Uşak'ta ve ülkemizde yaşanan politik gelişmelerin yanı sıra ekonomiden spora, kültürden sanata bir çok konuya ilişkin zaman zaman görüşlerine başvurduğumuz ve politika sahnesinde olacakları önceden bilip haber vermesinin yanısıra çok farklı bakış açılarını halka yansıtması sebebi ile Uşak halkının dikkatlerini üzerine çekmeyi başaran ve her söylediği gündem olan Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu'na dün son dönemlerde dini hayatın yozlaştırılmasına yönelik görüşlerini sorduk. Kendine has üslubu ve çarpıcı analizleriyle Çavuşoğlu, yine kamuoyunu çok şaşırtacak bakış açıları ortaya koyarak izelenesi bir ropörtaja imza attı. İşte Çavuşoğlu’nun açıklamalarının satırbaşları...
Uşak Haber Merkezi ve Uşak Son Nokta Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Yüce’nin “geçtiğimiz günlerde Uşşaki Lideri olarak bilinen Nurullah Fatih Efendi Suriye’ye cihat yapılması konusunda manevi izin aldım sözleri, yine Cübbeli’nin şia kafirdir söylemleri var. Fethullah Gülen Cemaati’nin adı silahlı terör örgütü kurmak, evrakta sahtecilik, devleti ele geçirmek v.b suçlarla anılır oldu. Onun dışında yine Nakşibendilikle ilgili yine Uşak Haber Merkezi Köşe Yazarlarımızdan Vedat Orhan bir yazı dizisi başlattı ve Nakşibendiliğin hangi dış güçler tarafından kurularak uydurma silsilerle yaygınlaştırıldığını açıklıyor” şeklindeki açıklamaları üzerine Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu da önemli açıklamalarda bulundu.
CEMAAT VE SÖZDE DİNİ KURUMLAR ADI ALTINDA İSLAM DÜŞMANLARI FİTNE ÜRETİYOR!
Bu tür cemaatlerle ilgili Vedat Orhan’ın yazı dizisinin kaldığı yerden devam edeceğini belirten Çavuşoğlu; “bir kaç gün içerisinde bu yazı dizisinin devamını göreceğimizi düşünüyorum. Son yazısının taslağını görme imkanım oldu. Uşak’ta bu tür cemaatlerin ve sözde dini kurumların, cemaat ve din adı altında nasıl cambazlıklar çevirdiğini ve ne dolaplar çevirdiğini ortaya koyuyor. Bunların tamamı bence de İslam düşmanlarının ürettiği fitnelerdir.” Dedi.
MÜSLÜMANLARA YAPILAN HAKSIZLIKLARA SÖZ SÖYLEMEYENLERİN TEK DERDİ ŞİA DÜŞMANLIĞI!
Nakşibendilik akımıyla ilgili de tarihsel süreci özetleyen Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu; “uydurma bir rüya ile başlıyor süreç, herhangi bir alimden, ulemadan izin ya da icazet almış değiller. Kazan Hanı Hali’in celladı olan Bahaeddin Buhari isimli kişi İslamın içine sessiz zikir diye bir metodu uydurarak sokan Abdülhalik Gucduvani’nin kabrinde güya rüya görüyor ve orada kalbi yerinden sökülerek Allah lafzı kalbine nakşediliyor ve böylece Nakşilik diye bir akım ortaya çıkıyor. Burada şunu da belirtelim; dinimizde zikir var ama ne Allah’In kitabında ne hadislerde ne e Ehlibeyt’in uygulamasında sessiz zikir diye bir uygulama yok, hatta sahabenin hayatında da yine böyle bir yöntem yok. Yine aynı tarikatın şeyhleri rüya yöntemiyle irşadın İslamda yeri olmadığı için Veysel Karani de peygamber efendimizi görmeden sevdi deyip Üveysilik diye bir metod uydurup yine İslamın içine de bu fitneyi soktular. Süreç böyle devam ederken de tüm uydurulanlar artık Hristiyanlığa benzetilmiş. Örneğin hristiyanlıkta günah çıkarma var, bunlar da da şeyhin sarığına tutturulup tövbe aldırma var. Tut bakayım sarığın ucunu, tövde de tamam. Sonra da ne istersen yap. Ne PKK aleyhine, ne IŞİD aleyhine tek bir kelamınız yok. Yeryüzünde akan Müslüman kanına, İngiliz’e, İsrail’e, Amerika’ya, Papa’ya söylenecek sözünüz yok. Varsa yoksa Şia düşmanlığı. Şia bize neden düşman olsun. Şia neden kafir olsun. “ şeklinde konuştu.
HZ. ALİ’YE RAĞMEN HALİFELİK İLAN EDEN MUAVİYE’NİN, PEYGAMBER DÖNEMİNDE PEYGAMBERLİK İLAN EDEN KEZZAB’TAN FARKI YOK!
“Bizim kimsenin imanın tartma şansımız yok. La İlahe İllahlah, Muhammedün Resulullah diyorlar mı diyorlar, sonradan Aliyyül Veliyullah diyorlarmış. Ben de diyorum. Ben de mi Şia oldum şimdi? Böyle saçma şey olur mu? Bunları uydurmaya lüzum yokki. Sen sünniysen ben şiayım. Beni zorla Şia yapıyorsun. Niye; Hz. Ali’nin Muaviye’ye karşı haklı olduğunu söylüyorum ben. Hilafetin Hz. Ali’nin hakkı olduğuna inanıyorum ve bunu söylüyorum ben. Hz. Ali’nin olduğu bir dünyada kim kendisini halife ilan edebilir ve bu hala bana göre müslüman hatta sahabe ya da hazret olabilir? Müseylemetüz Kezzap da sahabeydi. Ama sonra peygamberlik postunu Peygamber efendimizle paylaşmak istemiş. Olur mu böyle şey. Sonradan da kendini peygamber ilan etmiş. Ama onun dininde yalan söyleyebiliyorsun, onun dininde hırsızlık yapabiliyorsun, onun dininde yolsuzluk yapabiliyorsun. İnsanlar orayı rahat görünce de bir çok insan Peygamberimiz döneminde Kezzab’ın etrafında da toplandı. Şimdi sen ha Hz. Ali varken hilafet ilan ettin, ha Peygamber efendimiz varken Müseylemetüz Kezzab olarak sen peygamberlik ilan ettin. Ne farkı var Kezzab’ın Muaviye ile?” ifadelerini kullandı.
UYDURMA SİLSİLELERLE KURULAN NAKŞİLİK ANLAYIŞININ UYGULAYICILARI BUGÜN MÜSLÜMAN KANI DÖKÜLEN BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNE EŞBAŞKANLIK YAPANLARIN YANINDA YER ALIYOR!
Bu tür saçmalıkları Nakşilik adı altında Hristiyan aleminin İslam dini içerisine soktuğunu söyleyen Çavuşoğlu; hristiyanlar bu yolla bizim dinimizi de kötü gösterdiler. Bu işi daha sonra da aleniyete döktüler artık. 1800’lü yıllarda Halit Bağdadi diye yine bir Nakşi Şeyhi var. Bu adam Barzani ailesinin o zaman ki büyüğü olan Barzani’ye sen müslüman ol, ben sana bir cübbe, bir sarık giydireyim, sana bazı ilimleri de öğreteyim diyor. Sonra Hindistan’a götürüyor onu. Sonra da geliyor ve burada şeyh oluyor. Peki aslı ney? Barzani ailesinin aslı Yahudidir. Bugünkü postnişin de Mesut Barzani’de. Büyük İsrail Devleti kurulacak. Bunu isteyenler de Büyük Ortadoğu Projesi’ni uygulayanlar. Bizim ülkemizi yönetenler de bu bpojeye eşbaşkanlık yapıyorlar. Bu Nakşibendi anlayıştakiler ise bu projeye eşnbaşkanlık yapanların arkasında duruyorlar bugün. Bu anlayışın bir türevi de Nurculuktur. Risale yazıcılar, okuyucular vardır. Saidi Nursi’nin yallnızca kendisinin tanıklık ettiği haller yazılmış kitaplarda. Böyle acayip bir dünya var.” Şeklinde konuştu.
28 ŞUBAT’TAN EN ÇOK YARARLANANLAR, 28 ŞUBAT’A EN ÇOK SÖVENLERDİR!
Nakşibendilerin 28 Şubat süreci sonrasında palazlandığına da değinen Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu; bunlar 28 Şubat’a herkesten fazla söverler ama 28 Şubat sürecinin en çok yaradığı grup Fethullahçılar, Nakşiler ve Nurculardır. Diye konuştu.
EHLİBEYT DÜŞMANLARINI ŞİRİN GÖSTEREN NAKŞİLİK, NURCULUK GİBİ AKIMLAR FİTNE ÜRETİM MERKEZİ GİBİ ÇALIŞIYOR!
Bu akımların çoğu, kendisini peygamber soyundan geliyoruz. Biz Seyyid’iz, Şerif’iz diyerek orayı kapatıyorlar, Böyle birşey yok diyen Çavuşoğlu; Ehlibeyt’i savunmak Ehlibeyt’e hakkını teslim etmekle olur ancak. Hz. Ali’nin savaştığı bir adama hazret diyemezsiniz. Buna hakkınız yok. Eğer savaşılması icap etmeseydi Hz. Ali zaten savaşmazdı. Ama sen kalkmış Hz. Ali’nin savaştığı Muaviye’ye hazret diyorsun. Şimdi ben seni sevdiğini nerden bilirim. Benim düşmanımla olan münasebetine bakarım. Sen de benim gibi düşmanlıketmek zorunda değilsin ama sen şimdi Hz. Ali’nin düşmanını Muaviye’yi methedersen, Hz. Hüseyin’i katleden Yezid’i översen ben senin Ehlibeyt taraftarı olduğunu nerden bilirim. Sen zaten şaşmışsın. Ehlibeyt’in içerisinde yer alan Peygamber efendimiz başta olmak züere Hz. Ali,Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in seçilmiş ve özel insanlar olduğunu ifade eden Çavuşoğlu; bu seçilmişliği bu dünya kabul ediyor, inkar edemiyor. Ancak bu seçilmişlerin düşmanlarını şirin gibi gösteriyorlar, yani hrsitiyanlığı şirin göstermeye çalışıyorlar.Yüzyıllar boyu Nakşiler fitne üretim merkezi gibi çalıştı, bugünde yine böyle çalışıyor.” Şeklinde konuştu.
İSKİLİPLİ ATIF VATANA İHANET SUÇUNDAN ASILDI, BEN OLSAM BEN DE ASARDIM!
Nakşibendiliğin Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde de fitne çıkarmayı sürdürdüğünü ifade eden Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu; Mustafa Kemal Atatürk’le uğraşanlar yine aynı anlayıştakiler. Mustafa Kemal Atatürk, biz İngiliz’e, Fransız’a kısacası dünyanın hiçbir milletine bağlı yaşayamayız diyor. Halkın içine iniyor ve bağımsızlığımız özgürlüğümüz elden gidiyor diyor. O zaman Mustafa Kemal’in bu söyledikleri işine gelmeyen Nakşiler Mustafa Kemal’i fitne çıkarmakla suçladılar. O dönem yine güya şapka devrimiyle ilgili kitap yazdığı için asıldığı söylenen İskilipli Atıf da aynı şekilde. Ne alakası var şapka devrimiyle. Vatana ihanet suçundan yargılandı ve vatana ihanet ettiği için de asıldı. Vallahi bugün olsa ben de İskilipli’yi asmak isterim. Bu ülkenin bakasını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü isteyenlerin, bu ülkede Ezan sesi duyulsun isteyenlerin, bu ülkede çan sesi istemeyenlerin, bu ülke İngiliz, Yunan çizmesiyle çiğnenmesin diyenlerin katli vaciptir dediler ve hoca kılıklı adamların bu fetvalarını uçaklarla dağıttılar. Bakın” dedi.
BU MİLLET TORPİLLİDİR VE BU MİLLETİN TORPİLİ MAYASINI ÇALAN HACI BEKTAŞİ VELİ’DİR, AHMET YESEVİ’DİR, MEVLANA’DIR, YUNUS EMRE’DİR, PİR SULTAN ABDALDIR, HACIM SULTAN’DIR.
Tarihsel süreci ele alarak Nakşibendiliğin olduğu her alanın bozulduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu; Osmanlı’da hangi padişahlar Nakşi şeyhlerin etkisinde kalmışsa o zaman kendi çocuğunu öldürmüştür, kardeşini öldürmüştür, İngiliz adına savaşıp adını da fetih koymuştur. Ve Osmanlı Nakşi etkisinden kurtulamayınca yok olmuştur. Ancak şunu çok rahat söyleyebilirim. Bu millet yeniden özüne dönerse ve Ehlibeyt’i tanırsa bu milletin önünde kimse duramaz. Bu millet torpilli bir millettir. Bu milletin mayasını çalan Hacı Bektaşi Veli’dir, Ahmet Yesevi’dir. Bu milletin torpili Hacı Bayramı Veli’dir, Fatih olsan küsüp çekip gidebilen Akşemseddin’dir. Bu millet Fatih Sultan Mehmet’e ben sana küstüm diyerek Mısır’a çekip giden Akşemseddin’i arıyor. Hızır Paşa olsan zulmediyorsun diyen Pir Sultan Abdal’ı istiyor. Ama bunların kılıklarına girmişleri değil, kendisini istiyor. Bu devirde var böyle hocalar. Bizim coğrafyamız bugüne kadar böyle hocaları bağrından çıkarmayı bilmişse bugünde yine çıkarabilir. Ancak bu milletin kendine bir çeki düzen vermesi gerekir.
BUNLARIN DAHA AMENTÜ’DE PROBLEMİ VAR!
Son olarak Yüce’nin, sosyal medya üzerinden geçtiğimiz günlerde konuyla benzerlik gösteren bir paylaşımda bulunmasının özellikle belediye çevresinde tepkiye neden olduğu yönünde konuşmaların olduğunu sorduğu Çavuşoğlu; ben orada ilmi birşeyden ziyade her müslümanın bileceği şeyleri yazdım. Evliya dediğin evliyayım demez diyorum, Gavs olan Gavsım demez diyorum, şeyholan şeyhlik iddiasında kendisi bulunmaz diyorum. Bu konu Uğur Işılak bir açıklama yapmış, cennet için söz aldıklarım var demiş. Ben de dedim ki; peygamber efendimiz Hz.Fatıma’ya kızım seni bile kurtaramayabilirim demiş dedim. Bizim hocalarımız ahiret söz konusu olduğunda aklın varsa göle kaç, sırtında ateşi götürmeyesin diyorlar dedim. Ama sizin daha Amentü’de probleminiz var. Maide Suresi 51. Ayette Allah’ü Teala; Ey İman Edenler! Sakın ha Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onları dost edinen onlardan olur diye uyarıyor. Kim yahudi ve hrsitiyanı dost edindi? Kim bismillah deyip kilise açtı? Kim Papa’nın elini öptü? Kim Papa’ya cenap dedi? Sen daha buradan golü yiyorsun. Senin daha PKK aleyhinde,IŞİD aleyhinde, İsrail aleyhinde aleyhinde tek bir lafını duymadım ben. Sen nasıl hocasın.? Diye konuştu.
BİZİM HOCALARIMIZIN CÜBBESİ SARIĞI YOK, CENNET VAAT ETMİYORLAR!
Bugün bile dünyanın kabul ettiği alimler, evliyalar, ulemalar arasında sayılan Hacı Bektaşi Veli gibi, Mevlana gibi, Yunus Emre gibi, Hacım Sultan gibi isimlerin evliyalık iddiasında bulunmadığını ve sıradan vatandaşlar gibi alelade bir yaşam sürdüklerini söyleyen Çavuşoğlu, öldüklerinden çok sonra evliyalıklarının ortaya çıktığını belirterek; bizim hocalarımız sıradan bir vatandaş gibi Cuma namazına geliyor namazını kılıyor da kimsenin ruhu duymuyor, bizim hocalarımızın bunlarınki gibi cübbesi sarığı yok, korumaları yok, aracını kendisi kullanıyor. Bizim hocalarımız bunlar gibi cennet vaat etmiyor, ahiret söz konusu olduğunda inşallah hep beraber gireriz evladım diyorlar. ”
YENİDEN KUVAYİ MİLLİYE RUHUNA DÖNMEMİZ VE MUSTAFA KEMAL’İN MANTIĞINI YAKALAMAYA ÇALIŞMAMIZ LAZIM!
Bizim kendimize gelmemiz gerekiyor diyen Çavuşoğlu, açıklamalarını; bizim Kuvayi Milliye ruhuna yeniden kavuşmamız gerekiyor, bizim Mustafa Kemal Atatürk’e dönmemiz gerekiyor, O’nun ruhunu mantığını yakalamaya çalışmamız gerekiyor. BizimAlevi, Sünni, sağcı solcu şucu bucu diye ayrılmaktan vazgeçip birbirimizin inancına, birbirimizin kültürüne zenginlik nazarıyla bakıp birbirimizi kucaklamamız gerekiyor. Bu tür tassuplardan arınmamız gerekiyor. Bir ve beraber olmamız gerekiyor” diyerek sonlandırdı.
uşak belediyesi halı sergi evinde de ilahi çalıyor cahanın akrabalarından yine baş sorumlu yapılan halı'nın h harfiyle dahi yakından uzaktan ilgisi olmayan zır cahil kişiler ki cahan uşak halıları ile marka şehir olacak tı ne oldu cahan efendi böyle mi olacak çelişki içindesin aaaaa birde bunların hani meznzilden gelenn sözde hazretleri var ya şahsen şahit oldum çok özel bir sergide hiç oralı olmadan geçip gittiklerini bumudur bunların evliya hazret oluşları çok enterans .............. ya nedesek boş aldı gitti belediye birimleri merakk ediyorum cahan bunca ahlaksızlığınıza rağmen yüzünüz nasıl kızarmaz ilginç