Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Koca bir şehir sadece ADALET bekliyor ama hukuk adamları tiyatro peşinde!

Bir gün iki saatinizi ayırıp aracınıza binin ve Uşak'ı şöyle bir turlayın lütfen öyle bunalacaksınız ki yarım turu tamamlamadan vaz geçeceksiniz emin olun. Çıkın şehir turuna Şekerevlerine gidin mesela, aylardır kazık duran çamur ve toz içindeki sokakları gezin. Halka belediye deyin sadece ve neler duyacaksınız? Görün. Yine gidin Dikilitaş'a, Eybek tepesine bi çıkın, Esentepe tarafına gidin, İbrahim Tahtakılıç Caddesinin ara sokaklarını gezin her yer çamur ve toz içinde ve bu durum maalesef yeni değil. Asfalt satmaktan başka derdi olmayan bir belediye anlayışı ile yönetilirse şayet şehir, sonuç elbette bu olur. Biliyorsunuz asfalt, beton hafriyat nakliye vs bu tür işleri artık sadece Belediye tayfası ve onlarla iyi geçinenler yapabiliyor. Adamlar asfalt az yiyor diye ara sokaklara asfalt bile dökmüyorlar. Büyük caddelere tekrar terkrar asfalt atıyorlar çünkü maliyet çok değişiyor.

Yolsuzluğu gözümüze soktu akıl almaz paralarla satın alınan şehrin her yerine (5000'e yakın) dikilen laleli direkler ile ama nedense kimse gık demedi. Gerçi kendisi de güya bir hukuk adamı olan Mehmet Karakoç önce soru önergesi verdi bu konuda ardından cevap gelmeyince ardını aramayıverdi o ayrı konu. Sonradan bir dostum söyledi başkan meclis üyelerini Avrupa seyahatine göndermiş eşleri ile birlikte tabiki belediye kasasından, adamlar orada unutmuş yolsuzlukla ilgili sordukları soruları. Unutkanlık olur elbet gidip Avrupa'ya; haç işaretleri önünde, kilise önünde sırıtarak poz verirsen. Unutkanlık yaparmış bu tür işler. Uşak'ta siyaset sahnesinde özellikle de muhalefet partilerinde kaç tane hukukçu var biri de çıkıp dava etmiyor yada basın açıklaması yapmıyor bunca hukusuzluk ve yolsuzluk ile ilgili. Baro dersen tiyatro oynamakla ya da çoğunluğu avukatlardan oluşan korolar eşliğinde türküler söyleyerek mizanseni meşru göstermekle meşgul. Oysa siyaset sahnesinde en fazla bulabileceğiniz meslek dalı da avukatlık. Avukatlar mevcut düzene he derse ayak uydurursa vatandaş ne yapsın? Bir sürü merhaba dediğim hatta sevdiğim avukat var ki işini doğru dürüst yapan avukatları, özellikle de siyasi makam istemediği ve siyasetle ilgilenmediği için dert edinmeyenleri tenzih ederek söylüyorum, kusura bakmasınlar ama bu bir gerçek Uşak Barosu ya da siyaset yapan avukatları biz hiç haklının yanında mağdurun yanında görmedik. Mağdurların yanında yer alıp hukuki mücadelelerine destek olmayı bir siyasi yada sosyal görev olarak kendinde sorumluluk hisseden bir tane siyasi makam sahibi avukata rastlayamadık henüz, iyi mi? Fotoğraf çektirmek için gittikleri zamanlar hariç mağdurum diyenlere hiç halini hatırını soran bile yok. Bırakınız çözüm iretmeyi yada çözüm için yardımcı olmayı. Bir avukat siyasetçi bunca sıkıntıyı Adliyeye taşısa sonra da basın ve sosyal medya aracılığı ile halkı konuyla ilgili bilgilendirse, savcılığa hangi belgeleri sunarak suç duyurusunda bulunduysa halka bunları izah edebilse samimi söylüyorum her şey çorap söküğü gibi gelecek. O zaman adli birimler üzerine düşeni yapmaya mecbur olacak zaten. Çünkü kamu vicdanının hukuk dışı gördüğü halkın kahir ekseriyasının haksızlığa ve mağduriyete uğradığını düşündüğü bir konuda şayet gündeminden düşürülmezse halkın Adliyenin doğal yapısı gereği Adli birimler üzerine düşeni yapar. Çünkü şimdi iki bahane var Devlet Adamlarının elinde birisi İç İşleri oluru ikincisi de şikayete bağlı suç olduğu için işlem yapılamadığı. Netice de aranızda bunlar da Devlet Adamlarının avuntusu demek ki diyenler çıkabilir haksız da sayılmazsınız ama mevcut durum bu.

Düşünsenize derneklere bir yılda 1 milyon (trilyon)'un çok üzerinde bir bütçe ile destek verdiler, Menzilci yurtlara fakir fukaranın hakkı olan paketleri indirdiler göstere göstere ama bırakın polis ya da savcıyı tek müfettiş bile görmediler, utanmayıp dava ettiler hukuksuzlukları ile ilgili yaptığımız haberleri. Ama çok şükür ki malum tayfa ile ilgili hiç bir haberimizi adli birimler yalanlamadı ya da haberimizle ilgili bizi suçlu bulup ceza vermedi. Davalar ya hiç açılmadı takipsizlik kararı verildi. Yani savcı karar verdi suçsuz olduğumuza ya da dava açıldı yargılandık savunduk tezimizi hakim huzurunda ve aklandık, beraat ettik. Bazı sözde hukukçuların başını çektiği malum tayfayı da hiç avukatsız defalarca hukuk önünde yendik ve hiç bir mahkeme de kaybetmedik ve ceza almadık şükür ama yapanın yanına kar kalmasını önleyemedik. Sadece halkımızı ve Devletimizi haberdar kılmış olduk zaten bir müddet sonra konu kapandı.

Belediye Başkanı bizzat Deva İnşaatın sahibi İbrahim Yıldırım'dan açıkça rüşvet istedi ve halen başta Deva şirketi olmak üzere bir çok şirketin belediyenin hışmına uğradığı ve malum tayfanın çok ciddi baskı uyguladığı sokakta açıkça konuşuluyor. Sokak demişken cadde boyları hukuksuz bir şekilde otoparka dönüştürüldü mahkeme kararlarına arkasından dolaşmak suretiyle uyulmadı, sokakta başkan koruması uluorta adam dövdü tüm Türkiye'ye rezil olduk şehircek hala kimseden hiç bir hukuk hamlesi yok iyi mi? Haydi siyasetçileri anladık Onlar rantına dalgasına bakıyor halk kimsenin umurunda değil de hukuk adamları neden seyrediyor? Hukuk göz göre göre çiğneniyor, onlarca haberle, üstelik belgeleri görüntüleri vs ile somut veriler eşliğine ispat ediliyor yolsuzluklar, Gerek CİMER gerekse BİMER'e binlerce şikayet dilekçesi yazılıyor, kimisi mobingten şikayetçi, kimisi kurulan rüşvet çarkından, Parti Genel Merkezlerine dosyalarca yolsuzluk olayı teslim ediliyor ama malum tayfa yine hiç hukuk adamı yada sorgu görmeden konu garip bir şekilde kapatılıyor. Ben şahsen gördüğüm haksızlık ve zulüm sebebiyle dilekçe verip şikayetçi oldum Savcılığa; İçişleri Bakanlığı oluruna gitti dediler sadece o kadar. İnanın ne bir tanık dinlendi nede şikayetimde belirttiğim belgeler yada resimler istenip incelendi. Neredeyse İki yıl oldu dilekçe olura gideli bir türlü olur çıkmadı gerçi olmaz da çıkmadı henüz çıkmadık candan umudu kesmeyelim biz yine ama sizce geç gelen adalet ne kadar adalettir. Hem sonra hiç değilse üzerimize uygulanan baskı ve zulüm için yürütmeyi durdurma kararı bari çıkartılsın da hiç değilse zulümden kurtulalım hakkımızı arayamasakta ya da hakkımızı alenen haksızca gaspedenlere cezai müeyyide talep edemesekte. Neyse konuyu dağıtmak ve de kişiselleştirmek istemiyorum. Hani o ADALET için yollara düşen CHP'nin sözde Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nerede? Gerçi o şimdi "incecikten" yediği sırtlan darbelerinin oluşturduğu yaraları sarmakla meşguldür o ayrı konu. Çünkü Genel Merkez Kulisleri hiçte gösterilemeye çalışıldığı gibi sonuç vermiyor bizlere, hiç bir şey sütliman olmadığı gibi rahatsızlık had safhada ve parti gerçekten parti olmaktan bile çıktı diyebiliriz Genel Merkezde de.. Neticede kolay iş değil CHP'yi dağıtmak ki Bahçeli bile MHP'yi dağıtmak için az uğraş vermedi. Neyse hani iki lider de kendi partilerini dağıtmak kendi kendilerini yalanlamak ve kendi kendilerini ve de birbilerini cümle aleme rezil etmekten bu konuları gündem etmeye vakit bulamıyorlar. Vakit bulamıyorlar saray etrafındaki bazı aklıevvellerin yaptığı saçma sapan planlarda figüranlık etmekten. Çözümünüz yok haydi onu anladıkta hiç değilse milletin dertlerini gündem etseniz adaletin tesisi ve temini için mücadele verseniz inanın daha çok sempati toplarsınız diye seslenmek içimden geliyor ama anlaşılan oki malesef bizim yazılarımızı okuma zahmetinde bulunmuyor sevgili liderler. Milletin nabzını yoklamak isteseler okurlar elbette yerel gazetecileri ama milletin nabzını nasılsa biz veriyoruz ulusal medyadan zannettikleri için tenezzül buyurmuyorlar sanırım yazılarımızı okumaya. Nereden bu kadar eminsin derseniz hiç hareketlerine çeki düzen verdikleri olmadığından diye cevaplayabilirim. 

Konumuza dönüp yazıyı toparlayıp noktalayacak olursak bakın etrafınıza kimisi FETÖ'cülerin kendilerine tuzak kurup işten attırdığını yada ekmeğinin elinden alındığını iddia ediyor sokakta, kimi suçsuz yere hapis yattığından bahsediyor, kiminin mal varlığına el konuluyor, kimi alacaklar objesel rakamlarla varlık fonu denilen bir ne idüğü belirsiz sözde fona devrediliyor. Devletin Kamu İktisadi Teşekkülleri bir bir satılıyor haraç mezat ki Uşak Şeker Fabrikasını satma fikrini de ısıtıp ısıtıp ortaya süren bir rantçı güruhta var malumunuz. Kimini UTAŞ'ın adamları dövmüş kimini yine aynı tayfa batırmış işini kaybetmiş, zaten belediye de Onlarca insanın ekmeğiyle de oynadılar. Pazarcının ekmeği ile, galericilerin ekmeği ile, minibüsçünün ekmeği ile, mütahitin hatta Mimarın Mühendisin ekmeği ile, işçinin ekmeği ile kısaca şehrin neredeyse 5'te birinin ekmeğinin tehditi ile adeta yola getirilmek istendiği bir zeminde siyaset ürettiğini zanneden güruh, halkın ticari ve siyasi yaşamını adeta bitidikleri gibi sosyal yaşamını da bitme noktasına getirdi. Çünkü nereye gitsek bahsettiğimiz güruhun siyasi şovuna dönüşüyor. Etkinliğin adının önemi yok tiyatro konser dinleti sohbet farketmiyor bir yerden davet aldık mı ilk iş malum tayfayı da davet etmişler mi? Diye soruyoruz. İnsanlar sadece şehirin pek çok bölgesine ille de taşra kesiminin yaşadığı bölgeye çok çok uzaktaki AVM'lerde üstelik pahalı fiyatlara hizmet verebilen sinemalara gidiyor çoluğu çocuğu ile bir de bizim tinerci yuvasına halinden borulupark iken devralıp ismini ATA Park koyarak etrafını insanların akşamları ailece çekirdek çıtlayıp canlı müzik dinleyebildiği huzur ve asayiş içinde oturup eğlenebildiği binlerce insanın sirküle olduğu bir mekan haline getirdiğimiz ardından da Çavuşoğlu'nun haberleri üzerine hukusuz bir şekilde elimizden adeta zorla çekilip alınan Atapark (Ayrıca Atapark isminin mucidi biziz ve aslında biz sadece mekanımızın adını Ata Park koymuştuk eskiden borulu park olarak anılırdı hatırlarsanız ama halk arasında ATA'ya duyulan sevgiden olacak ki isim o kadar tuttu ve beğenildi ki tüm parkın adı Atapark oldu gitti zamanla. Neyse Atapark civarındaki kafeteryalarda insanlar oluyor bir miktar ama şehrin nüfusunu öğrenci yoğunluğunu ve malum Suriye'li göçmenleri göz önünde tutarsanız aslında orada da in cin top atıyor da diyebilirsiniz. Halkı adeta mutsuzluğa ve umutsuzluğa itmek istercesine davranışların üzerine malum siyasiler birde her yere fotoğraf asıp sinirlerimizi zıplatmıyor mu? İnanın herkes ağzına geleni sayıyor. En azından çok tanıdığım insan var bu fotoğraf işi kabak tadı verdi deyip ağzına geleni saydığını bana söyleyen zaten sosyal medyada da bu yönde ciddi eleştiriler dile getiriyor halkımız siyasilere. Ama duyan kim? Düşünsenize zaten sıkışık trafik ve bozuk yollardan bunalarak araç sürerken otoparkta başlıyoruz malum siyasilerin resmini görmeye eve gidene kadar hep aynı iki yüzlü sırıtış ile verilmiş saçma sapan pozlarla karşılaşıyoruz. Bunu derken sadece Belediye mi sıkıntılı? Yok gidin Milli Eğitime yada okullara da öğretmenlerinizi dinleyin. Onlardan sorun kendi hallerini, öğrencilerin, velilerin hallerini sorun öğretmenlerden anlarsınız. Yada gidin köylere çiftçinin hayvancının halini bi sorun yada çıkın Şehitlere çocuklarını ihmal etme pahasına karı koca çalıştığı halde geçinemeyen fabrika işçilerini dolaşın, FETÖ İftirasına uğrayan Devlet Memurlarının yanına gidin mesela. Bağkurunu yıllardır ödeyemediği için bakım hakkını kaybeden ve ilaç alamam kaygısıyla çocuğunun hasta olmaması için dua eden esnafın yanına gidin mesela. Bakın şöyle memuruna amirine imamına müezzinine işçisine patronuna etrafımızda mutlu olduğunu yüzünden okuduğumuz kaç adam yada kaç kadın var Allah aşkına? Mutlu rolü yapanları da ayıklarsanız 100'de 1'i bile bulmaz bu şehirde mutluyum diyen insan ve bu eskiden böyle değildi. Bu şehrin insanı hiç bu kadar mutsuz edilmemişti. Koskoca bir şehri mutsuz etmeyi başardınız beyler bayanlar hepinizi tebrik ederiz. Hepiniz çok iyisiniz. Ne hazin ki CHP'de kadın kolları kurulamıyor AKP'de kimse kalmamış gibi ki kimse görünmüyor etrafında İl Genel Meclisi üyesi aynı zamanda kadın kolları başkanlığı yürütüyor. MHP'de ise benim ne idüğüm belirsizdir diye kendini kendi ağzıyla ifade edebilecek kadar iki yüzlülüğe alışık etrafındaki herkesi satmasıyla ünlü en son Ali Erdoğan'ı satarak cezaevine gitmesine vesile olacak ifadeleri verdiğini sağda solda kendi ağzıyla gevelerken gördüğümüz Belediyenin eski özel kalem müdürü şimdinin gişe memuru Tuncay Akbulut'un eşinin eline kalmış. Kendine derin devlet süsü veren bizleri geçmişte sanki hukuki bir suçumuz varmış gibi yada hukuk dışı bir fiile kalkışmışız gibi üstü kapalı tehdit edip Devlete güç yetiremezsiniz diye tehdit ettiği gün şimdi çoğu FETÖ'den cezaevinde bulunan bazı polis müdürleri ile fotoğraf verip tehditinin altını dolduran kendince gözdağı veren ağzını açtı mı Mevlana'dan bahseden ama hiç bir eşi dostu kalmayan yapayalnız Tuncay Akbulut bile MHP'de eşi vasıtası ile olsa da  söz sahibi olabiliyorsa bu saatten sonra gerisini varın siz düşünün. Özel Kalem bütçesini fetullahçılara Türkçe Olimpiyaltarına açan kimdi? Sorusunu kimse neden sormaz Onu da merak etmiyor değilim. Merak etmiyor değilim Ali Erdoğan ve ekibini hangi işlerle ilgili sattığını. Neyse mevzumuz bu değil kaldı ki zaten siyasetçinin dolayısıyla siyasetin seviyesinin ve kalitesinin afedersiniz ama hepten ayak altına düştüğünün bütün Uşak farkında. En azından Uşak Haber Merkezi takipçileri farkında bütün olan bitenin. Siyasette sadece en yakınlarına ihanet edenler kaldı işin farkına varan kurdukları haram saltanatı mizansenine figüranlık yapmak istemedikleri için gitmiyorlar bile onların katıldığı etkinliğe. Oysa insanlar etkinliğe sosyalliğe öyle aç ki sokağa çıkın bakın insanların yüzüne anlarsınız nasıl yalnızlıktan dolayı mutsuzlar. Kimsenin kimseye güvenemediği herkesin iki yüzlüce birbirine günaydın dediği içtenliğin terkedildiği adaletin gündüz vakti fenerle arandığı tuhaf bir şehir olma yolunda ilerlediğimizin farkındayız hepimiz ve hepimiz bunaldık çare arıyoruz ama etrafta çare söyleyen yok varsa da tvler çıkartmıyor. Adalet siyasete bağlanmış eğitim hatta sağlık siyasete bağlanmış. Sağlıkta siyasi ve ticari rant aracı edilir mi arkadaş? Herkes çok iyi biliyor ki edildi. Menzil yurdunun kokmuş etini satın alan İl Sağlık Müdürlüğü bu eti personeline yedirdi ve adamlar zehirlendi de kimse gık demedi iyi mi? Okunmuş ekmek yiyen hatta şeyh sarığına tutunup papaza günah çıkartırcasına şeyhe tövbe veren Sağlık Müdürleri gördü bu memleket. Elbette ki böyle daire amiri olan dairenin çalışanlarına kokmuş eti layık görürler ve bile bile zehirlerler. Ne hazin tecelli değil mi? Koca koca doktorlar kendilerini nasıl böyle sahtekar şeyhlere kaptırmış inanılır gibi değil. Kaldı ki kendisi ile bir kez oturdum aslında zekide bir insan hem işi görmüyor hem de dünürcüyü küstürmüyor sağlık müdüründen çok politikacıya benziyordu her hareketi. Bunca zeka ve kıvraklıkla nasıl düştü bu tuzağa merak ediyorum. Bahsettiğim Sağlık Müdürünün bahsettiğm şeyhin huzurunda elpençe pür divan görüntüleri yayınlandı internette. 

Her neyse hani o zeka o birikim o akademik kariyer Allah'ın lutfettiği Atatürk'ün kurduğu Devletin sayesinde edindiğiniz makamlar ne kadar ucuz harcanmış anlaşılır gibi değil. Anlaşılır gibi değil sosyal devlet ilkesinin terkedilmesinin neticesinde eğitimin cemaatlere devredilmesine, çocuklarımızı cemaatlere teslim etmeye mecbur eidlmemizi nasıl bunca zaman seyredebildik? Anlaşılır gibi değil koca şehir adeta bir avuç eşkiyaya teslim edilmeye zorlanıyor ve Uşak halkının direncini kırabilmek için de bütün imkanlar seferber edilip bir kişinin yada güruhun emrine sunuluyor. Şehir nasıl yönetilirse neredeyse bütün şehir sakinleri mutsuz edilebilir görmek isteyen Uşak'a baksın. Ankara Uşak elele Aşıklar Şehrini kabuslar kenti haline getirdiler. Atatürk Düşmanlarından başka hiç bir market zinciri alternatifi olmayan, Ne pazarlardan ne avm yada marketlerden alışverişten keyif alınmayan durakta dakikalarca beklediği yetmezmiş gibi balık istifi gibi şehir içi yolculuk yapmaya mecbur edilen, terminali alternatif özel terminaller ile bütün işlevini yitirmiş, şehir içinde kafa çekebileceğin doğru dürüst bir meyhanesi yada birahanesi bulunmayan, mafyavari yapıların kamu kurumlarında boy gösterdiği mutsuz umutsuz bir şehir haline getirdiler, sözde liderler ve kendilerinin her yaptığını alkışlamaktan başka mahareti olmayan yerel siyasetçileri el ele. Helal Olsun Ankara ve Uşak siyasetine bakalım daha ne kadar sürdürülebilecek bu kepaze ve rezil durum. Hayırlısı deyip bekliyoruz sabırla Nurlu sabahı...
Yorumlar

Uşak lı 7 Yıl Önce

ben son derece memnunum ve mutluyum. ayrıca umudum da var. herşey çok güzel

:) 7 Yıl Önce

çukur evimiz yamaç babamız

akparti secmeni 7 Yıl Önce

uşakta muhtemelen farklı bir adayla yola devam edilecek. biz de oy verdik ama memnun değiliz bir sene sabredin :)

magdur 7 Yıl Önce

o kadar kötü haldeyiz ki yollarımız yakında arabalarımızı zarar vermeye başlayacak nurullah cahan yapmasını gerekenleri yapmak yerine nerde gereksiz ihtiyac duyulmayacak seyler var inşa ettiriyor mesela saat kulesi çok gereksiz bi yapıt huzurpark yoluna koyulan duvarlara asılı duran cıceklere ne demeli bu başkan herseyden once yolları yapmalı insanlar mağdur . trafiğimiz çok kötü durumda bu başkanın bir an evvel görevden istifa etmesi sart

üniversite 7 Yıl Önce

yapılan atamalar ve isimler çok ilginç. partili üniversite hayırlı olsun.

Tüm Yorumlar