Zaman zaman gündemi ve kamuoyunu meşgul eden konuları ele alarak analizini yaptığımız, zaman zamansa kentteki bürokratik ve siyasi aktörleri konuk alarak bağlı bulundukları kurum ve kuruluşların çalışmaları ile ilgili bilgileri paylaştığımız Gündeme Dair programımızda günün konusu; son dönemlerde yeniden körüklenmeye çalışılan ve var olduğunun ispatı için çaba sarfedilen Şii-Sünni kavgası ve tartışmaları oldu. Gümdeme Dair programının moderatörü ve aynı zamanda Uşak Haber Merkezi Haber Editörü Ferhat Karaturp ile Gazeteci Yazar Mustafa Yüce’nin konuyla ilgili sorularını cevaplandıran Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu, yine kendine has uslubu ve konuya getirdiği farklı bakış açıları ile önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ali’yi Sevmek Alevilikse Biz de Aleviyiz, Mezhep İmamımız İmam-ı Azam Ebu Hanefi de Ehlibeyt Yolunda Şehit Edilmiştir!
Şiilikve Sünniliğe ilk olarak tarihsel seyir açısından bakarak değerlendirmede bulunanan Çavuşoğlu; “Öncelikle Şia ne demek, Sünni ne demek bunu bilmemiz gerekiyor. Şia, Ali taraftarı demektir. Sünnilik içinde ise 4 hak mezhep olarak bilinen mezhepler var ve bunlardan birinin kurucusu da İmam-ı Azam Ebu Hanefi’dir. İmam-ı Azam kimdir diye baktığımızda da; İmam Hüseyin Efendimiz’in torunu İmam Cafer-i Sadık’ın talebesi ve “ben Cafer-i Sadık efendimizi tanımasam helak olurdum” diyen, Ehlibeyt uğruna zindana atılmış ve zindanda şehit edilmiş bir İslam alimidir. Yani bizim mezhep imamımız olarak kabul ettiğimiz İmam-ı Azam Ebu Hanefi, İmam Ali ve O’nun soyundan gelen İmamlar uğruna canını vermiştir. Dolayısıyla Ali’yi sevmek Alevilikse, Şiilikse bizler Aleviyiz” şeklinde konuştu.
Aşkın Dile Geliş Şeklidir; Hacı Bektaş’ın Semahı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Zeybeği!
Şia- Sünni inançları açısından büyük farkların olmadığının altını çizen Çavuşoğlu; “gerek Hanbeli, Maliki gibi Sünni mezheplerde de Şiilikte de İmam Mehdi’nin geleceğine inanılır ve her iki taraf da Hz. Ali taraftarlığında birdir. Ancak Şiiler bu durumu biraz daha hararetli yaşamaktadırlar. Dolayısıyla inanç açısından farklılığımız yoktur. Metodlarımızda farklılıklar olabilir elbette. Hacı Bektaş-i Veli semah ederek Allah’a olan aşkını dile getirmiştir. Mevlana dönerek, Mustafa Kemal Atatürk ise zeybek oynarak aşkını dile getirmiştir. Yani Aşkın dile geliş şeklidir Hacı Bektaş’ın semahı, Mevlana’nın dönüşü ve Mustafa Kemal’in zeybeği” ifadelerini kullandı.
Yahudi ve İngilizlerin Kurduğu Nakşibendi Tarikatı, Tasavvufu Taklit Ediyor!
Nakşibendi tarikatının Uşak Haber Merkezi Köşe Yazarı Vedat Orhan’ın da kaleme aldığı köşe yazılarına atıfta bulunarak Yahudi ve İngilizler tarafından kurulduğunu belirten Gazeteci Çavuşoğlu; tasavvufu taklit eden, tasavvufu Hinduizm ritüelleriyle, Hristiyanlık ritüelleriyle, Şamanizm ritüelleriyle bezeyerek büyücülüğü tasavvuf diye dayatan bir zihniyet, okunmuş çorbayla, okunmuş ekmekle içiren bu tarikat, biraz önce açıkladığım konuya bakılması gereken açıyı bozmak istiyor” diye konuştu.
Bizim Dinimizde İbadet de Kabahat de Gizli Yapılır, Ama Bunlar Ne Kabahatlerinden Ne de İbadetlerinden Utanıyor!
Geçtiğimiz günlerde ulusal bir kanalda Mahmut Efendi’nin evinden canlı yayın yapıldığını ve o sırada gördüklerini aktaran Çavuşoğlu; “oradaki sunucu güya Mahmut Efendi zikir halinde, cezbe halinde ve kendinden geçmiş bir vaziyette, o sırada giren çıkanı görmüyor güya. Böyle tasavvuf mu olur, bu olsa olsa gösteriş olur. Daha sonra aynı adam bu sefer evin balkonuna çıkıyor, evinin karşısındaki boş arazide bekleyen insanlara nazar ediyormuş, insanlar böylelikle irşad oluyormuş. Bizim dinimizde böyle birşey yok. Bizim dinimizde kabahatte, ibadette gizli yapılır. İnsan kabahatinden de ibadetin de utanır. Ama bunlarda ne kabahatinden utanma var ne de ibadetinden utanma var, herşeyi açık yapıyorlar.
İngilizin Gönderdiği Cübbeyi Bana Sünnet Diye Yutturamazsın!
Şii-Sünni tartışmalarının olduğu iddiasını ortaya atarak bir ayrıştırma içerisine girenlerle ilgili de eleştirilerini dile getiren Çavuşoğlu; “Dini, en önemli para kazanma aracı haline getirenler tarafından Şia kafir, Alevi kafir söylemleri ortaya atılıyor. İslam aleminin birbirine sokmaya çalışıyorlar. Biz Suudi Arabistanı, Türk Milleti olarak hep sırtımızdan vururken yakaladık. İngilizlerle bir olup Türk topraklarından kendilerini nasıl ayırdıklarını da Türk Milleti bilir zaten. Şimdi de çıkmışlar Şii-Sünni kavgası çıkartmak için, Şii alimi idam ediyorlar. Siz hiç duydunuz mu İran’da Suriye’de bize dinsiz dendiğini, Irak’ta hiç duydunuz mu Sünni’ye dinsiz dendiğini? Demezler, çünkü adamlar bizden vakur, sabırlılar. Burada ne yapılması gerektiğini halkımızın görmesi gerekiyor. Zaten halkımız da bize Sünnilik adı altında dayatılmak istenenleri görüyor. İnsanlar dinden, İslam’dan soğutulmaya çalışıyorlar. Şia kafirdir diyen adam, Nakşiler, cennetle müjdelendiğini ilan ediyor, cehennemde ateşten koruyacak kefen olduğunu söylüyor adam. İngiliz Kraliyet ailesinin göderdiği cübbeyi üzerinde taşıyan adam, cübbeyle Peygamber Efendimiz’in sünnetini yerine getiriyormuş. İngiliz’in gönderdiği cübbeyi bana sünnet diye yutturamazsın. Bunun İslam’da yeri yok” ifadelerini kullandı.
Bu Millet Ehlibeyt’i Sever, Hürmet Eder; Ama Bu Millete Asla Muaviye’yi,Yezid’i Sevdiremezsiniz!
Türk Milleti’nin, özellikle Sünnilerin Ehlibeyt ile hiçbir probleminin olmadığına vurgu yapan Çavuşoğlu; “bizim ne İmam Ali ile, ne İmam Hasan ile ne İmam Hüseyin ile ne de Onlar’ın soyundan gelen Ehlibeyt İmamları ile hiçbir problemimiz yok. O zaman bizim Şia ile de problemimiz olamaz. Biz Ehlibeyt’i severiz. Ama bu millete Yezid’i, Muaviyeyi sevdiremezsiniz. Çocuklarımıza hep Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini veririz. Ama bir tane Muaviye bulamazsınız, Yezid bulamazsınız. Onların isimlerini çocuklarımıza vermeyiz. Bu millete lüks içinde, şatafat içinde yaşadığı halde halkına açlıkla zulüm eden, İngiliz ile bir olan Suud ailesini Türk Milleti’ne sevdiremezsiniz” şeklinde konuştu.
Hacı Bektaş'ın Semahla İfade Ettiği Aşkı; Mevlana Dönerek, Atatürk İse Zeybek Oynayarak Dile Getirmiştir!
Israrla körüklenmek istenen ve varlığı ispat edilmeye çalışılan Şii-Sünni kavgasının altında neler yatıyor, kimlerin bu kavgadan elde edeceği ne gibi çıkarları var? İnanç açısından arasında farklılık bulunmayan Şiilik ve Sünnilikte ne gibi metod farklılıkları var? Sünnilerin mezhep imamı olarak kabul ettiği İmam-ı Azam Ebu Hanife nasıl ve niçin şehit edildi? Nakşibendi tarikatı neden Ehlibeyt ile savaş halinde? Cübbeli Ahmet'e İngilizler neden Kraliyet Ailesi'nin armasını taşıyan cübbe hediye etti? Hepisi ve daha fazlası Çavuşoğlu'nun çarpıcı analizlerine yer verdiğimiz röportajımızda...
16 Ocak 2016 Cumartesi 12:43

diyanet işleri başkanlığına mehdi gelecekmidir ? diye sorsanız, iyi olur