İşte çarpıcı siyasi analizlerle Çavuşoğlu’nun açıklamaları:
Mustafa Yüce: Cahan’ın Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettirilmesi ya da görevden alınması iddialarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Uşak halkı açısından da beklenen bir durum muydu?
Nurullah Çavuşoğlu: Henüz resmi ağızdan yapılmış bir açıklama yok. Diğer şehirlerle ilgili herhangi bir bilgimiz yok, en azından diğer şehirlerde böyle bir beklentinin olduğuna dair bir fikrimiz yok. Ancak Uşak’ta kesinlikle sürpriz olmayan bir durum. Uşak halkı bunu çok önceden bekliyordu zaten. Hatırlarsınız biz daha önce Cahan'ın siyasi ömrüne dair geçtiğimiz yılın Eylül ayı sonuna kadar süre vermiştik. O günden bu yana bir yıl dayanabildiler. Bunun sebebi de 15 Temmuz hain darbe kalkışmasıdır. Darbe kalkışmasının ardından verdiğimiz sürede erteleme yaşandı. Çünkü biz belgeleriyle haberleştirmişiz olayları, koymuşuz ortaya yolsuzlukları, hukuksuzlukları. Hakimler karar veriyor, Belediye Başkanı ben bu kararı tanımıyorum diyor, gazeteciler, esnaf dövülüyor. Bu yaşananlar neticesinde devlet adamlarının dayanabileceği nokta eylül ayı sonuydu. Ancak hain darbe kalkışmasıyla birlikte Türkiye öncelikle mücadele edilmesi gereken FETÖ adı verilen bu hain yapılanmayla karşı karşıya kaldı. Bu yüzden belediyede yolsuzluklarla ilgili ya da diğer hukuksuzluklarla ilgili bir dakika! Denmesi noktasında bu süre tehir edilmiş oldu. Fetö soruşturmasının acilen derinleştirilmesi gerektiği ortaya çıkınca belediye başkanı konusu sanıyorum tehir edilmiş oldu.
Mustafa Yüce: Yani Nurullah Cahan hain darbe kalkışmasının yaşanmasıyla birlikte olası istifa ya da görevden alma süresini de uzatmış mı oldu?
Nurullah Çavuşoğlu: Fetö PDY Soruşturma sürecini de iyi değerlendirdi Belediye Başkanı. FETÖ soruşturmasını da çoğunlukla adeta kendisi yönlendirdi Uşak’ta. Bunu neye dayanarak söylüyorum. FETÖ soruşturmasını yürütüen savcılara itirafta bulunan itirafçılar, yani biz vatana ihanet ettik, biz de FETÖ’cü idik diyenler nerelerdeler şimdi? Dışarıda kimin etrafındalar? Örneğin Cemal Doğan’ın, İskender Doğan’ın FETÖ itirafçısı olduğunu biliyoruz. İsim çoğaltabiliriz, itirafçı olduğu bilinen isimler kime yakınlar? Kim yapıyor açtığı yerlerin açılışını? Elcevap Belediye Başkanı. Tamam belki devlet itirafta bulunduğu için O'nu affetmiş yada şimdilik serbest kalmasını sağlamış olabilir ama sen nasıl işlediğini itiraf ettiği suçlarını görmezden gelebiliyorsun? Nasıl sosyal ticari yada siyasi sahada hala bu insanlarla birlikte olabiliyorsun? Mesela Akp yöneticisi olmasan sıradan insan olsan diyeceğim ki önemsemiyor olabilir. İtirafçı ile kolkola gezebilir ama Belediye Başkanı’nın FETÖ itirafçısı ile ortak hareket eden kişi olarak anılması doğru bir şey değil ki. Hukuken bir problem olmasa da siyaseten ve ahlaken yanlış bu. Sen nasıl Ak Partilisin, nasıl Erdoğancısın? Nasıl olurda fetöcülüğünü itiraf etmiş birisiyle bu kadar yakın olmayı içine sindirebilirsin. O zaman o itirafçının verdiği ifadeler de senin dahlin olabileceğini düşünmez mi insanlar? O zaman bu itirafçıların kimin etkisi ile ifade vermiş olabileceğine ilişkin şaibe doğmaz mı?
Burada hukuk çerçevesinde yargılanma noktasından olay çıkartılıyor olabilir en azından insanların böyle düşünmesi doğal hale gelir. Tabiki başka bilgi belge ve verilere de dayandırılıyordur ancak soruşturma genel olarak ister istemez itirafçıların verdiği ifadeler doğrultusunda gidiyor. Hakimler ya da savcılar bu itirafçıların hepsinin değilse bile bir kısmının birlikte ortak hareket ediyor olma ihtimalini düşündü mü? Bilemem. Ama ben şahsen bu olasılığı görmezden gelemiyorum. En azından benim görüntüden anladığım bu. Ya bu insanlar bazı doğruları çarpıtarak yada bir kısmını gizleyerek itiraf adı altında ifade olarak veriyorlar ise? Yada kendi aralarında görüşüp tasarlayarak ifadeler veriyorlar ise? Ne yapacağız doğruyu nasıl bulacağız?17/25 Aralık sonrası İlk paralel devlet soruşturması başladığında bu soruşturmanın sağlıklı yürümediğini ve soruşturmanın samimiyetine inanmadığımı söylemiştim hatırlarsanız. Şimdi nerde o soruşturmayı açan savcımız. Dosyasının başında değil en azından. Konuşulanlarla yaşananlar birbirine paralel gidiyorsa, konuşulanlar dedikodu olmayabilir, gerçeklik payı olabilir. Çünkü konuşulanla yaşanılan aynı paralelde ilerliyor adeta. FETÖ soruşturmasına etkilerini kendileri ilan ediyor bu insanlar ayrıca bazı basın yayın organlarında çıkan haberler var, bu durumda Uşak halkı ne düşünebilir? FETÖ soruşturmasını FETÖ'nün kurulmasına göz yuman yada göremeyen AKP Kadroları yürüttüğü takdirde başarı sağlanması imkansız diyebilirim.Netice de Cahan'ın geçtiğimiz yıl Eylül ayında siyasi ömrünün dolmasını bekleyenler 15 Temmuz hain darbe kalkışması sonrası bu durumu fırsata dönüştüren ve despotça tutumlar içine giren bir Nurullah Cahan ile karşı karşıya kalmış oldular diyebiliriz.
Bakın çok enteresan; bu belediye ekibi yüzünden bütün şehir kurumları ile birlikte çok zor durumlarda kaldı. Valisinden Emniyet Müdürüne Başsavcısından, Hakimlerine, Daire amirlerinden esnafına varıncaya değin herkes bu isimlerin icarratları yüzünden zor durumda. Adamlar Menzilin yurdu olarak anılan bir yurda, belediye logolu gıda yardım paketi indiriyor açık hırsızlık yapıyor. Biz yakalıyor görüntüleri yayımlıyoruz. Diyoruz ki arkadaş burada böyle bir durum var haber veriyoruz bunu, kamudan bekliyoruz ki dava açsın. Kamu bize dava açıyor, Ne oldu? Nurullah Cahan senden şikayetçi, neden? İftira atmışsın, ne demişim? Buraya paket iniyordu demişsin. Buraya inmiyor muymuş? İniyormuş fakat depo olarak kiralamışlar orayı.Nerede kira kontratı? Nerde efendime söyleyeyim bunu ispat eden bir şey, sonra buradan başka kiralanacak yer mi kalmamış? Kira kontratı yok hiçbir şey yok deyince, efendim biz orayı kiralamadık o görüntüler de yalan diyor mahkemeye. Yani önce kabul ediyor görüntülerin doğruluğunu ve paketlr oraya indi ama orası depo idi diyor. Bunun tutmadığını görünce de ifade değiştirip kökten inkar etme yolunu seçiyor belediye. Doğal olarak Mahkeme bize beraat veriyor doğru mu? Ne olacak mahkeme bize beraat verdiği anda belediyede birilerinin hırsızlık yaptığı birilerinin ise göz yumup savunmaya kalktığı mahkemece tescillenmiş olmuyor mu? Ne yapıyor peki adli birimler? Hiç... Peki belediye de bir tek müdür yada personele işlem yapılıyor mu? Yine hayır. Adam belgeleriyle ortaya koyuyor işte hırsızlıkları yolsuzlukları medyada görüyoruz yani. Bir tane işlem yapılmıyor. Emniyet zor durumda, neden? Asyişi de bozuyorlar. Belediye Başkanı ve etrafında oluşan gayri meşru işler yüzünden. Bir gün koruma adam dövüyor tekel bayi de, bir gün UTAŞ’ın adamları icraat yapıyor diye duyuyoruz, bir gün işte gazetecileri alıp götürüyorlar. Aylardır adamlar suçlulara hesap soramıyorlar hukuk yoluyla. Kapatılıyor dosya ya da durduruluyor ya da ne deniyorsa. Neticede mağdurların bizzat ifade ettiğine göre açılmış bir dosya yok, böyle şey olur mu? Tasarlamış planlamışlar, adamları alıkoymuşlar darp etmişler, tehdit ve gasp suçlamaları da var malumunuz ama bu suçu işleyenler bir gün dahi yatmadan çıkıyor ve serbetsçe dolaşabiliyor.Bunun hesabını sormuyor hukuk yada hesap sorulmasını geciktiriyor hiç değilse. Böyle şey olur mu? Ne Olmuş şehir? Keşmekeş olmuş, her yeri hukuksuzluk almış götürmüş. Emniyet zor durum damı o zaman? evet hakimler, savcılar evet.
Mustafa Yüce: Milli Eğitim camiasından da özellikle Cahan ile ilgili serzenişler ve yakınmalar olduğunu biliyoruz. Öğrenci velileri gerek telefon gerekse mail yoluyla şikayetlerini bizim aracılığımızla duyurmak istiyorlar. Yine esnaf nezdinde de durum farklı değil. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Nurullah Çavuşoğlu: Milli Eğitim Müdürü ile gidip konuşalım samimi bir ortamda anlatsın Belediye Başkanı yüzünden nasıl sıkıntılar yaşadığını, nasıl sıkıntılar yaşıyor Milli Eğitim anlatsın size yani. Gerçi şimdi memuriyeti sebebiyle ve siyasi baskı korkusuyla konuşamıyordur ama keşke anlatabilse Milli Eğitim Müdürü; nasıl despotça, küstahça Ufuk Uğur’un, Nurullah Cahan’ın davranışlar sergileyerek burada Vali’nin ve Milli Eğitimin oluru olmadan Endüstri Meslek Lisesi’ni yıkmak noktasına olayı taşıdıklarını. Dört bin öğrenci şu an mağdur biliyor musunuz? Bütün şehir bunu biliyor. Bundan bahsedemiyoruz sıra buna gelmiyor. Nurullah Cahan gidecek mi? kalacak mı? Konusundan sıra Nurullah Cahan’ın sebep olduğu problemlere dikkat çekmeye gelmiyor. Beni öğrenci velileri arıyor niye konuşmuyorsunuz? Neden haber yapmıyorsunuz diye sürekli sıkıştırılıyoruz biliyorsunuz yani. Şimdi gerçekten yeri gelmişken temas edelim, bu öğrencilerin okula gidecekleri servis yok ortada, servis verecekti güya, yemeğini verecekti güya hiçbir şey yok. Zaten binalar yeterli değil, sınıflar yeterli değil, öğrencilerin eğitimi adeta durmuş durumda. Yaz tatili Endüstri Meslek Lisesi öğrencisinin çoğunluğu için devam ediyor. Yazık değimli bu çocuğa, sen buna nasıl kıyarsın. Git şimdi Üniversiteye verilsin dediğimiz bina ne hale gelmiş, orada eğitimsağlıklı verilebiliyor mu? Öğrenci ve veliler duruma ne diyor? Şimdi git bir konuş yani. Öğrenci velileri her gün orada, insanlar işini gücünü bırakmış çocuğunu okutmak için okula kendi götürmek zorunda neden? Otobüslerde yeterli değil. Zaten istif gibi üst üste götürüyorlar. Zaten otobüs şoförlerinin küstahlığından her gün şikayet geliyor bu arada onu da söyleyeyim. Gaziler gününde bir gaziye hakaret noktasına getirdiler olayı minibüs şoförleri, bıraktı gittiler sonra adamı yazık değil mi? Sen bunu nasıl yaptırırsın buna nasıl göz yumarsın? Bir memur arkadaşımız bana mesaj atıyor böyle bir olay oldu lütfen bunu haberleştirin diye çok ahlaksızca oldu diyor. Şimdi düşün gelinen noktaya bak, şehrin getirildiği noktaya bak. Ne olacak Nurullah Cahan istifa etmeyecekte ne yapacak? Belediye yönetilemiyor ki şehrin haline bak, Milli Eğitim şikayetçi, bütün daire amirlikleri şikayetçi, işte Rektör cezaevinde görevinden alınmış değil henüz, sayın Cumhurbaşkanının tasarrufu niçin bu kadar gecikti bunu biz bilemeyiz ama netice itibarı ile bu insanın cezaevinde oluşuna sebep olarak da bu insanlar gösteriliyor. Aynı ekip aynı kadro gösteriliyor. O MHP’den de apardıkları ekiple birlikte yaptıklarından bahsediliyor, işin arkasında bunlar var deniliyor. Ben bunun doğruluğunu bilemem ben böyle bir iddianın sahibi değilim. Bu iddianın sahibi olan basın yoluyla medya yoluyla dillendiren Uşak’ta, şehrimizde insanlar gazeteciler ve öğretim üyeleri var. Nasıl tuhaf değil mi?
Son Günlerdeki Haberlerinde yerel Medya aracılığı ile yaptırıldığı konuşuluyor ne dersiniz?
Bu konuda isim vermemiş Sayın Cahan ama Kazım Şen'i kastettiği söyleniyor. Kazım Şen'in yada başka bir yerel medyanın Kanal D'ye haber yaptırma imkanı var mı? Bu ne kadar komik bir iddia. Bakın isim vermediği halde kimse bizim kastediliyor olabileceğimizi düşünmüyor. Bu tür bir davranışı bizden neden beklemezler? Nurullah Cahan’ın kimi kasdeddiğini bilmiyoruz. Nurullah Çavuşoğlu’nu kastediyor diyen var mı? Yok herkes Kazım abiyi kastediyordur diye düşünüyordur düşün yani. Neden böyle bizden böyle şeyler beklenmiyor. Bizden kumpas beklenmiyor, bizden şeffaf olmayan bir şey beklenmiyor ki bizi herkes biliyor. Kimse bizden gayri ahlaki yada gayri hukuki bir tavır yada davranış beklemiyor çok şükür. Burada senden ne bekleniyor Nurullah Cahan? Sorusunu sormak gerekiyor. Senden iftiracılık bekleniyor, senden yolsuzluk bekleniyor, senden hırsızlık bekleniyor, bütün Uşak bunları senin yapabileceğine inanıyor, sürpriz değil yani Uşak’lı için senin görevden alınman, alınmak zorunda kalınman daha doğrusu.
Mustafa Yüce: Yani özet itibariyle bu kadar sıkıntının üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; Cahan’ın istifasını istemesine gayet doğal bir durum olarak bakıyorsunuz!
Nurullah Çavuşoğlu: Erdoğan’ın yerine sen ol, tut bunu şimdi belediye başkanlığı makamında. Nasıl tutacaksın beceremiyor ki ağzına yüzüne bulaştırmış durumda. Şehrin hali ve yönetilemediği gayet açık ortada. Erdoğan politikayı iyi öğrendi ama ekibi yok şimdi yapayalnız kaldı, kendi söylüyor zaten itiraf ediyor. Bir ekibi olsa toparlayabilir belki ama çoğu kendini FETÖ’ye kaptırmış, birçoğu da kabiliyetsiz. FETÖ ile mücadelede yalnız kaldığını gerek kendisi gerek yakın kaynaklar dile getiriyor dillendiriyor, herkeste görüyor zaten. Burada bir il başkanı var mesela Uşak’ta kongreyi toplayamıyor. Üyeyi oy verdirtmeye getiremiyor, delege seçimi yapamıyor. Kağıt üstünde yaptı da öyle kongre olmaz, bir heyecan yok hiçbir şey yok. Belediye Başkanı var oda belediye personelini ram edemiyor kendine, üç yüz tane FETÖ cü var burada onları kovarsak bu iş olur diyor. Adam belediye personelinin hepsini kovacak, sürgüne mi göndersek nasıl yapsak, böyle şey olur mu? Ne kadar ayıp ama tablo bu. Bu arada kendilerinin FETÖ bağlantılarının devam ettiği yönündeki iddialar ise işin cabası. FETÖ'cülüklerini bilemem ama kabiliyetsiz ve beceriksiz oldukları ve yolsuzluklara bulaştıkları kesin. Baksanıza yanlarında sadece yardakçı diye tarif edilen bir grup ile rantçı olarak tarif edilen bir grup var. Belediye personeli yok işadamları yok hani yeni iş adamı da oluşturamıyorsun. Sen Şehri yönetemiyorsun ki şehrin hali ortada; sokaklara bakalım caddeye bakalım her yer keşmekeş, millet nefret etti. İstanbul’da yaşıyor gibi trafiğimiz var, yaya gelip gidiyoruz arabayı kullanamıyoruz. Bu durumda istifa tek seçenek kalıyor.
Cahan eğer sahip çıkmıyor diye Erdoğan’ı suçluyorsa ayıp ediyor, kendisine az destek olmadı Cumhurbaşkanı!
Şimdi insanların burnundan geldi, hem yolsuzluk şeyleri gına getirdi bir de küstahlıklar aman Ya Rabbi, netice bunu almaya mecbur artık Sayın Erdoğan. Burada o eğer Erdoğan’ı suçluyorsa bana sahip çıkmıyor diye ayıp ediyor. Erdoğan çok sahip çıktı ona tutabilse tutacak ama tutamıyor bu bir gerçek, işin bu tarafını görmezden gelmiyelim Sayın Erdoğan az destek olmadı, bu kadar destek olduğu başka bir il var mı merak ediyorum. Ayakta tutmaya çalışıyor fotoğraf veriyor, ödüllendiriyor ama başaramıyor. Başaramayınca ne yapacak? Bütün bir şehre bu kabusu ne kadar daha yaşatabiliriz bir şımartılmış çocuk için. Şımartılmış çocuk için diyorum çünkü şimdilerde olmasa da geçmişte bazı bakanlar az şımartmadı bu beyefendiyi. Aynen tablo şu an anlattığımdır. Sen bir Milli Eğitim Bakanı düşün Valinin onaylamadığı, biz bunu yaparsak öğrencilerin eğitim hayatıyla oynamış oluruz diye rapor verdiği bir konuda Milli Eğitim Bakanı onay veriyorsa bu ne demek? Bu çocuk önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından şımartılmış oluyor demek. Valinin üstünde makamlar ile işini bitirip gelebiliyor demek. Buna bu gücü kim veriyor nerden alıyor ben bilmem kimseyi de suçlamam ama böyle bir şey var mı? el cevap var.
Belediyede gergin bir ortam hakim, bunlar yakında birbirlerini vurabilirler!
Ne yapacağız her şey meydanda geçen gün yağmur yağdı ne oldu? Bütün boya döküldü Nurullah Cahan’ın hizmetim dediği her şeyin içine ettiği ve içinden çıkılmaz dertler açtığını ortaya koydu. Yarım saatlik bir yağmur bütün makyajı ortaya koydu. Bir şehrin nasıl yönetilemez hale getirilir sorusunun cevabını arayan herkes gelsin tez konusu yapsın burayı Önce Ali Erdoğan sonra Nurullah Cahan mahvettiler güzelim şehri. Neredeyse yaşanmaz hale getirdiler. Netice bu arkadaşların görevden alınması veya istifalarının istenmesi beklenen bir şeydi. Uşak halkına süpriz olmadığı gibi geç kalınmış bir tasarruftu hatta. Geçen yıl eylülden sonra aslında görevden alınmaları gerekiyordu ancak 15 Temmuz hadisesi bir yıl bunların ömrünü uzatmış oldu bence. Ama artık bunların ömrünün uzatılma şansını olmadığı bir noktaya geldi olay. Zaten kendilerinin gitmek zorunda kalacağı bir noktaya geldi.Samimi konuşuyorum bugün yarın Belediyede birbirlerini vurabilirler bazıları, öyle acayip şeyler konuşuluyor ki, birbirlerini satanlar çok garip şeyler dönüyor orada ben bunu daha öncede söyledim. Bir gerginlik var.
Mustafa Yüce: Peki Geçtiğimiz günlerde Muhterem Kuruçay’ın yapmış olduğu açıklamalar var, AKP FETÖ’ye teslim ediliyor şeklinde. Konuşmasında açıkça belirtmese de Cahan’a destek olacak açıklamalar olduğu da biraz dikkatle incelendiğinde göze çarpıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Nurullah Çavuşoğlu: Muhterem Kuruçay açıklama yapıyor gergin gergin AKP FETÖ ye teslim ediliyor diyor. Ne demek istiyor? Nurullah Cahan’ın elinden alınıyor diyor. Partiyi Nurullah Cahan’ın elinden aldığında kime verirsen ver FETÖ cü oluyor anlayacağınız. Neye gere Fetö Servet Kuş değildi de yeni atanan arkadaş mı Fetöcü? Bazı bürokratlar il başkanına gitmiyormuş da, bazı bürokratlarda ona talimat veriyormuş Ak Parti İl Başkanının yanına git diyerek. Çok acayip bir şey söylüyor aslında daire amirlerinin bir kısmı Nurullah Cahan’ı dinleyerek Ak Parti il başkanının yanına gitmiyor ama o bürokratlar başka bir üst düzey bürokratça aranıyor ve gitmeleri ve İl Başkanı ile uyum içinde çalışmaları söyleniyor.. Kim o bazıları artık daire amirini kim arayabilir? Validir, vali yardımcısıdır. Daire amirine kim baskı uygulayabilir? Elbetteki daire amirinin üstü. Adam açık açık söylüyor şehrin yaşadığı trajediyi. Daire amirlerinin siyasetin bu kadar içinde işi ne? Neden bu siyasetçi böyle deli saçması açıklamaları üstelik çok gergin bir uslupla söylüyor. Cahan ile Kuruçay'ın aralarından su sızmadığı söyleniyor. Oysa ne Kuruçay'ın arkasında MHP var nede Nurulah Cahan'ın arkasında Akpartisi var. Hiç bir siyasi ağırlığı kalmamış insanların eline memleket teslim edilebilir mi? Bir şehrin insanına bu kadar zulüm reva görülmemeli. Israr ederseniz neticesi Allah reva görmez hiç akla gelmedik şeyler olur ve Allah bir şekilde yoluna koymaya mecbur eder bu kanun gibidir ve tarihte pek çok örneği vardır. Bu böyle gitmez İlahi adalet bir şekilde tecelli eder kabul ettirir kendini. Bu kadar küstahça hiç gitmez Karun musun sen? Karun bile başaramadı bunu. Bunlar olmayacak hayaller peşinde koştukları için bu kadar cüretkar davrandılar. Açıkca mahkeme kararlarına uymadılar, açıkca yolsuzluklarla usülsüzlüklerle ilgili haberlere cevap vermeye bile gerek duymadan neredeyse açıkça yaptılar. Açıkça ilan vererek yaptılar. İmarda rüşveti veren işi götürüyormuş diye dedikoduyu belediye kendi çıkartıyor. Niye çıkartıyorsun bu dedikoduyu, gelin biz rüşvet karşılığı iş yapıyoruz demeye mi çalışıyorsun. Netice müfettiş bile gelmiyor yıllardır. Gerçi şimdi gelmiş artık öyle şeyler duyuyoruz ama yenice yani öğleden sonra günaydın netice bu şehri normal haline olağan haline döndürmesi gerekiyor ülkeyi yönetenlerin, bunun içinde Nurullah Cahan’ın ivedilikle görevden alınması gerekiyor bu zaten şart, hatta zaruriyet. Kendisi getirdi bu hale hiç kimse getirmedi. Oda sağı solu suçluyor Kazım Abiyi falan, çok yanlış bunlar, ne alakası var, olacak işler mi bunlar? Efendim neymiş bir birleriyle bağlantıları varmış ne diyorsun sen? Ütopik hayaller kuruyor komplo teorileri yazıyor kafadan ve kendi inanınca herkesi inanacak sanarak, işine gelmeyen herkesi FETÖ’cü ilan edecek. Zaten bizim gazete niye kapalı? Ben bile bilmiyorum ama herkes O'ndan şüpheleniyor. Kimden ve neden şüpheleniliyorsa halkın genelince o insan O'dur. O suçun içinde değilse bile çoğunluk O kişiden şüpheleniyorsa O kişi bu suçu işlemeye müsait bir yapı ve kişiliğe sahip demektir. Toplumun tamamı da yanılıyor olamaz ya. Allah bu şüpheyi toplumun gönlüne gelişmelere bağlı atıyordur. Adam görüyordur bazı gelişmeleri ve şüphesi O kişiler de yoğunlaşıyordur doğal olarak, gelişmeler zihnini böyle düşünmeye itiyordur. İnsanlar bunları duyuyor görüyor biliyor cahil değil ki şimdi. İnsanlar Her şeyin değilse bile etrafında ne olup bittiğinin farkına varabiliyor. İnternet ortamı, facebook ortamı çok yararlı oldu bu konuda.Neticesi itibarıyla ben şimdiden hayırlı olsun diyeyim çok açık söylüyorum hayırlı olsun diyorum şehrimize. Artık kayyum mu atanır bunlar bu haliyle başkan seçemezler, seçse de seçilen başkan meşru olamaz. Nurullah Cahan’ın FETÖ’cü dediği bir belediye meclisi MHP’yi FETÖ yazdı diye kendisi söyledi, AKP’yi de Mehmet Altay FETÖ’cüleri kendi doldurdu diye kendi söyledi o dönemlerde yazıldı. Onlarla yine en iyi o geçindi bu nasıl olur? FETÖ itirafçıları onunla niye iyi geçiniyor. FETÖ aleyhine yaptığı doğru dürüst bir açıklama yok. Ne dinlerarası diyaloğa laf söyledi ne Barzani aleyhinde tek bir laf etti. Ne KPSS sorularının çalınmasına söz söyledi ne de medeniyetler ittifakı aleyhinde söz söyledi. FETÖ ile mücadele ediyormuş bir de. Çok vahim bir tablo ve eminim devlet gereğini yapacaktır.
Mustafa Yüce: Bundan sonraki süreçte neler bekliyorsunuz peki?
Nurullah Çavuşoğlu: Devletimize bu zamana kadar hep güvendik bundan sonra da sonuna kadar güvenmeye devam edeceğiz. Önemli olan devletin bekasıdır. Devletin bekası söz konusu olduğunda yani mevzu vatansa gerisi teferruattır denir. Türk Milleti’nin böyle bir yapısı vardır. Şartlar ne olursa olsun; işgalle, haksızlıkla ya da uluslararası bir tehditle karşı karşıya geldiğinde bir olur, beraber olur Türk Milleti. Belki bu birliği hükümet nezdinde tam sağlayamayabilir ama hükümetin içinde bir olduğu adamlar vardır elbette. Her siyasi partiden insanın içinde olduğu bir birlik olur. Belki bu birliği askeriyenin içinde tam sağlayamayabilirler ancak askerin içinde bir olacağı adamlar olur. Bunu millet ve devlet bir refleks olarak ortaya koyar. Devlet adamlarından başlayarak halka doğru bir uyanma gerçekleşir. Bir olmak, beraber olmak gerektiğini anlarlar ve ülkenin büyükleri birlik olup gereğini yapar, Türkiye’yi yeniden düzlüğe çıkarırlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e el verenler Osmanlı Devleti’nin yetiştirdiği paşalar ve devlet adamlarıdır. Atatürk’e bu mülk senin, bu mülkü yönetme hakkı senin, çünkü sen bu mülkün en tekamül etmiş insanısın ve bizi bu badireden ancak sen kurtarabilirsin dediler, kabullendiler bu durumu. Yani o dönem nasıl hükümet tarafından desteklenmese de Osmanlı’nın bazı devlet adamları içlerindeki Atatürk'ü sahiplenip omuz vermişse, her dönem ve devirde Türk Milleti sıkıştığında kendi içindeki Atatürk’ü çıkartır ortaya ve omuz vererek ülkesini kurtarmasını sağlar.
Bugün gelinen noktada millet umut vermeyen liderlerin peşine düşmüyor. Demek ki gerçek bir lider arayışı var. Böyle bir durumda medyası, devlet adamları lider arayışı içine girer. Yukarılarda da bu durum ayyuka çıkar. İşte o zaman lider ortaya çıkmadan kimse arkasına Milleti dökemez ve kendi elleriyle o lideri ortaya çıkarmaya mecbur kalırlar. İşte o vakit Lider ortaya çıkar ve topyekün Millet sadece o liderin arkasına düşer ve Onun şahsında birliği vahdeti yakalar. Bugün yaşanan tablo da budur. Sitemizin imtiyaz sahibi Erkan Çuhadar bey yazdığı makalede boşuna mı dedi 'Atatürk’ün vasiyetini uygulamak zorunda kalacaklar' diye? Yapılması gereken acilen Atatürk'ün çizgisine geri dönülerek ülkeyi kuruluş ayarlarına döndürmektir diyor, Cahan'ın gidişinin Uşak halkına hayırlar getirmesi temennisi ile herkese saygılar sunuyorum....
şşukurler olsun ssonunda gidiyor yaaaa.