Uşak Haber Merkezi ve Son Nokta Gazetesi Köşe Yazarlarından ayrıca hem yerel hem genel seçimlerde yaptıkları nokta atışı anket sonuçları ile tanınan Marka Ajans'ın sahibi olan Mustafa Yüce'nin "hükümet kurma çalışmaları ile ilgili ne düşünüyorsunuz, sizce bir hükümet kurulması söz konusu mu ya da erken seçime mi gidilir?" sorusunu yanıtlayan Haber Editörümüz ve Köşe Yazarımız Nurullah Çavuşoğlu yine hiç kimsenin beklemediği cevaplar vererek beyin fırtınası yapabileceğiniz bir röportaj verdi. Öteden beri yaptığı bütün öngörü ve tahminleri çıkan Nurullah Çavuşoğlu hem yerele hem genele dair bir takım öngörülerde de bulunduğu röportajda söyledikleri ile, yine kentin gündemine düşecek gibi görünüyor. Eminiz bu videoyu izleyenler konuşmaların içeriğinde anlatılanları düşünmek ve tartışmaktan kendini alamayacak.
Mustafa Yüce'nin sorusu üzerine Çavuşoğlu; "Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na Cumhurbaşkanı tarafından verilen yetki sanki hükümeti kurma yetkisi değil de oyalama ve hükmet kurmaya çalışıyormuş gibi tiyatro oynama yetkisi imiş gibi davranıyor. CHP'nin ilan ettiği hükümet kurma şartlarını Ak Partililer anlayamamış? Bütün bir millete ilan edildi bütün bir millet anladı ama AKP'liler anlama güçlüğü çekmiş olacak ki, aynı şartları bir kez daha toplantılarda dinlemek ihtiyacı hissetmişler." dedi.
Görüşmelerin Sonunda Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu Yemek Yedi, Ardından da; Adeta Biz Yedik Allah Artırsın, Sofrayı Kuran Kaldırsın Dedi!
Koalisyon kurma çalışmaları adına yapıldığı iddia edilen AKP ve CHP kurmaylarının bir araya geldiği görüşmelerin ardından iki partinin Genel Başkanlarının bir araya geldiğini ifade eden Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu; "yemek sonrası Başbakan'ı belirlemek üzere güya bir araya gelen iki lider hiç bir açıklama yapmadan ayrıldı. Bu düpedüz lakayıtlıktır ve milleti adam yerine koymadıklarının bir tezahürüdür" dedi. Çavuşoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
Yemek sonrası açıklama yapmadan ayrılan Davutoğlu'na basın daha sonra sordu; "ne oldu görüşmeler efendim?" Cevap enteresan; bizim partimizin tabanı zaten istemiyordu. Aramızda derin ayrılıklar var. Derin ayrılıklardan kasıt nedir, bilen yok. Kılıçdaroğlu açıklama yapıyor daha vahim. Diyor ki Sayın Kılıçdaroğlu, efendim bize koalisyon teklifi yapılmadı. Bize seçime götürecek bir hükümete destek olmamız istendi diyor. Ne yani siz bu millete haftalardır biz tiyatro oynadık, sizi oyaladık mı demek istiyorsunuz? Yoksa Millete söylemedikleriniz veya söyleyemedikleriniz mi var?
Milleten Gizlenen Gerçekler Var; Ne Cumhrubaşkanı Ne de Mevcut Hükümet Meşru Kabul Edilmiyor, Devlet Yönetil(e)miyor!
Cumhurbaşkanı'nın seçileli bir yılı aşkın bir süre olmasına rağmen kayda değer hiç bir dünya devletine resmi ziyarette bulunmadığını ya da bulunamadığını hatırlatan Nurullah Çavuşoğlu; Sayın Cumhurbaşkanımız seçildiği tarihten bu yana hiç 1. sınıf dünya devletine resmi ziyaret gerçekleştirmedi. Vatikan'ın yani Papa'nın dışında da hiç bir Devlet Başkanı resmi bir ziyarete gelmedi Ak Saray'a. Acaba bizim Devletimiz mi resmi ziyaret başvurusunda bulunmadı hiç bir devlete? Yoksa bizim resmi ziyaret talebimiz dünya ülkelerince mi kabul edilmiyor? Her ikisi de vahim bir durumdur ve milletin bu gerçekleri bilme hakkı vardır. Ayrıca mevcut hükümetin son zamanlardaki seçim öncesi ve sonrası icraatlarına bakılırsa hükümette izole edilmiş gibi bir hava var. Zira hiç hükümet icraatı yok ortada. Sadece rutin işleyişler gerçekleşmekte. Bu ve benzeri pek çok gariplik var yukarıda ve bu gariplikler bize Milleten gizlenen bazı gerçeklerin olduğunu gösteriyor.
Millet Niçin Adam Yerine Konmuyor? Milletin Bilmemesi Gereken Ne? Ya da Israrla Gizlenen Gerçekleri Milletin Kaldıramayacağı mı Düşünülüyor?
Sadece hükümet yetkilileri değil CHP ve MHP'li yöneticiler de bir şeyleri milletten gizliyor, bu çok açık. Hükümet niçin kurulmuyor ya da kurulamıyor? Acaba bakanlıkları başka partilere kaptırırsak bu bakanlıklarda döndürdüğümüz dolaplar, çevirdiğimiz alavere dalavereler millete mal edilir diye mi korkuyorsunuz? Yoksa bir takım bakanlıkları başka partilere verirsek beceriksizliklerimiz ve yolsuzluk konusunda sergilediğimiz efor iligili bilgi sahiplerince milletle paylaşılır diye mi korkuyorsunuz? Bakanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı acaba Anayasal çerçevenin dışına mı çıkmıştır? Ya da Devlet teammüllerine aykırı davranışlar mı sergilemektedir? Devlet ile hükümetin arasında problemler mi var? şeklinde konuşan Nurullah Çavuşoğlu sözlerine şu ilavelerde bulundu:
Milletten aldığınız vekalet ile milletten aldığınız vergilerden elde edilen gelirlerle Sultanlar gbi yaşıyorsunuz, milletten aldığınız vekalet ile saltanat istiyorsunuz, padişahlık istiyorsunuz.Ama milletin hiç bir olan bitenden haberi yok. Bir gün dediğiniz, bir gün dediğinizi tutmaz oldu? Yalanı, dolanı mübah görür hale geldiniz. PKK'lılar çadır kuruyor, bölücü örgüt bayrağını sallamak suç olmaktan çıkartılmış, ülkenin borcu dörde katlanmış, Dünya Devletleri sizi tanımıyor, Devletimizin itibarını yok etmişsiniz, Ortadoğu'da tüm komşularımızla sorunlu hale getirdiniz ülkemizi, olmayan uçakla "Uçağımız Havada" diye oy istiyorsunuz. Nerede ise doğan güneşi de kendinizden bilip, biz olmasak güneş doğmayacak deme noktasına geliyorsunuz. Olmayan uçakla yapmadığınız hizmetle oy istiyorsunuz, seçime gidiyorsunuz. Millet kime oy verdiğini bilmiyor, neye oy verdiğini bilmiyor. Kapalı kapılar ardında adaylar vs. belirleniyor, milletin olan bitenden haberi yok. Medya satılmış, ABD ve İsrail çıkarına hizmet etmeyen partilere hiç yer vermiyor. Masa başı anketler vs. ile algıyla oynuyorsunuz. Devletin Valileri, Kaymakamları Devletin Valisi olduğunu unutmuş. Köy köy gezip oy istiyor, milleti tehdit ediyor, ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor. Milletin ülkenin borcundan haberi yok, Ortadoğu'da neler çevirdiğinizden haberdar değil. IŞİD'le PKK İle hangi pazarlıklar yapılıyor belli değil. Muhalefeti de ayağınıza uydurmuşsunuz. Sizin kazanmanız için ne elinden gelirse yapıyor. Sonra seçim bitti, millet iradesi bu deyip kandırmaya çalışıyorsunuz. Yalan söylüyorsunuz; ortada demokrasi yok, demokrasi tiyatrosu var. Yapılması gerektiği halde yapmadığınız ne?
Bu Tiyatroyu Cumhurbaşkanı, Başbakan Ya da Muhalefet Partisi Politikacıları Sonlandırmazsa Şayet, Devlet Durdurmak Zorunda Kalır!
Devletin durumu gerçekten de hiç içi açıcı değil ve milletten gerçekler ısrarla gizlenirken, değişik tiyatrolarla millet uyutuluyor. Ama Devlet böyle giderse daha fazla dayanamaz. Çünkü Devlet hükümetten ibaret değil. Kuvvetler ayrılığı prensibi var Devletimizde ve seçilenlerin dışında da sorumluluk sahibi olan kişiler var devletin içinde. YÖK gibi, HSYK, YSK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Genel Kurmay gibi kurumlar var ve bu kurumların başındaki insanların da milletten gizlenenler ile ilgili maddi manevi sorumlulukları var. Durum böyle devam ederse idare edilemez hale gelir ve Devlet milletini durumdan haberdar eder. Kaldı ki Milletimiz bu demokrasi tiyatrosundan hiç memnun değil, keyif almıyor. İnsanlar pollitikadan soyutladı kendini, kimsenin umurunda değil politikacılar. Sevilen insanlar saygın insanlar politikaya girmiyor. Türk Milletinin gönlünde kendisinin isyanını dile getirebilecek, çözümü olan, ekibi olan, vizyonu olan bir lider beklentisi var. Millet liderini arıyor.
Milletin büyük çoğunluğu oy veriyor ama içine sinmiyor oy verdikleri lider ya da adaylar. Millet adeta kerhen oy veriyor. Neredeyse hiç kimse içine sine sine oy vermiyor. Siyasetçilerin itibarı yok gibi bir şey. Bu şartlarda yapılacak bir erken seçim asla sonuç getirmez.
Sonuç Elde Ettiğiniz Bir Seçim İstiyorsanız; Millete Gerçekleri Söyleyin ve Gerçek Demokrasiyi İşletin!
Devlet yönetimi şeffaf hale gelmedi; Millet önce AKP'nin karnesini net net görmeli. Devlet bu hususta üzerine düşeni yapmalı. Daha sonra seçim sistemi değişmeli. Milletin vereceği kararla iligili önceden millet yeterince bilgilendirilmeli. Mileltin huzurunda çıkıp adaylar tartışmalı, milletvekili adayları Başbakan adayları çıkıp canlı yayında tartışsın fikirlerini. Ama ortada hiç bir liderin ya da adayın adam gibi fikri yok, neyi tartışacaklar. Polemikten öteye geçmeyen klişe söylemler ve ağız dalaşı var, politika üreten yok, proje söyleyen yok, fikri tartışmalar yok, ön seçim yok. Adayları, Genel Başkanlar belirliyor, baraj kaldırılmadı, tercihli sistem yok yok yok... Sonucu ne bekliyoruz ki; Milletin kafası çok karışık.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırlarındaki bu coğrafya; üç tarafı denizle çevrili, dört mevsimin bir arada yaşandığı, bakir madenleri ve kaynakları bulunan yeryüzü cenneti gibi bir coğrafya ve dünyanın tıkanıklık yaşadığı, bazı ülkelerin kendisine yeni vatan ve bazılarının kaynak aradığı şu ortamda doğal olarak başka dünya devletlerinin iştahını kabartıyor. Atatürk'ün bahsettiği dahili ve harici bedbahtlar yüzünden emellerine çok yaklaşıyorlar, düşünsenize bölünmemiz tartışılır hale gelmiş.
Güzel Günler Çok Yakın, Milletimiz Bu Sıkıntıları Güzel Günlerin Habercisi Bilsin. Türk Milleti Ayıkırsa, Kendine Dönerse Dünya Bayram Eder!
Çavuşoğlu: Bu kadar konuştuk karamsar bir tablo çizdik ama bildiğim bazı şeyler var, şu an paylaşmadığım. Bunlara da dayanarak söylüyorum ki, güzel günler çok yakın. Bu sıkıntılı günler güzel günlerin habercisi, bu yaşadığımız bir doğum sancısı. Türk'ün adını yeryüzü üzerinden kazımak hesabı yapanlar, milletimizi bölme planı içinde olanlar, topraklarımız paylaşma hayali görenler emin olun ki bu Milleti yeniden kendine getirdiğinin farkında bile değil. Her darbe, uyuyan devi uyandırabilecek riski içeriyor. Bu Millet kendine bir dönerse, Türk olduğunu bir hatırlarsa, dünyanın saygı duyduğu hiç bir dünya liderinin ayağına gitmeyip, dünyayı ayağına getirten lider Mustafa Kemal Atatürk'ün milleti olduğunu bir hatırlarsa, Asakirullah yani "Allah'ın Askerleri" ünvanının sahibi bir millet olduğunu yeniden bir hatırlarsa, her şey çok başka olacak. Ben inanıyorum ki; bu milletin ayıkmasına çok az kaldı. Gizlenen gerçekler zaten milletle paylaşılsa, insanımız birden ayıkır emin olun. Partizanlıkta ısrar etmemeli, yalanı yanlışı hangi partiden gelirse gelsin kabul etmemeli, savunmamalıyız diyen Çavuşoğlu, sözlerini şu şekilde noktaladı:
"Hırsıza, yolsuza, rüşvetçiye, yalancıya kendi partilimiz de olsa prim vermemeli, savunmamalıyız Bizim savunmamız gereken doğruluk olmalı, dürüstlük olmalı, iyilik olmalı, güzellik olmalı, mertlik olmalı, adamlık olmalı. Sürçi lisan ettiysem affola."
Gizlenen Gerçekler Açıklanmadan, Şu Haliyle Yapılacak Erken Seçim Tiyatrodan İbaret Olacaktır!
Ülke gündemine ve yerel siyasete dair ufuk açan analizlerini paylaştığımız Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu ile Türkiye politikasının nabzını tuttuk. "Devlet yönetilemiyor ve milletten gizlenen gerçekler var" iddiasını yineleyen Çavuşoğlu, yapılması gerekip yapılmayanlara dikkat çekerek; yine dinleyenlerine ufuk açacak açıklamalarda bulundu. Son zamanlarda politika meydanlarının adeta bir tiyatro sahnesini andırdığının altını çizen Çavuşoğlu, Türk Milleti'nin tiyatroya uymaması gerektiğini belirterek, tiyatroya ortak olunmaması çağrısında bulundu.
17 Ağustos 2015 Pazartesi 15:18
ağzına yüreğine sağlık nurullah bey çok güzel konuşmuşsun yine bravo valla dinlerken gururlanıyoz seni