Dilipak CHP'ye uğursuz demiş; aynaya bakmış! Asıl uğursuz önce kendisi, sonra gazetesi ve partisi!

Abdurrahman Dilipak... Biliyorsunuz, ben onun soyismini, kendi sosyal medya hesabımdan dilibok diye değiştirmiştim, Atatürk'e dil uzatıp iftira ve hakaret haltını, ikisini birlikte hem dili hem kalemi ile yediğinde. Kimse kusura bakmasın ama benim dilimin de harımı olmaz bu saatten sonra! Kimin uğur, kimin uğursuzluk getirdiğine 1923-1938 arası Türkiye'deki istikrar ve huzur ile 2002-2016 arası yaşanan sıkıntı ve huzursuzlukları kıyas eden her akıl sahibi görür. Birisi düşmanı yurttan kovanların partisi diğeri ise düşmanın iştahını kabartıp yeniden ülkeyi bölünme parçalanma noktasına getiren parti. Bütün İslam coğrafyasına UĞURSUZLUK getiren BOP'un eşbaşkanı, CHP Genel Başkanı değildi herhalde? Acaba ille de bir uğursuz varsa hangisi uğursuz?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve Türk Milleti'nin kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve yine kurucu iradenin partisine, üstelik halen (CHP Genel Merkezinin bütün yanlış tutumlarına ve her noktadan taarruza ve yıpratma yok etme gayretlerine rağmen hala) Türk Milleti'nin dörtte birinden daha fazlasının oyunu alan bir partiye ağza alınmayacak laflar sarfedene ben salyalarını topla deme hakkını bulurum! Atatürk'e ve Cumhuriyet Halk Partisine hakaret etmesine izin veren adli birimler herhalde beni bu ağzı bozuk kişiye haddini bildirmek suçundan sorgulamazlar.

Haddini bildirmek diyorum çünkü bu herif hakikaten haddini hududunu bilmiyor ve bunu haddini bildirmesini beklediğimiz CHP'nin başındakiler bizi, falan gün falan tarihte ayağa dikebilmenin derdine düşmüşler emir eri gibi. Hiç olacak iş mi Allah aşkına, AKP tabanından bile istenmeyecek bir şey istiyorlar CHP'lilerden! Neymiş efendim falan gün falan saatte evlerimizde ya da işyerlerimizde ayağa kalacakmışız bir dakikalığına ve o bir dakikalık ayağa dikelişimizi videoya çekip gönderecekmişsiz de sayın yöneticilerimizin sosyal paylaşım siteleri hesaplarında yayınlanacakmış!

Bu hadsizlere haddini bildirmesini beklediklerimiz böyle uçuk projelerle kamuoyu oluşturup Başkanlığı önleme derdindeler yersen tabi. Karşıymış gibi yapıp yol vermek ister gibi davranıyor CHP'li üst düzey yöneticilerin bir bölümü. Neyse konumuz bu değil ama yeri gelmişken bu konularda pek bir duyarsız kalıveren ve refleks vermekte geciken CHP yönetimine de bir eleştiri getirmiş olalım istedim. Konumuz "Dilipak efendinin" had bilmezliği. Madem buna haddini bildiren yok, biz kendi memleketimize, kendi çevremize gösterelim; ki bu had bilmezlere haddini bildirme işini vazife edinen yürekli gazeteciler de var hala.

Konumuza dönelim; dediğim gibi Dilipak'ın hezeyanlarından ibaret olan ve aslında ne söylemek istediğini kendisinin bile bilmediği ama sadece ve sadece CHPye arada hakaret edebilmek kastıyla ve CHP'yi kötü göstermek kastıyla kaleme alınmış bir yazı. Neymiş efendim CHP-HDP ile elele imiş! Yesinler sizin HDP'nizi! Sanki HDP Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat CHP'den gitti! Sanki HDP'li vekillerin kardeşi sizin partinden değilde CHP'den aday gösterildi! Sanki açılım türkülerini çığırırken sizinkiler, megri Megri diye böğürtürken Tatlıses'i ve Şivan Perver denen haini CHP'liler vardı yanınızda! Sanki Bahçeli'nin; APO ile (dolayısıyla ile dönemin HDP yönetimi ile) Başkanlıkta söz kesti diye suçladığı parti sizin parti değil de CHP idi! Sanki Habur rezaleti yaşanırken iktidarda CHP vardı ya da anneler ağlamasın diye kampanya yapan iki partinin birisi HDP iken diğeri sizin parti değilde CHP idi!

Eğer HDP ile elele veren bir parti varsa bu gün gibi ortadadır ki bu sizin partidir! FETÖ ile elele veren bir parti varsa da yine sizin partidir. CHP'yi bu şekilde kirletemezsiniz ve Türk Milleti sizin bu hezeyan dolu yazılarınızı okuyarak sizin ağzınızla CHP'ye pislik atmaz afedersiniz. Sizin ağzınızla elindeki tek sığınağı ve yegane kurtuluş ümidi olarak kalan partiyi tü kaka ilan etmez. Siz bittiniz Başkanlık Sistemini getirebileceğinize artık Seni Başkan yaptıracağız dediğiniz Erdoğan bile inanmıyor bana sorulursa. Bana sorulursa devlet de, millet de Cumhurbaşkanı da sizinle resmen alay ediyor ve nereye kadar gidebileceğinizi görmek istiyor. Başka bir deyişle ihanetinizi ne kadar ortaya koyabileceğinizi ve dilinizi ne kadar kirletip ne kadar müfterilik edebileceğinizi görmek istiyor.

Hep söylerim üyesi olmaktan büyük onur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin teminatıdır ve sizin o pis ağzınızdan dökülen salyavari sözleriniz ile kirlenmeyecek kadar temizdir. Bakalım devletimizin Cumhuriyet Savcılarını ne zaman göreve çağıracak Cumhuriyet Halk Partisi'nin sayın yöneticileri, bekleyip göreceğiz. Ama ben kendi adıma suç duyurusunda bulunuyorum buradan Dilipak hakkında! Bununla da kalmayıp hem ahirette hem de dünyada, kendisinden ayrıca sürekli Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhinde yayınlar yaptığına tanık olduğum gazetesinden ve tüm çalışanlarından ve  ayrıca da ülkemi bu hale getiren Dilipak'ın savunageldiği siyasi partinin kadrolarından davacı olduğumu kendi adıma ilan ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi son zamanlarda tarihinin en önemli imtihanını atlatmıştır ve bu ülkede ne kadar büyük bir ihtiyacı karşıladığını ortaya koymuştur kanaatimce. Türkiye'nin en sağ duyulu ve halka ve tabanına kulak veren partisi olduğunu ispat ederek diğer partilerle olan farkını çok açık ortaya koymuştur, Anayasa ya da rejim değişikliği adı neyse bu garabet yüklü hukuksuz metine Hayır diyerek. Ayrıca tek adamlığa değil demokrasiye yani halkın çoğunluğunun muradına sahip çıkarak demokrasinin yılmaz ve yıkılmaz kalesi olduğunu da ispat etmiştir. İşi gereksiz şov malzemesi haline getiren bir kaç samimiyetine inanılmayan, marjinal çıkış yapan siyasetçi hariç, tepeden tırnağa Ankara'dan yerele, teşkilatlarına ve sayın Milletvekilleri ve Genel Merkez yönetimi ve genel başkanına varıncaya değin, üye olsa da olmasa da kendisini Cumhuriyet Halk Partili görenlerin tümü bana göre bu sınavdan bir şekilde başarıyla ve alnının akıyla çıkmıştır ve çıkacaktır. 

Bütün Cumhuriyet Halk Partilileri karşı tarafın bütün çirkinleşme hatta çirkefleşme gayretine rağmen hiç onlara bulaşmadan, halkı ikna etmeyi hedef alarak, ülkücüyü, dindarı hatta tıpkı Erbakan gibi Başkanlık Sistemine ve tek adamlığa karşı samimi Erbakan'cıyı bile kucaklamaya çalışarak, bu demokrasi, insanlık, özgürlük ve onur mücadelelerini başarı ile verdikleri için ayakta alkışlıyorum. Her şeyden önce bir Cumhuriyet Halk Partili olarak ama gazeteci kimliğimle de yapıyorum bu alkışlama işini...

Çünkü gerçekten CHP Genel Başkanı'ndan en ücra köydeki üyesine kadar çok güzel bir hayır kampanyası yürüttü, teklif daha meclisten çıkmadan ve Meclis'ten çıkmadan milleti adeta hayıra kilitlemeyi başardı bana sorarsanız. Ankara'yı çok bilmem ama gerek Uşak İl Başkanımız Ali Karaoba ve yönetim kurulu üyeleri ve gerekse merkez ilçe Başkanımız, şahsı başta olmak üzere çok güzel bir hayır kampanyası yürütüldü Uşak'ta ve daha şimdiden tahminciler Uşak'ın ezici bir çoğunlukla Hayır vereceğine eminler.

Gazeteci kimligimle emeği geçen herkesi kutlarken sadece CHP'lileri değil samimi, aklıselim, ülkücü olduklarını ortaya koyan MHP eski Belediye Meclisi üyesi çok değer verdiğim ağabeyim, Barbaros Doğan abim gibi sayıları Uşak'ta pek çok olan ülkücü ağabey ve kardeşlerimi de ayrıca tebrik ediyorum. Şehir olarak bunca gerginlik arasında bu kadar kibar ve latif bir biçimde arkadaşlıklara ve kardeşliklere de zarar vermeksizin Hayır diyebilmemiz bana göre çok önemliydi. Ne mutlu Türküm diyene ve ne mutlu Kuvva-i Milliye ve aşıklar kenti Uşaklıyım diyene dedim samimiyetle.

Yani aslında Uşak halkı ben demesem belki Dilipak'ın ne yazdığından bile haberdar olmadan hayırlı yolculuğunu sürdürmekte. Demek ki "it ürür kervan yürür" atasözünü boşa söylememiş atalarımız. Başta Atatürk'ümüz ve validesi Zübeyde Hanım olmak üzere bütün Atalarımızın ruhu şad olsun ki Türk Milleti Hayırlı bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor.

Cümleten Hayırlı Yolculuklar bütün Türklüğü ile gurur duyanlara... Haddini bilmez hayırsızlara inat, HAYIR'lı yolculuklar!