Ak Parti’de Bu Sürecin Galibinin Mehmet Altay, Kaybedeninin Nurullah Cahan Olduğu Tartışmasız Bir Gerçek!
Ak Parti’de 27 Milletvekili Aday Adayı arasında gerçekleşen aday olma yarışı, nerede ise hiç kimsenin beklemediği bir şekilde sonuçlanarak gerek Ak Partililer gerekse bütün Uşak halkı için sürpriz bir şekilde sonuçlandı. Aday adayları önce temayül için temayülde oy kullanma müsadesi verilen Ak Partilileri ziyaret ederek başladı işe. Bütün aday adaylarının kendilerine göre belirlediği ayrı uslupları, startejileri, temayülde oy isteme ya da seçmeni etkileme yöntemleri olması gerekirken hiçte öyle bir durum sözkonusu olmadı. Aday adaylarının hemen tamamı aynı yöntemi kullandı. Temayülde oy vereceklere ya biz dostuz biliyorsun dedi. Ya da oy verecek kişilere yakın olan kişileri yanına alarak ziyarete gittiler. Bilindik diyaloglar, ben vekil olursam bana çok rahat ulaşabileceksiniz nevinden klişe sözler söylemler ve ahbap-çavuş ilişkileri ile oy istediler. Tabi kim başarılıydı bilemiyoruz. Çünkü malumunuz sandıklar mühürlendi ve açılıp açılmadığından emin değiliz. Açıldı ise de sonuçlar sır gibi saklandı. Hatta İl Başkanı temayül sonuçlarına ilişkin herkesin ben kazandım demesi üzerine, kimse bir şey bilmiyor, hepsi yalancı, ben birmişim, ikiymişim diyen aday adaylarının diye açıklama bile yaptı. İl Başkanının yalanlamak zorunda kaldığı aday adayları, o günden sonra temayül sonuçlarına ilişkin pek konuşamadı da, kamuoyu şehir efsanesi dinlemekten kurtuldu.Her neyse; aday adayları içerisinde bence tek kazanan Mehmet Altay ama oda emin olun kazandığı halde kaybedenlerden olacak bunun ne anlama geldiğini seçim sonuçlarını değerlendirdiğim bir yazımda sizlere izah edeceğim. Peki bu süreçten kazançlı çıkan sadece Altay mıydı? Elbette ki hayır.
Yasin Kaya Kazanırken Her Dönemin Aday Adayı Zafer Aydın Yine Kaybetti, Zübeyir Yıldırım İse Dudak Büktürdü!
Yasin Kaya isminde bir aday adayı vardı Ak Parti’nin; hiç kimseye bulaşmadan, direk partilileri ile nezaket içerisinde muatab olarak saygı ve takdir kazanmayı bildi mesela. Temayülde oy vermese de hemen her Ak Partili hiçbir grup ile ismini andırmadan, hiçbir aday adayı aleyhinde tek kelam etmeden, kimse ile polemiğe girmeden, en azından ileriye dönük iyi bir politik ve ticari yatırım yapmış oldu. Ak Partililer; Yasin Kaya’yı sevdiklerini beyan etti. Her dönemin aday adayları arasında ismi sayılan Zafer Aydın, son derece silik bir profil sergilerken, herhalde Genel Merkeze hakkında en çok dosya iletilen isim oldu diyebilirim. Uşak’lı bile olmamasına rağmen, ayrıca partililer tarafından pekte sevilmeyen, ağzı az laf yapan nadir Ak Partililerden olmasına rağmen yönetimden uzaklaştırılan ve bir daha alınmayan Zübeyir Yıldırım’ın aday adayı olabilmesi Ak Parti’lileri şaşırtı. Yıldırım’ın birde üstüne üstük "benim Genel Merkez’de arkadaşlarım var" söz almasam çıkar mıydım? imasında bulunması (Gerçi bu imada hemen tüm aday adayları bulundu ama) Ak partililerin şaşkınlığını artırdı. Neyseki daha sonra pekte inandırıcı ve tutarlı gelmemiş olacak ki, kamuoyunda dikkate alınmayan aday adayları arasındaki yerini aldı. Zübeyir beyden hiç bahsetmeyecektim yazımda ama çok yakın bir ortak dostumuzun ricasını kıramadım. İki cümle yazayım bari dedim.
Cahan’ın, Mehmet Düşmanlığı Aksi Sonuç Verdi: Aslan’ın da, Altay’ın da Başarısını Önleyemedi!
Mehmet Aslan Ak Parti Eski Merkez İlçe Başkanı olması ve teşkilat içerisinde sevilen bir isim olması hasebi ile listeye girebileceği düşünülen isimlerdendi, ama maalesef olmadı. Aslan; Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve Menzil ekibinin özellikle aleyhinde çalıştığı bir isim olması hasebi ile kulislerin en çok konuşulan isimleri arasında ayrıca yerini aldı. Cahan ve ekibi bilindiği gibi, Akademisyen(Hoca) süsü verdikleri ama aslında sadece yüksek lisans yapmış bir isim olan eski okutman Erol Korkmaz’ın Milletvekili adaylığını adeta bir varlık yokluk savaşı gibi gördü ve bunun için ne gerkiyorsa yaptı. Aday adaylarının hakkında Genel Merkeze incelendiğini ya da dikkate alındığını pek sanmadığım türlü dosyalar gitti ya, o dosyalar arasında elbette Erol Korkmaz’ınki de vardı. En azından kulislerde konuşulanlar bunlardı. Nurullah Cahan’ın Belediye Meclis üyelerini At çiftliğinde verdiği kahvaltıda bir araya getirip, Erol Korkmaz ve Recep Özen’in lehine oy istediği de biliniyor. Belediye Başkanı'nın tarafsızlığını yitirip, üstelik belediye imkanları ile bu denli açık ve aleni bir şekilde Erol Korkmaz ve Recep Özen’e çalışmış olmasının partililerce yadırgandığı, hatta bu durumun zaman zaman yönetimsel krizlere bile sebep olduğu kulislerde konuşuldu. Bütün gayretine rağmen Cahan ne Mehmet Aslan’ın temayülde büyük çoğunluğun oyunu ve takdirini kazanmasını ne de Mehmet Altay’ın üstelik birinci sıradan aday yapılmasını engelleyemedi. Mehmet Aslan için aday olmasa da bu süreçten orta ya da uzun vadede politik açıdan kazançlı çıktı diyebiliriz. Mehmet Altay ise en baştan beri son derece rahattı ve Genel Merkez’den söz aldığı belliydi. Gerçekten de çevresindeki dostlarından ve Nurullah Çavuşoğlu’ndan, başka görüştüğümüz hiç kimse Altay’ın Milletvekili adayı olmasını beklemiyordu. Ama Altay gerek mütevazılığı ve efendiliği ile gerekse kuruluşundan beri Ak Parti'de gösterdiği çalışmaları ile her zaman Ak Partililerin sempatisini kazanmış bir isimdi. Yine bu sürecin de en azından Ak Partililerce en takdir edilen isimleri arasında yer almayı becerdi. Genel Merkez'in de takdirini kazanmış olacak ki Ak Parti Uşak'ta bir ilke imza attı ve ilk defa bir milletvekilini yeniden aday gösterdi, üstelik birinci sırada. Gerçi bir dostum şu espriyi yaptı kararı duyunca: "Demek ki Genel Merkez, Cahan kimi istemiyorsa Onu aday gösterdi, kimi istedi ise O ismin de üzerini çizdi" dedi. Cahan bilmeden Altay'a iyilik etti dedi ama tabi bu bir olasılık değil bence.
Gruplar Ya da Cemaatlerle İsmi Anılanlara Genel Merkez Kesinlikle Şans Vermedi! ( Sütten Ağzı Yanınca)
Malum Ak Parti Genel Merkezi geçtiğimiz yerel seçimleri öncesi kuruluştan beri adet koyun koyuna, can ciğer kuzu sarması olduğu Fethullahçıları ne olduysa birden bire paralelci, hain ilan edivermiş ve aralarında kavga çıkmıştı. Ondanmı kaynaklandı bilinmez bu sefer hem Uşak’ta hem de Türkiye genelinde cemaat ya da gruplarla ismi anılanlara listede yer vermediği gibi halen Milletvekili olanları da yeniden aday göstermedi. Yani Ak Parti içerisinden Mecliste yapılan temizlik sadece Gülen Cemaati'ni değil, hemen hemen bütün grupları kapsadı diyebiliriz. Uşak’ta bilindiği gibi Fahrettin Tuğrul İHH’cılar ile, Zafer Aydın, Zübeyir Yıldırım, Alim Tunç Mealcilere anılmaktaydı. Muhammet Kuzubaşı’nın Mahmut Efendi grubu olarak bilinen grupla, Erol Korkmaz’ın Menzil grubu ile ismi anılmaktaydı. Genel Merkez hiç birisine aday olma şansı tanımadı. Hatta bu isimlerin aslında ilk ön elemede elendiği de Genel Merkez kaynaklı kulislerimize yansıdı.
Mesut Apaydın’ın Politikadaki Son Deneyimi Bu Olsa Gerek!
Mesut Apaydın belediye dönemindeki icraatlerini anlatarak halkta ya da Genel Merkezde kabul görmeye çalıştı. Bu anlamda diğer aday adaylarından biraz farklı bir profil sergiledi. Fakat, belediye başkanlığı dönemindeki hizmetleri yeterli bulunmamış olacak ki ne kamuoyunda bir rüzgar oluşturabildi, ne de Genel Merkezi ikna edebildi. Bazıları "söz almasa çıkmaz adam deli mi? Muhakkak bir bildiği vardır" nevinden açıklamalar ile aday olmasını beklese de kamuoyunun büyük çoğunluğu aday yapılmayacağına kesin gözü ile bakıyordu. Mesut Apaydın böylece politikada finişi gördü diyebiliriz.
Nurullah Cahan ve Menzilciler Sadece Seçimi Değil Prenslerini ve Prestijlerini de Yitirdi!
Bilindiği gibi Nurullah Cahan’ın belediye başkanı olduktan sonra çok önemli işlere imza atacak iddiası ile Üniversite’den transfer ettiği ve başkan yardımcılığı verdiği Erol Korkmaz ile ilgili sanki çok birikimli donanımlı birisi imiş algısı oluşturulmuştu. Ancak bir yıl geçmesine rağmen belediyenin hala dişe dokunur bir icraat yapmamış olması yetmezmiş gibi, Korkmaz’ın aday adayı olarak halkın arasına inmesi, kendisinin bütün karizmasını yitirmesine sebep olmuştu. Nitekim Korkmaz’la her konuşan insan beklediği çıtanın çok altında bir birikim ve donanımla karşılaşarak hayal kırıklığına uğradığını kulislerde dile getiriyordu. Yani başkan yardımcısı iken pekte fazla halkı görmemesi sebebi ile inandırıcı olabilen hakkındaki bazı söylemlerin hiçte gerçekleri yansıtmadığını yani Erol Korkmaz’ın cila ile parlatılan bir balon olduğunu, aday adayı olup sahaya inince bütün Uşak kamuoyu da müşahade etmiş oldu. Bu yüzden Menzil ekibinin Cahan’dan sonraki en donanımlı, en birkimli ismi olarak takdim edilen Erol Korkmaz ile birlikte hem Cahan hem de Menzil ekibi ciddi bir prestij kaybına uğradılar.Tabiki Korkmaz’ın üstüne üstlük ikinci elemelerde elenmesi ve Basri Yıldırım’ın herkese listede Erol Korkmaz olmayacak diye haftlardır açık açık söylemesi bunun yanı sıra ilk üçe bile girememiş olması da cabası olarak hafızalara kazındı.
Bence Erol Korkmaz Artık Ne Belediye'ye Ne de Üniversite'ye Geri Dönemeyecek!
Erol Korkmaz nerede ise bütün bilborlara ve minibüslere astırdığı fotoğraflarındaki gülüşü ile dikkatleri üzerine toplamıştı, hatta kamuoyunu aday yapılacağına ikna edebilecek kadar çok para harcadı yada belediye imkanlarını kullandı. Ancak Uşak kamuoyunun genelini ikna etse de Cahan ve ekibi Korkmaz’ın adaylığına Genel Merkezi ikna edememişti. Dolayısı ile bir balondu söndü gitti sözünü hatırlatan bir sonuçla karşı karşıya kaldılar. Bu arada bilboardların ya da minibüslerin üzerine asılan resimlerin siyasette tanıtımdan başka hiçbir işe yaramadığı da böylece ortaya çıkmış oldu. Nitekim bilboardda aday kendini ifade etme ortamını yakalayamadığı gibi bilborda resminin çıkması aday açısından halkta daha olumsuz bir intiba bırakmasına sebep olabildiğini gözlemledik.Bilboarda çok çıkan aday adayları gerek resimlerinin altlarına iliştirdikleri klişe söylemleri ile gerekse verdikleri pozlarla çoğu kez alay konusu dahi oldular. Şimdi bunca yaşanandan ve teşkilatın bu denli tepkisini aldıktan sonra Erol Korkmaz'ın yeniden Başkan Yardımcılığı görevine getirilebilmesini hayli zor görüyorum ben şahsen. Yani Cahan ekibine kendi kattığı nerede ise tek isim olan Menzilin prensi olarak da tanınan Erol Korkmaz'ı da kaybetti gibi görünüyor. Gerçi Korkmaz görevine geri dönmezse Rektörlüğü'nde malum grubun, rektörlük seçimlerine ilişkin Uşak Üniversitesi Rektörünü yıpratma maksatlı girişimlerinden sonra, malum grubun Rektöre ve yönetimine ilişkin bir sürü itham ve iftira nitelikli dedikoduvari haber yaymasından ve Üniversitede sebep oldukları fitnelerden sonra Erol Korkmaz'ı geri kabul edeceğini de pek sanmıyorum ama bekleyip göreceğiz. Korkmaz Belediyede yeniden görev alabilecek mi? Ya da Üniversite kendisini yeniden göreve kabul edecek mi? (İkisinin de olabileceğini hiç sanmıyorum hakkında hayırlsı)
Muhammed Kuzubaşı Ak Parti’deki Politik Geleceğini Tehlikeye Soktu!
İki üniversite bitirmiş olması, Babasının Uşak’ta sevilen bir imam ve esnaf olması, İmam Hatip menşeli ve gençlik kollarında başkanlık yapmış olması, efendi bir insan profili çizmesi en azından öyle gözükmesi gibi sebeplerle Ak Parti’nin geleceğe dair umut vaad eden isimleri arasında yer alan Muhammed Kuzubaşı, belki de hayatının hatasını yaparak, üzeri yıllar önce çizilmiş bir isim olan Hilmi Alper’in hamiliğinde aday adayı oldu. Üstelik Genel Merkez’in 1 Nisan tarihinden itibare istifa eden yöneticiler sakın aday adayı olmasın temayüle değerlendirmeye bile sokmam kararına rağmen aday adayı olan Muhammed Kuzubaşı bu hareketinin faturasını şimdilik ilk üçe giremeyerek ödedi. Fakat Genel Merkezlerin hafızasının ne kadar güçlü olduğunu İbrahim Yılmaz örneğini de vererek hatırlayacak olursak Kuzubaşı’nın Ak Parti’deki en azından ciddi makamlara gelme anlamında politik hayatını bitirdiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz.
Hüseyin Keskin Dolgu Malzemesi Olarak mı Kullanıldı, Yoksa 25 Aday Adayını Geride mi Bıraktı Belli Değil; Keskin'in Buruk Sevinci!
Aday belirleme sürecinde gerek temayülde fazla oy aldığı tahmin edilen isimlerden olması hasebi ile gerekse Banaz'ın "Banaz'lı Milletvekili istiyoruz" talebine Genel Merkezin kulak verip Banaz'lı bir isim yazabileceği beklentisi sebebi ile ve gerekse geçen dönem belediye başkan adayı yapılmadı, belki bunda gönlü almak istenebilir şeklinde bir algı oluşması sebebi ile adaylığı kuvvetli ihtimal olarak gözüken Hüseyin Keskin'i Genel Merkez üçüncü sıra adayı olarak değerlendirdi. Genel Merkez üçe yazsak kim sıkıntı vermez, gücenmez diye mi düşündü? Yoksa teşkilatın gönlünü hangi isimle az da olsa okşayıp atama aday tepkisini kırabiliriz diye mi düşündü? Yoksa dolgu malzemesi olarak mı kullandı, bilinmez ama aslında Hüseyin Keskin gibi genç bir politikacı açısından bu sonuç kesinlikle başarıdır diyebiliriz. Ayrıca aday adaylığı süresince teşkilatların ve Ak parti üyelerinin de takdirini kazandığı gözöününde bulundurulursa Keskin'in vekillik kazanması söz konusu dahi olmasa da orta vadede bir kazanım elde ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Fatma Berber Aytan, Filiz Poyraz; Ankara’dan Seçim Dönemi Gelip Aday Olmayı Düşünenlere İbret Olup Gittiler!
Akparti’de her ikisi de avukat olan, her ikisi de Ankara’dan gelen, her ikisi de Genel Merkez’de işi bitirdiklerini söyleyen, her ikisi de kadınlarca hiç sevilmeyen ve teşkilatça ciddi kabul görmeden listeye de giremeyip valizlerini toplayıp dönen aday adayları olarak hafızalardaki yerini aldı. İsimleri akılda kalmayacak muhakkak ama yaşadıkları ve aldıkları neticeler hafızalarda yerini aldı. Özellikle Ankara’da yaşayıp Uşak’tan Milletvekili yada Belediye Başkanı olabilmenin hayallerini kuran onlarca Uşaklıya ibret oldular diyebileceğimiz hüsranlar yaşayan Fatma Berber Aytan ve Filiz Poyraz'ın hiç değilse Haziran’a dek, Uşak’ta kalarak seçim çalışmalarına katılmaları daha şık bir davranış olacaktı diye düşünmekteyim.
İsmini yazımda geçmediğim değerlendirme yapmadığım aday adaylarımızın hepsinden özür diliyorum. Zira yazı epeyce uzadı ve o isimlerle ilgili ne söylesem zorlama olacaktı çünkü bir çoğunun ismi şu anda bu yazımı okuyanların hafızasında bile değil.
Ak Parti ya İntihar Etti Ya da Bir Bildiği Var!
Geçtiğimiz gece her söylediği çıkan adam olarak nitelendirdiğim, politik birikimine ve deneyimine her seferinde şahitlik ettiğim Uşak’taki gerçek gazetecilerin ismini say desek hemen herkesin birinci sırada sayacağı ağabeyim Nurullah Çavuşoğlu ile ettiğimiz sohbet sırasında söylediklerini aktarıp birkaç cümle söyleyerek yazımı sonlandırmak istiyorum. Nurullah Çavuşoğlu’na Ak Parti’nin sıralaması ve özellikle ikinci sıra adayı ile ilgili görüşünü sordum. Ayrıca bu liste ile Ak Partinin nasıl bir sonuç alabileceğini sordum. Söyledikleri yine oldukça şaşırtıcı idi izin almadım kendisinden ama yine de sizinle paylaşayım istedim. Çavuşoğlu; "Ak Parti Uşak gibi Kuvva i Milliyecilerin ele geçirdiği ve Osmanlı Hükümetinin kaymakamını vazifeden azlederek adeta ihtilal yaptığı ve Cumhuriyet kurulana kadar Kuvvacılar tarafından yönetilen ve Kuvvai Milliyenin sembol yaşam merkezlerinden birisi olan kente Atatürk’e hakaret etmekten başka hiçbir mahareti bilinmeyen bir ismi buraya atadı ise ya Uşak’ta sahayı terk etmiş, havlu atmış demektir. CHP ve MHP’ye sahayı terk ederek Uşak’tan başarısız sonuç çıkmasının önünü açmış demektir yada bir bildiği vardır dedi. Çavuşoğlu; Sahayı neden terk etsin ki abi 400 Milletvekili çıkarmak isteyen bir parti iki milletvekili çıkarttığı bir kenti niçin gözden çıkartsın ki şeklindeki soruma ise; Genel Merkezler sizin bildiğiniz bir mantıkla hareket etmez. Hiç göremeyeceğiniz açılardan konulara ve olaylara yaklaşır. Buradaki başta belediye başkanı ve il başkanı olmak üzere Ak Partili politikacıların tamamından kurtulmayı aklına koydu ise, bunları görevden durduk yerde azl edemeyeceğine göre seçim kaybetmelerine göz yumarlar. Ardından seçimi kaybettikleri gerekçesi ile hepsini de ya partiden ihraç ederler yada görevlerinden azl ederler. Tabi bu söylediğimin özellikle günümüz şartlarında çok düşük bir ihtimal olduğunun farkındayım ama dedim ya iki ihtimal var birisi bu" şeklinde yanıt verdi.
Peki ikinci ihtimal nedir yani bir Genel Merkezin bir bildiği vardır dedin ne bildiği olabilir ki abi soruma ise Çavuşoğlu şu enteresan cevabı verdi. "Birincisi Uşak mozaik itibarı ile Türkiye’yi çok andırır yani son derece kozmopolit bir kenttir. Yani herhangi bir deney yapacaksanız çok müsaittir.Ayrıca Uşak halkı daha duyguları ile yaşayan daha kolay reflekslerini ortaya koyan insanlardan oluşur. Aşıklar kenti olduğunu unutmayın. Burada gördüğünüz gözlemlediğiniz refleksten Türk Milletinin refleksini gözlemleyebilirisiniz. Yani AK Parti Genel Merkezi bir deney gerçekleştiriyor olabilir. Düşünebiliyor musunuz? Siz Uşak gibi bir kente tepeden inme aday gönderiyorsunuz üstelik bu adayın tek bilinen yönü Atatürk ile ilgili çarpık ve sapkın fikirlerini son derece küstahça dile getirmesi. Siz bu aday Uşak’ta bir tepki olabileceğini tahmin etmez misiniz? Edersiniz o zaman Genel Merkezde etmiştir emin olun. Ama bu riski almışsa bir bildiği vardır. Yani demem o ki belikde aday arkadaşa güveniyorlardır. Belki de aday arkadaş çok birikimli birisidir. Bu tepkileri göğüsleyebilecek hatta halkın gönlünü kazanıp Ak Parti’nin özellikle belediyenin icraatleri sebebi ile çizilen karizmasını yeniden kazandırabilecektir. Belki politik bir dehadır birbirine girmiş vaziyette olan, belediye ve Ak Parti yöneticilerini kentte bir araya getirip tek vücut seçimlere götürebilecektir. Belki konuşma kabiliyeti ve politik deneyimi ile Uşak halkını Atatürk düşmanı olmasına rağmen kendisine oy verip Mecliste temsil etme yetkisini vermeye ikna edebilecektir."
Çavuşoğlu’nun ufuk açan bu cevaplarını size olduğu gibi paylaşarak bir sonraki yazımda MHP ve CHP Aday adayları açısından durumu değerlendireceğimi belirtip uzayan yazım için af diliyorum aday adayı sayısı çok olunca ve tekyazıya sığdırmaya kalkınca olabiliyor. Okurken sıkılmayacağınıza olan inancım beni bu konuda cesaretlendirdi. Haddi aşacak cümlelerim olmuşsa yada haksızlıklarım var ise hepinizden ve herkesten özür diliyor saygılar sunuyoırum.
2547 sayılı yükseköğretim kanunu madde:3, n) fıkrasındaki tanım şu şekildedir. öğretim görevlisi: ders vermek ve uygulama yaptırmakla yükümlü bir öğretim elemanıdır. üniv... yorumun devamı.