Bildiğiniz üzere isimleri değişik olmakla beraber misyon ve vizyonları aşağı yukarı aynı olan matruşka bebeklerini andıracak kadar birbirinin tıpkı ve birbirinin içinden çıkan vakıflar olan TÜGVA, ENSAR, TÜRGEV ve İLİM YAYMA CEMİYETİ'nin Fetöye benzer bir yapılanma içinde olduğuna ve tarikat ve cemaatlerin kadrolaşmasını sağlayan vasıtalar olarak işlev yürüttüklerine dair haberlere çok sık rastlamaktayız son günlerde. Özellikle Tügva ile alakalı oalrak servis edilen belgelerin ardından herkes konu hakkında konuştu neredeyse ancak bence bu konuda en özel saptamaları ve en objektif ve ev derinlemesine yaklaşımı Prof. Dr. Esergül Balcı Hocamız; Cumhuriyet Gazetesine verdiği ufuk açan mülakatta yaptı. Konuya ilişkin sorulara verdiği cevaplardan anladığım kadarıyla Tarikatlerin yapısına hakim Hocamız ve tabiri caizse ciğerlerini bildiği çok belli. Lütfen bahsi geçen mülakatı bulun internetten ve okuyun. Olayı bütün yönleri ile çok çarpıcı ve anlaşılır bir biçimde masaya yatırmış ve adeta suçüstü yapmış bahse konu vakıf ve tarikatlara. Bilgisi ile tuş etmiş hepsini bir çuvalın içinde.
İşte o konulara dair biz de şehir ölçeğinde bildiklerimizi duygu ve düşüncelerimizi paylaşalım istedim Uşak'lı bir gazeteci olarak Aşıklar Şehrinden de sesleniş olsun diye. Nurullah Cahan zamanında CHP Belediye Meclisi Üyesi Mehmet Karakoç aynen şöyle seslenmişti belediye meclisinde "2015 yılı Temmuz ayındaki meclis toplantısında Uşak Belediyesi tarafından kiralanan taşınmazın 3 yıl süre ile Ensar Vakfı'nın kullanımına verilmesi ve kira bedelinin Uşak Belediyesi tarafından karşılanması konusu CHP grubunun red oylarına karşılık kabul edilmiştir. Bu karar neticesinde Nisan ayında yazılı olarak "Ensar Vakfı'nın kullanımına tahsis edilmiş böyle bir taşınmaz var mı, varsa belediye bunun için ne kadar harcama yaptı, tahsisin süresi ne zaman sona erecek, aradan geçen zaman içinde bir çok şubesi kötü olaylarla anılan Ensar Vakfı'na tahsis edilen bu yerin iptali düşünüldü mü ve bununla ilgili meclise getirmek üzere bir çalışma hazırlandı mı" şeklinde soru önergesi verdik. Aradan geçen 2 aylık sürede yazılı ve sözlü hiçbir cevap verilmemesi üzerine yeniden sorduk ve yine cevap alamadık." Aynen sordukları gibi koydum yazıma ki yanlış anlaşılmasın.
Ayrıca şöyle bir soru önergesi haberi de yapmışız. "Yurtlarında küçük çocukların ırzına geçilmesiyle Türkiye'nin adını duyduğu Ensar Vakfı'na belediye bütçesinden verilen 285 Bin lirayı ayrıca yine Ensar gibi Ak Partiye yakınlığı ile bilinen EBRAR, Uşimder gibi derneklere de toplam 1milyon 245 Bin Lira gibi devasa miktarların ödendiğine ilişkin soruları da hatırlatan Karakoç, Uşak Belediyesi yönetimine 1 Trilyon 250 milyar parayı bahse konu derneklere hangi kriterlere ya da mantığa göre ayırdıklarını da sordu. "
Yanlış duymadınız 1 Milyon 250 Bin lira para bir senelik bütçeden alenen ayrılan idi. Alenen diyorum çünkü gizliden yürüyenleri saymadığım bilinsin diye. Ensar diye bir vakıf var belediyeden 1 yıl içinde 285 bin lira bağış aparıyor. Kira vb yardımlar zaten düzenli. Yani Uşak'a Ensar Vakfının maliyeti yaklaşık 500 Bin lira yani eski para ile yarım trilyon. Bir an düşünün Uşak'ta bu parayı 3 bin aileye bölüştürsek 3 Bin aileden su parası almayabiliriz bir yıl boyunca.. İş Ensar'la sınırlı olsa keşke. Yukarıda vermişler işte rakamları 1buçuk milyon dağıtılmış yandaş vakıf ve derneklere, nakit dağıtalım de Böl 3 Bine, kişi başı 5'er yüz lira düşer. Ortalama olarak aile başına beşer yüz lira paramızı bu dernek ve vakıflara alenen peşkeş çekmişler.
Neyse TÜGVA masaya yatırılıp, kamuoyunda açıkça fetö benzetmesi yapılınca olsa gerek apartopar ve çok önemli bir ziyaret gerçekleştirmiş AKP İl Başkanı ve İtfaiyede kadrosu gözüken ama itfaiyeye (Uşak Belediyesi) neredeyse hiç uğramadan maaş alan, anlayacağınız belediyede klasik bankamatik memurluğu yapan TÜGVA İl Başkanı Yasin Süheyl Arslan'ı ziyaret etmiş makamında. Peki Yasin Arslan'a kim vermiş makamı derseniz yine Uşak Belediyesi tahsis etmiş derim size. Oysa zaten kirasını yine Uşak Belediyesine yani Uşak halkına ödettikleri koca bir bina var Hakkı Yağcı Caddesinde. Hacı Zeybek Camiini az geçince Halit Ziya'ya doğru giderken gidin bir görün tabelanın ve binanın ihtişamını. Ama hiç bir akşam ışığı yanmaz gireni çıkanı da yok. Bomboş durduruyorlar anlayacağınız binayı. Tabii ki gösterişli olmazsa kim inanın bunların Devlet içinde kadrolaşma yapabileceğine ve kim gelir kapılarına ki istismar edebilsinler siyasi anlamda ve istismar edip sosyal dünyasını da işgal edebilsinler ve kendileri gibi her yol angara insanlar haline getirebilsinler kendilerinden edebilsinler. Neyse itibardan tasarruf olmuyordu sahi. Ama hakikaten koca bir bina var kirasını ödediğiniz ama itfaiyede görevli gösterip işe gelmeden maaş almasını sağlayacak kadar şımarttığınız kopkof kuru cahil bir çocuğa makam odası için tarihi ev restore edip Makam tahsis etmekten de geri durmuyorsunuz. Tabi ki o kadar şımartmazsanız bu gün yaptığı iş ve icraatların yarın Yargı önünden ya da kamu vicdanından geçme olasılığını hesap eder de bu kadar cüretkar ve küstah olamaz. Atatürk düşmanlarına rahmet okuyamaz meydan meydan. Anlıyorum sizin işiniz de kolay değil kullanışlı hale gelmesi için kendisini şehzade gibi hissetmesi gerekiyor burada yine iyi yukarıda bu işler için kokain ve şuh kadınların da kullanıldığını duyuyoruz. Yani şımartıp suç işlemeye elverişli hale getirerek kullanmayı planladıkları cahillere kendilerini derin devlet olarak tanıtıp o cahili de derin devlet etiklerini söylüyorlar önce cahil genç derin devlet olduğuna inanması için Emniyet içindeki adamları bile kullanılabiliyor. Ardından dünya güzeli bir hanımefendi ile tanışıyor (tabi haberi yok şımartanların güdümünde geldiğinden) bir seviyor esas oğlanı bir seviyor görseniz aman aman her yerde de beraber boy gösteriyorlar. Tabi altında makam arabası arkasında kendisini şımartan ve derin devlet elemanı sandırtan abileri olan ve gittiği hemen her mekanda itibar gören cahil arkadaşımıza kokain ihtiyaç olursa onu kendi de bulur öyle değil mi?
Neyse konuşsak söz çoğa çıkar zaten asıllı yada asılsız AKP İl Başkanı Avukat Fahrettin Tuğrul'un tam da TÜGVA kadrolaşmalarının konuşulduğu böyle bir günde bu ziyareti ve verdikleri fotoğraf siyaseten de büyük risk değil mi? Gidip şikayetçi olmakla olmuyor ki bu işler? İyi Parti Merkez İlçe Başkanının açıklamalarını hepiniz duydunuz neler söyledi neler? İfadesine başvurulmuştur muhakkak ama gözaltı bile duymadık göz dağı manasında. Yani Adalet Sarayı haklı olarak soğukkanlı davranıyor ve neyi varsa döksün istiyor belki eteğindeki taşı Hakan Savaş belki de İL Başkanının bu açıklamalara vereceği reaksiyonu merak ediyor da olabilirler tabi bilemeyiz. Onlar adına düşünüvermek değil tabi derdim ama o açıklamalara tatmın edici bir açıklama ve beraberinde duruşla cevap vermesini beklediğimiz Ak Parti İl Başkanının inadına eder gibi belediyede bankamatik memuru olan TÜGVA İl Başkanını belediyeden tahsisli restoreli evde makamında ziyaret etmesi sizce de Hakim ve Savcıların TÜGVA'cı oldukları için Fahrtettin Tuğrul'un etkisinde kaldığını düşünmezler mi? Sayın Tuğrul'a konuya hasassiyetimizi ve Uşak Haber Merkezi olarak gündeme bile taşımadan kendisinin doğru tavrı ortaya koymasını beklediğimizi söyledik. Hatta Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu yüzüne aynen şöyle dedi. Hakimler yarın seni tutuklayıp hapse atarlarsa şaşırma başkanım. Oda gider yatarız abi hiç sıkıntı değil dedi gerçi istifini hiç bozmadan. Ama kendisini değilse bile Adalet Adamlarını temize çıkarmak için mücadele vererek kendisinin yargıya bir etkisinin olmadığını, yargının siyaseti dinlemediğini ortaya koymasını beklerken böyle görüntüler vermiş olması bizi hayal kırıklığına uğrattı doğrusu ve çok şaşırdım. Şimdi şöyle düşünsek mesela; "Uşak'taki Hakim ve Savcıların Şaibeli hale gelmesi AKP İl Başkanın umurunda olmadı mı acaba bu fotoğrafları verirken? Ki İyi Parti İlçe Başkanının ya da bir sözde gazetecinin beyanlarını elbette biz ciddiye bile almadık esasen; ancak kimse kusura bakmasın ortak bir organizasyon ile Avukatlık anlamında reklamını yapmak için tertiplenmiş bir iş gibi duruyor. Fahrettin Tuğrul açsından reklamın bundan daha kallavisi olamazdı diyen avukat arkadaşlar haklı mı acaba? Sorusunun akıllara gelmesine kimse engel olamıyor bu fotoğraflardan sonra. Hatırlayın fetö soruşturmaları sırasında nasıl tezgah iddiaları ortalıkta dolandı.
Yalan konuşmaya gerek yok ben şahsen tanıdığım kadarıyla Fahrettin Tuğrul'un böyle bir tertibe dahil olacağını yada spontane gelişen bu olay bir reklamasyon fırsatı gibi göreceğini hiç sanmıyorum. Keza geçtiğimiz ay içinde yaptığımız 5'li görüşmede bize özel de yaptığı izahatlar beni şahsen tatmin etmişti. O gün bize gidip Başsavcı ile de görüştüğünü suç duyurusunda da bulunduğunu, ayrıca bizim ekibi de çağırdığı bir basın açıklaması ile o sözde gazetecinin ve Hakan Savaş'ın yalan beyan ve iddialarının ve sözde gazetecilik yada sözde siyasetçiliklerinin de çaputunu çıkartacağını söylemişti kendisi özetle. Ama o günden beri bir kez bile basın karşısında görmemiştik kendisini. Bizi çağırmasa da haberimiz olurdu herhalde bir basın açıklaması yapsa zehir zemberek ve Hakimlerimizi de kendisini de bu atılmaya çalışılan çamurdan kurtarsa. TÜGVA kendi adamlarını Hakim Savcı yapıyor şaiyalarının ortalıkta yayıldığı bir zeminde, adalet adamlarına etki ettiği iddia edilen AKP İl Başkanının Tügva'ya ziyaret gerçekleştirmesi bence en hafif tabirle vurdumduymazlık. Keşke hiç değilse şu zor günlerde bu fotoğrafı vermiş olmasaydı. Lakin biz bütün siyasi partilerin yöneticilerinin ortak kafalar yaşayıp ortak organizasyonlara girişebildiğini çok görmüş şüpheci gazeteciler olarak bu şimdiye dek şüphe etmediğimiz Adalete etki iddiaları dahil İl Başkanı Fahrettin Tuğrul ile ilgili iddialara şüpheyle yaklaşmaya başlayacağız.
Son olarak zaten seçilmeden önce Ensar vakfının yönetim kurulu üyesi olduğunu bütün CV'lere gururla yazan şu bizim bataklığa çevrilmiş belediyenin başkanlığını her pisliğin üzerini örterek oturarak belediye başkanlığı yaptığını zanneden yada o algıyı kamuoyunda var etmeye çalışan Mehmet Çakın'a da bir çift sözüm var. Anlaşıldı sen de senden evvelkilerin yolunda gidip belediye bütçesini bu siyasal islamcı ve tarikatçi çevrelere paylaştıracaksın anlaşıldı. Anlaşıldı hız kesmeden devam tüyü bitmedik yetimin hakkını şımarttığınız züppelere yedirmeye devam edeceksiniz. Yalnız sana da şu kadarını söyleyeyim halk olmadan hiç bir şey olmaz ve senin arkanda halktan eser yok, siyasette halk desteği olmadan sırf Ankara'ya ve çevrende oluşan rantçı ve yardakçı çevrelere dayanarak yapılırsa şayet sonu çok ağır hüsranlara sebep olur. Bak senden evvelkilere Mesut Apaydın'ı hadi sizden ayırırsak 3 Tanesi sağ senden evvelkilerin hallerine bir bak üçü de yapayalnızlar.
Dipnot: Uşak Belediyesinden bankamatik memuru şeklinde nerdeyse hiç iş başına gelmeden maaş alan tek kişi Yasin Süheyl Arslan değil elbette. Lakin konuya ilişkin haber editörlerimizin çalışması olduğu için ben girmedim. Bu arada Nurullah Çavuşoğlu kardeşimin babasının hayrına yapılan mevlit yemeğinde karşılaşıp sohbet ettiğimiz Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanına da bu konulardaki hasassiyeti ve bizimle bilgi paylaşımında bulunduğu için teşekkür etmeliyim..