Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Milli acılar üzerinden de maddi yada siyasi rant üretmeye kalktınız ya pes doğrusu.

Deprem ve düşündürdükleri: Fırsatçılık, istismar, ranta çevirme girişimleri arasında milli birlik vesilesi düşündürücü bir deprem. Deprem nasıl bir erozyon ile karşı karşıya kaldığımızı gösterirken birliğe ne kadar muhtaç olduğumuzu da hatırlattı. Fay Hattının oluşturduğu yarıktan gözüken ahlaksızlar mide bulandırdı ama kimse yok mu? Diye seslenen deprem mağdurlarına 80 Milyon biz varız diye haykırdı. Tabi Deprem bize Sosyal Devlete ne kadar ihtiyacımız olduğunu da gösterdi. Deprem olur olmaz bir arkadaşım facesinden Kızılay Başkanı ve yönetiminin çevirdiği dalavere atıfla eleştirisel bir paylaşım yaptı. Dedim ki abi bence şimdi sırası değil hem Kızılay’ı Kurumsal olarak yıpratmasak iyi olur. Dedi ki yanılıyorsun kardeşim tam sırası çünkü ben eminim fırsata dönüştürüp bağış isteyecekler ve elbette halkın Allah rızası için yaptıkları bağışlara da çöreklenip depremzedeler üstüne saltanat ve şatafatlarına saltanat katacaklar. Tabi haklıydı arkadaşım ve sabrettim çok geçmedi belki bir saat kadar sonra arkadaşım bir linki mesaj olarak attı. Kızılay Başkanı 10ar Liralık bağış talebinde bulunmuş bile. Gördün mü bak dedi linki yolladıktan sonra dedim ki abi keşke haksız çıksaydın ama haklıymışsın maalesef. Yuh artık diyorum başka da bir şey demiyorum.

Tabi siyasette işi ranta dökenlere alışığız Sakarya Depremi sonrası da Depremden rant üreten siyasetçiler ve bağlı bürokratlar görmüştük ama Kızılay gibi bir Hayır Kurumunun başında benzer olaylar yaşandığını gözlemlemek insanı başka bir üzüyor. Şu çılgınlığa bakar mısınız? Bu Deprem olmadan önce mümkünse depremin olmaması değilse depremin doğaya ve insanlara günlük yaşayışa hayatın doğal akışına ciddi zararlar verememesi için tedbirler alması gerekenler oluşan yada dolaylı olarak oluşturdukları mağduriyetlerden siyasi rant aparmak derdiyle bölgeye koşuşturup insanlara hep aynı mirayi tavırlar ile yaklaşıp yine aynı içerikte nutuklar ile sesleniyorlar ya pes diyorum. Alakalı alakasız belediye başkanları milletvekilleri herkes orada? Sanırsın yara sarmaya yada enkazdan adam kurtarmaya gelmişler? Elbette yanılırsın, en janjanlı takım elbiseleri ve korumaları ile beraber geziyor, halk nerede kalabalık ise orada boy gösteriyorlar ve pek tabi yerel ve ulusal basına. İktidar mensubu yada muhalefet fark etmez, hiç hani Sosyal Devlet diyen yok. Her konuşan bu gün yara sarma günü siyaset günü değil diyor ama siyasetin dibine vurdukları gibi yaraya merhem bir söz ettikleri yada bir fiil için düğmeye bastıkları da yok. Depremin iyi tarafı zaten olmaz da arkadaş bu kadar da kötü hale getirmeye, kalıcı etkiler bırakmasını sağlamaya yada kötü siyasetçi yada yöneticiler olduğunuz ile yüzleşilmesi endişesi ile kötülüğü yaymaya ve normalleştirmeye ne lüzum var? Bakıyoruz koca koca siyasetçiler sosyal medya hesaplarında sırf beğeni yorum alabilmek yada ilgi çekebilmek için deprem ve sonrası oluşan mağduriyetlerin videolarını yayımlıyor.

Kimisi göçük altındaki insanlara ait görüntüleri paylaşıyor sayfasında ve ajitasyonun dramatizenin ve reklam aracı yapmak suretiyle istismarın dibine vuruyor. Kimisi deprem esnasında ne yapılması gerektiğini anlatıp duruyor herkes uzman kesilmiş. Kimisi de ben söylediydim depremin olacağını diye kehanet yada öngörü sahibi olduğunu ispat etmeye çalışıyor. Tabi fırsat bu fırsat dinimize yada Allah'a sataşanları, hatta Elazığ halkına ileri geri söz edip hakaret edenleri saymıyorum bile. Yine yardım topluyorum diye diye indiragandi yapma peşinde olanları da söylemiyorum niyet okuyucun mu var dersiniz diye. Fay hattından öyle Ahlaksızlıklar gözüktü ki aman ya Rabbi... Bir de Suriye'li tiyatrosu var sahi? Neymiş efendim Suriyeli bir vatandaş bir depremzedeyi göçük altından çıkarmış. İyi de ne yapacaktı? Oturup seyredecek değildi ya? Oturup seyretse döverler zaten Onu insanlar. Mecbur eder herkes birbirini böyle durumlarda kimse kahveye gelip oturamaz zaten kahveci açmamıştır. Açmak zorunda olmayan bütün esnaf gibi insan kurtarma derdindedir. Kurtarma işlemi bitince yara sarma safhasında dağılır insanların bir kısmı işine gücüne gider. Suriye'linin yaptığı bir kahramanlık değil ki. Hem göçük altındaki kadın daha göçükten kurtulmadan neden Suriyeli beni kurtardı deyip reklamlara başlamış. Bana şahsen A haberden alışık olduğumuz tamamı düzmece haberlerden birisi gibi geldi. Hele Anadolu Ajansı ile iyice şüphe edin derim. Depremi Suriyeliyi şirin gösterme operasyonuna çeviren zihniyete ne denir? Ne denir denir ama biz Suriye'lilerin memleketlerine dönmelerini istiyoruz arkadaş. Ben kendi oğluma vermiyorum ekmek elden su gölden yaşama imkanını kızlarıma versem de. Çalışmaya mecbur ediyorum belli yaştan sonra. Neden Suriye'li o gence verelim Devlet eliyle bu imkanı. Hem o çocuğa da yazık değil mi? Hiç bir aidiyeti olmadan Onuru ile para kazanma ve onuru ile harcamanın zevkini tatmadan, adam gibi aile reisliği yapma hevesleri yaşamadan ve adam gibi bir ailesi yuvası olmadan yaşamaya mahkum edemeyiz o insanları. Neyse deprem ve düşündürdüklerine dönelim.

İnsanın biz bu muyduk? Biz buysak insanlık ne halde? Diyesi geliyor özellikle siyasi çevrelere bakınca. Allah'tan siyasetçiden kurtulup halka baktığında durum değişiyor. Halkımız gerçekten hala samimi ve herkes elinden gelen iyiliği yapmak istiyor esasen. Ama kimse yardım toplayan kurum yada kişilere güvenmiyor. Kurumlar bu kadar siyasallaştırılırsa ve güvenilir olmayan insanlar hayır kurumlarını bile işgal ederse olacağı bu. Eski tecrübelerimiz ve halen nereye harcandığı bile bilinmeyen halktan toplanmış devasa bağışlar da etken tabi halkın GÜVEN' sizliğinde. Demin de söyledim Depremin iyi tarafı olmaz ama bunca yaşanan sırasında iyi olan şeyler de vardı. Milletimizin pek çok ferdi ölümü hatırladı bir kere çoğu imanını tazeledi mesela kimi de küfrünü ilan için fırsat bilse de ve Milli Birlik ve beraberlik açısından da gerçekten imtihanı çok güzel verdik. Milli birliğimizi kesinlikle pekiştirerek çıktık depremden. Depremin doğusu batısı yok, Kürdü Lazı Çerkezi yok deprem herkese eşit davranıyor. Biz bu coğrafyada birlikte yaşayan insanlar olarak bir olmak zorundayız her türlü güçlüğe karşı. Günlük sosyal yada siyasal yaşamımız da nasıl bir insan olarak yaşıyor olursak olalım, hangi ırk yada mezhepten olursak olalım nihayetinde insanız her şeyden önce. Üstelik Anadolu coğrafyasında beraber yaşayan insanlar olarak büyük çoğunluğumuzun dini bir inancı bir kültürü ve tarihi bir biz beraber bir Türk Medeniyeti ve Türk Milletiyiz. Beraber olmazsak Millet olma vasfımızı yitirir ve topluluklara dönüşür gideriz Allah muhafaza. İşte o vakit Emperyalsit çetelerin kıskacına düşmemiz ve Onlar tarafından yönetilen kabilelerle aşağı yukarı aynı kaderi yaşamamız tıpkı deprem gibi bu coğrafyada kader olur. Millet olarak ihtiyacımız olan birliği hatırlattığı gibi bu iki yüzlü ve istismarcı siyaset anlayışından bir türlü vaz geçmeyen siyasetçilerden de bir an önce kurtulmamız gerektiğini en azından vitrinde ciddi değişiklere ihtiyacımız olduğunu da hatırlattı. İnşallah en yakın seçimlerde hem siyasetin ve bürokrasinin bu kokuşmuş kadrolarından kurtuluruz ve inşaallah bu sefer doğru isimleri seçer Sosyal Devletin bütün ayakları ile kurulmasını sağlar, kurumlarımızın başına da güvenilir sevilen değerli insanların gelmesini sağlarız da şu kabus gibi günler geçer gider.. Geçmiş Olsun Türkiye Allah Deprem sel yangın gibi afetlerle terbiye etmesin inşaallah ve inşaallah bir olmamız gerektiğini hatırlayıp büyük bir millet olduğumuz bilincini yaşayıp Milli şuur ile yaşamımıza yön vermemiz gerektiğini depremler olmadan anımsarız milletçe ve topyekün ayağa kalkarak siyasetçiler değil Millet fırsatı gole çevirdi dedirtiriz. Başın sağ olsun Elazığ ve Türkiye.

Yorumlar

Uğşaklı 5 Yıl Önce

başka türlü rant elde edemiyorlarki adamlar elinden gelse milli acıyı kendi elleriyle yaratıp üzerinden rant elde edecekler.

Tüm Yorumlar