Dil kavramının olmadığı ve kullanılmadığı bir dünyada yaşam mümkün müdür?

Hayır dediğinizi işitir gibiyim ama tam tersi bir cevap için yaşama alanı mümkün. Hem de küçücük bir topluluk olmasına rağmen birbirleriyle farklı şekillerde anlaşabilen dünyanın en ilginç kabilesi olarak geçen Piraha Kabilesi’nde…
  Modern dünyanın getirilerinden oldukça uzakta yaşayan tahmin edeceğiniz üzere Amozon kabilelerinden birisi olan bu kabile insanları, tarihte gördüğümüz ve kulağa şaşırtıcı gelen o ilkel kabilelerin neredeyse birebir aynı özeliklerini taşıyor. Avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarına devam eden bu kabile sadece kendilerine yetecek kadar hayvan avlıyorlar ve diğer hayvanlara zarar vermiyorlar. Garip bir şekilde insanın fıtratında var olan eşitlik duygusunu ise ortaya, avladıkları hayvanları birbirlerine eşitçe paylaştırarak ortaya çıkarmış durumdalar. Günlük ve yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdikten sonra geriye kalan zamanlarını kendi aralarında kurdukları değişik bir bağ ile eğlenmeye ve sohbet etmeye harcıyorlar. Dilleri olmadan hatta bir alfabeleri, sayı algıları ve rakam kavramı olmadan nasıl sohbet edebiliyorlar sorusunun cevabı da oldukça ilginç: ıslıklarla! Evet ıslıklarla, doğayı taklit ederek ve değişik sesler çıkartarak kendi aralarında hiç kimsenin onları anlayamayacağı efsane bir anlaşma biçimi bulmuş ve uyguluyor haldeler. 
Kız, erkek; geçmiş, gelecek ve zaman kavramı olmayan bu insanlar için geçerli tek doğru ’Şimdi.’ ya da ‘Şimdi değil.’ kelimeleri. Modern dünyanın tüm getirilerinden oldukça farklı davranışlar sergiledikleri gibi dünyanın tüm kötülüklerinden de uzakta, kimseyle bir iletişim kurma zorunluluğu altında kalmadan mutlu bir hayat sürüyorlar. İhtiyaçları doğrultusunda hareket edip sadece kendilerine yetecek kadar, bizim anlamsız diye nitelendirebileceğimiz ama aslında içinde binlerce duygu ve düşünceyi barındıran bir iletişim biçimleri var. İnsan bazen özenmiyor değil.
Brezilya’daki Porto Velho şehrine yaklaşık olarak 400 km uzaklıkta olan bu kabile insanları şu ana kadar birçok zorluklarla mücadele etmelerine rağmen kendi yaşayış biçimlerimden ve kültürlerinden kopmamış haldeler. Bu şekilde kimseye ihtiyaç duymadan tüm hayatlarını kendilerine yetecek şeyler üzerine inşa etmeyi kendilerinin bilmedikleri ama bizim ‘Amaç’ olarak tanımladığımız şey haline getirmişler.
Bu kabileyi ziyaret etmek, size çıkarttıkları farklı sesleri anlamadan çeşitli duyguları yaşamak, ömrünüz boyunca görebileceğiniz en büyüleyici ve enteresan yerler listesine bu kabilenin yaşam alanını eklemek içinse 4 günlük bir tekne seyahati yapmanız gerekiyor.  Onlar her ne kadar modern dünyadan kopuk olsalar da biz modern dünyanın tam göbeğinde olduğumuz için tehlikeli ve riskli bir yolculuk yapmak zorunda değiliz elbette. Bu kabile ile ilgili çekilmiş olan “The Grammar of Happiness” belgeselini de izleyerek küresel sözlükte yerini dünyanın en mutlu ve en ilginç kabilesi olarak alan bu kabile ve insanlarını, en az oraya gidip de ziyaret etmiş birisi kadar bilgilenerek tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Bazen  
Belki bir Piraha Kabilesi olamasak bile biz de hayatımızı bazı bağlamlarda sadece kendimize yetecek düzeyde şekillendirir, modern dünyanın getirdiği tüm kötülüklerden uzakta hissederiz belki. Dünyadaki hatta evrendeki varlıkların hepsinden kendimize az da olsa bir ders ve pay çıkarmak zorunda hissettiğimiz zamanlarda,  Piraha Kabilesini hatırlar ve insanın kendi fıtratında var olan duyguları görme fırsatı yakalarız. 
Son olarak belki biz de artık başkalarının hayatlarını ve yaşantılarını sürekli kendimizle kıyaslayıp eksik kaldığımız noktalara üzülmek yerine, Piraha insanları gibi bazı konularda kendimize yetecek ve çevremizdekilere de zarar vermeyecek yaşantıları tercih ederiz. En mutlu kabile yerine en mutlu insanlar olarak bizden bahsederler belki, kim bilir?