Uzun zamandır Uşak Haber Merkezi İmtiyaz Sahibi olmam sebebiyle ülke ve kent gündemini yakından takip eden birisiyim. Beni yakinen tanıyanlar bilir ki; gazetecilik işiyle iştigal etmezden önce de zaten ülke gündemini ve politikayı yakından takip eden bir CHP'liydim. Gazetecilik işine girince mecburen bu mesaimiz arttı ancak hiç yazı yazmayı düşünmemiştim. Ancak uçurumun eşiğine getirildiği bizzat en üst düzey yöneticilerince itiraf ve ilan edilen ülkemizin ve milletimizin düşürüldüğü bu iç acısı duruma daha fazla kayıtsız kalamadım ve ilk belki de aynı zamanda son yazımı kaleme almaya ve yayımlamaya karar verdim. Baştan söylüyorum; iddiam yok ve bu sitedeki profesyonel yazarlara taş çıkartacak ayarda bir yazı çıkartamayabilirim ama sadece içimi dökmek istedim.
Ülkemizin durumu hepimizin malumu; sıfır terörle teslim aldığı ülkeyi ve yakın sınırlarını terör örgütleri bataklığı haline getiren politikalar üreten, yeryüzünün en verimli topraklarına sahip, yeraltı kaynakları bakımından en zengin ve en güzel coğrafyasında yaşayan, Yeryüzünün en büyük ve en asil Milleti olan Türk Milletini bunca nimet içinde; aç sefil hale getiren, Her üç gencinden birisini işsiz bırakan, sosyokültürel bakımdan ve inanç bakımından milleti erozyona sürükleyecek nitelikte sosyal politikalar ortaya koyan, Dış İşleri anlamında Türk Milletini Avrupa'dan ABD'ye, Rusya'dan, Çin'e; bütün birinci ya da ikinci sınıf devletler arasında Devletimizin itibarını bitme noktasına getiren, komşularımızın tamamı ile Türk Milletini problemli hale getirdiği yetmezmiş gibi yurdumuzu mülteci ve terör mağdurlarının cenneti haline getiren, yer altı ve üstü değerlerimizin tamamına yakınını Cumhuriyetimizin kazanımı olan ve bize her yıl devasa gelirler elde ederken, her geçen gün daha da büyüyebilme özelliğine sahip olan kurumlarımızı yabancıya haraç mezat satan ya da amiyane tabirle peşkeş çeken AKP İktidarı döneminde, küçük erkek çocuklarımızın iktidara yakın Vakıfların yurtlarında ırzına geçilmesinden tutun da, suçsuz yere sırf terörle mücadele etti ve FETÖ'ye boyun eğmediği için kumpaslar kurulan subaylarımızın yıllarca cezaevinde yatırılmasına varıncaya değin pek çok olaya tanıklık ettik.
Elbette ki maksadım AKP'yi kötülemek değil, illaki iyi işleri de olmuş olabilir ama o konuda da halk arasındaki genel intiba şu; çalmak için bazı işleri yapmak zorunda kalıyorlar. Ben demiyorum halk arasındaki genel intiba bu. Dileyen insin halkın arasına rastgele on kişiye sorsun AKP sence neden yol ya da köprü yapıp duruyor gerçekten ihtiyaç olduğu için mi? Yoksa başka maksatlar mı güdülüyordur sizce? Diye.. Şayet 7 tanesi neden olacak çalmanın en kolay yolu yol yapmakmış bunun için demezse, yani yolsuzluk yapmak için yol yaptılar demezse yalancısın Erkan deyin. Neyse demem o ki boşanma oranlarının zirve yaptığı icra dosyalarında patlamanın yaşandığı her gün binlerce esnafımızın batıp kepenk kapattığı fabrikalarının bacaları bile tütmez hale gelen ülkemizin iç acısı durumundan daha fazla bahsedip içinizi karartmayayım. Zira şehit haberleri tek başına bunaltmaya yetiyor da artıyor bile. Asıl meramımıza gelelim.
Ülkemizin durumu hepimizin malumu; sıfır terörle teslim aldığı ülkeyi ve yakın sınırlarını terör örgütleri bataklığı haline getiren politikalar üreten, yeryüzünün en verimli topraklarına sahip, yeraltı kaynakları bakımından en zengin ve en güzel coğrafyasında yaşayan, Yeryüzünün en büyük ve en asil Milleti olan Türk Milletini bunca nimet içinde; aç sefil hale getiren, Her üç gencinden birisini işsiz bırakan, sosyokültürel bakımdan ve inanç bakımından milleti erozyona sürükleyecek nitelikte sosyal politikalar ortaya koyan, Dış İşleri anlamında Türk Milletini Avrupa'dan ABD'ye, Rusya'dan, Çin'e; bütün birinci ya da ikinci sınıf devletler arasında Devletimizin itibarını bitme noktasına getiren, komşularımızın tamamı ile Türk Milletini problemli hale getirdiği yetmezmiş gibi yurdumuzu mülteci ve terör mağdurlarının cenneti haline getiren, yer altı ve üstü değerlerimizin tamamına yakınını Cumhuriyetimizin kazanımı olan ve bize her yıl devasa gelirler elde ederken, her geçen gün daha da büyüyebilme özelliğine sahip olan kurumlarımızı yabancıya haraç mezat satan ya da amiyane tabirle peşkeş çeken AKP İktidarı döneminde, küçük erkek çocuklarımızın iktidara yakın Vakıfların yurtlarında ırzına geçilmesinden tutun da, suçsuz yere sırf terörle mücadele etti ve FETÖ'ye boyun eğmediği için kumpaslar kurulan subaylarımızın yıllarca cezaevinde yatırılmasına varıncaya değin pek çok olaya tanıklık ettik.
Elbette ki maksadım AKP'yi kötülemek değil, illaki iyi işleri de olmuş olabilir ama o konuda da halk arasındaki genel intiba şu; çalmak için bazı işleri yapmak zorunda kalıyorlar. Ben demiyorum halk arasındaki genel intiba bu. Dileyen insin halkın arasına rastgele on kişiye sorsun AKP sence neden yol ya da köprü yapıp duruyor gerçekten ihtiyaç olduğu için mi? Yoksa başka maksatlar mı güdülüyordur sizce? Diye.. Şayet 7 tanesi neden olacak çalmanın en kolay yolu yol yapmakmış bunun için demezse, yani yolsuzluk yapmak için yol yaptılar demezse yalancısın Erkan deyin. Neyse demem o ki boşanma oranlarının zirve yaptığı icra dosyalarında patlamanın yaşandığı her gün binlerce esnafımızın batıp kepenk kapattığı fabrikalarının bacaları bile tütmez hale gelen ülkemizin iç acısı durumundan daha fazla bahsedip içinizi karartmayayım. Zira şehit haberleri tek başına bunaltmaya yetiyor da artıyor bile. Asıl meramımıza gelelim.
Ülkenin bu iç acısı durumuna aldırmayan AKP İktidarı; bizde bir tabir vardır kimse kusura bakmasın o tabiri kullanacağım çünkü cuk oturmakta; gemi azıya almış gibi bize yaşattığı bunca zulümle yetinmemiş özür dileyip kenara gelmenin yolunu arayacağına birde sistem değişikliği için Milletten izin alabileceği hayalini görüyor. Samimi söylüyorum buna inanabiliyorlarsa yani Milletin bunca yaşanan trajedinin üzerine bu kadronun getirdiği bir sistem değişikliğine evet diyebileceğini düşünebiliyorsa birileri akli melekelerini kontrol etsin. Ya da Millete ait eksik bilgilerini tamamlasın. Çünkü Türk Milletini tanıyan ve 14 senelik tecrübelerini göz önünde bulunduran akıl sahibi hiç kimse bu Milletin böyle bir sistem değişikliği veya yetki artırımına gidilmesine evet diyeceğini aklının köşesinden bile geçiremez. Tabi akılları varsa.
Akılları varsa diyorum çünkü akıl sahibi hiç kimse Atatürk gibi bir ulu önderin Vasiyetini gizleyebileceğini düşünmez. Akıl sahipleri bilir ki; Bir kişi ölmeden evvel varislerine bir vasiyet bırakmışsa o vasiyet varislerine mutlaka ulaştırılmalı ve varislerinin vasiyetin gereklerini yerine getirmeleri istenmelidir. Bu ölen kişiye ve varislerine saygının gereğidir. Daha önce Gazeteci arkadaşım Nurullah Çavuşoğlu'nun da okuyucularımıza varlığından bahsettiği, Aytunç Altındal gibi önemli isimlerin de varlığından sıkça söz ettiği ve halen Atatürk'ün yaverinin torunlarından Meriç Tumluer'in zaman zaman kamuoyunun gündemine getirme gayretlerinin görmezden gelindiği, Atatürk'ün ölümünden 50 yıl sonra açılmasının ve gereğinin yapılmasının isteyerek hazırladığı Vasiyetnamesini, Darbeci Kenan Evren 1988 yılında açıp hangi akla hizmetse artık 25 yıl sonra açıklanmak üzere yeniden kapattı. Kesin biliyormuş gibi yazıyorum çünkü paylaştığım bu bilgiler, daha önce Kenan Evren'in de sağlığında defalarca medya dâhil kamuoyunun gündemine geldi ve asla hiç kimse tarafından yalanlanmadı. Bu vasiyetin varlığını kabul eden pek çok önemli ismin varlığından da emin birisi olarak bu konudaki kesin bilgilerimi sizlerle paylaşıyorum.
Neyse 2013 yılı 10 Kasım'ında, yani Evren'in vasiyeti gereği tam 25 yıl sonra açıklanması gereken içeriğinde; günümüzde yaşanacak sıkıntılara ilişkin çözüm önerilerinin ayrıca siyasi kültürel ekonomik dini bilgilerle birlikte önceden tespit edilen bazı maden yataklarının yerlerinin bilgisinin de verildiğini bu konuda açıklama yapan şahsiyetlerin verdiği mülakatları internetten izleyerek öğrendim. Dilerseniz konu hakkında çok geniş bilgiler İnternetten bulabilirsiniz. Vasiyetin içeriğine dair net bilgim olduğunu söylersem de yalan söylemiş yanıltmış olabilirim. Netice de bildiğim bu vasiyetin içeriğinin Türk Milletinden önce Kenan Evren tarafından 25 yıl gizlendiği şimdi de 2013'ten beri yani yaklaşık dört yıldır ülkemizi yöneten iradece gizlendiği. Kısaca şöyle özetleyeyim. Devletimizin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yine Devletimizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, pek çok üst düzey yetkili aslında Atatürk'ün vasiyetini varislerinden yani milletinden gizleme suçunu işlemekteler.
Akılları varsa diyorum çünkü akıl sahibi hiç kimse Atatürk gibi bir ulu önderin Vasiyetini gizleyebileceğini düşünmez. Akıl sahipleri bilir ki; Bir kişi ölmeden evvel varislerine bir vasiyet bırakmışsa o vasiyet varislerine mutlaka ulaştırılmalı ve varislerinin vasiyetin gereklerini yerine getirmeleri istenmelidir. Bu ölen kişiye ve varislerine saygının gereğidir. Daha önce Gazeteci arkadaşım Nurullah Çavuşoğlu'nun da okuyucularımıza varlığından bahsettiği, Aytunç Altındal gibi önemli isimlerin de varlığından sıkça söz ettiği ve halen Atatürk'ün yaverinin torunlarından Meriç Tumluer'in zaman zaman kamuoyunun gündemine getirme gayretlerinin görmezden gelindiği, Atatürk'ün ölümünden 50 yıl sonra açılmasının ve gereğinin yapılmasının isteyerek hazırladığı Vasiyetnamesini, Darbeci Kenan Evren 1988 yılında açıp hangi akla hizmetse artık 25 yıl sonra açıklanmak üzere yeniden kapattı. Kesin biliyormuş gibi yazıyorum çünkü paylaştığım bu bilgiler, daha önce Kenan Evren'in de sağlığında defalarca medya dâhil kamuoyunun gündemine geldi ve asla hiç kimse tarafından yalanlanmadı. Bu vasiyetin varlığını kabul eden pek çok önemli ismin varlığından da emin birisi olarak bu konudaki kesin bilgilerimi sizlerle paylaşıyorum.
Neyse 2013 yılı 10 Kasım'ında, yani Evren'in vasiyeti gereği tam 25 yıl sonra açıklanması gereken içeriğinde; günümüzde yaşanacak sıkıntılara ilişkin çözüm önerilerinin ayrıca siyasi kültürel ekonomik dini bilgilerle birlikte önceden tespit edilen bazı maden yataklarının yerlerinin bilgisinin de verildiğini bu konuda açıklama yapan şahsiyetlerin verdiği mülakatları internetten izleyerek öğrendim. Dilerseniz konu hakkında çok geniş bilgiler İnternetten bulabilirsiniz. Vasiyetin içeriğine dair net bilgim olduğunu söylersem de yalan söylemiş yanıltmış olabilirim. Netice de bildiğim bu vasiyetin içeriğinin Türk Milletinden önce Kenan Evren tarafından 25 yıl gizlendiği şimdi de 2013'ten beri yani yaklaşık dört yıldır ülkemizi yöneten iradece gizlendiği. Kısaca şöyle özetleyeyim. Devletimizin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yine Devletimizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, pek çok üst düzey yetkili aslında Atatürk'ün vasiyetini varislerinden yani milletinden gizleme suçunu işlemekteler.
Haydi, Recep Tayyip Erdoğan'ı anlarımda bizim adından başka hiç bir yerinde Devlet Adamlığına dair tek bir eser görmediğimiz Sayın Devlet Bahçeli, neden bu vasiyeti merak edip açıklanmasını istemez mesela. Yeri gelmişken Bahçeli'nin danışmanlarına buradan bir ikazda bulunayım. Sayın Bahçeli; önceden promterdan konuşurdu şimdilerde sanıyorum aynaya bakarak konuşuyor çünkü ha bire önüne geleni FETÖ'cülerle iş tutmakla ya da partisine ihanetle vs. suçlayıp durmakta. Bu yüzden işi bir hayli zor bence danışmanları aynayı kaldırıp yeniden prompter koysunlar ne bileyim saçma sapan matematik hesapları falan yaptırsınlar Bahçeli'ye aksi takdirde ne kadar foya varsa hepsini bir bir dökecek.
Neyse Türk Milliyetçilerinin bir araya geldiği adres olarak bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisini adeta M'sini kaldırarak hareket partisi'ne dönüştüren Bahçeli; Türklerin tamamının bu gününü ve geleceğini ilgilendiren bu vasiyetin açıklanmasını niçin istemez? Türklerin yegâne Başbuğu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetinde ne yazdığını bilmek, bu Milletin hakkı değil mi? Gerçi Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyen yanında Türklükten bahsedilmesine bile tahammül edemediğini bildiğimiz Erdoğan'ı Başkan yapmak için ne mümkünse yapan birisinden böyle bir şeyi beklemek ne kadar akıl karı? Diye sorsanız haklısınız aslında derim ama neyse söz yeri gelmişken sitemimizi iletmiş olalım dedik.
Neyse Türk Milliyetçilerinin bir araya geldiği adres olarak bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisini adeta M'sini kaldırarak hareket partisi'ne dönüştüren Bahçeli; Türklerin tamamının bu gününü ve geleceğini ilgilendiren bu vasiyetin açıklanmasını niçin istemez? Türklerin yegâne Başbuğu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetinde ne yazdığını bilmek, bu Milletin hakkı değil mi? Gerçi Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyen yanında Türklükten bahsedilmesine bile tahammül edemediğini bildiğimiz Erdoğan'ı Başkan yapmak için ne mümkünse yapan birisinden böyle bir şeyi beklemek ne kadar akıl karı? Diye sorsanız haklısınız aslında derim ama neyse söz yeri gelmişken sitemimizi iletmiş olalım dedik.
Peki ya Atatürk'ün kurduğu ikinci büyük eser olan, dedem başta olmak üzere babamın ve amcalarımın tamamının yıllardır hiç bir mevki makam beklentisi içine girmeksizin abat edebilmek için uğraş verdiği, sülalece halen gururla rozetini taşıdığımız parti olan CHP'nin başındaki zevatlara ne demeli? FETÖ ve AKİT Gazetesinin ortak operasyonu ile de olsa Genel Merkez binasında fuhuş yaptığı gerçeği ortaya çıktığı halde utanıp sıkılıp köşesine çekilmeyen 80'lik dede Baykal neden acaba Atatürk'ün vasiyetinin peşine düşmez? Şimdilerde 500 kişilik salonlarda sözüm ona HAYIR Kampanyası yürüten yani zaten HAYIR diyecek insanlara nutuk atarak bir nevi CHP'yi oyalama misyonu üstlenen Deniz Baykal bu vasiyetin dört yıldır gizleniyor olduğunu adı gibi bilmekte. Çünkü CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz sağ olsun bizzat bu konuyu meclisin gündemine taşıyarak gensoru önergesi verdi. Her zaman ki gibi geçiştirilen bu gensorudan Baykal'ın haberdar olmadığını kimse söylemesin bana!
Peki, siz Mecliste olsanız Dilek Yılmaz'dan bu işin aslını sormaz mıydınız? Yâda bu işin arkasını birlikte aramalıyız bizim de gücümüzden yararlanmalısınız Dilek Hanım demez miydiniz? Emin olun hiç bir CHP Genel Başkanı ya da Yardımcısı maalesef demedi. Tabi bizim Dersim'li Kemal kitabındaki Ermeni olduğu yönündeki iddiaları yalanlamaya bile gerek duymayan, kitabın yazarını mahkemeye verip kendisini savunmaya dahi gitmeyen ve davanın düşmesini sağlayan yani bir nevi iddiaları kabul eden Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'da maalesef vasiyetin varlığından haberdar olduğu halde açıklanmasını isteme zahmetine girmedi. Şimdi hem yolsuzluk hem de FETÖ'cülük suçlaması sebebi ile üstelik eşi ile birlikte hapiste olan Ali Erdoğan'a, tüm bunları bile bile eli ile rozet taktığında elin kırılsın diye beddua ettiğim partimizin Genel Başkanı vasfını taşıdığı için utanç duyduğumu rahatlıkla söyleyebileceğim (Anayasanın ilk dört maddesi tartışmaya açılabilir demesi bile bu sözü söyleyebilmem için yeterlidir) Kemal Kılıçdaroğlu'nun umurunda bile olmadı Atatürk'ün vasiyeti. Ne hazin tecelli değil mi?
Türk Milleti hasta ve belki de reçetesi vasiyetin içeriğinde yazıyor ama bu Milletten Atasının vasiyeti gizleniyor. Üstelik CHP de buna maalesef çanak tutuyor. Parti Meclisinin neredeyse tamamına yakınını, FETÖ ile ismi anılan şaibeli isimlerle doldurmayı bir şekilde başaran, İktidarın bütün beceriksizliğine ve ihanetvari politikalarına rağmen CHP'yi muhalefette tutabilme yani iktidara getirmeme hususunda da epeyce mahir olduğunu bildiğimiz, her girdiği seçimi bilerek ve isteyerek kaybettiğine inandığım bir insanı bizim partimize Genel Başkan yapan Büyük Kongre Delegelerimize ne söyleyeyim? Buraya gelmişken bir çift söz de CHP Uşak örgütünün tarihine utanç vesikası olarak geçeceğinden artık emin olduğum Milletvekili Özkan Yalım'a. Malumunuz olduğu üzere kendisi ile geçtiğimiz aylarda bir fotoğraf verdik. Samimiyetle söylüyorum çekildiğimiz bu fotoğrafı Facebook'ta paylaşmadan önce Nurullah Çavuşoğlu kendisini aradı ve Özkan Bey FETÖ'cü değilim dediniz size inanmak istiyoruz. Bu çekilen fotoğrafı tek şartla yayınlarız. Bize Atatürk'ün Vasiyeti konusunu meclis gündemine getirme sözü verirseniz sizin samimi olduğunuza inanacağız. Aksi takdirde çalışma ofisimizi ziyaretiniz sırasında birlikte çekildiğimiz bu fotoğrafı Facebook'ta paylaşmayacağız dedi.
Çavuşoğlu'na cevaben Atatürk'ün vasiyetini en kısa zamanda meclis gündemine getireceğine dair namus sözü vermesi üzerine bu fotoğrafı kerhen yayınladığımızı ve Yalım'ın; tam da CHP tabanı ile MHP Tabanının hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaşıp kaynaştığı bir dönemde Ülkücü tabana CHP'yi kötü göstermek istercesine İstiklal Marşı ve Atatürk'le problemleri olduğunu herkesin bildiği ÖDP İl Başkanı Mahmut Uludağ ile resim vermesinin ardından birlikte çekilen ve yayınladığımız fotoğrafı kaldırdığımızı öncelikle belirteyim. Sayın Yalım maalesef bize verdiği sözü de tutmadı ve Vasiyeti Meclis gündemine taşıyan bir gensoru maalesef vermedi. Üstelik bizzat derlediğim belgeleri kendisine eriştirmiş olmama rağmen. Gerçi çok şaşırmamak gerekir verdiği hiç bir sözü tutmadığını bütün Uşak halkı biliyor zaten. Gerisini bilmem de önseçim ve seçim sürecinde verdiği vaatleri tutmayarak partimize zarar verdiği içinde yeri gelmişken kendisini kınadığımı da buradan belirteyim.
Peki, siz Mecliste olsanız Dilek Yılmaz'dan bu işin aslını sormaz mıydınız? Yâda bu işin arkasını birlikte aramalıyız bizim de gücümüzden yararlanmalısınız Dilek Hanım demez miydiniz? Emin olun hiç bir CHP Genel Başkanı ya da Yardımcısı maalesef demedi. Tabi bizim Dersim'li Kemal kitabındaki Ermeni olduğu yönündeki iddiaları yalanlamaya bile gerek duymayan, kitabın yazarını mahkemeye verip kendisini savunmaya dahi gitmeyen ve davanın düşmesini sağlayan yani bir nevi iddiaları kabul eden Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'da maalesef vasiyetin varlığından haberdar olduğu halde açıklanmasını isteme zahmetine girmedi. Şimdi hem yolsuzluk hem de FETÖ'cülük suçlaması sebebi ile üstelik eşi ile birlikte hapiste olan Ali Erdoğan'a, tüm bunları bile bile eli ile rozet taktığında elin kırılsın diye beddua ettiğim partimizin Genel Başkanı vasfını taşıdığı için utanç duyduğumu rahatlıkla söyleyebileceğim (Anayasanın ilk dört maddesi tartışmaya açılabilir demesi bile bu sözü söyleyebilmem için yeterlidir) Kemal Kılıçdaroğlu'nun umurunda bile olmadı Atatürk'ün vasiyeti. Ne hazin tecelli değil mi?
Türk Milleti hasta ve belki de reçetesi vasiyetin içeriğinde yazıyor ama bu Milletten Atasının vasiyeti gizleniyor. Üstelik CHP de buna maalesef çanak tutuyor. Parti Meclisinin neredeyse tamamına yakınını, FETÖ ile ismi anılan şaibeli isimlerle doldurmayı bir şekilde başaran, İktidarın bütün beceriksizliğine ve ihanetvari politikalarına rağmen CHP'yi muhalefette tutabilme yani iktidara getirmeme hususunda da epeyce mahir olduğunu bildiğimiz, her girdiği seçimi bilerek ve isteyerek kaybettiğine inandığım bir insanı bizim partimize Genel Başkan yapan Büyük Kongre Delegelerimize ne söyleyeyim? Buraya gelmişken bir çift söz de CHP Uşak örgütünün tarihine utanç vesikası olarak geçeceğinden artık emin olduğum Milletvekili Özkan Yalım'a. Malumunuz olduğu üzere kendisi ile geçtiğimiz aylarda bir fotoğraf verdik. Samimiyetle söylüyorum çekildiğimiz bu fotoğrafı Facebook'ta paylaşmadan önce Nurullah Çavuşoğlu kendisini aradı ve Özkan Bey FETÖ'cü değilim dediniz size inanmak istiyoruz. Bu çekilen fotoğrafı tek şartla yayınlarız. Bize Atatürk'ün Vasiyeti konusunu meclis gündemine getirme sözü verirseniz sizin samimi olduğunuza inanacağız. Aksi takdirde çalışma ofisimizi ziyaretiniz sırasında birlikte çekildiğimiz bu fotoğrafı Facebook'ta paylaşmayacağız dedi.
Çavuşoğlu'na cevaben Atatürk'ün vasiyetini en kısa zamanda meclis gündemine getireceğine dair namus sözü vermesi üzerine bu fotoğrafı kerhen yayınladığımızı ve Yalım'ın; tam da CHP tabanı ile MHP Tabanının hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaşıp kaynaştığı bir dönemde Ülkücü tabana CHP'yi kötü göstermek istercesine İstiklal Marşı ve Atatürk'le problemleri olduğunu herkesin bildiği ÖDP İl Başkanı Mahmut Uludağ ile resim vermesinin ardından birlikte çekilen ve yayınladığımız fotoğrafı kaldırdığımızı öncelikle belirteyim. Sayın Yalım maalesef bize verdiği sözü de tutmadı ve Vasiyeti Meclis gündemine taşıyan bir gensoru maalesef vermedi. Üstelik bizzat derlediğim belgeleri kendisine eriştirmiş olmama rağmen. Gerçi çok şaşırmamak gerekir verdiği hiç bir sözü tutmadığını bütün Uşak halkı biliyor zaten. Gerisini bilmem de önseçim ve seçim sürecinde verdiği vaatleri tutmayarak partimize zarar verdiği içinde yeri gelmişken kendisini kınadığımı da buradan belirteyim.
Neyse çok uzatıp Nurullah Çavuşoğlu gibi üstelik ilk ve tek yazımda işin tadını kaçırmakta istemiyorum. Ama Atatürk'ün Vasiyetinin içeriğine dair bilgileri millete açıklamamak hususunda ısrar edenlerin tümüne şunu hatırlatarak sözlerimi noktalayayım: O vasiyeti şayet Atatürk yazmışsa, ki bizzat kendi el yazısı olduğunun kriminal testlerden geçirilerek ortaya konduğunu bilmekteyim, sizin O'nun yazdığı vasiyetin gereğinin yapılmasını önlemeye asla gücünüz yetmez. Çünkü bilesiniz ki Atatürk, Ehli Beyt adına bu coğrafyada tasarrufta bulunmuş Ehli Beytin davasına yani gerçek Anadolu Müslümanlığı davasına inanmış, dini softa ya da yobaz din tüccarlarının tekelinden kurtarmak için mücadele vermiş bir büyük önderdir ve O'nun yaptığı plan sekteye bile uğramadan tam vaktinde tecelli eder.
İnanmazsanız bekleyin ve görün çok yakında hem de tam vaktinde Atatürk'ün Vasiyetinin gereğinin nasıl bir bir sırasıyla yerine getirildiğini. Allah'ın nasıl bu vasiyetin gereğinin yapılmasını sağladığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Bu Vasiyetin içeriğine dair bilgisi olupta milletten gizlemeye çalışanlar yalnızca kendileri için ömürleri boyunca bir utanç vesilesi olacak işlere imza atmış oldukları ile çok yakında yüzleşmek zorunda kalacak ve çok yakında bu millet, Atasının sayesinde yeniden layık olduğu kurtuluşa özgürlüğe ve refaha kavuşacak. Atatürk'ün; "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır" sözünü hatırlatarak yazımı noktalıyorum.
İnanmazsanız bekleyin ve görün çok yakında hem de tam vaktinde Atatürk'ün Vasiyetinin gereğinin nasıl bir bir sırasıyla yerine getirildiğini. Allah'ın nasıl bu vasiyetin gereğinin yapılmasını sağladığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Bu Vasiyetin içeriğine dair bilgisi olupta milletten gizlemeye çalışanlar yalnızca kendileri için ömürleri boyunca bir utanç vesilesi olacak işlere imza atmış oldukları ile çok yakında yüzleşmek zorunda kalacak ve çok yakında bu millet, Atasının sayesinde yeniden layık olduğu kurtuluşa özgürlüğe ve refaha kavuşacak. Atatürk'ün; "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır" sözünü hatırlatarak yazımı noktalıyorum.
Dünya var olduğu sürece kutsal emanetinin bekçileriyiz ATAM; Ne Mutlu Türküm Diyene!
Dedem ve Babam rahmetliler başta olmak üzere, bütün ÇUHADAR Ailesi adına;
Erkan Çuhadar
Erkan Çuhadar
Banazlı saglik memur 8 Yıl Önce
adalet raflarda çuhadar bey,2007 de hemsire-saglik memuru kanunu çıkarıldı.ama uşak ta sağlık memurları korunuyor,erkek hemşire diye servislerde veriliyor.neden çünkü kanun işlemiyor.herkes kendi yönetimince bahane bulup çalışıyor.biz kime anlatalım derdimizi.ortada adaletsizlik var,kanun olsa da işa yaramıyor.izmirde işleyen kanun uşakta işlemiyor.bizde erkek hemsire olmamız suç.haksizlik her tarafta var,tarafsızlık yok işte.kim güçlüyse düşüncesini uygulanıyor.kanuna bakmadan.banazli sağlık memuru
Nuri 8 Yıl Önce
sűper bir yazı diyebilirim, bu millet doğru yolu bulması ičin, önce aile eğitiminden , geçmesi gerek,devlet eğitimi çevre faktörű bunlar, en son gelir, fakat bu durumda műmkűn değil, sanki bu revarsndum (evet) çıkar gibi, nedeni űlkesini vatanını seven çok az bir toplum var, kűçűk bir seçim kampanyası, köműr vs gibi seçim yatırımı, kișiler, kendi geleceğini, çoçuk ların geleceğini, ve vatanını satıyorlar, bu űlkede doğru olan sevilmez, belkide bu gűnleri, aracak gűnler pek yakında, gűzel bir yazı olmuș, bu devirde senin gibi atatűrk seven ve sayan kaç kiși kaldı, ayrıca, nurullah bey de, ayrı bir atatűrk seven kaç kiși var, umarım yazılarının devamı da gelir, bu űlkede senin gibi insanlara ihtiyacı var, selamlar
gurbetci usakli 8 Yıl Önce
syn cuhadar bazi tespitleriniz dogru ama bu chp nerde tikanirsa fikir uretemedigi an ataturku gundeme getiriyo oysaki chp icerisindeki pkk yanli millet vekileri var sende bilirsin bunlar kemalist duzene karsidir bu celiski chp de iki yuzluluk olmuyomu birde baslangicda o teror diye basetmisin 2002 bu pkk lilar dogdu buyudu bugun terorst insaf ya biraz gercekci ol chp li olsada cuhadar soyadina bazi yalanlar yakismamis butun samimiyetmle akp li degilim oy vermide degilim ama bu chp ye inat kilicdarogluna ve hemserim cavusogluna inat vAllahide billahide vericem cinku chp misyonunu yitirdi kabuledin ayni semtin cocugu sayiliriz biz birbirimizi biliriz saygilar
OKUMAYA GEREK YOK 8 Yıl Önce
sayin çuhadar,yazinizin başinda di̇n örf adetlerden bahsetmi̇şsi̇ni̇z,bi̇rde chp li̇ olduğunuzdan söylem duymuşssunuz.si̇zi̇n yazinin başini okudum ve gerek olmadiğini bu i̇ki̇ sebebten dolayi biraktim.önceli̇kle ben müslümanim,müslümanlara en çok zulmü yapan parti̇ chp ve zi̇hni̇yeti̇r.konu kapanmiştir.rabbi̇m chp li̇lere bi̇rdaha bu memleketi̇ yönetmeyi̇ nasi̇p etmesi̇n.
ali 8 Yıl Önce
bahsedilen konu bu kadar önemli ise insanların biraz daha duyarlı olmasını beklerdim.