Ali Erdoğan İnsanların Ekmeğiyle Oynuyor...

 Uşak Belediyesi'nin yeni çıkarılan ve kamuoyunca Torba Yasa olarak bilinen yasalar arasında bulunan 6111 Sayılı Yasanın Mahalli İdarelerin   İhtiyaç   Fazlası İşçileri ile İlgili Hükümleri gereği 78 işçiyi kadro fazlası göstererek Milli Eğitim ve Emniyet Müdürlüğüne devretme kararı alması ve belirlenen 78 işçinin listesini Valilik makamına beyan etmesinin ardından konuyla ilgili tepkiler gelmeye devam ediyor.

Cumhuriyet Halk Partisi İl binasında bugün yanına Hizmet-İş Sendikası Başkanı Recep Sorkun'u, mağdur olduklarını söyleyen işçilerden bazılarını ve CHP'li Belediye Meclis Üyelerini alan Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz basına konuyla ilgili bir açıklamada bulundu.

Yılmaz yaptığı açıklamada "bahsi geçen 6111 sayılı yasanın iptali için CHP olarak Anayasa Mahkemesine başvurduklarını, sonucun halen beklendiğini ve CHP Genel Merkezi olarak CHP'li belediyelerin bu yasa doğrultusunda kadro fazlaları olsa bile bunu bildirmeme kararı aldıklarını" söyledi. 

Yılmaz "daha geçtiğimiz aylarda AKP ile yakınlaşarak hareket ettiği bilinen Bağımsız Belediye Başkanı Ali Erdoğan seçimlerde AKP yanlısı bir tutum ile seçim yatırımı maksatlı olduğu şüphesini kamuoyunda oluşturan bir memur alımı gerçekleştirdi. 50 kişilik bir kadro artırımına birkaç ay önce giden bir belediyenin bugün 78 işçinin Belediyeden uzaklaştırması manidar ve düşündürücüdür. Biz bunun iyi niyetle yapılmadığını, kendi istediği istikamette gitmeyeceğini düşündüğü işçileri bu yolla ayıkladığını ve kendi hareket alanını genişletirken ilerde doğabilecek bir hukuki boşluktan istifade ederek kadrolaşma gerçekleştirme hesabının yapıldığını düşünüyoruz. Bu durumda Ali Erdoğan'ın yaptığı işçinin ekmeğiyle oynamaktan başka birşey değildir. Şayet kanun bugünki haliyle kalırsa bu çok daha vahim bir durumdur, Uşak Belediyesi'nin beş yıl boyunca işçi artırımına gidemeyecek olması kentimiz adına büyük bir kayıptır. Şayet, gerçekten işçi fazlalığı var ise ve bu durum belediyeye maliyet yükü bindiriyorsa hizmet alımı yolu ile alınan işçileri çıkartarak bu durumu bertaraf etme yolu tercih edilmeliydi. Belediye'nin yıllarca kendisine emek vermiş kadrolu işçileri devretme yolunu tercih etmesi gereksiz ve de anlamsızdır. Ben şahsım ve partim adına burada mağdur olan işçilerin yanında olacağımı gerek hukuki gerek siyasi hak arama mücadelelerinde kendilerine her türlü desteği sağlayacağımı kamuoyuna duyuruyorum" dedi.

Dilek Akagün Yılmaz'ın ardından söz alan CHP'li Belediye Meclis Üyesi Ramazan Karahan ise, yaptığı açıklamada "CHP Belediye Meclisi Grubu olarak biz bu konuyu Eylül ayı meclis toplantısına taşıdık. Bu uygulamanın objektif olmadığını dile getirerek soru sorduk. Ne yazıkki Belediye Başkanı Ali Erdoğan'dan tatmin edici bir yanıt alamadık. Kendisi bize kanunun ekonomik boyuta dayandığını bu işçileri göndererek işçi tazminatlarını gönderilen kurumlara yıkarak ekonomik yükten kurtulmayı hedeflediklerini beyan etti. Ancak İçişleri Bakanlığı'nın genelgesi incelendiğinde bu cevabın gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır. Genelgenin p maddesine göre işçilerin devir tarihinden önce doğmuş olan ödenmesi gereken borçlarından devir alan kurumlar değil devri gerçekleştiren kurumlar sorumludur, denmektedir. Dolayısıyla emekliliği gelen işçilerin tazminatlarından sorumlu olan belediyenin bu yükten kurtulması da mümkün değildir. Üstelik gitmemek için emeklilik başvurusu yapan işçilerin başvuru talepleri de reddedilmek suretiyle 30 yıl belediyeye hizmet eden işçiler kaderleriyle baş başa bırakılıp akde vefa gösterilmemiş, kapı dışarı edilmişlerdir" şeklinde konuştu.