Geçtiğimiz günlerde bir esnaf arkadaşımın yanına gitmiştim, esnafın hali nicedir diye sorgulamak için. Yanında misafirleri varmış buyur ettiler. Zaten konu politikaymış, bizi de dahil ettiler hemen ve hep iktidara yükleniyorsunuz, muhalefete az yükleniyorsunuz diye serzenişte bulundular. Gerçi hiç birisi Ak Partili değil ama yine de muhalefete de epeyce kızgınlar ve bu yüzden daha sık eleştirelim istiyorlar. 'Abi bizim muhalefet Çin malı' deyince atıldı misafirlerden birisi: 'Mustafa ben Çin Malı satıyorum, yapma bizim getirdiğimiz malların en çakması bile bizim muhalefetten daha sahici ve gerçekçi bu bize iftira olur' dedi. Düşünsenize Türkiye'de ve şehrimizde öyle bir muhalefet var ki; Çin Malı benzetmesi bile kabul edilmiyor ve Çin malı satanlar kıyasa bile izin vermiyor.
Düşünsenize bir ülkemiz var, neredeyse her gün şehit haberleri işitiyoruz. Peki kim şehit oluyor ya asker ya polisimiz. Peki kim şehit ediyor? İktidar tarafından şımartıldıkları bizzat iktidar tarafından itiraf edilen terör örgütlerinin hain üyeleri, göz yumulmakla kalmayıp Belediye araçlarının (yani kamu malının) kullanılarak kurdukları tuzaklarda gencecik fidanlarımızın hayatını söndürüyorlar. Sonrasında bir kınama, iki lanetleme ve Şehitliğin yüceliğinden dem vuran hamaset dolu alel usul (bizim o taraflarda baştan savma kelimesi yerine kullanılır) bir konuşma, ardından işlem tamam durmak yok yola devam.
Aynı ülkede işsizlik oranı 3'te 1'lere kadar gelmiş. Yani her üç kişiden birisi işsiz. Asgari ücretle çalışanı da işsiz sayabilirsiniz; zira işsizlik maaşı bile neredeyse daha iyi, açlık sınırının altında. Üstelik ülkeniz borç batağına saplanmış ve bütün madenleri, para kazandıran Kamu İktisadi Teşekkülleri yabancılara adeta peşkeş çekilircesine satılmış; yani Devletin elinden çıkmış. Toprak bütünlüğümüz tartışmaya açılır hale gelmiş. Dün postallarımızı yalayan peşmerge Barzani bile, bizim ülkemizin yöneticilerine ayar verebilecek cüreti kendinde bulur olmuş. Komşularımızda yaşayan insanlar açlık sefalet içinde, ırzları namusları dahil her şeyleri ya terör örgütlerinin ya da yabancı askerlerin insafına terk edilmiş, üstelik bu durumlarından büyük oranda bizim ülkemizin yöneticilerini sorumlu tutuyorlar. Yani komşu ülkelerde sıkıntı içindeki Müslüman kardeşlerimiz bizden hayır beklemez hale gelmiş ve bizim yöneticilerimizden nefretle bahsediyor. Say say bitmez sıkıntı içindeyiz ve yapayalnız bir ülkeyiz. Ama muhalefet Başkanlık sistemini tartışmaya açmanın derdinde. Sanki her sorun bitti, kimin keyfini nasıl ederiz meselesi tartışır gibi sözüm ona liderlerimizin keyfi için sistem değişikliği tartışacağız. "Ayranı yok içmeye" atasözünü nasıl hatırlatmazsın Allah aşkına? Şu hale bakar mısınız; Kılıçdaroğlu'nu dinliyoruz, hain terör örgütüne üye olmak ya da yardım yataklık etmekten tutuklanan insanlara mağdur gözü ile bakıyor ve mağdurların yanında yer alacağız diyor. Bahçeli'yi zaten artık dinlemiyoruz bile, milletçe Onu emin olun Ülkücüler bile dinlemiyor artık.
Gelelim şehrimize diyeceğim şimdi; siz bana "aman gelme Mustafa" diyeceksiniz eminim. "Aman şehrimizin iç acısı haline değinme şimdi içimiz karardı" diyeceksiniz ama az değineyim yine de müsaadenizle. Yoksa yazının formatına uymamış olacağız. Şehrin neredeyse bütün sokakları aylardır kazık, trafik laçka olmuş, belediyedeki yolsuzluk iddiaları almış başını gitmiş. En az 30 yıl dayanacağı söylenen kaldırımlar sökülüyor, yerine malum adreslerden satın alınan taşlardan kaldırım döşeniyor. Herkes biliyor asıl amacın hizmet olmadığını, herkes biliyor şehre baştan başa döşenen laleli ışıklandırma direklerinin her yere ilk iş neden dikildiğini. Herkes biliyor Tüprag'ın tarımımızı, hayvancılığımızı, termal turizmimizi baltalayacak yüksek gerilim hattı projesine Belediye Meclisi'nin "evet" demesi karşılığında battı çıktı kavaşağı sahibi olduğumuzu. Herkes biliyor belediyede rüşvetsiz hatırsız neredeyse hiç bir işin dönmediğini, herkes biliyor minibüs esnafına her türlü ahlaksızca yöntem uygulanarak Belediye tarfından mobing uygulandığını, herkes biliyor İl Özel İdaresi'nin neredeyse bütün kiracılarının paralelci çıktığını, herkes biliyor Belediye Başkanı'nın bu kadar sıkıntı arasında sırıtarak "fore kazık çakıyoruz" derken bütün Uşak halkına alenen hakaret ettiğini, herkes biliyor Tarım'da, Orman'da, Sağlık'ta yolsuzluk iddialarının ardı arkasının kesilmediğini, Sağlık personeli biliyor cemaate zarar ettirmemek için kokmuş etin cemaatin yurdundan satın alınarak kendilerine yedirildiğini, herkes biliyor her şeyi ben tekrar etmeyeyim. Ama ne hikmetse bizim Uşak'taki Muhalefet Partisi temsilcilerinin hiç bir şeyden haberi bile yok.
Düşünsenize ülkenin hali ve şehrin hali gerçekten içler acısı bir hale gelmiş ama muhalefetten çıt yok. Belediye Başkanı geliyor pazar esnafının kafasına pazar yerini yıkmaya kalkıyor, CHP milletvekili Özkan Yalım bey geliyor pazarcıya sahip çıkması beklenirken sanki Belediye Başkan Yardımcısı gibi konuşabiliyor. Düşünsenize Ali karaoba'nın yeni yaptırdığı hastane inşaatı sebebiyle Belediye ile iyi geçinmek zorunda olduğunu ve bu yüzden fazla ses çıkartamadığını bizzat CHP'liler dillendiriyor. Düşünsenize İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyelerinin iktidar partisi üyeleri ile gizli-açık ortaklıklar içerisinde olduğu konuşuluyor. Uşak halkı el birlik muhalefet ediyor paylaşım sitelerindeki hesaplarından ama muhalefetten yine tık yok. Kimse hiç bir konuyu yargıya taşımıyor. Kimse hiç bir yolsuzluğu Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi ya da Millet Meclisinin gündemine bile taşımıyor. Kimse olan bitene ilişkin tek kelime basın beyanatı vermiyor. Siyasilerin facebook paylaşımlarını haber yapan bir basınımız var sözde. Söyler misiniz; bu memleket uçuruma yuvarlanıyor madem Cumhurbaşkanı dahil hepimiz kabul ediyoruz acaba içinde biz yok muyuz yuvarlanan ülkenin. Söyler misiniz? Bu güne kadar kayda değer tek muhalefetini görmediğimiz bu adamların partisine daha ne kadar muhalefet partisi demeyi sürdüreceğiz?
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin yaptığına “Çin Malı Muhalefet“ demiştim, Çin malı satanlar gücendi!
Mustafa Yüce
Uğur kartal 8 Yıl Önce
çin malı esprisi süper olmuş yazıda belirttiğin noktalarda sonuna kadar haklısın uşakta türkiye'dede milleti akpye muhtaç ettiler ne chp nede mhp sesini çıkarmıyor hele mhp sesi bıraktım bir kenara resmen saraya ve hükümete sözcü olmaya başladı yazıklar olsun
Bırakın bu işleri 8 Yıl Önce
hadi ak?meclis üyelerini anladıkda bu chpli ve mhp meclis üyeleri ne yaparlar acaba meclis'te el kaldır indir diye seçtik onları uşak ne hale geldi çıkıp birtanesi konuşmuyor il başkanları desen zaten kendi derdine düşmüş anlaşılan karaoba kuruçay sizin sesiniz ne zaman çıkacak karakoç nafi sancar ibrahim cevher aylin dokur bekir akağaç konuşmayı yada memleketin bu halini eleştirmeyi ne zaman düşünüyorsunuz memnunmusunuz şu an
üniversite gerçeği 8 Yıl Önce
acaba okulda ki fetö oluşumunu destek veren bademi koruyan kim? kimleri eşleri bu bademin eşi ile akşam sohbetlerine katılıyordu?
KİMMİ? 8 Yıl Önce
sermaye ve uşak veki̇lleri̇ eğer deği̇lseler çikip kamuoyuna açiklama yapsinlar
inşaatcı 8 Yıl Önce
karamsar bir tablo çizmek istemiyorum ama ne iktidardan ne muhalefetten umutluyuz. teknolojin kadar dünyada söz sahibisin. gelişmişliğin ölçüsü teknolojidir. ülkemizin bilimsel ve teknolojik açıdan bir adım ileri gitmesi için istek belki var ama çaba ve alt yapı yok. kişisel kısır döngü içinde birine yaranıp günü kurtarma telaşındayız. önce ülkem milletim sonra ben ve ailem düstürüne sahip olamadık maalesef. şuan gıpta ederek baktığımız gelişmiş ülkelerin hepsi, daha 70 yıl önce savaştan çıktılar. koltuğumuzu kabartan türk bilim insanları yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız. bilim insanımıza belirli bir kalıp içine sokmak çabasından vazgeçin, hiyerarşi düzeni içinde amirlik taslamayın, onu 8 saat orada tutmaya çabalamayın, kravat takıp takım elbise giymesi için zorlamayın. saçıyla tüyüyle uğraşmayın. araştırma ve geliştirme yapılacak ortamları hazırlayın. hatırı sayılır bütçeler ayırın lütfen. youtube'dan google ofis tanıtımını izleyin neden bu kadar büyük olduklarını anlarsınız.