Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

KARDELENLERİ ÖZEL KILAN, KARARLI DURUŞLARIDIR.

         Belki de çoğu insanda olan kararsızlık konusunu işlemeyi ve bu konuda insanlara birkaç tüyo vererek işlerini bir nebze olsun kolaylaştırmak adına yardımcı olmayı boynumun borcu olarak gördüm. Nitekim bir sürü fikir ve proje kararsızlık aşamasında heba olup gitmekte bu sebeple hem çoğu insan güzelim projelerden mahrum ve de eksik kalmakta, hem de kararsız insan bir türlü karar veremeyip fikirlerini hayata geçiremediğinden ileride pişmanlık ceremesini çekmektedir. Kararlı ve net olmanın başlı başına en büyük düşmanı korkudur çünkü korku, insanın konfor alanının dışına çıkıp, yenilenmesini yok sayar. İnsanın içine bir kuşkudur girer, ya düzenim bozulursa, ya hayatım altüst olursa gibi düşünceler, kararsız insanın içini kemiren ve onun güzelim fikirlerini fiiliyata dökmemesi için sürüp giden vesveselerdir. Oysa ki Şems-i Tebrizi ’’nereden bilebilirsin, hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?’’ diyerek kararsız insanları adeta cesaretlendirmiş ve hayallerinin peşinde koşan insanların yüreklerine su serpmiştir. 

          Dünya gözü ile gördüğümüz birçok başarılı iş ilk önce bir fikir ile filizlenmiştir. Eğer ilk düştüğünde akla o fikir, kararsızlık nedeniyle filizlenmeseydi, hiçbir başarılı dimağın sunduğu teknolojiden faydalanamayacaktık, mahrum kalacaktık ve belki de çoğu sahada zorlanacaktık. Kararlı insan gözünü karartmıştır, tüm riskleri göze almıştır zira biliyordur ki eğer gerçekleşmeyecekse o onun imtihanıdır. İmtihanı başarı ile atlattığında daha makul bir projeyi hayata sunacaktır. Fakat kararsız bir insanın diğer vesveseleri ise, ya olmazsa o zaman çok üzülürüm, olmayacak duaya âmin dememek gerekir gibi düşüncelerdir, bilmiyordur ki Allah’ın hudutları içerisinde imkânsız diye bir şey yoktur, her şey mümkün yeter ki kararlı ve net bir şekilde fikrini filizlendir. Hem kendinden hem de fikrinden emin kimse hayatta istediği her şeyi gerçekleştirebilme yeteneğine sahiptir. Zaten kendinden emin kimse için olmama ihtimali o kadar da kötü değildir çünkü Mevlana’nın ’’istediğin bir şey olursa bir hayır, olmazsa bin hayır ara.’’ sözünün bilinciyle gönlü ferahtır. Zira Allah senin gönlüne boş yere bir istek düşürmez, düşürdüyse vardır bir bildiği, o halde niçin kararsızlık gibi şeytanın en büyük dostu olan vesveseye bu denli kapılırsın? İki seçenek arasında kaldığında da bu hataya düşme, ilk gönlüne düşeni seç gitsin. Öbürünü seçmediğim için ya pişman olursam diye düşünme, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. İstediğin bir şey olmazsa bin hayır ara dememiş mi Mevlana? Belki de pişman olacağını sandığın seçenek sana bin tane hayır sunacak.

         Kararını ver, insanları da kendini de boş yere bekletme şu üç günlük dünyada. Hepimiz yolcuyuz, yolda azığa da ihtiyaç duyacağız, burağa da, durağa da. Şu azığı mı alayım yoksa bunu mu, şu durakta mı durayım yoksa bu durakta mı diye düşünüp dururken hiçbirini seçemeden yolun sonuna geldiğini fark edeceksin. İşte o çok acı olacak. Allah’ın hudutları içerisinde isteyebildiğin kadar şey iste ve fikirlerini dökebildiğin kadar fiiliyata dök. İşte o zaman salik olarak geçip gittiğin sokağın adına senin adın verirler. Kararlı olursan, karda bile açarsın ve adın kalır.

Yorumlar