AKP'nin Hukukçu Belediye Başkanı Nurullah Cahan; Hukuk Çiğnenerek Ya da Atlatılarak Gerçekleşen İhaleleri Kendisi Neden İmzalamıyor?
Uşak Belediye'sinin yolsuzluk, rüşvet vb. iddalarla gündeme gelip durması adeta kader oldu. Ali Erdoğan'ın özellikle ikinci beş yıllık Belediye Başkanlığı döneminde; gerek İzmir'den açılan büyük çete davası başta olmak üzere yolsuzluk ya da usulsüzlük iddiaları ile açılan ve halen nihai sonuca varılmayan davalar gerek yine Ali Erdoğan'ın Şehir Plancısı olan eşi Aysun Erdoğan üzerinden imara yeni açılan bazı arsalarda Belediye Başkanlığı nüfuzunu kullanarak aldırttığı komisyon kararları ile bazı imar rantları elde ettiği yönündeki iddialar, Ali Erdoğan'ın eşinin üzerinde kentin en zengin ailelerinde bile bulunmayacak değerde servetler niteliğinde arsaların var olması, gerekse de aynı dönemde Gülen Cemaati üyelerinin belediyede bir çok hukuksuz işini kılıfına uydururak yaptırdığı ve kafalarına göre cirit oynadığı iddiaları ile Uşak bir beş yılı kaybetmişti. Ali Erdoğan, nihayetinde her partiden aday olmayı denemiş ancak hiç bir parti yukarıda saydığım gerekçeler başta olmak üzere, farklı bir sürü gerekçeleri de önüne koyarak kendisini aday dahi yapmamıştı. Hatta Erdoğan'ı aday dahi göstermeyen bazı tabela partileri, başka aday da bulamamış olmasına rağmen eski belediye başkanı birisini aday göstermemişti.
Her neyse Ali Erdoğan'dan kurtulduk artık, yolsuzluk iddiaları duymak istemiyoruz diyen Uşak halkı, Uşak halkına dürüst ve şeffaf bir Belediye Başkanı olacağına dair namus sözü veren, Uşak'ı halkına fikrini alarak, kenti ortak akılla yöneteceğini deklare eden, özel muhabbet duyacağı kişilerin olabileceğini ancak, hiç bir cemaatle bağının olmadığını ve olmayacağını taahhüt eden Nurullah Cahan'ı Belediye Başkanlığına getirdi. Büyük umutlarla gelmişti Cahan, hatta ben de maalesef umutlanmış ve ilk seçildiğinde, bugüne kadar öngörüsüne güvendiğim ve her seferinde öngörüsünün gerçekleştiğine tanıklık ettiğim Haber Editörümüz Nurullah Çavuşoğlu'nun henüz erken ikazlarına rağmen Bu Vali ve Belediye Başkanı Uşak İçin Bir Şans Olabilir! başlıklı bir makale kaleme talihsizliğini işlemiştim. Elbette Cahan'ın başkan olmasında rakiplerinin özellikle CHP'li rakibinin vasatın altında bir performans sergilemesinin de etkisi oldu. Ancak 5 yıl boyunca yolsuzlukları, imar rantlarını, cemaati konuşmaktan bunalan Uşak halkı malesef beklediğinin tam aksi ile karşı karşıya kaldı. Malesef Uşak halkı adeta Ali Erdoğan gibi bir ismi bile arar hale geldi diyebiliriz. Hemen belirteyim bu cümle Ali Erdoğan'ı hiç boşuna cesaretlendirip, hevese getirmesin. Zira o kendisinin CHP'den bile aday yapılabileceğine inanabiliyor bazen. Atatürk ile problemi olan bir ismi üstelik Kuvva-i Milliye kenti olan Uşak gibi bir kentten bütün yolsuzluk ve usulsüzlük davalarına rağmen, görevi kötüye kullanmaktan geçmişte hüküm yemiş olmasına ve bu hüküm hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı gereğince uygulanmadığının bilinmesine rağmen, kendisinin Belediye Başkanı adayı yapabileceğine inanan birisi benim bu cümlemden de pekala ümitlenebilir, yine hayal kırıklığına uğrayabilir düşüncesiyle belirteyim istedim.
Her neyse Nurullah Cahan geleli o kadar garip şeyler oluyor ki Belediyede; size bütün samimiyetimle söylüyorum ben şahsen uzun zamandan beri bir kez dahi gitmedim. Gazeteciyim; gitmem gerek, su parası yatıracağım; gitmem gerek, belediyede çalışan arkadaşlarım var; gitmem gerek ama ben gitmiyorum, ayaklarım varmıyor belediyeye. Çünkü daha girişten itibaren rezaletleri görmeyi midem kaldırmıyor. Bu sözü okuyan bir çok kişinin al benden de o kadar Mustafa kardeş dediğini işitir gibi olduğumu da belirteyim. Belediye Başkanlığı'na Nurullah Cahan geleli İmar komisyonu tamamen kilitlendi. Şayet anlaştığınız yapı denetim firması A yada B firması değilse, yani Cahan'ın ekibinin ortağı olduğu bir yapı denetim firması ile anlaşmadı iseniz, işinizi gördürmeniz hayli zor. İşi ruhsat aşamasına getirebilmek bir dert, ruhsat alabilmek çok daha büyük bir dert haline geldi. Mimarlar ve mühendisler özellikle de mevcut belediye yönetimine yakınlığı olmayan mimar ve mühendisler isyanda, ne zaman bir mühendis ya da mimarla oturup sohbet etseniz Belediye İmar Müdürlüğü'ndeki işlerin yavaşlığından, kötülüğünden, personelin davranış bozukluğundan ya da dönen yolsuzluk ve de usulsüzlük iddialarından bahsediyor. O kadar ki; Belediye Başkanı değişeli pek çok imar müdürü değişikliği gerçekleşti. Düşünün ki; İmar Müdürü dayanmıyor belediyeye, nihayetinde geçmişte Uşak'ta çalışmış imar müdürlüğü döneminde bir takım rüşvet ve imar yolsuzluğuna ismi karıştığı için işten uzaklaştırılmış bir ismi aldılar, geldiler İmar müdürü ettiler de, Belediyemiz İmar Müdürlüğü makamı boş kalmaktan ya da Başkanın istifasını kabul etmediği için eğreti oturan İmar Müdürlerinden kurtulmuş oldu.
Zabıta Müdürlüğündeki durum da hiç farklı değil. Gidin bir esnafla oturun, size zabıtanın çifte standart uygulamalarından biraz bahsetsin. Örneğin; zabıta İsmet Paşa Caddesi'nde kaldırımları ecri misalle işgal eden esnafı görmez ama çarşının kenar semtinde, bir lokantacının ya da dönercinin kaldırıma attığı iki masaya neredeyse İsmet Paşa'daki esnafla aynı parayı ister ya da bazılarına da parası neyse bende ödeyeyim dese de, bahsi geçen İsmet Paşa Caddesi esnafının dahi ödemediği ücreti ödemeyi göze alsa da izin vermeyebilir zabıta. Esnaf; yurtların vakıfların, cemaatlerin kermes, panayır vs. adı altındaki faaliyetler de kira ödemeden sattığı gıda ya da giyim malzemeleri sebebi ile muzdarip, kirasını ödemekte, vergisini, Bağ-Kur primini ödemekte zorlanan esnaf, seyyar satıcıdan bezginken, bir de bunlarla mücadele etmek zorunda bırakılmış durumda. Fen İşleri Müdürlüğü personeli yatıyor, yollar çukur içerisinde, belediye yollardaki yepyeni taşı gereksiz yere söktürerek asfalt attırma ve dolayısı ile UTAŞ'a para kazandırmanın derdinde. İşletme ve İştirakler Müdürlüğü zaten varlığının anlamını nerdeyse yitirmiş durumda. Zira Belediye, ATAPARK hariç bütün işletmelerinin işletim hakkını üstelik usulsüz bir biçimde UTAŞ'a devretmiş durumda. Bu durumu CHP'li Belediye Meclis üyeleri mahkemeye taşıdı ama henüz mahkeme kararı gelmedi. Mahkemenin bu yetki devrini de borçlanmayı da usulsüz bulacağını hangi hukukçuya sorsanız bilir. Tabi Mahkeme adına karar veremeyiz ve mahkeme kararı olmadan bu devirlere usulsüz diyemeyeceğimiz için ancak iddia diyebiliriz. Ama durum budur ve bu yazıyı okuyan hemen herkesin önceden beri malumudur. Zira biz bunları önceden de yazmıştık.
Mezarlıklar Müdürlüğü'nün nasıl işletildiğini bilmek istiyorsanız Şehitler Mezarlığı'na gidin ve oraya ziyarete gelenlere ve de mahalle sakinlerine sorun durumu. Size nasıl dert yanacaktır, kulaklarınıza inanamayacaksınız. Ya da Şekerevleri'ne gidip Şekerevleri Mezarlığı'nın ve Şehitliğin son bir yılda nasıl bakımı yapıldığını, nelere tanıklık ettiğini, nasıl tinercilerin yuvası haline dönüştürüldüğünü onlardan sorun. Park ve bahçeleri söylemeye ne hacet. ATAPARK'taki şu anki görüntüyü bir ele alın. Panayır gibi, çingen çadırı diye tabir ettiğimiz kötü görüntüden az hallice bir görüntüyü Ramazan bahanesi ile kentin en zirvesi ve göbeğinde özel mülkte bile izin vermemeniz gereken bir adreste ATAPARK'ta yaşanır hale getirdiler. Cemaatlerin rant aracı haline getirilen ATAPARK çay bahçesinin etrafı da malum bizim yüzümüzden, gerçekleri yazdık diye kızılan, işletme sahiplerine inat patates tarlasına dönüştürüldü. Bütün samimiyetimle söylüyorum, ben Belediye Başkanı olsam ve örneğin; Dolunay Sitesi'nin yanındaki evlerden birisinin bahçesinde görünür vaziyette bu görüntü kirliliği olsa, ben ya o görüntüyü taş duvarla bahçeyi örmek sureti ile ya da adam gibi yeşillendirmek sureti ile kapatmasını, yok etmesini isterim mülk sahibinden. Düşünün ki; özel mülkte bile izin verilemeyecek bir kirli görüntü, yeşil alan da üstelik, Uşak'ın tek cazibe merkezinde yaşatılıyor belediye eliyle. Diğer parkların halini ise söylemekten, yazmaktan dilimizde tüy bitti. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nün başında zaten tek özelliği Menzil şeyhinin müridi olması ile tanınan bir isim var. Ne Uşak'tan haberdar ne de kültüründen, Menzil cemaatinin reklamları tüten etkinlikler dışında nerede ise hiç bir etkinlik göze çarpmamakta Nurullah bey başkan olalı. Ali Erdoğan hiç değilse bu konuda fena değildi; yılda bir kaç tane büyük kültürel, sosyal etkinlik olurdu. Gerçi O'nun da sosyal etkinlikten anladığı konser ve havai fişek gösterisi, kültürel etkinlikten anladığı da yaren geceleri idi ama olsun, sonuçta yok denmeyecek kadar olurdu. Gelelim Mali Hizmetler Müdürlüğü'ne; geçen gün temizlik firması sahibi bir arkadaşla sohbet ettik, üstelik arkadaş Ak Partili, kardeş dedi, "belediye ile iş yapmıyoruz, daha doğrusu yapamıyoruz. Çünkü yaptık bir kaç iş hem iş almak zor, adamına göre şartname hazırlanıyor, hem de alsak bile teslimatlar da vs. hile yapmayınca para kazanmak çok zor. Adamlar pazarlığı başka bir mamül üzerinden yapıp, teslim ederken çok daha kalitesiz ve ucuz başka mamulleri teslim edebiliyorlar, biz beceremiyoruz. Ayrıca parayı alabilmek çok ayrı bir dert diye de ilave etti. Kendi adamları olunca anında çıkarıyorlar parayı, ama iş bize gelince ipe un seriyorlar sıra gelmiyor aylarca paramızı alamıyoruz" dedi. Yani Mali Hizmetler Müdürlüğü'nde de dolaylı usulsüzlüklere destek olunuyor ve nereye elini atsan elinde kalıyor belediye de; mali hizmetler de buna dahil. Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen Kentin Temizlik İşleri ile ilgili hizmet alımı ihaleleri her nedense tuhaf bir şekilde 21-b ye göre yapılıyor. Ne demek 21-b ve niçin 21-b tercih ediliyor? 4734 Sayılı kanunun 21. Maddesinin (b) bendine göre yapılan ihalelerde ihaleye davet ettiklerini kurum belirler ve istediği firmayı ihaleye davet etmeyebilir, hatta ihaleye katılımını önleyebilir. Bu da ihaleyi istediğin firmaya vermeni daha kolay hale getirebilir. Kanundaki bu boşluktan yararlanarak istediğiniz firmaya işi verme lüksünüz doğabiliyor. Yalnız 21-b ye göre ihale yapabilmeniz için bazı şartların gerçekleşmesi gerekiyor. Yani doğal afet, salgın hastalık tehliksei, can yada mal kaybına sebep olabilecek haller bulunması gerekiyor ki siz 21-b ye göre ihaleye çıkabilesiniz. Allah aşkın,a hangi acil durum gerçekleşti de, Fen işlerindeki ve de Temizlik işlerindeki bir takım ihaleler, bahsettiğim 21-b ye göre yapılabildi, bana söyler misiniz? Üstelik bu ihaleleri de yine Menzil'le yakınlığı olan firmalar ya da UTAŞ'ın almış olması, aynı zamanda çok fahiş denilebilecek fiyatlarla belediyenin bu işleri yaptırıyor olması, insanın aklına ister istemez soru işaretlerini taşıyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü de zaten tıpkı diğer bazı müdürlükler gibi sık sık müdürü değiştirilen bir makam. Ayrıca temizlik ihalesini alan firmanın denetiminin yeterince yapılmadığı, ihalede taahhüt ettiği saat ve aralıklarda çöp alım işinin gerçekleşmediği, ihalede taahhüt edilenden daha eksik işçi yada araç çalıştırıldığı yönündeki iddialar da ayyuka çıkmış durumda. Elbette bunun doğruluğunu tespit edebilme şansımız yok. Ama malesef bu iddialar kamuoyunun gündemini işgal etmeye devam ediyor ve belediye yetkililerine sorduğunuzda malesef tatmin edici açıklamalar gelmiyor.
Hukuk işlerini konuşmaya gerek yok bile. Belediye girdiği tüm davaları kaybediyor; SSK Evleri, Ulaşım, Festiva vs. örneğinde olduğu gibi. Zaten hukuk Allah'a emanet çünkü, belediyenin bir önceki dönemden mahkemelik olduğu bir çok davada karşı tarafın avukatı olan isim şimdilerde "Belediye Başkan Yardımcısıyım" diye arzı endam etmekte. Ancak hukukçu arkadaş ne hikmetse İmar işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı olmuş.
Uşak Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'ne gelince zaten özel kalemden içeriye giren herkes, mafyavari bir yere girmiş gibi hissediyor kendini, Devletin verdiği polisten tutunda, onunla yetinmeyip ilave edilen bir grup koruma kılıklı gencin bakışları arasında meramını müdüre anlatmak durumunda kalan vatandaşa genellikle sergilenen tavrın itici olduğunu ve vatandaşın Özel Kalem Müdürüyle muhatab olmak dahi istemediğini bütün Uşak biliyor. Ayrıca Özel Kalem Müdürlüğü üzerinden yapılan doğrudan teminler de çevrilen dalavereler için apayrı bir yazı kaleme almayı planlıyorum. Yine o bölümde de yolsuzluk iddiaları alıp başını gitmiş durumda yani. Veteriner İşleri Müdürlüğü var, belediyenin sokaklardan topladığı köpeklerin yolda telef olduğunu öğreniyoruz. Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü diye bir birim var. Minibüsçüler dertli, vatandaş minibüsçülerden daha dertli, kimin eli kimin cebinde işleyiş nasıl gidiyor, belediye başkanı bile izaha müktedir değil bir durum var. Bu arada hemen şunu belirteyim; İç Denetici vasfındaki arkadaşlarla hiç konuşmadım, halkın öyle bir birim olduğundan haberi olmadığı için halktan da bilgi aktaramıyorum. Bu yüzden iç deneticilerini kendi haline bırakma ve haklarında söz söylememe kararı aldım. Ne de olsa İçişleri Bakanlığı adına burada olduklarının herhalde farkındadırlar ve gerekli ikazları yapıyorlardır. Hemen belirteyim, Başkanı uyarmaya lüzum yok, zaten O'nun evrak imzalama fobisi var sanırım. Ne zaman önemli bir evrak imzalanacak olsa ya da imzalanması gerekenler birikse Başkan izine çıkıp vekalet veriyor ve vekaleten atılan imzalar ile işler yürüyor. Konuş konuş bitmiyor Belediyenin derdi. Ayrıca sık sık müdür değişimleri yaşanmasından, Menzil cemaatine bağlı isimlerin külhanbey tavırlar ve despotça davranışları yüzünden belediye personelinin oldukça rahatsız ve huzursuz olduğu da belediye içerisindeki sıkıntılar arasında.
Biz UTAŞ meselesini ve yol asfaltlama ihaleleri başta olmak üzere bir çok ihale ve doğrudan temindeki dönen dolapları, ayrıca Menzil grubunun Ali Kıran Baş Kesen gibi sağı solu tehdit edenleri, Belediyenin işleyişini eleştirip, hırsızlık yapılıyor diyenleri dövenleri, dövdürtenleri bir sonraki yazımızda işleyelim, şimdilik esenkalın...

külliyen sacmalamissin gardaaas, külliyen

ulasım müdürü denen ortaokul mezunu cahil adamı göreve getiren zihniyetten ne beklersin.

belediyeyi bu hale getiren nurullah cahanı seyreden meclis üyeleri istifa edip defolup gitsinler. hangi partiden olursa olsun hepsi de seyrediyor sadece yazıklar olsun uş... yorumun devamı.

rezillik iki lafı bi araya getiremeyen cemaatin asalak adam'ı dolu bakın şu kurulan utaş adı altın'da uşak betona ev yapan adam elimecbur oradan beton almaya yoksa beledi... yorumun devamı.

anladığım kadarıyla belediye bakkal dükkanına dönmüş böyle millete böyle belediye diyorum

ben yöneticiyim 2 blok dan oluşan 60 dairelik binamızın tabelası ve yolu yok kağıt üstünde sokak ismi var caddeler bitince sıra bize gelirmi diye bekliyoruz.yada bir daha... yorumun devamı.

belediye müdürleri hangi liyakata,hangi sınava tabi olduktan sonra göreve getiriliyor hakikaten merak ediyorum.
hele şu kültürsüz kültür müdürüne ne demeli.ali eker diye de bi bekçisi var..mafyamıdır nedir..ali çümen koymuş onuda akmye bekçi...