Atalarımız Kuruluş Anayasasından beri yapılan bütün Anayasalarda virgülüne dokunulmadan günümüze kadar gelen değiştirilmesini istemenin bile suç olduğu maddeler koymuşlardır anayasamıza; ki bu maddeler rejimi korumak için konulmuştur, bu sistemi ya da rejimi oluşturup tasarlayıp kuran Atatürk ve silah arkadaşları tarafından. Şimdi bu gün Meclisin gündemine getirdiğiniz rejim değişikliği teklifi işte o değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez denen maddelerin arkasından dolaşmaktır ve bu en hafif tabirle hukuka ihanettir. Ülke kan gölüne dönmüş, bölünme tartışılıyor yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, çocuk ve kadın istismarı, mağduriyetler ve suçlar almış başını gitmiş. Tüm bunlar olurken milletin meclisinde oturanlar şimdi de Başkanlık teranesi tartışıveriyor; yerseniz. Ayrıca bu anayasa maddelerinin değiştirilmesini teklif edenler yada bu maddelere aykırı anayasa maddesi teklifi getirenlerin hangi suçtan yargılanmaları gerektiği de açıktır.
Yaptığınız şey; her şeyden evvel anayasaya ve laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin ruhuna aykırıdır. Dikkat edin bu konuda biraz daha cüret etmeniz halinde; devletin iç güdüsel koruma refleksi devreye girer ki işte o zaman bu anayasa taslağını hazırlayıp teklif halinde sunanlar bu maddeleri cezaevinde tartışmak zorunda kalabilirler. Gerçi devletin bahsettiğim refleksi çoktan devreye girdi ve o reflekslerin devreye girmesiyle birlikte ordumuz, operasyon için valilik oluru şartı isteyen kararnameleri çiğnemek, yani bir nevi kanuna uygun olmayan operasyon yapmak pahasına, PKK ile etkin silahlı mücadeleye girişince anlamalıydınız, bunun devletin ya da sistemin koruma refleksinin devreye girmesiyle kendiliğinden oluştuğunu. Ya da devlet içindeki FETÖ'cüleri tek tek tespit eden devletin, siyasilerin tüm oyalama ya da engelleme gayretlerine rağmen birden bire FETÖ temizliğine girişmesinden de farkedebilirdiniz bu durumu. Neyse konumuz bu değil ama yeri gelmişken uyarayım istedim.
Konumuza dönelim; rejim değişikliği gibi meselelerin, gündem edilip tartışılması işine eskiden kahvelerde bile kimse cesaret edemezdi. Hatta Cumhuriyetin temel değerlerine aykırı konuşmalar dahi yapılamazdı hiç bir yerde eskiden. Şimdi bakıyorum da, üstelik neredeyse her gün bir yerlerde bombanın patladığı her gün yeni şehit haberleri duymaktan gına getirdiğimiz, böylesi milletin yaslı günlerinde meclisteki vekilllerimiz öyle bir noktaya geldiler ki yasama ve yürütme işlerini yürüten Büyük Millet Meclisi'nde tartışıyor rejim değişikliği meselesini...
Konumuza dönelim; rejim değişikliği gibi meselelerin, gündem edilip tartışılması işine eskiden kahvelerde bile kimse cesaret edemezdi. Hatta Cumhuriyetin temel değerlerine aykırı konuşmalar dahi yapılamazdı hiç bir yerde eskiden. Şimdi bakıyorum da, üstelik neredeyse her gün bir yerlerde bombanın patladığı her gün yeni şehit haberleri duymaktan gına getirdiğimiz, böylesi milletin yaslı günlerinde meclisteki vekilllerimiz öyle bir noktaya geldiler ki yasama ve yürütme işlerini yürüten Büyük Millet Meclisi'nde tartışıyor rejim değişikliği meselesini...
Hiç kusura bakmayın beyler ama bunu milletin meclisinde ve bu milletin gözünün önünde tartışmanız bile milletin midesini bulandırıyor bilesiniz. Milletin burnundan soluduğu bir dönemde bu konuyu meclis gündemine hiç getirmeseniz sizin için iyiydi. Hiç değilse bu günler geçene dek sabretmeliydiniz. Gerçi sizde telaş içinde oldugunuz için haklısınız, farkındasınız tabii yolun sonuna geldiğinizin, tatbikat bitince hevesleriniz kursağınızda kaldı. Neyse böyle hakikaten milletin maddi manevi her alanda adeta buhran yaşadığı bir zaman diliminde her işi bitirmişsiniz de, bir tek sistem değişikliği kalmış gibi alıp gelip milletin önüne bu konuyu dayatmanız sizin açınızdan hiç de iyi olmadı. Zaten herkes yani bütün bir millet her şeyden siyasilerin sorumlu olduğunun farkında. Oğlu FETÖ'cülükten cezaevine atılan baba da siyasileri sorumlu tutuyor, yine oğlu IŞİD ya da PKK tarafından tuzağa düşürülerek haince vurulup şehit edilen asker ya da polis babası da. Babası FETÖ suçlaması sebebiyle işten atılan çocuk da siyasileri suçluyor; çocukları yetim kalan PKK'lının eşi de siyasileri suçluyor; siz şımarttınız bunları diye. "FETÖ'ye mecbur eden de sizdiniz çocuğumu, üstelik övgülerinizle tavsiye ederek, PKK'yı azdırıp başımıza geçirmeye kalkan da sizdiniz" diye kızıyor siz siyasilere.
Yani böyle bir vakitte hiç olacak iş mi bu? Bardağı taşırmak istiyoruz der gibisiniz. Adeta tüm vekiller olarak milletle alay eder gibisiniz ve bilmem farkında mısınız? millet her şeyin farkında artık. Yine siz uyandırdınız uyuyan milleti birbirinize düşerek. Siz sona gelindiğini ve planın çöktüğünü farkedip, birbirinize düşüp birbirinizi eleştirdikçe, tabiri caizse kuyruğuna basılan ya da sıkışan konuştukça öğrendi bu millet kimin ne olduğunu? Neyse bırakın artık mecliste cambaza bak oynamayı da terörle mücadele için gerekli yasal düzenlemeleri yapıp askerin, polisin, savcının, hakimin elini güçlendirmenin yollarını arayın. Palazlandırıp şimdi de mücadeleye mecbur ettiğiniz yani bir nevi hedef tahtasına yerleştirdiğiniz Cumhuriyet Savcılarını, güvenlik güçlerini cesaretlendirmek ve de sağ salim bu operasyonları tamamlamalarını sağlamak maksatlı korunmalarını sağlamak için güvenlik önlemlerini artırın. Valiler, Emniyet Müdürleri, Cumhuriyet Savcıları canından endişe ederse kim uğraşır mafyatik yapılarla, kim uğraşır terör örgütleri ile?
Daha operasyonları Valilik oluruna bağlayan kararnameyi ya da örgütle mücadelede askerin polisin elini kolunu bağlayan kanunları bile değiştirmediniz. Daha FETÖ'cülükten sorgusuz sualsiz cezaevine atıpta aylardır hakim karşısına çıkaramadığınız, dolayısıyla tutuklanmaya değer, suç işlememişse büyük haksızlık etmiş olduğunuz insanlar var cezaevinde mağdur. Kaldı ki suçlu da olsa insanların neyle suçlandıklarını bilmek ve savunma yapmak hakkı ellerinden asla alınamaz. Bunun makul süresi bellidir zaten hem kanun hem vicdan terazisinde. Bize ne ,o bizim işimiz mi? Demeyin hiç; Savcının işi Polisin işi de demeyin sakın! Savcı mı kaldı polis mi kaldı elimizde? Devletin Uşak'taki savcı ve polis sayısı neredeyse yarı yarıya eksildi, bunaldı yazık adamcağızlar da bir personel takviyesi mi yaptınız? Üstelik iş bir hayli artmışken yarı yarıya düşen hakim ya da savcı sayısına takviye mi geldi; hayır! Peki polis sayısı ne alemde? Neyse bu başka bir yazının konusu idi araya sokuşturalım dedim. Emniyet ve Adliye personeli kan ağlıyor işten başını kaldıramıyor ve sosyal yaşamları bitme derecesine geldi haberiniz olsun. Tüm bu zorlukları bilerek çıkartmadığınızı ya da kolaylıkları bilerek gercekleştirmediğinizi nerden bilsin insanlar?
Yani böyle bir vakitte hiç olacak iş mi bu? Bardağı taşırmak istiyoruz der gibisiniz. Adeta tüm vekiller olarak milletle alay eder gibisiniz ve bilmem farkında mısınız? millet her şeyin farkında artık. Yine siz uyandırdınız uyuyan milleti birbirinize düşerek. Siz sona gelindiğini ve planın çöktüğünü farkedip, birbirinize düşüp birbirinizi eleştirdikçe, tabiri caizse kuyruğuna basılan ya da sıkışan konuştukça öğrendi bu millet kimin ne olduğunu? Neyse bırakın artık mecliste cambaza bak oynamayı da terörle mücadele için gerekli yasal düzenlemeleri yapıp askerin, polisin, savcının, hakimin elini güçlendirmenin yollarını arayın. Palazlandırıp şimdi de mücadeleye mecbur ettiğiniz yani bir nevi hedef tahtasına yerleştirdiğiniz Cumhuriyet Savcılarını, güvenlik güçlerini cesaretlendirmek ve de sağ salim bu operasyonları tamamlamalarını sağlamak maksatlı korunmalarını sağlamak için güvenlik önlemlerini artırın. Valiler, Emniyet Müdürleri, Cumhuriyet Savcıları canından endişe ederse kim uğraşır mafyatik yapılarla, kim uğraşır terör örgütleri ile?
Daha operasyonları Valilik oluruna bağlayan kararnameyi ya da örgütle mücadelede askerin polisin elini kolunu bağlayan kanunları bile değiştirmediniz. Daha FETÖ'cülükten sorgusuz sualsiz cezaevine atıpta aylardır hakim karşısına çıkaramadığınız, dolayısıyla tutuklanmaya değer, suç işlememişse büyük haksızlık etmiş olduğunuz insanlar var cezaevinde mağdur. Kaldı ki suçlu da olsa insanların neyle suçlandıklarını bilmek ve savunma yapmak hakkı ellerinden asla alınamaz. Bunun makul süresi bellidir zaten hem kanun hem vicdan terazisinde. Bize ne ,o bizim işimiz mi? Demeyin hiç; Savcının işi Polisin işi de demeyin sakın! Savcı mı kaldı polis mi kaldı elimizde? Devletin Uşak'taki savcı ve polis sayısı neredeyse yarı yarıya eksildi, bunaldı yazık adamcağızlar da bir personel takviyesi mi yaptınız? Üstelik iş bir hayli artmışken yarı yarıya düşen hakim ya da savcı sayısına takviye mi geldi; hayır! Peki polis sayısı ne alemde? Neyse bu başka bir yazının konusu idi araya sokuşturalım dedim. Emniyet ve Adliye personeli kan ağlıyor işten başını kaldıramıyor ve sosyal yaşamları bitme derecesine geldi haberiniz olsun. Tüm bu zorlukları bilerek çıkartmadığınızı ya da kolaylıkları bilerek gercekleştirmediğinizi nerden bilsin insanlar?
Konumuza dönelim; şu an Türkiye'de iş bekleyen milyonlarca işsize iş kapısı mı olacak başkanlık yada adı neyse tartıştığınız bu sistem? Ya da iktidarın elleriyle büyüttüğünü yine iktidar sahiplerinin itiraf ettiği FETÖ, PKK ya da IŞİD gibi terör örgütlerini bitirecek sihirli değnek midir bu başkanlık dediğiniz? Ne diyelim bizi bunları yazmaya da mecbur ettiniz ya el birlik! Elbirlik herkesi paranoyak ettiniz, milleti saçma sapan korkular sebebiyle saçma sapan işler yapan, polis kılığında arayıp iftira ile cezaevine atılacaksınız çabuk para yatırın diyen heriflerin verdiği hesaba bile para yatıran yani tokatçılara devlet korkuları sebebiyle çarpılan, çocuğunu işe yerleştirebilmek için 50 yaşından sonra değişmeye en azından susup eğilmeye mecbur ettiginiz insanlardan oluşan bir garip topluluğa çevirip gitmektesiniz bizi elbirlik! Bizi dünyaya rezil ettiniz, dünya politikacıları arasındaki itibarınızı adeta yok ettiniz, kısaca siz iktidar ve muhalefet elbirlik ülkemizi adeta yaşanmaz hale getirdiniz!
Birde utanmadan geçmiş milletin karşısına biz bu sistemi değiştirsek mi ne dersiniz? diye millete sormaktasınız. Üstelik yine politik rant aparmak, bu bahane ile popülarite artırmak derdinde pek çoğunuz. Kimisi Vekillik koltuğunu tekrar kazanabilmenin peşinde, kimisi FETÖ'cü olmadığını ispat etme dedinde bu vesile ile. Bir grubunuz kahramanlık aparmanın derdinde güya karşı çıkıyor gibi yapıp, bir kısmınızsa milleti oyalayip iktidardaki işgal süresini artırdığı için ellerinizi ovuşturmaktasınız. Çok az samimi insan var aranızda ne yazık. Boşverin bu işleri, sizin pek çoğunuz boş kağıda imza atanlardan, pek çoğunuz Fetullah gibi bir meczupun haşa "mehdi" yada Halife diye elini eteğini öpenlerden, pek çoğunuz kendi memleketinde türlü çertefilli işlerle yalanla dolanla anılanlardansınız. Sizin vereceğiniz reyin ne ehemmiyeti var ki zaten. Zaten pek çoğunuz iradesini FETÖ'ye ya da başka bir erke (genel başkan gibi) kaptırmış insanlarsınız. Size söylüyorum eyy milletin vekilleri, delikanlı iseniz bırakın mecliste cambaza bak oynamayı da, kendi aranızda oylama bile yapmadan hatta hiç muhalefete süre tanımadan, yani şu eksiği de var şu yönüde var diye eleştirtmeden hiç kimseye, millete getirin o değisikliği de alın bir güzel cevabınızı. Alın boyunuzun ölçüsünü!
Birde utanmadan geçmiş milletin karşısına biz bu sistemi değiştirsek mi ne dersiniz? diye millete sormaktasınız. Üstelik yine politik rant aparmak, bu bahane ile popülarite artırmak derdinde pek çoğunuz. Kimisi Vekillik koltuğunu tekrar kazanabilmenin peşinde, kimisi FETÖ'cü olmadığını ispat etme dedinde bu vesile ile. Bir grubunuz kahramanlık aparmanın derdinde güya karşı çıkıyor gibi yapıp, bir kısmınızsa milleti oyalayip iktidardaki işgal süresini artırdığı için ellerinizi ovuşturmaktasınız. Çok az samimi insan var aranızda ne yazık. Boşverin bu işleri, sizin pek çoğunuz boş kağıda imza atanlardan, pek çoğunuz Fetullah gibi bir meczupun haşa "mehdi" yada Halife diye elini eteğini öpenlerden, pek çoğunuz kendi memleketinde türlü çertefilli işlerle yalanla dolanla anılanlardansınız. Sizin vereceğiniz reyin ne ehemmiyeti var ki zaten. Zaten pek çoğunuz iradesini FETÖ'ye ya da başka bir erke (genel başkan gibi) kaptırmış insanlarsınız. Size söylüyorum eyy milletin vekilleri, delikanlı iseniz bırakın mecliste cambaza bak oynamayı da, kendi aranızda oylama bile yapmadan hatta hiç muhalefete süre tanımadan, yani şu eksiği de var şu yönüde var diye eleştirtmeden hiç kimseye, millete getirin o değisikliği de alın bir güzel cevabınızı. Alın boyunuzun ölçüsünü!
Söylesenize BOP diye diye; önce teröriste teslim edip zulmettirdiğiniz, haraç ödettiğiniz, sonrada güvenlik güçlerimizi; evlerini başına yıkmak zorunda bıraktığınız, günlerce sokağa dahi çıkaramadığınız, neredeyse her üç evden birinin çocuğunu cezaevine tıktığınız, işsiz, sefil kısaca BOP derken yıldız derken, bok içinde ve karanlıkta bıraktığınız, bununla yetinmeyip batı bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza kürt aleyhtarı propaganda yayarak tü kaka ilan etmeye kalktığınız, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi halkı mi size oy verecek? Yoksa Habur kepazeliğinin ve açılım rezaletinin, "Sayın Öcalan" diye diye, yapılan konuşmaların neticesini gören Karadeniz mi size oy verecek? Ege'ye zaten gelmeye cesaretinin olduğunu sanmıyorum AKP'li bakanların! Kim verir sahi, Alevi verir mi, Yavuz Selim'in adını köprüye verenlere oy? Bu sözüm bütün meclise hiç kusura bakmayın ama siz bana sorarsanız her şeyden önce kendiniz meşru değilsiniz. Millet size verdiği reyi çoktan geri aldı, hoş zaten hiçte gönüllü vermemişti kimse size oyunu.
Milletin meclisi diyorsunuz ama orada milletten ne eser var ne esame! En azından milletin dertleri konuşulmuyor o mecliste. O mecliste milletin emeklisi, emekçisi, dulu, yetimi perişan olduğu halde, bir kez bile gündem edilmiyor. Mecnun'a sormuşlar neden erken yattın, siz Leyla'dan konuşmuyordunuz ki; Neyleyim Leyla'nın konuşulmadığı dost meclisini, baktım mevzu Leyla değil bende çektim uyudum demiş. Neyleyim milletin konuşulmadığı Millet Meclisini! Millette zaten ilgilenmiyor artık Meclisinde ne olup bittiği ile. Çok açık konuşuyorum O meclis şaibeli, hiç Gazi Meclis edebiyatı falan yapmaya kalkmayın. O meclis Gazi Meclisi olsa Türk Devleti asla FETÖ denen hainler güruhu tarafından neredeyse yarı yarıya ele geçirilemezdi. Mutlaka meclis milleti ya da devleti uyandırırdı. Ama asker uyardı meclisi, MİT uyardı; kısaca devlet uyardı da meclis duymazdan geldiği gibi milletin gündemine bile taşımadı bu uyarıları. O meclis Gazi Meclis olsa, sınırdan sokulan terörist çadır mahkemelerinde affedilip cebine para konarak serbestçe sokaklarda dolaştırılırken askerin, polisin kolunu bağlar mıydı hiç?
Evet hiç kusura bakmayın ama resmen taşları bağlayıp, köpekleri bu milletin üzerine saldınız çıkardığınız kanunlarla. Ama bakın ne kadar uğraşsanız da FETÖ'cü yapamamışsınız devletimizin tamamını! Devletini; Devlet bilen, memurumuz, amirimiz çoğunlukta imiş çok şükür ki işler yürüyor ağır aksakta olsa. İftira ile iliştirdikleriniz dahil yüz bin kişi bile edinememişsiniz ki yarıdan fazlasının iftira çıkabileceğini düşünüyorum. En azından böyle bir örgüt bilinciyle hareket eden sayısının koca ülkede iş adamı, medya, siyasetçi dünyası dahil ki en fazla bu üç meslek grubunda var kanaatimce, hepsini toplasan örgüt bilinci ile hareket eden yani fetullahcı değil de gerçekten Fetöcü olan; bilmiyorum 100 bin insan çıkar mı? Bakın siz iktidarda olmanıza rağmen muhalefetten destek alarak 100 bin FETÖ'cü biriktirememişsiniz ama bu millet bağrında onların yani FETÖ'nün belini kıracak, hepsini tek tek tespit edip hesaba çekecek, yüz binleri yetiştirip Devletin Ordusuna, MİT'ine, Emniyetine, Adliyesi'ne önceden yerleştirmiş.
İkide bir neden muhalefeti de katıyorsun demesin okuyucularım, Vallahi ben katmak istemiyorum aslında, hiç değilse oy verenlerin hatırına. Çünkü hepsi iyi niyetle veriyorlar muhalefete oyu, biliyorum, ama dediğim gibi ben katmıyorum, onlar hep iktidara katıldılar da millet farkedemedi bu güne kadar. Kimse kendi parti yöneticisine vekiline yakıştıramadı. Ama kabul etsekte etmesekte çoğu kez ve çoğu zaman diliminde aslında iktidar muhalefet bazen el ele bazen de danışıklı dövüş şeklinde buraya kadar geldiler. Kabul etsekte etmesekte malesef yüzleşmeliyiz ki gerçek bu. Şimdi örnekler verip yazıyı uzatmak istemiyorum. Siz o geçmiş dönemlere gidip Baykal'ın Erdoğan'ı siyasete nasıl soktuğundan girin de Kılıçdaroğlu'nun bir türlü ellerine devlet görevlilerinin eriştirdiği belgeleri açıklamamış olmasına varıncaya değin Bahçeli'nin 3 Kasım seçim kararından girin de bugünkü tavırlarına varıncaya değin bakın. Hülasa, samimi söylüyorum muhalefette iktidar kadar olmasa da az kabahat işlemedi aslında.
Milletin meclisi diyorsunuz ama orada milletten ne eser var ne esame! En azından milletin dertleri konuşulmuyor o mecliste. O mecliste milletin emeklisi, emekçisi, dulu, yetimi perişan olduğu halde, bir kez bile gündem edilmiyor. Mecnun'a sormuşlar neden erken yattın, siz Leyla'dan konuşmuyordunuz ki; Neyleyim Leyla'nın konuşulmadığı dost meclisini, baktım mevzu Leyla değil bende çektim uyudum demiş. Neyleyim milletin konuşulmadığı Millet Meclisini! Millette zaten ilgilenmiyor artık Meclisinde ne olup bittiği ile. Çok açık konuşuyorum O meclis şaibeli, hiç Gazi Meclis edebiyatı falan yapmaya kalkmayın. O meclis Gazi Meclisi olsa Türk Devleti asla FETÖ denen hainler güruhu tarafından neredeyse yarı yarıya ele geçirilemezdi. Mutlaka meclis milleti ya da devleti uyandırırdı. Ama asker uyardı meclisi, MİT uyardı; kısaca devlet uyardı da meclis duymazdan geldiği gibi milletin gündemine bile taşımadı bu uyarıları. O meclis Gazi Meclis olsa, sınırdan sokulan terörist çadır mahkemelerinde affedilip cebine para konarak serbestçe sokaklarda dolaştırılırken askerin, polisin kolunu bağlar mıydı hiç?
Evet hiç kusura bakmayın ama resmen taşları bağlayıp, köpekleri bu milletin üzerine saldınız çıkardığınız kanunlarla. Ama bakın ne kadar uğraşsanız da FETÖ'cü yapamamışsınız devletimizin tamamını! Devletini; Devlet bilen, memurumuz, amirimiz çoğunlukta imiş çok şükür ki işler yürüyor ağır aksakta olsa. İftira ile iliştirdikleriniz dahil yüz bin kişi bile edinememişsiniz ki yarıdan fazlasının iftira çıkabileceğini düşünüyorum. En azından böyle bir örgüt bilinciyle hareket eden sayısının koca ülkede iş adamı, medya, siyasetçi dünyası dahil ki en fazla bu üç meslek grubunda var kanaatimce, hepsini toplasan örgüt bilinci ile hareket eden yani fetullahcı değil de gerçekten Fetöcü olan; bilmiyorum 100 bin insan çıkar mı? Bakın siz iktidarda olmanıza rağmen muhalefetten destek alarak 100 bin FETÖ'cü biriktirememişsiniz ama bu millet bağrında onların yani FETÖ'nün belini kıracak, hepsini tek tek tespit edip hesaba çekecek, yüz binleri yetiştirip Devletin Ordusuna, MİT'ine, Emniyetine, Adliyesi'ne önceden yerleştirmiş.
İkide bir neden muhalefeti de katıyorsun demesin okuyucularım, Vallahi ben katmak istemiyorum aslında, hiç değilse oy verenlerin hatırına. Çünkü hepsi iyi niyetle veriyorlar muhalefete oyu, biliyorum, ama dediğim gibi ben katmıyorum, onlar hep iktidara katıldılar da millet farkedemedi bu güne kadar. Kimse kendi parti yöneticisine vekiline yakıştıramadı. Ama kabul etsekte etmesekte çoğu kez ve çoğu zaman diliminde aslında iktidar muhalefet bazen el ele bazen de danışıklı dövüş şeklinde buraya kadar geldiler. Kabul etsekte etmesekte malesef yüzleşmeliyiz ki gerçek bu. Şimdi örnekler verip yazıyı uzatmak istemiyorum. Siz o geçmiş dönemlere gidip Baykal'ın Erdoğan'ı siyasete nasıl soktuğundan girin de Kılıçdaroğlu'nun bir türlü ellerine devlet görevlilerinin eriştirdiği belgeleri açıklamamış olmasına varıncaya değin Bahçeli'nin 3 Kasım seçim kararından girin de bugünkü tavırlarına varıncaya değin bakın. Hülasa, samimi söylüyorum muhalefette iktidar kadar olmasa da az kabahat işlemedi aslında.
Bakın bir iddia ortaya atıyorum, şayet Bülent Arınç bile FETÖ'cü çıktı deniyor ise bizzat AKP'lilerce ki; bence de buz gibi olabilir. O halde bu Meclisin dörtte üçü FETÖ'cü çıkabilir. Neden diyeceksiniz... Bahçeli'nin şimdi başkan etmeye uğraştığı sayın Cumhurbaşkanımız'ın ima ile de olsa FETÖ'cü ilan ettiği isimleri bile bile aday etmedi mi Bahçeli de Kılıçdaroğlu da? Bir sürü sayarım da Ekmeleddin İhsanoğlu ve Durmuş Yılmaz örneği yeterli sanırım. Kılıçdaroğlu'nu konuşmaya lüzum yok, şizofreni kardeşi "Kemal kardeşim FETÖ'cüleri partiye doldurdu diyor da hani nerede?diyemiyoruz. Çünkü biz Uşaktan biliyoruz doldurmaya kalktı da Allah'tan partililer müsade etmedi. Ama bakarsın başka illerden sokmayı başardıkları olmuştur diye endişe ettiğimizden hani nerede FETÖ'cü?diyemiyoruz.
Bakınız Güneydoğu'da adamlar yolu kazmış altına uzaktan kumandalı bomba yerlestirmiş meclisin haberi bile yok! Hadi AKP-HDP ortaktı diyelim o dönem, ya CHP ve MHP, orada teşkilatları mı yoktu? Yoksa haber mi vermedi parti teşkilatı üyeleri? Neden millete duyurmadilar dersiniz bu muhalefet partilerinin sayın milletvekilleri? Düşünsenize, sizce o bombayı oraya dünya devletlerinin iyi yetiştirilmiş istihbarat elemanları mı yerleştirmiş olabilir? Yoksa okuma yazma bile öğrenememiş, sağını solunu bile bilmeyen, ruh hastası psikopat öğrenme özürlü PKK militanları mı? Sizce hangi, hiç bir devlet terbiyesi almış subay ya da askeri olmayan hainlerden kurulu terör örgütü bu türden işleri başarabilen eleman ya da militan yetiştirebilir ya da böyle bomba düzenekleri hazırlayabilir? Biz biliyoruz İngiliz istihbaratının bu hususta iyi yetiştirilmiş adamlar barındırdığını; yine MOSSAD ve CIA'nın da bu yönde iyi yetişmiş elemanlara sahip olduğunu.
Bu olaylar da buz gibi yabancı istihbarat örgütü elemanlarının da bizim devletimizin içindeki FETÖ'cü hainlerin de parmağı var. Her neyse ,diyelim iktidar bunca tezgaha göz yumdu ya muhalefet nerdeydi? Askerler bağırdı PKK yol keser oldu diye, polis bağırdı vergi topluyor PKK diye. Asayişi bile PKK sağlamaya kalkıyor diye. Valiler izin vermediği için yapılamayan pek cok operasyon hazırlığı kaldı askerin. İnternette izledik PKK'nın vergi dairesi kurduğunu ya da trafik cezası kestiğini. Hani muhalefet neredeydi, kör müydü bu olanları? Hani Kılıçdaroğlu AKP'nin IŞİD'e desteğinin belgeleri var diyordu elimde, açıklarsa Davutoğlu çok zor durumda kalırdı hani? Madem şimdi AKP'ye çılgınca muhalefet ediyor açıklasa da AKP ve Davutoğlu zor durumda kalsa ya! Haydi Türkeş Başbakan yardımcılığı için yuttu ve unuttu, yeminle konuştuğu IŞİD'e silah gittiğine ilişkin belgeleri? Acaba siz ne karşılığında unutup yuttunuz sayın Kılıçdaroğlu? Üstelik delikanlıysan açıkla, varsa elinde bir şey diye çıkışmıştı, Kiziroğlu diye meydana inip küçük enişte diye dalga geçilerek karşılanan, meydanda kaldığı sürece alay konusu edilmekten kurtulamayan ve Erdoğan'ın emir eri olduğunu palas palandıras koltuğundan indirilmesine bile sesini çıkarmayarak ispat eden Davutoğlu!
Sahi birde Bahçeli ile Kılıçdaroğlu'na Meclis'teki BYLOCK'çu ve FETÖ'cü Milletvekili, belediye başkanı ve bakanların listesinin verildiğini biliyorum. Ki bunu yani BYLOCK'cu bakan ve Milletvekillerinin mecliste olduğunu Kılıçdaroğlu da ifade etti. Madem bu beyler FETÖ konusunda samimi, açıklasalar ya bu BYLOCK'çu vekilleri, hem kaldırıp şu dokunulmazlıkları yargının önünü açsalar ya! Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu'nun son bir kaç aydır gerçekten samimi olduğunu düşündüren çıkışları olmadı değil. Partisini hiç değilse HDP ve FETÖ ile yanyana göstermeye çalışan zihniyete de izin vermeden muhalefet eder bir noktaya getirdi. Ayrıca Y-CHP söylemlerini terkedip, yeniden laik demokratik sosyal hukuk devleti vurgusunu öne çıkarmaya başladı. Ayrıca CHP olarak bu değışiklik hususundaki tavrı da diğer partilere oranla daha net CHP'nin her ne kadar yöntemi pek uygun bulmasamda.
Bugün başkanlık sistemi ne getirir ne götürür? gibi abuk bir soruya cevap arayacağına AKP iktidarı ne getirdi ne götürdü? İktidarda bir kaç ay daha kalırsa ne götürür? Bu soruların cevabı sorgulanmalı ve sine-i millet gibi ya da meclise milleti davet etmek gibi başka alternatifler tartışılmalı mesela. Neyse Kılıçdaroğlu'ndaki ve CHP'deki müspet değişiklikleri de belirtmiş olalım. Bu gerçekleri dile getirmezsekte haksızlık etmiş oluruz CHP ve Kılıçdaroğlu’na.
Bildiğiniz gibi zaman zaman Erdoğan ya da AKP'li bazı isimlerin bile konuşma ya da fiillerini buradan zaman zaman eleştiriyi bildiğimiz gibi övgüye değer olanı da göz ardı etmiyoruz mümkün olduğunca. Gerçekleri dile getirip hakkı hak sahibine teslim edebilmek adına bu ilaveyi yaptım. Samimi konuşuyorum elinde tesbihle kabadayı gibi paltoyu sırtına atıp poz veren, tarikat şeyhleri gibi koca koca gümüş yüzüklerini ille de köstekli saatini pozlarında ön plana çıkaran. Geçtiğimiz günlerde "bir oyum var o da evet" diyerek bana ilk kez doğru söyledin uzun zamandır; zira gerçekten de artık bir oyun var sadece, geçerse ona sözün geçer dedirten Bahçeli'yi zaten eleştirmeye değer bile bulmuyorum artık bu son açıklamasından sonra. AKP ve HDP'nin zaten tamamına yakını mecburen FETÖ'cü olduğuna göre siz düşünün kaç vekil vardır mecliste FETÖ'cü.
Neymiş efendim 330 çıkarmıymış! Atmıyorum 400 bile çıkartırlar Erdoğan istese. FETÖ'cü bir kaç milletvekili tutuklanıverir hemen hepsi hizaya gelir, sıra bize gelmesin aman diye. HDP'liler zaten yeterki hapisten kurtaracağız deyin, ülkeden çekip gitmeye razılar çünkü! Kürtler arasında da zerre haysiyetleri kalmadığına eminim ve siyasi hayatları da bitti. MHP ve CHP'de de hatrı sayılır derecede, eksiği gediği, gizli saklı işi bulunan vekiller de derhal hizaya gelir, olur sana 400 hatta 450'yi bile bulabilirler. Ama halk buna uyum gösterir mi, asıl problem burada başlıyor. Çünkü halkın hiçte öyle göründüğü gibi kendi rızasıyla sistem değişikliğine falan gideceği, hatta gitmeyi düşündüğü bile yok. Halkın sistemle bir problemi yok. Halkın problemi sistemi bu hale getirip her yeri arıza açtıranlarla. Bu nedenle zaten amaç meclisten karar çıkartmak değil amaç, milletin gündeminden Ensar'ı çıkartmak, amaç milletin gündeminden şehitleri çıkartmak. Amaç milletin gündeminden yolsuzlukları ayakkabı kutularını çıkarmak. Amaç milletin gündemine rejim değişikliğini sokup hiç değilse yarısını ikna etmek bu değişime ve milleti dönüştürmek.
Bakınız Güneydoğu'da adamlar yolu kazmış altına uzaktan kumandalı bomba yerlestirmiş meclisin haberi bile yok! Hadi AKP-HDP ortaktı diyelim o dönem, ya CHP ve MHP, orada teşkilatları mı yoktu? Yoksa haber mi vermedi parti teşkilatı üyeleri? Neden millete duyurmadilar dersiniz bu muhalefet partilerinin sayın milletvekilleri? Düşünsenize, sizce o bombayı oraya dünya devletlerinin iyi yetiştirilmiş istihbarat elemanları mı yerleştirmiş olabilir? Yoksa okuma yazma bile öğrenememiş, sağını solunu bile bilmeyen, ruh hastası psikopat öğrenme özürlü PKK militanları mı? Sizce hangi, hiç bir devlet terbiyesi almış subay ya da askeri olmayan hainlerden kurulu terör örgütü bu türden işleri başarabilen eleman ya da militan yetiştirebilir ya da böyle bomba düzenekleri hazırlayabilir? Biz biliyoruz İngiliz istihbaratının bu hususta iyi yetiştirilmiş adamlar barındırdığını; yine MOSSAD ve CIA'nın da bu yönde iyi yetişmiş elemanlara sahip olduğunu.
Bu olaylar da buz gibi yabancı istihbarat örgütü elemanlarının da bizim devletimizin içindeki FETÖ'cü hainlerin de parmağı var. Her neyse ,diyelim iktidar bunca tezgaha göz yumdu ya muhalefet nerdeydi? Askerler bağırdı PKK yol keser oldu diye, polis bağırdı vergi topluyor PKK diye. Asayişi bile PKK sağlamaya kalkıyor diye. Valiler izin vermediği için yapılamayan pek cok operasyon hazırlığı kaldı askerin. İnternette izledik PKK'nın vergi dairesi kurduğunu ya da trafik cezası kestiğini. Hani muhalefet neredeydi, kör müydü bu olanları? Hani Kılıçdaroğlu AKP'nin IŞİD'e desteğinin belgeleri var diyordu elimde, açıklarsa Davutoğlu çok zor durumda kalırdı hani? Madem şimdi AKP'ye çılgınca muhalefet ediyor açıklasa da AKP ve Davutoğlu zor durumda kalsa ya! Haydi Türkeş Başbakan yardımcılığı için yuttu ve unuttu, yeminle konuştuğu IŞİD'e silah gittiğine ilişkin belgeleri? Acaba siz ne karşılığında unutup yuttunuz sayın Kılıçdaroğlu? Üstelik delikanlıysan açıkla, varsa elinde bir şey diye çıkışmıştı, Kiziroğlu diye meydana inip küçük enişte diye dalga geçilerek karşılanan, meydanda kaldığı sürece alay konusu edilmekten kurtulamayan ve Erdoğan'ın emir eri olduğunu palas palandıras koltuğundan indirilmesine bile sesini çıkarmayarak ispat eden Davutoğlu!
Sahi birde Bahçeli ile Kılıçdaroğlu'na Meclis'teki BYLOCK'çu ve FETÖ'cü Milletvekili, belediye başkanı ve bakanların listesinin verildiğini biliyorum. Ki bunu yani BYLOCK'cu bakan ve Milletvekillerinin mecliste olduğunu Kılıçdaroğlu da ifade etti. Madem bu beyler FETÖ konusunda samimi, açıklasalar ya bu BYLOCK'çu vekilleri, hem kaldırıp şu dokunulmazlıkları yargının önünü açsalar ya! Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu'nun son bir kaç aydır gerçekten samimi olduğunu düşündüren çıkışları olmadı değil. Partisini hiç değilse HDP ve FETÖ ile yanyana göstermeye çalışan zihniyete de izin vermeden muhalefet eder bir noktaya getirdi. Ayrıca Y-CHP söylemlerini terkedip, yeniden laik demokratik sosyal hukuk devleti vurgusunu öne çıkarmaya başladı. Ayrıca CHP olarak bu değışiklik hususundaki tavrı da diğer partilere oranla daha net CHP'nin her ne kadar yöntemi pek uygun bulmasamda.
Bugün başkanlık sistemi ne getirir ne götürür? gibi abuk bir soruya cevap arayacağına AKP iktidarı ne getirdi ne götürdü? İktidarda bir kaç ay daha kalırsa ne götürür? Bu soruların cevabı sorgulanmalı ve sine-i millet gibi ya da meclise milleti davet etmek gibi başka alternatifler tartışılmalı mesela. Neyse Kılıçdaroğlu'ndaki ve CHP'deki müspet değişiklikleri de belirtmiş olalım. Bu gerçekleri dile getirmezsekte haksızlık etmiş oluruz CHP ve Kılıçdaroğlu’na.
Bildiğiniz gibi zaman zaman Erdoğan ya da AKP'li bazı isimlerin bile konuşma ya da fiillerini buradan zaman zaman eleştiriyi bildiğimiz gibi övgüye değer olanı da göz ardı etmiyoruz mümkün olduğunca. Gerçekleri dile getirip hakkı hak sahibine teslim edebilmek adına bu ilaveyi yaptım. Samimi konuşuyorum elinde tesbihle kabadayı gibi paltoyu sırtına atıp poz veren, tarikat şeyhleri gibi koca koca gümüş yüzüklerini ille de köstekli saatini pozlarında ön plana çıkaran. Geçtiğimiz günlerde "bir oyum var o da evet" diyerek bana ilk kez doğru söyledin uzun zamandır; zira gerçekten de artık bir oyun var sadece, geçerse ona sözün geçer dedirten Bahçeli'yi zaten eleştirmeye değer bile bulmuyorum artık bu son açıklamasından sonra. AKP ve HDP'nin zaten tamamına yakını mecburen FETÖ'cü olduğuna göre siz düşünün kaç vekil vardır mecliste FETÖ'cü.
Neymiş efendim 330 çıkarmıymış! Atmıyorum 400 bile çıkartırlar Erdoğan istese. FETÖ'cü bir kaç milletvekili tutuklanıverir hemen hepsi hizaya gelir, sıra bize gelmesin aman diye. HDP'liler zaten yeterki hapisten kurtaracağız deyin, ülkeden çekip gitmeye razılar çünkü! Kürtler arasında da zerre haysiyetleri kalmadığına eminim ve siyasi hayatları da bitti. MHP ve CHP'de de hatrı sayılır derecede, eksiği gediği, gizli saklı işi bulunan vekiller de derhal hizaya gelir, olur sana 400 hatta 450'yi bile bulabilirler. Ama halk buna uyum gösterir mi, asıl problem burada başlıyor. Çünkü halkın hiçte öyle göründüğü gibi kendi rızasıyla sistem değişikliğine falan gideceği, hatta gitmeyi düşündüğü bile yok. Halkın sistemle bir problemi yok. Halkın problemi sistemi bu hale getirip her yeri arıza açtıranlarla. Bu nedenle zaten amaç meclisten karar çıkartmak değil amaç, milletin gündeminden Ensar'ı çıkartmak, amaç milletin gündeminden şehitleri çıkartmak. Amaç milletin gündeminden yolsuzlukları ayakkabı kutularını çıkarmak. Amaç milletin gündemine rejim değişikliğini sokup hiç değilse yarısını ikna etmek bu değişime ve milleti dönüştürmek.
Ama gel gör ki halkın umurunda değiller. Sadece bir kaç vatansever Atatürkçü dert ediniyor bu işleri sahi zannedip. Siz madem komisyonlarda o kadar emek verdiniz heba olmasın artık. Gidin hep birlikte bu sistemi üçüncü sınıf bir dünya ülkesi satın alarak (nasılsa sizdeki para kimsede yok birleşin) gidin o satın aldığınız ülkede o insanlar üzerinde bir deneyin o sistemi! Bu coğrafyada Atatürk'ün sisteminden gayrısı bu tarihten sonra asla tutmaz ve bu millet asla sizin değil hiç kimsenin boyunduruğuna girmez. Gidin Afrika ülkerinde siyaset yapın artık; zira millet meydanlara bizzat inecek artık. Bırakın bu işleri de bir an önce sandığa gitmenin çaresine bakın yoksa enkazın altında bu millet değil ilk önce siz kalırsınız sayın milletvekilleri; sonra demedi kimse, demeyin.
Uşaklı 8 Yıl Önce
hayranım bu adamın yazılarına nalına da mıhına fs vuruyor ve cok iyi.
devlet hastnesi bayan pansumancı... 8 Yıl Önce
sayın çavuşoğlu 1 ocakta pansuman olacaktık.neymiş hastanede bayan personel yokmuş..başka yerden getiriyorlar.sağlıkta mahremiyet kalmamış,istediğimiz pansumancıyı secemiyoz.sonra sağlık personelini dövdün mü dövdü oluyor.adam pansumanda dikizliyor resmen..biz güvenilir sağlık hizmeti alamayacakmıyız.soruyorum başhekime.yok mu bayan pansumancınız yok mu
EŞMELİ 8 Yıl Önce
DOLAR 3777 TL EURO 3991 TL OLMUŞ GÜPEGÜNDÜZ TERÖR ŞEHİR MERKEZLERİNDE ADLİYEYİ POLİSİMİZİ HEDEF ALIYOR EKONOMİNİN TÜM GÖSTERGELERİ KÖTÜ BİR SEYİRDEYKEN KISACASI MİLLETİMİZ CAN DERDİNDE İKEN SİYASETCİLER BAŞKANLIK DERDİNDE MECLİSTE ANLAMSIZ KORDOĞIŞUYLE KUTUPLAŞMAYI DERİNLEŞTİRİYORLAR BUNUN ÜLKEMİZE NE YARARI OLABİLİRKİ OYSA YAPILMASI GEREKEN EN AZINDAN BU HASSAS DÖNEMDE BU BAŞKANLIK MESELESİ ÖTELENEBİLİR VE MİLLETİN BİRLİĞİ BERABERLİĞİ ADINA TÜM PARTİLERİN DESTEK VERECEĞİ MİLLİ MUTABAKAT HÜKÜMETİ KURULABİLİR YOKSA BU İŞİN SONU HAYIRLI GÖRÜNMÜYOR İNŞALLAH HIRSLARIMIZI EGOLARIMIZI YENİP DOĞRU ADIMLARI ATARIZ
kazım karabaştan tüm uşaklıya 8 Yıl Önce
hastane acilinine gidin kimse bakmıyor.elinde çay olan bir odadan çıkıyor temizlik personeli bile.biz orda düşmeden yatıyoz.beyefendiler yiyecek yiyor.bardan çıkmış bayana öylece bakıyorlar ilgileniyorlar.bizle hiç ilgilenen yok sonrada şikayet ettik mi işe yaramıyor.hastane değil tımarhane herkes kendi bildiğine türkü söylüyor.bir iğne yapılması için ordan oraya gidiyoz.ne bi söyleyen var nede tabela.uşak halkı dilekçe versin düğün salonu olan acili hasta bakılan yere çevirilsin.dua alsınlar.
Uşaklı 8 Yıl Önce
adam rejim diyor fetö diyor millet pansumancı sokuyor araya. şaka gibi.