İlk yazımda da kendimi siz Uşak Haber Merkezi okuyucularına takdim ederken belirttiğim gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nde aktif siyaset yapan eğitimci bir babanın,aktif siyaset yapmamakla birlikte kendini CHP’li ve koyu Atatürkçü olarak tanımlayan eğitimci bir annenin adeta CHP kültürü ile büyüttüğü bir eğitimci yazar olarak artık CHP’liyim demekten utanır hale geldiğimi belirterek bu yazımı siz okuyucularımın istifadesine sunuyorum.Bildiğiniz üzere CHP Genel Başkanlığı vazifesi yürüten aynı ismi taşımaktan utandığım Deniz Baykal sayesinde millet meclisine giren Recep Tayyip Erdoğan ,yine Baykal sayesinde başbakan olmuş şimdi de maalesef şimdiki CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde Cumhurbaşkanlığı yaptığı yetmezmiş gibi yine Kılıçdaroğlu ve pek tabi ki Bahçeli sayesinde Başkanlık rüyaları bile görmekte.Yedi seçim kaybeden ve 8.yi de kaybetmek üzere olan Kılıçdaroğlu her seçim öncesi olduğu gibi bu seçimde de seçmeni AKP’ye oy vermeye mecbur edecek siyasi hamleler yapmaya devam ediyor ve anlaşılan o ki seçime kadar bu sözde hatalarını izlemeye devam edeceğiz.Ben artık adım gibi eminim ki CHP Genel Başkanı ve Yönetimi ,Bahçeli ve MHP Yönetiminin açıktan yaptığı AKP ve Erdoğan’a destek işini rol icabı gizliden ve karşıy’’mış’’ gibi yaparak ifa ve icra ediyor.Özetle siyaset zannettiğimiz tavırlar ,açıklamalar veya birliktelikler özünde bir kayıkçı kavgasını barındırıyor diyebiliriz rahatlıkla.Bizden istenen ise hala partizanca bir tutum ve tavır takınarak babamızdan kalma partilere bağlılık ve sadakatimizi sürdürmemiz ve bu çerçeveden hareketle sözde partilere destek ve de oy vermemiz.O halde bu siyasi parti yöneticileri bizi resmen yıllardır olduğu gibi bu sefer de ,bizi aptal yerine koyarak, sürü psikolojisi ile Kılıçdaroğlu’nun tabir ettiği gibi tıpış tıpış sandığa gidip oy vermemizi bekliyorlar demektir ki bu düpedüz bu millete hakarettir.Ayrıca da başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’yi yönetenlerin Türk Milletini hiç tanımadığı anlamına da gelir. Unutulmasın ki olmazsa olmazımız partilerimiz değildir asla.Olmazsa olmazımız Cumhuriyetimiz ve başta demokrasi olmak üzere Cumhuriyetin bize nimetleri olan yüce değerlerimizdir.Türküm diyebilmek için gerekirse Cumhuriyet Halk Partiliyim demeyiveririz ki CHP Yönetiminde yer almak için Türküm dememek adeta ön şart haline getirildi sanki.Öyle ki Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Canan Kaftancıoğlu gibi Türklüğün ezeli düşmanı gibi davranan ve asla Türküm diyemeyen insanların parti yöneticisi ve siyaset belirleyici olduğu bir zemindeTürküm diyebilen bir CHP Yöneticisine rastlamak da hayli zor son günlerde.Hatırlayın en basiti ile Andımız meselesindeki CHP Yönetiminin tavrını.CHP son günlerde Can Dündar gibi tescilli FETÖCÜ ve vatan hainlerinin uğrağı oldu.Atatürk düşmanı Şevki Yılmaz,Hasan Mezarcı,Bülent Arınç gibi birçok ismi siyasete mal eden ve halen Atatürk düşmanlarınca yönetilen, içinden AKP’nin doğduğu yapıya ait Saadet Partili saçma sapan isimler maalesef CHP listelerinde yer bulup hayal bile edemeyecekleri milletvekilliği makamına kavuştular.Şimdi de aynı CHP; malumunuz NATO Partisi olarak adlandırılan ve bir türlü kendisini FETÖ partisi olarak adlandırılmaktan da kurtaramayan adından başka hiçbir yerinde iyilik görmediğimiz ve Türk siyasetine zerrece iyiliği dokunmadan siyaset sahnesinden silinip gideceğine emin olduğum sabun köpüğü partisi olarak kendimce isimlendirdiğim İYİ Partiyi var etmeye kendini adamış gibi bir siyaset belirlemekte .Hatta İYİ Parti gibi ajan faaliyetleri ile ünlü bir başka sözde siyasi parti olan ve terör örgütünün siyasi oluşumu olduğu herkesçe kabul edilen HDP ile bile ittifakı göze alan CHP Yöneticileri maalesef bir tek Prof. Dr. Haydar BAŞ ve BTP kadrolarını fark edemedi.
Bugüne dek CHP’liyiz dediysek de bundan böyle demeyiveririz gerekirse ,hatta gerekirse gider Haydar Hocamızın partisine üye olur ülkenin kurtuluşuna çareyi o siyasal parti çatısı altında ararız. Prof. Dr. Haydar Baş'ın partisi üstlenmiş durumda zaten aslında CHP'nin misyonunu kendi çapında da olsa. Uzun zamandır MHP'nin yerini zaten dolduruyor. BTP Gençliği aynı bir dönemin Ülkücü gençliği gibi nerede gayri milli bir gelişme yaşansa gidiyor biz buradayız diyor. Kimseyle kavga dahi etmeden lafını gediğine koyup dönüyor. Bu açıklamalarını da kendi çapında duyuruyor. Üst kadrolar zaten olduğu gibi Milliliğinden hiç kuşku edilmeyecek insanlardan oluşuyor ekseriya. Ekseriyası zaten kamuoyunun tanıdığı insanlar ve en azından kendi çevresinde sevilen sayılan insanlar zaten Haydar Hocanın kadroları, Uzun zamandır bekliyoruz ki pek çoğu kendi sahasında rüştünü ispat etmiş bilim insanlarından oluşan bu muazzam kadroya CHP kapıları aralanır ve bu insanlara CHP'de siyaset yapma hakkı tanınır. Hak ettikleri ölçüde kendilerine partililerce değer verilmesine, fikirlerini bilgilerini paylaşıp tanıtmalarına imkan sunulur. Bazılarına yetkilendirme verilir hatta denenir şans verilir medyada CHP adına konuşabilmesi için. Tutarsa, halkta olumlu karşılık alırsa, CHP'yi sevdirebilirse, düşüncelerini benimsetebilirse devam etsin yok fırsatı değerlendiremedi ya da halkta beğeni toplayacak ifadeler ile fikirlerini aktaramazsa hiç değilse CHP Yönetimi olarak günah senden gider, partin ve medya üzerinden şans verdiğin bu kadroları geri çekersin olur biter.
Düşünsenize bunca yıldır Halk tv bile BTP kadrolarına yanlış olmasın bir kez TV'de çıkma şansı verdi. Saadetçiler çıkar HDP'liler çıkar, ÖDP'liler bile çıkar, Hoca kadar oyları olmamasına rağmen ve Hoca kadar Milli asla olmamalarına rağmen ama Hoca ve kadrosu çıkamaz. O zaman bu televizyon Halkın televizyonu olmaktan çıkmış hainlerin televizyonu olmuşta biz bilememişiz. Bakın mesela aynı kadronun yönettiği Meltem televizyonlarının yayın politikalarına hep Devletinden yanadır. 15 Temmuz darbe girişimi oldu meydanlara iniyoruz denir hemen meltem tv ekstra masrafa girerek canlı verir kadroları zaten eline Türk Bayrağını alan meydana iner.Afrin’e Türk ordusu girer Meltem TV orduya ve millete moral veren yayınlar ve VTR’ler hazırlayarak kendi çapında destek olur. Amerika gider yapar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, yargılama tehditinde bulunur, herkesten önce Haydar Baş sahiplenir Erdoğan'ı. Bizim Cumhurbaşkanlarımızı kimse siyasi ekonomik askeri dayatmalar ile deviremez biz buna müsade etmeyiz Milletçe diyen Haydar Baş; yeri geldiğinde en ağır eleştirileri yaptığı Erdoğan'ı yer geldiğinde tırnağını bile size vermeyiz diyerek sahiplenen açıklamalara da imza atabilecek kadar da geniş bir siyasi yelpazade dolaşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistem değişikliği oylamasına katılmadığını ilan ederek Cumhuriyet sisteminin değiştirilmesini tartışmak bile abesle iştigaldir biz bu oyunda yokuz diyen Haydar Baş zaten eleştirip durmayı da pek sevmez kişiliği gereği o projelerini anlatmak ister. Atatürk'ü anlatmak ister Ehlibeyti ve özenilesi yaşantısını anlatmak ister. Haydar Baş sadece Birlik çağrıları yaparken heyecanlanır bir de dünya çapında kendisi ile uğraşan malum çeteye gider yaparken...
CHP kurucu ayarlarına dönmediği ve tescilli vatan hainlerini CHP adına konuşturmaya devam ettirildiği müddetçe CHP'ye oy vermediğim gibi kendimi CHP'li olarak adlandırmayı da terkedeceğimi de duyurayım yeri gelmişken. PARTİZAN'ca bir tutum ile bu olup bitene evet diyeceğimiz düşünülüyorsa yanılıyor olmanız lazım beyler ve bayanlar.Siz farkında olmasanız da CHP tabanı ya da CHP’ye oy veren seçmen kitlesi ile Prof.Dr. Haydar BAŞ arasında ciddi bir yakınlaşma ve kaynaşma görülmekte.Siz farkında olmasanız da Haydar BAŞ yaptığı siyasi,kültürel ve bilimsel çalışmaları ile milletin gözünü doldurduğu gibi Atatürkçülerin Hocası ünvanını çoktan edinmiş durumda.Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde yaşanan malum kumpas denemesi sonrası yaşananlar ve özellikle Atatürkçü çevrelerin Haydar Hoca’yı sahiplenmesi bu durumu göz önüne sermekte. Ayrıca Haydar Hocayı devletle karşı karşıya getirebilmek maksatlı ,Emniyet içinde faaliyet gösteren kripto Fetöcülerin bu oyunları da Hocanın engin feraseti ve vakarı sayesinde boşa çıkartılmış oldu. Çünkü benim gördüğüm kadarıyla Haydar Hoca devleti ile karşı karşıya gelmiyor. Bilakis Devletin yüzüne ben Devletin Kendisiyim diyor da Devletin Polisi sen kimsin? Demiyor diyemiyor… Bilakis polisler haksız olduğu için efendim özür dileriz bilmiyorduk araçta sizin olduğunuzu diyor. Yetmiyor bunu ilan ediyor açıkça ‘’ben; beni çeviren polisinize evladım sen hayırdır Devlet benim siz kimi çeviriyor terörist muamelesi etmeye kalkıyorsunuz?’’ Dedim bilginiz olsun diyor. Olayı, her şeyin birebir tanığı olan Haydar Hocanın aile dostu İşadamı Hüseyin Zengin'in ağzından TV’de duyunca ,hatırıma daha önce hikayesini dinlediğim bir kabadayı geldi. Aralarına sızan MİT mensubunu bilip tanıyıp, bildiğini çaktırmadan, evine alıp her şeyini şeffaf hale getirtip sonra da yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle kimliğini etrafına ifşa edip ardından ekibine dönüp kırın bu itin kolunu bacağını benimle ilgili yanlış istihbarat yazmış raporlarına diyebilecek kadar iş bilir olduğu gibi MİT'in adamını dövdürterek MİT'in önüne attırtacak kadar kendine güvenen Kabadayı gibi dedim kendi kendime... Haydar Hoca şefkatli davranmış Allah'tan da iş büyümemiş. Söyler misiniz? Benim aracımda terörist olduğu ihbarını yapan kimse getirtilmeden ve benimle yüzleştirilmeden gitmiyorum dese ne yapacaktınız? Yanlış ihbar Hocam dediniz ama muhatap bile yok ortada. Ya ihbar da yalan ya da ihbarı yapan da sizsiniz, dese mesela ve failler bulunmadıkça ayrılmasa karakoldan ne yapabilirdiniz? Vallahi biz de giderdik ne kadar seveni de varsa giderdi Balıkesir ya da Susurluk Emniyetinin önüne. İşin içinden asla çıkamazdınız. Bu arada FETÖ bizi kullanmış diyerek ayıktığını ilk ifade eden ve FETÖ ile mücadele vermek isteyince kaza suikastına kurban giden Abdullah Çatlı rahmetlinin elim olayının yaşandığı yer olan Susurluk'un hangi kasıtla özellikle seçildiğinin de elbette farkındayız. Elbette farkındayız bunun Hocayı Devletle karşı karşıya getirmek ya da Hocayı Devletine küstürmek maksatlı bir fetö organizasyonu olabileceğinin de pekala farkındayız. Sözün başladığı yere dönersek bu CHP mevcut iktidarın yani AKP’nin değirmenine su taşımaya devam ettiği sürece, Milli kadroları CHP’nin başına getirmediği sürece bizden CHP’ye destek te yok oy da yok.
İşte Cumhuriyet kadını! Varolun yüreğimizden kutluyoruz