Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

FETÖ'nün şehirdeki siyasi ayağının faaliyetlerini durdurmak Adliye ve Emniyetin Vazifesi değil mi?

Geçtiğimiz hafta fetönün siyasi ayağını aktörleri ve planlarını da deşifre ederek ortaya koyan ve fetönün bizim siyasi geleceğimizi bitirmek maksatlı nasıl bir baskı oluşturduğunu net net ortaya koyan birer dilekçe daha doğrusu suç duyurusu yazdık Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu kardeşim ile beraber ve terör savcısına teslim ettik elden ve bazı sorularını da tüm samimiyetimiz ile cevapladık. Öteden beri şehir siyasetini fetöden aldığı güçle beraber yani fetö taktikleri ile beraber dizayn etmeye çalıştığını gözlemlediğimiz eski belediye başkanı Ali Erdoğan hakkında fetöcü olduğu gerekçesiyle şikayetçi olduk her ikimiz de ve siyaset yapmamızın önüne geçebilmek maksatlı siyasi partiler kanunlarına ve parti tüzüğüne aykırı hareket etme pahasına bütün siyasetlerini itibarımızı yok etmeye dönük kuran kişilerden de şikayetçi olduk isim isim.

Ayrıca bir ucu cezaevine dayanan fetö yapılanmasının şahsımı suça bulaştırmak veya suça bulaşmış gibi gösterip bir biçimde üzerime suç atmak suretiyle ismimin şaibeyle anılması için bana ve çevremdekilere kumpas kurduran, sırf benim ismimi azmettirici olarak söylemesini istedikleri ve mahkum bunu söylemediği için zulüm eden ve cezaevini çekilmez hale getirip mahkumu bunaltarak sözde itirafta bulunmasını yani bana bile bile iftira etmesini sağlamak amacı güttüğü çok belli gardiyan tayfasının mahkumun namusuna dil uzatma noktasına taşıyıp mahkuma herkesin içinde açıkça küçük düşürme ve aşağılama çabaları ile vücut bulmuş idi. Hatta cezaevi telefon kayıtlarına düşmüş olay bunalan mahkum cezaevinden telefonla kardeşlerine akrabalarına gardiyanı dövmeleri yönünde talimat veriyor yaşadığı zulmü anlatarak. Polis devreye giriyor, çağırıyor mahkum yakınlarını durumdan haberdar olduklarını ve gereğinin yapılacağını söyleyerek gardiyana dokunmamalarını istiyor. Nitekim çok geçmiyor gardiyana soruşturma açılıyor vs. ve gardiyan Doğuya sürülüyor. Aynı gardiyanı aynı yönetim sürgünü biter bitmez aynı koğuşa görevli veriyor. Ne tuhaf aynı anda mahkuma psikolojik baskı kuruluyor yakınları aracılığıyla ve benim ismimi azmettirici olarak söylemesi halinde cezaevinden kurtarılabileceği vaat ediliyor. Özetle ya bu zulmün altında müebbet yat ya da söyle suçsuz da olsa Erkan Çuhadar'ın adını azmettirici olarak kavuş hemen özgürlüğüne. Çaresiz mahkum sonunda gardiyana maalesef şiddet uygulayınca tezgah olduğu gibi meydana çıktı ve ben de cezaevi müdürü başta olmak üzere kim varsa bana kumpas kurup benim itibarımı kamuoyunda zedelemek istedikleri açık olan güruhun hepsinden şikayetçi oldum.

Demem o ki boş durmuyoruz millet, fetö ile mücadele de devam yolsuzluk sapkınlık ve sentetik uyuşturucu ile mücadele de tam gaz devam. Karanlık hiç kalmayıncaya değin aydınlanma savaşı vermeliyiz ve aramızdaki ayrık otlarını yani vatan hainlerini temizleyip bir biçimde bir an önce bir olmalıyız ve acilen ekonomik bağımsızlık başta olmak üzere bağımsızlıklarımızı yeniden teyit etmeliyiz bütün dünyanın gözü önünde. Siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir ama ortak değer yargılarımız da çok ortak inançlarımız ve hedeflerimiz de çok. Hangimiz istemez Müslümanların bir olmasını veya bütün Türk dünyasının bir edilmiş hali hangimizi heyecanlandırmaz? Diyeceğim ortalık yakında çok karışacak ve bir güneş doğacak bu puslu havayı dağıtıp etrafı apaydın edecek inşallah vesselam...

Yorumlar