk artık Belediyenin beceriksizlik ve hukuk dışılık kokan icraatlarını duymak dahi istemiyordu. Bizde bu yüzden pek çok haberi es geçtik. Örneğin hiç temizlik ihalelerinde çevrilen alavere dalaverelerden bahsetmedik. İhalelerin neden nasıl iptal edilip daha sonra kılıfına uydurularak istenen firmaya verilmesinin sağlandığı gerçeğini dile getirmedik. Yine UTAŞ bünyesinde gerçekleştirilen pek çok usulsüzlükle ilgili CHP'li Meclis üyelerinin eleştirilerini yayınladık sadece kendimizden ciddi bir eleştiri getiren yazı kaleme alan olmadı. Yine mafyavari tavırlarla insanların tartaklanmasının ardında sizlerin olabileceğinizden bahsetmedik. Belediye içerisinde insanlara silah çektiğinizi haberleştirmedik mesela, yine David People ismini Uşak'a niçin ve nasıl getirdiğinizden bahsetmediğimiz gibi oralarda silah çekip havaya ateş açan sizin cenahın insanlarından da bahsetmedik Uşak halkına. Ama inanın biz bahsetsekte bahsetmesekte halk bütün rezilliklerin farkında idi zaten ve halk şu anda belediyenin gidişatının hiçte iyi olmadığının da farkında. Ama bir gariban canı yakmasalar diye duada adeta. Herkes benden olmasın modunda ya da bana bulaşmasınlar aman modunda. Ama herkes bu tepetaklak gidişin er ya da geç bir duvara toslayacağının ve önüne geçilmesi zor sıkıntılara sebep olacağının farkında. Nurullah Cahan'a oy verdiği için pişmanlık ifade eden AKP'li sayısı bile memnuniyet ifade edenlerden bir hayli fazla. Demem o ki Nurullah Cahan'a ekstra bir savaş açmaya gerek yok. O ve ekibi zaten kendisi ile ve kendi içindeki savaşı sebebi ile her şeyini halka arz eder vaziyette diyebiliriz. Yukarıda hatırlattığım ve daha yazmakla bitiremeyeceğim kadar çok kepazeliği yazmaktan imtina ettik. Bu arada Cahan'ın; Sayın Çavuşoğlu'na defalarca haber gönderdiğini ve yolladığı reddi çok zor teklifleride bilmem hatırlatmama gerek var mı?

Ya söylediği gibi savaşsaydı Çavuşoğlu nemi olurdu? Bir kere şunu söyleyeyim bütün belediye meclisi toplantılarına bizzat katılırdı. Nurullah Cahan'ın meclis üyesi olduğu zamanlar, Ali Erdoğan'ın döneminde yani meclisi bizzat takip ettiği ve çok daha etkin bir muhalefet ortaya koyduğu bütün Uşak'ın malumudur. Yine aynı Çavuşoğlu pek çok belediye meclisi üyen ile birebir tanışmakta idi ve bazıları ile samimiyeti dâhil vardı ama asla hiç bir meclis üyesine bu süreçte birebir herhangi bir teması bile olmadı. İstese hiç değilse meclis üyeleri vasıtası ile sana nüfuz etmeyi en azından deneyebilirdi. Yine Çavuşoğlu istese bütçe görüşmeleri sırasında bildiği eksiklikleri tek tek sayar döker ve meclis üyelerinin buna kabul vermesi halinde yaşayabilecekleri hukuki sıkıntıları sayıp dökerek bütçeyi geçirmeni zorlaştırmayı deneyebilirdi ama bunu yapmadı. Çavuşoğlu mahkemelerden takipsizlik kararı aldığı haberlerini suç duyurusu kabul etmeyen savcılara dilekçe ile suç duyurusunda pekâlâ bulunabilirdi ama bunu da yapmadı. Sana açtığı idari bir kaç davanın dışında açtığı bir davada söz konusu değil. Çavuşoğlu ve ekibi seninle uğraşsaydı BİMER'e yazdığı dilekçeler ile seni bunaltma yolunu seçebilirdi ama bunu da yapmadı, bimere bizim tarafımızdan gönderilmiş tek bir dilekçe bile yok henüz. Hatta Nurullah Cahan'ın üzerinde ciddi bir hegomanyasının olduğunu bildiğim ve defalarca yanımda ikili görüşmelerindeki hallerine tanık olduğum 1 Eylül tarihindeki Uğur Işılak konserinde en önde protokoldeki yerine kadar gelip sana üstelik Valinin de yanında oturduğu bir ortamda; durdur şu rezaleti, parti propagandasına çevirdin diyerek yanından ayrılan ve hiç bir şey söyleyemediğin Nurullah Çavuşoğlu; senin katıldığın toplantıları takip eder ve politik tavır ya da sözleri ile seni toplum içinde küçük düşürmeye kalkışabilirdi ve bunu pekala yapabilirdi, yani yine hakarete gitmeden videoda yada yazılarında dile getirdiği eleştirileri ve daha fazlasını herkesin içinde yüzüne karşı söyleyebilirdi ve buna asla engel olamazdın. Çünkü gazeteci kimliği ile protokolde yeri var ve pek çok protokolün davetlisi ayrıca Belediye Meclisi toplantılarını izlemesine hatta zaman zaman söz istemesine de engel olamazdın ama o ne protokolün katıldığı toplantı yada resepsiyonlara geldi sen seçildiğinden bu yana, nede belediye meclisi toplantılarına katıldı. 

Şimdilik bu kadarını kâfi görüyorum. Herhalde Nurullah Cahan'mı Çavuşoğlu ile savaşta imiş, yoksa Nurullah Çavuşoğlu'mu Cahan ile savaştaymış anlaşılmıştır. Bir not daha ilave edeyim burada yeri gelmişken, hiç bir meclis üyen aleyhinde de tek bir cümle eleştiri getirmedi bugüne dek. Yine meclis üyesi seçilip sonra belediyeye kadrolu işçi olmaya razı olan hanımefendiden ya da yine belediyeye kadrolu çalışabilmeye razı olan başka meclis üyelerinden bahsetmedi. Kurulan ortaklıklardan da bahsetmedi kimseye. Daha neler var saysam ama bu kadarını şimdilik yeterli buluyorum. Gerekirse ileride hangi belediye meclisi üyen kaçak katlar çıktı inşaatlarına, hangi belediye meclis üyelerin ne türden çertefilli ticari ilişkiler ile anılmakta Uşak kamuoyu, hangi Belediye Meclis üyeleri ile Ali Rıza Çümen yada Ufuk Uğur tartıştı, özel kalem müdürüğü bütçesi nasıl har vurulup harman savruldu hepsini yazarız gerekirse. Ama inan millet doydu Sayın Cahan inan seninle ilgili hiç bir şeyi duymak dahi istemez oldu.

Demek ki neymiş, seninle senden başka uğraşan yokmuş Sayın Cahan; Mehmet Altay'a gelince o zaten istese sana belediye başkanlığı bile yaptırmazdı. Nasıl mı yaptırmazdı? Dur biraz açıklık getireyim. Altay istemese sen asla ne bütçeyi geçirebilirdin nede o meclisi toplayabilirdin.Bildiğiniz üzere; Belediye meclisi, üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Ancak, karar yeter sayısı, üye tam sayısının dörtte birinden az olamaz.  Yani meclisin çalışmasını önleyebilecek kudret Mehmet Altay'da vardı ama bu uygulamaya gitmeye gerek görmedi. Gerçekten seninle savaşsa bu yada benzeri yolları denemesi gerekmez miydi? Eğer Altay istemeseydi AKP'li 4 üyenin faaliyet raporuna red vermesini sağlamak sureti ile senin başkanlığını bile düşürmeyi deneyebilirdi.Daha sonra meclis kendi içinden seçtiği yeni başkanla yoluna devam edebilirdi. Diyelim ki Altay; Serhat Eren'in ortağı olan Akın Demir'i, yakın arkadaşı Mehmet Demirhindi'yi, Hasan Erdoğan'ı bu yönde bir muhalefete ikna etmek isterdi sence senin meclis üyelerin seni mi dinlerlerdi? Yoksa hukukçu kimliği ile ileride başınız hukuken çok ağrıyabilir arkadaşlar diye uyarıda bulunan Mehmet Altay'ı mı dinlerdi. Ben meclis üyelerinin tamamına yakını ile sohbet etme imkânı bulmuş çoğunu yakinen tanıyan bir gazeteci olarak söylüyorum ki yarıdan daha fazlası Altay'ı tercih eder ve seni istifaya mecbur edebilirlerdi. Yine şayet Mehmet Altay seninle savaş halinde olsaydı sadece Serhat Eren'in elindeki belge ve bilgileri kullanarak senin görevden alınmanı sağlamak için gayret gösterebilirdi. Yine Mehmet Altay isteseydi seni adli merciler aracılığı ile sıkıştırmayı da deneyebilirdi. Düşünsene seninle en çok savaşması gereken Serhat Eren'ki o insana kumpas kurulmuş yuvasını dağıtabilecek iftiraya kurban gitmiş ardında Cahan'ın ve ekibinin olduğunu düşündüğünü çekinmeden söylüyor. Yine aynı insan tuzağa düşürülüp otoparkta hiç tanımadığı birisi tarafından arkasından saldırılmak sureti ile tartaklanmış ve arkasında Cahan ve tayfasının olduğunu düşünüyor. Elinde de bu ekibi hapse attıracak belge ya da bilgilerin olduğunu da uluorta söylüyor ama hiç kimseye yâda birime şikâyetçi olmaya dahi değer bulmuyor sizi.

Gelelim emniyet ayağına hani bir ara ortalıkta dolaşan bir tweet vardı, bir Emniyet Müdür Yardımcısının İstihbarat Müdürünün, Terörle Mücadele Şube Müdürünün bizzat adının geçtiği ve bir savcının isminin ise Perinçekçi Savcı olarak ima yoluyla geçtiği bir twet vardı tıpkı o twette yazdığı gibi bir operasyon hazırlığı yapılmış ama yukarıdan önlenmiş havası estirerek sözüm ona güç gösterisi yapmaya kalkışılmış olmasının çok ayıp olduğunu öncelikle belirtmeliyim. Emniyet yetkilileri ya da Savcıların gerçekten Cahan ile özel bir uğraşı olsa herhalde neler olabileceğini yazımı okuyan herkes tahmin edebiliyordur. Dolayısıyla aslında emniyette Cahan’a karşı açılmış herhangi bir savaş olmamakla birlikte bana göre Nurullah Cahan’ın geceleri gördüğü kâbusları gerçek zannederek dillendirdiği iddialar olsa gerek bu iddialar. Aksi takdirde şu yazdıklarımın hepsinin farkında olan Uşak halkı bu türden ucuz kahramanlık numaralarını yemez. Ayrıca paralel Nurullah Cahan'la güya uğraşıyormuş, paralel neden uğraşsın ki, belediye içindeki yapılanmayı bile emniyete teslim etmemiş bir Cahan ile. Söylenecek söz çok lakin bu kadarı kâfidir sanırım diyor sürçü lisan ettimse affola diyerek iki yazılık yazı dizime son veriyor bütün Uşak halkına esenlikler diliyorum.


          
Yorumlar

YUSUF 8 Yıl Önce

cahan efendiye on numara kapak niteliğinde bir yazı olmuş mustafa bey. birde neler varmış bilmediğimiz yazmadığınız hayretler içerisinde öğrendim yazınızı okurken. bu adamlar uçmuş bence usta, ne yaptıklarını bimiyorlar ateşle oynuyorlar...

hasan 8 Yıl Önce

bana soracak olursanız bu cahan ve beceriksiz tayfasının sonu çok yakındır. aynen bir önceki yazınızda serhat erenin size söylediğini yazdınız ya bende aynı şeyi söylüyorum bırakın uğraşmayı zaten birbirlerini yimeye başladılar yakındır kendi kendilerini yıkacaklar. ayrıca yazınız gerçekten çok okkalı ve güzel olmuş kaleminize sağlık biz uhmyi de biliyoruz cahanıda siz kendi işinize bakın bence hiç onu cevaba değer bile bulmayın derim naçizane.

ekrem 8 Yıl Önce

i̇sleri güçleri iftira dedikodu kumpas tehdit ve şantaj zaten bunların ramazan paketini yani fakir halk için devletin kasasından ayrılan istikakı menzil yurduna kamyonla teslim eden. 45 çocuğun ırzına geçilen ensar vakfını kollayip koruduğu yetmezmiş gibi vakıfın binasının kirasıni ödeyen bir belediye başkanı ve avanesinden ne bekliyordunuz.

avareler akpliler okur ...!!!!!!! 8 Yıl Önce

yazınızı dikkatle okudum . iddialarınız yönündeki insanlar mehmet altay, serhat eren neden yapmazlar bu kadar güçlüyse eğer? ailesine kumpas kurulsun ve sussun haksızlığın karşısında neden nasıl sorulur bunu anlayamadım? açıklık getirirseniz sevinirim editör veya vekil bey serhat bey. emine yıldırıma gelince en iyi sizinle değilmiydi? evet her şey bu kadar ciddiyse neden hala belediye yönetimine hiç bir şey olmaz ? çok soru çok iddia var çözüm ve son nerede ?? ilginç. cahana ekibine söylenecek ortaya çıkarılacak bir çok söz olay var yaşanılan yaşatılan ama ayaktalar mı evet .

uygar 8 Yıl Önce

gün gelir devran döner bugün güç zehirlenmesi yaşayanlar hesap verirken bulur kendisini. mgk kararlarına ve genel kurmayın tavrına bakılırsa nakşibendilerin illede menzilcilerin sonu yakın.

Tüm Yorumlar