Bilindiği üzere İmam-ı Ali'ye ait olan imamet ve hilafet tacını önce Muaviye gasp etti. Ardından da daha kendisi ölmeden oğlu Yezid'e o günkü yaşayan ümmetten biat toplamaya başladı. Muaviye ölmeden önce İmam-ı Hasan'ın ardından da İmam Hüseyin'in hakkı olan İmamet tacını ve Hilafet Hırkasını gasp ederek giydi. Hz. Hüseyin o günkü şartlarda kendisine biat etmek istediğini söyleyen Şam ve Kufe Halkının ısrarlı mektupları üzerine Yezid'e kıyam etti (hilafet istemi ile ayaklandı) ve Kufe'ye yürüdü. Ancak, akrabaları dahil beraberindeki sadece 70 kişi ile Kufe'ye gitmek isteyen Hazreti Hüseyin ve beraberindeki kervanın yolunu, Yezid'e ve Şam Valisi İbni Ziyad'a bağlı yaklaşık 5000 kişilik ordu (bu konuda çeşitli rivayetler olup, rivayetlerdeki en düşük rakam 5000) Kerbela denilen mevkide kestiler. İmam Hüseyin ve beraberindekilerini etrafını çeviren zalimler topluluğu, kervanın geçmesine izin vermediği gibi geri dönmelerine de izin vermeyerek günlerce çölün ortasında aç susuz bırakıldıktan sonra Muharremin Onuncu günü tamamına yakını şehit edilmişlerdi. O gün sağ kalanlar arasında bulunan Zeynep Validemizin Hz. Hüseyin'in ardından tuttuğu yaslar ve Yezid'e ettiği ahlar hala günümüzde konuşulmaktadır.
Ömer İbni Abdullah gibi, Abdullah İbni Ebu Vakkas gibi sahabenin en büyüklerinin evlatlarının tüm ikazlarına rağmen şehit edileceğini bile bile yola çıkan İmam Hüseyin aslında muradına ermişti. Zira Hüseyin Efendimizin muradı Yezid'in nasıl bir zalim olduğunu islam alemine anlatmaktı. Çünkü Hz. Hüseyin Yezid'in nasıl bir zalim ve münafık olduğunu bir türlü Dedesinin Ümmetine anlatamıyor, Yezid'e biat etmelerini bir türlü önleyemiyordu. O dönem yaşayan Ümmeti Muhammed aslında fitnesi çok açık belli olan Yezid'in nifak saçan, zulum eden bir gaspçı olduğunu görmezden gelmiş ve İmam'ı Ali'nin oğlu İmam'ı Hüseyin'in yerine Muaviye oğlu Yezid'e biat etmiş ve Yezid'in zulmune dolaylı olarak çanak tutmuşlardı. İmam Hüseyin sanki Ümmet'i Muhammed'e kendi acısını tattırmak istercesine cesaretle ve iştihak ile ölüme yani şehadete yürüyordu. Kerbela denilen mevkide İmam Hüseyin'in yolunu kesen bedbahtlar ve zalimler topluluğu İbni Ziyad ve Yezid'in emrini yerine getirerek kafiledekilere günlerce su vermediği gibi geçecek yolda vermemiş ve Ehl-i Beyt'e zulmetmişlerdi. O kadar ki İmam Hüseyin'in kundaktaki bebeğini elleri üzerine kaldırarak bana acımıyorsanız bari şu yavrucağa acıyın da bir yudum su verin diye feryat edişine, mızrakla cevap vermişler nitekim Hüseyin Efendimizin çocuğu ellerinde iken mızrakla vurularak şehit edilmişti. Aslında bu Hz. Hüseyin Efendimiz için Şehadetin müjdecisi idi. Zira bu kadar acı yaşattığı ve sabır verdiği bir kişiyi en yüce makamlara çıkartmak Allahu Teala Hazretlerinin adeti idi. Hiç bir çileyi karşılıksız bırakmayan Allah (cc) Hüseyin'e de en yüksek mertebelerden birisini bahşetmişti. Zira şehitliğin en üstün mertebesinin zulmeden bir devlet başkanına kıyam edip zulmünü söylediği için öldürülenlere ait olacağını dedesi Rasulullah Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) daha önce haber vermişti. O anda yaşayan ve O'ndan sonra gelecek bütün Ümmeti Muhammed'in bağrına saplanan o hançerden sonra çok geçmemiş Hz. Hüseyin de önce sırtından bir ok ile vurulduktan sonra onlarca mızrak ve ok darbesi ile şehit edilmişti. Şehadetinden sonra üzerinde 33 ok 33 mızrak darbesi sayılmıştı.
Kerbela'nın acıklı hikayesini sizlere daha fazla anlatamayacağım, lakin tarihte yaşanan bu tür olayların günümüze ışık tutması temennisi ile ayrıca belkide yazıyı okuyanlar arasından, bir yürek Hz. Hüseyin için burkulurda Hüseyin O yüreğin sahibinden razı olur diye düşünerek bu hadiseden bahsettim.
İmam Hüseyin efendimizi bu gün hala, hilafet için kıyam etmekle suçlayanlar siyaset için makam için aralarında kavga çıktı diye konuşanlardan tarihten bihaber kör ve sağırlardır. Nitekim İmam kıyam ettiği gün kıyam ediş sebebini şu şekilde izah etmiştir.
"…ben ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emir, münkeri nehy etmek, ceddim Resulullah ve babam Ali b. Ebu Talib’in yolunu ihya etmek için kıyam ettim." (Maktel-i Harezmi, c.1, sayfa 188) Öyleyse İmam Hüseyin Efendimizin kıyamı ve şehadeti, sadece halifeye yapılan bir başkaldırı olarak asla değerlendirilemez.
İmam-ı Hüseyin efendimizin başına gelenlerin ardından Muhammed Ümmeti yani İslam alemi ayıkmış Yezid'in çirkin yüzünü görmüşlerdir. İmam Hüseyin sağlığında sonunu getiremediği Yezid saltanatının şehadeti yani ölümü ile birlikte sonunu getirmeyi başarmıştır. Yezid bundan sonra asla iflah olmamış ve Hz. Hüseyin'in ölümünde parmağı olan herkes çok acı ve rezil ölümler ile ölmüşlerdir. Başına her gelen aslında İmam Hüseyin için bir başka müjde idi. Beraberinde şehit düşen kundaktaki çocuğu dahil yakınları ve sevenleri Cenneti haketmiş, hiç kuşku yok ki Hz. Hüseyin ile birlikte Cennete gitmişlerdir. Kendisini çok özlediğini defalarca söylediği dedesi Peygamber sav ile Annesi Fatımatüz Zehra ve Babası İmam-ı Ali'ye vuslat eylemiştir. Lakin İmam Hüseyin'in bu vuslatı İslam aleminin çok canını yakmıştır. Zira acımasızca ve haksızca canına kastedilmesi, Müslümanlara çok dokunmuştur. Bu nedenle Müslümanlar Aşura günü diye de anılan Kerbela gününde İmam Hüseyin'i anar ve ona ağıtlar yakarak yaslar tutar. Bu gün matem edenlerin Hazreti Hüseyin için bir damla yaş dökenin, manen çok çok yükseleceği bilinmektedir. Ayrıca Hz. Zeynep gibi, Hz. Zeynel Abidin gibi Ali'yyül Askar gibi Hüseyin'e yas tutanlardan olacağı kabul edilir. Zeynep Validemizin Zeynel Abidin'in yas tuttun o halde sende Hüseyin'e yas tutanlardansın, yani bizdensin diyerek şefaat edeceklerine inanılır. İşte bu duygu ve düşünceler ile hiç değilse Hz. Hüseyin'i yad etmiş olmak ve kendisi için bir parça da olsa hüzünlenebilmek için, Yezid'e ve beraberindekilere O'nun hatırına buğz etmek için bu yazıyı kaleme aldım.
Lanet Olsun Yezid'e ve yardakçılarına, Lanet Olsun Yezid'i mantıkla zulmü reva görenlere. Selam Olsun İmam-ı Hüseyin'e Selam olsun Ehl-i Beyt'e ve Onları abası altında toplayan Rasulullah efendimize...
Ömer İbni Abdullah gibi, Abdullah İbni Ebu Vakkas gibi sahabenin en büyüklerinin evlatlarının tüm ikazlarına rağmen şehit edileceğini bile bile yola çıkan İmam Hüseyin aslında muradına ermişti. Zira Hüseyin Efendimizin muradı Yezid'in nasıl bir zalim olduğunu islam alemine anlatmaktı. Çünkü Hz. Hüseyin Yezid'in nasıl bir zalim ve münafık olduğunu bir türlü Dedesinin Ümmetine anlatamıyor, Yezid'e biat etmelerini bir türlü önleyemiyordu. O dönem yaşayan Ümmeti Muhammed aslında fitnesi çok açık belli olan Yezid'in nifak saçan, zulum eden bir gaspçı olduğunu görmezden gelmiş ve İmam'ı Ali'nin oğlu İmam'ı Hüseyin'in yerine Muaviye oğlu Yezid'e biat etmiş ve Yezid'in zulmune dolaylı olarak çanak tutmuşlardı. İmam Hüseyin sanki Ümmet'i Muhammed'e kendi acısını tattırmak istercesine cesaretle ve iştihak ile ölüme yani şehadete yürüyordu. Kerbela denilen mevkide İmam Hüseyin'in yolunu kesen bedbahtlar ve zalimler topluluğu İbni Ziyad ve Yezid'in emrini yerine getirerek kafiledekilere günlerce su vermediği gibi geçecek yolda vermemiş ve Ehl-i Beyt'e zulmetmişlerdi. O kadar ki İmam Hüseyin'in kundaktaki bebeğini elleri üzerine kaldırarak bana acımıyorsanız bari şu yavrucağa acıyın da bir yudum su verin diye feryat edişine, mızrakla cevap vermişler nitekim Hüseyin Efendimizin çocuğu ellerinde iken mızrakla vurularak şehit edilmişti. Aslında bu Hz. Hüseyin Efendimiz için Şehadetin müjdecisi idi. Zira bu kadar acı yaşattığı ve sabır verdiği bir kişiyi en yüce makamlara çıkartmak Allahu Teala Hazretlerinin adeti idi. Hiç bir çileyi karşılıksız bırakmayan Allah (cc) Hüseyin'e de en yüksek mertebelerden birisini bahşetmişti. Zira şehitliğin en üstün mertebesinin zulmeden bir devlet başkanına kıyam edip zulmünü söylediği için öldürülenlere ait olacağını dedesi Rasulullah Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) daha önce haber vermişti. O anda yaşayan ve O'ndan sonra gelecek bütün Ümmeti Muhammed'in bağrına saplanan o hançerden sonra çok geçmemiş Hz. Hüseyin de önce sırtından bir ok ile vurulduktan sonra onlarca mızrak ve ok darbesi ile şehit edilmişti. Şehadetinden sonra üzerinde 33 ok 33 mızrak darbesi sayılmıştı.
Kerbela'nın acıklı hikayesini sizlere daha fazla anlatamayacağım, lakin tarihte yaşanan bu tür olayların günümüze ışık tutması temennisi ile ayrıca belkide yazıyı okuyanlar arasından, bir yürek Hz. Hüseyin için burkulurda Hüseyin O yüreğin sahibinden razı olur diye düşünerek bu hadiseden bahsettim.
İmam Hüseyin efendimizi bu gün hala, hilafet için kıyam etmekle suçlayanlar siyaset için makam için aralarında kavga çıktı diye konuşanlardan tarihten bihaber kör ve sağırlardır. Nitekim İmam kıyam ettiği gün kıyam ediş sebebini şu şekilde izah etmiştir.
"…ben ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emir, münkeri nehy etmek, ceddim Resulullah ve babam Ali b. Ebu Talib’in yolunu ihya etmek için kıyam ettim." (Maktel-i Harezmi, c.1, sayfa 188) Öyleyse İmam Hüseyin Efendimizin kıyamı ve şehadeti, sadece halifeye yapılan bir başkaldırı olarak asla değerlendirilemez.
İmam-ı Hüseyin efendimizin başına gelenlerin ardından Muhammed Ümmeti yani İslam alemi ayıkmış Yezid'in çirkin yüzünü görmüşlerdir. İmam Hüseyin sağlığında sonunu getiremediği Yezid saltanatının şehadeti yani ölümü ile birlikte sonunu getirmeyi başarmıştır. Yezid bundan sonra asla iflah olmamış ve Hz. Hüseyin'in ölümünde parmağı olan herkes çok acı ve rezil ölümler ile ölmüşlerdir. Başına her gelen aslında İmam Hüseyin için bir başka müjde idi. Beraberinde şehit düşen kundaktaki çocuğu dahil yakınları ve sevenleri Cenneti haketmiş, hiç kuşku yok ki Hz. Hüseyin ile birlikte Cennete gitmişlerdir. Kendisini çok özlediğini defalarca söylediği dedesi Peygamber sav ile Annesi Fatımatüz Zehra ve Babası İmam-ı Ali'ye vuslat eylemiştir. Lakin İmam Hüseyin'in bu vuslatı İslam aleminin çok canını yakmıştır. Zira acımasızca ve haksızca canına kastedilmesi, Müslümanlara çok dokunmuştur. Bu nedenle Müslümanlar Aşura günü diye de anılan Kerbela gününde İmam Hüseyin'i anar ve ona ağıtlar yakarak yaslar tutar. Bu gün matem edenlerin Hazreti Hüseyin için bir damla yaş dökenin, manen çok çok yükseleceği bilinmektedir. Ayrıca Hz. Zeynep gibi, Hz. Zeynel Abidin gibi Ali'yyül Askar gibi Hüseyin'e yas tutanlardan olacağı kabul edilir. Zeynep Validemizin Zeynel Abidin'in yas tuttun o halde sende Hüseyin'e yas tutanlardansın, yani bizdensin diyerek şefaat edeceklerine inanılır. İşte bu duygu ve düşünceler ile hiç değilse Hz. Hüseyin'i yad etmiş olmak ve kendisi için bir parça da olsa hüzünlenebilmek için, Yezid'e ve beraberindekilere O'nun hatırına buğz etmek için bu yazıyı kaleme aldım.
Lanet Olsun Yezid'e ve yardakçılarına, Lanet Olsun Yezid'i mantıkla zulmü reva görenlere. Selam Olsun İmam-ı Hüseyin'e Selam olsun Ehl-i Beyt'e ve Onları abası altında toplayan Rasulullah efendimize...
muharremin kıymetinden önce hz. ömer r.a yaptığınız iftira ve hakaretlerden dolayı allahtan af dileyin...siz kim zannediyorsunuz kendinizide hz.ömere iftira ve hakaret ediyorsunuz.aynaya bakında ondan sonra muharrem ayının faziletinden bahsedersin..