Önce hiç yeri değilken Bahçeli fiili durumu hukuki çizgiye döndürelim dedi. Yani fiili durum dediği anayasanın hiçe sayıldığı bir kişinin kendi yetkilerini aşması hadisesi idi. Anayasal çizgilerini aşan Cumhrubaşkanı’na lütfen Anayasal çizginize dönün yetkilerini aşmayın diyeceğine yani Anayasaya uymayanı uyaracağına bu Anayasaya uyulup uyulmaması gerekliliğini yada bu yeni duruma göre anayasayı uyarlama fikrini bir sistem değişikliği tartışması ile Millete götürelim dedi. Tam anlamıyla bir ihanet projesi olduğu konuşulan bu sözde Anayasa değişikliğinin bana sorulursa da tartışılması bile ihanetti ki en başından beri bu değişiklikleri tartışmanın bile ihanet anlamına gelebileceğini söyledim. Maalesef koca koca siyasi partileri ellerine teslim ettiğimiz insanlar bu tiyatroya alet ve ortak oldular. Gerek Hayır cephesi gerekse Evet cephesi bilerek yada bilmeyerek bu tartışmaların meşruiyetini sağlamış oldu aslında. Ne hukuk adamları konuştu ne akademisyenler kimse hatta Evet diyoruz diye haykıranlar bile metnin içeriğine tam vakıf değildi esasında. Düşünsenize son hafta geçtiğimiz günlerde Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte İngiltere’de çekilmiş gençlik resimleri yayınlanan Cumhurbaşkanı Danışmanı Şükrü Karatepe denen herif bu değişiklikte isterse Başkanın ülkeyi eyaletlere bölme yetkisi olduğunu söylüyor. Bahçeli bu madde gerçekten varsa biz yokuz diyor. Erdoğan siz bana sorun ben yok diyorsam yoktur diyor. Ama Hayırcılar zaten en baştan beri bu eyalete bölünme riskinden bahsediyor. Yani Bahçeli ve diğerleri değişikliklerde Başkana eyalet kurma yetkisi verilip verilmediğini bilmiyor.
Neyse ülkemizin bunca çözüm bekleyen sorunu dururken en az üç ay saçma sapan diyebileceğim bir değişiklik insanlara zorla tartıştırılıyor adeta ve insanlar içeriğini en azından ne anlama geldiğini tam olarak bilmediği bir metne evet yada hayır deme noktasında tercih noktasına getiriliyor. İnsanlar geleceğine ilişkin çok önemli bir karar verdiklerinin bile farkında olmaksızın bilinçsizce köyünün yolu için yada oğlunun işi için Evet yada Hayır tercihinde bulunuyor. Bu arada OHAL Şartlarında bir kampanya süreci yaşanıyor Hayır diyen cephe ciddi baskı görüyor. Medyada yer bile bulamıyor doğru dürüst ama Evet cephesi tvlerden hiç kalkmazken, bütün Belediyelerinin ve Devletin imkanlarını da seferber ederek kampanya yürütüyor. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sağlıklı şartlarda seçim yapılıp yapılmadığundan kimse emin değil. Neyse hiç meşru olmayan bir zeminde meşru olmadığı söylenen bir metin meşru olmayan yöntem ve usullerle tartışılıyor. Üstelik şimdi de herkes çıkan sonucun da şaibeli olduğunu düşünüyor. Bu kadar çok şaibeyi içinde barındıran bir referandum sizce meşru olabilir mi? Neyse referandum bitiyor sanki Evet çıktığı takdirde ne yapacağını önceden planlamamış gibi davranan Kılıçdaroğlu adeta ne diyeceğini yada ne yapacağını bilemez gibi davranıyor. Tam bu esnada CHP’nin eski Genel Başkanı olduğunu daha önce de defalarca unuttuğuna şahitlik ettiğimiz Deniz Baykal Habertürk’e çıkıyor ve saçma sapan açıklamalar yaparak adeta Başkanlık Sisteminin gelebilmesi için en önemli adımı atıyor ve Hayırcı cephe için Abdullah Gül’ün ismini ortaya atarak Hayırcıları üzüyor ve endişeye ümitsizliğe ve moralsizliğe sevk ediyor.Herkeste acaba ikinci Ekmeleddin hadisesi mi yaşatacaklar bize kaygısı yerleşiyor.
Sayın Baykal ne niyetle Abdullah Gül’ü aday olabilecek isim diye açıkladı ya da bu saçma sapan açıklamaya neden gerek duydu bilemem ama bir telaş ve panik içerisinde olduğu kesin. Açıklamaları dikkatle inceler ve izlerseniz aslında ne söylemek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Neyse Baykal’ın niyeti nedir bilemem ama Hayırcı cephe bu açıklamaya çok kızdı diyebiliriz. Gerek sosyal medyadaki bahse konu haberlerin altına gelen yorumlar gerekse Hayırcı cephede yer alanların kendi paylaşımlarından ortaya koyduğu tepkiler hayli sert ve yoğun. Hayırcı cephedeki hemen herkes Abdullah Gül’ün ismini açıklayarak en iyi ihtimalle politik cehaletini ortaya koyan Sayın Baykal’a tepkili. İnsanların aklına daha önceki Baykal ile ilgili tecrübeleri de geldi nedense ve Baykal’ın bu günkü hatasını geçmişteki hataları ile birlikte yargılayarak Baykal’ın ihanet içinde olduğunu söyleyen çok sayıda Hayırcı özellikle de CHP’li var. Sosyal medyaya yabancı olmayan herkes bu yoğun tepkinin farkındadır zaten. Bu yüzden ispaa yada istatsik vermeye lüzum yok.
Baykal bu açıklamayı yaparak iyi etti bir bakıma. Çünkü bizde kendisinin dahiyane fikrinin ne olduğunu öğrenmiş olduk. Oysa ki en başından beri şüphe ettiğim gibi Baykal’ın amacı Hayır için çalışmaktan ziyade rol kapmak ve başka planlara dahil olmakmış. Ama bana sorarsanız tam kapmak üzere olduğu rolü bu açıklamasıyla kaybetti. Hatta bana sorarsanız bu açıklama ile Sayın Baykal siyaseten artık bir mefta olduğunu ilan etmiş oldu. Ayrıca Abdullah Gül’ün de Erdoğan’a ve Binali Yıldırım’a ihanet içinde olup olmadığının bana göre çok net turnusolü olacak bu vesile ile bu tartışmalar karşısındaki Abdullah Gül’ün tutumu. Abdullah Gül büyük ihtimalle yarın benim adaylığım gibi bir durum bahse konu bile değil buda nereden çıktı gibi bir açıklama yapacaktır. Çünkü bir açıklama yapmaya mecbur ve neden olmasın diyemez şu aşamada. Zira bilir CHP’lilerin bu teklife asla sıcak bakmayacağını ve 100 Bin imza bulan herkesin aday olabileceği bir zeminde Ak Partiyi ve Evetçi cepheyi karşısına almak pahasına böylesine bir riski göze alamaz. Bekleyip göreceğiz Baykal’ın açıklamalarından anlaşılan oki Baykal Kılıçdaroğlu’nu da Hayırcı cepheyi de sırtından hançerlemektedir ya Abdullah Gül; O sizce Erdoğan’ı sırtından hançerlemek pahasına rakip takımın adayı olmayı aklından geçiriyor olabilir mi? Olur mu olur? Konuştuğumuz insan Cumhurbaşkanı iken atadığı bütün Rektörler FETÖ’cü çıkmış birisi diyebilirsiniz elbette. Bekleyip göreceğiz.Ama bu Millet bu sefer uyandı ve bu ucuz ve bayat numaraları yutmaz benden söylemesi!
Neyse ülkemizin bunca çözüm bekleyen sorunu dururken en az üç ay saçma sapan diyebileceğim bir değişiklik insanlara zorla tartıştırılıyor adeta ve insanlar içeriğini en azından ne anlama geldiğini tam olarak bilmediği bir metne evet yada hayır deme noktasında tercih noktasına getiriliyor. İnsanlar geleceğine ilişkin çok önemli bir karar verdiklerinin bile farkında olmaksızın bilinçsizce köyünün yolu için yada oğlunun işi için Evet yada Hayır tercihinde bulunuyor. Bu arada OHAL Şartlarında bir kampanya süreci yaşanıyor Hayır diyen cephe ciddi baskı görüyor. Medyada yer bile bulamıyor doğru dürüst ama Evet cephesi tvlerden hiç kalkmazken, bütün Belediyelerinin ve Devletin imkanlarını da seferber ederek kampanya yürütüyor. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sağlıklı şartlarda seçim yapılıp yapılmadığundan kimse emin değil. Neyse hiç meşru olmayan bir zeminde meşru olmadığı söylenen bir metin meşru olmayan yöntem ve usullerle tartışılıyor. Üstelik şimdi de herkes çıkan sonucun da şaibeli olduğunu düşünüyor. Bu kadar çok şaibeyi içinde barındıran bir referandum sizce meşru olabilir mi? Neyse referandum bitiyor sanki Evet çıktığı takdirde ne yapacağını önceden planlamamış gibi davranan Kılıçdaroğlu adeta ne diyeceğini yada ne yapacağını bilemez gibi davranıyor. Tam bu esnada CHP’nin eski Genel Başkanı olduğunu daha önce de defalarca unuttuğuna şahitlik ettiğimiz Deniz Baykal Habertürk’e çıkıyor ve saçma sapan açıklamalar yaparak adeta Başkanlık Sisteminin gelebilmesi için en önemli adımı atıyor ve Hayırcı cephe için Abdullah Gül’ün ismini ortaya atarak Hayırcıları üzüyor ve endişeye ümitsizliğe ve moralsizliğe sevk ediyor.Herkeste acaba ikinci Ekmeleddin hadisesi mi yaşatacaklar bize kaygısı yerleşiyor.
Sayın Baykal ne niyetle Abdullah Gül’ü aday olabilecek isim diye açıkladı ya da bu saçma sapan açıklamaya neden gerek duydu bilemem ama bir telaş ve panik içerisinde olduğu kesin. Açıklamaları dikkatle inceler ve izlerseniz aslında ne söylemek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Neyse Baykal’ın niyeti nedir bilemem ama Hayırcı cephe bu açıklamaya çok kızdı diyebiliriz. Gerek sosyal medyadaki bahse konu haberlerin altına gelen yorumlar gerekse Hayırcı cephede yer alanların kendi paylaşımlarından ortaya koyduğu tepkiler hayli sert ve yoğun. Hayırcı cephedeki hemen herkes Abdullah Gül’ün ismini açıklayarak en iyi ihtimalle politik cehaletini ortaya koyan Sayın Baykal’a tepkili. İnsanların aklına daha önceki Baykal ile ilgili tecrübeleri de geldi nedense ve Baykal’ın bu günkü hatasını geçmişteki hataları ile birlikte yargılayarak Baykal’ın ihanet içinde olduğunu söyleyen çok sayıda Hayırcı özellikle de CHP’li var. Sosyal medyaya yabancı olmayan herkes bu yoğun tepkinin farkındadır zaten. Bu yüzden ispaa yada istatsik vermeye lüzum yok.
Baykal bu açıklamayı yaparak iyi etti bir bakıma. Çünkü bizde kendisinin dahiyane fikrinin ne olduğunu öğrenmiş olduk. Oysa ki en başından beri şüphe ettiğim gibi Baykal’ın amacı Hayır için çalışmaktan ziyade rol kapmak ve başka planlara dahil olmakmış. Ama bana sorarsanız tam kapmak üzere olduğu rolü bu açıklamasıyla kaybetti. Hatta bana sorarsanız bu açıklama ile Sayın Baykal siyaseten artık bir mefta olduğunu ilan etmiş oldu. Ayrıca Abdullah Gül’ün de Erdoğan’a ve Binali Yıldırım’a ihanet içinde olup olmadığının bana göre çok net turnusolü olacak bu vesile ile bu tartışmalar karşısındaki Abdullah Gül’ün tutumu. Abdullah Gül büyük ihtimalle yarın benim adaylığım gibi bir durum bahse konu bile değil buda nereden çıktı gibi bir açıklama yapacaktır. Çünkü bir açıklama yapmaya mecbur ve neden olmasın diyemez şu aşamada. Zira bilir CHP’lilerin bu teklife asla sıcak bakmayacağını ve 100 Bin imza bulan herkesin aday olabileceği bir zeminde Ak Partiyi ve Evetçi cepheyi karşısına almak pahasına böylesine bir riski göze alamaz. Bekleyip göreceğiz Baykal’ın açıklamalarından anlaşılan oki Baykal Kılıçdaroğlu’nu da Hayırcı cepheyi de sırtından hançerlemektedir ya Abdullah Gül; O sizce Erdoğan’ı sırtından hançerlemek pahasına rakip takımın adayı olmayı aklından geçiriyor olabilir mi? Olur mu olur? Konuştuğumuz insan Cumhurbaşkanı iken atadığı bütün Rektörler FETÖ’cü çıkmış birisi diyebilirsiniz elbette. Bekleyip göreceğiz.Ama bu Millet bu sefer uyandı ve bu ucuz ve bayat numaraları yutmaz benden söylemesi!
dikilitaşlı emin 8 Yıl Önce
sayın gül'ün ismini ahmet hakan dile getirdi, baykal değerlendiririz dedi. baykal'ın artık siyaset sahnesinden uzaklaşması gerektiğini savunanlardanım, yeni yüzler görmek lazım artık. 46 yaşındayım, çocukluğumdan beri hep aynı yüzleri görüyorum, söylemleri hep aynı, yüzler hep aynı. çocuklarım olsun yeni yüzler görsün. muhalefetin tek adayla çıkması zaten saçma geliyor bana. 2019'da olursa cumhurbaşkanlığı seçimi (ben gelecek yıl içinde erken seçim olacağını düşünüyorum), chp bence kılıçdaroğlu ile yola devam etmeli. ilk turda yüzde 50 üzeri oy alan olmadığı takdirde, muhalefet birliğini sağlama yollarına o zaman bakılmalı. mhp, bbp veya saadet partisi toplumun herkesiminden oy alan bir aday çıkarabilir de.
gurbetci usakli 8 Yıl Önce
syn cavusoglu bu gul meselesi seni bayagi germis bu chp de hersey olur firsatini bulsa hayin fetoyu bile dusunur bugunku chp zihniyeti usakta nasil ali erdogan chp ye konduruldu bunun en acik bilenlerdensin yeminle soyluyorum ahmet aga caemati chp ye oy vericeni bilsin bu chp zihniyeti hepsi sakal birakir sen olsun bilmiyormus gibi davranma bu chp bitti yakindir sizlerde kabul ediceksiniz kilcdaroglu oldugu surece coluguma cocuguma vasiyetim chp ye turkiye battsada oy yok cunku kilicdaroglu turkiyeyi satarr saygilar
uşaklı 8 Yıl Önce
aynen gurbetçi sana yüzde yüz katılıyorum
vatandaş 8 Yıl Önce
halk adamı uğur dündar aday olsun