Nurullah Cahan bu diktatöryasını kurmak için her yolu kendisine mübah görüyor. Düşünsenize, belediyeye ait (bildiğimiz kadarıyla UTAŞ’ın en büyük ortağı zaten belediye) kamyon ve kepçelerle define kazıldığı, kazılırken Jandarma tarafından toplandığı, hiçbir işlem yapılmadığı ve valinin OHAL yetkisiyle serbest bıraktığı iddiaları yazılıp çiziliyor; ne Valilikten ne Jandarmadan ne Savcılıktan ne de Uşak Belediye Başkanlığından hiçbir yalanlama ve açıklama gelmiyor örneğin. Yani, köyün merasında ruhsatsız ve izinsiz kazı yaparken gelen ihbar üzerine Jandarma tarafından çalışması durdurulan ve bağlanan kepçe ve kamyonlar orada ne için bulunuyordu, bilmemiz mümkün değil! Çünkü bu konuda yapılan bir resmi açıklama maalesef yok! Yani görünen o ki halka adaletin öldüğünü ve artık Nurullah Cahan’a kimsenin hiçbir şey yapamayacağını ve onun istediği her şeye güç yetireceğini, şehre diktatöryasını kabul ettireceğini söylemeye çalış gibi, bütün kurum ve kuruluşlardaki yetkililer sessiz kalıvererek adeta Cahan’ın devlete kafa tutar gibi şov yapmasına bilerek ya da bilmeyerek göz yummaktadırlar. Aslında hepsi demokrasiye, insan haklarına, adalete ve bu şehre bu sessizlikleriyle kötülük ettiklerinin belki de farkında bile değiller. Konumuza dönelim.
Uşak’ta dün gece yaşanan bir olay da; yukarıda görüşlerini paylaştığımız, genel bir değerlendirmede bulunan Nurullah Çavuşoğlu’nun değindiği noktalarla benzerlik taşıyor.
Edinilen bilgiye göre; Uşak Belediye Başkanı’nın esnaf ziyareti yapmak istediği ve tekel bayii işleten Mehmet Okur isimli esnafın Cahan’ın elini sıkmaması nedeniyle Cahan’ın koruması ve şoförü tarafından dövüldüğü gündeme geldi.
Yaşanan olay ulusal basında, Yurt Gazetesi’nde de yer aldı. Yurt Gazetesi’nin yaptığı habere göre; Kendine ait işyerinde, Belediye Başkanı’nın koruma ve şoförünün şiddetine uğrayan, kafası ve vücuduna ciddi darbeler alan; gördüğü şiddet doktor raporuyla da belgelenen Mehmet Otur, mağdur olarak götürüldüğü karakolda suçlu muamelesi gördü ve “görevli memura mukavemet, terör örgütü propagandası yapmak ve kasten yaralama” gerekçesiyle ifadesi alındı” denildi.
Her ne kadar Yurt Gazetesi yaşanan olaya Uşak Emniyeti’nin ilgisiz kaldığı ve işlem yapıldığı şeklinde ibare kullansa da, henüz emniyetin konuyla ilgili nasıl bir işlem yapıp yapmadığını net olarak bilmiyoruz. Benzer bir durum da Uşak Belediyesi’nden 50’ye yakın personelin Cahan tarafından FETÖ gerekçesiyle açığa alınmasının ardından, isimleri belirleyenin Emniyet İstihbaratı olduğu şeklinde algı yaratılmış fakat aslı olmadığı ortaya çıkmıştı. Bu nedenle de, FETÖ’yle ilişkili olduğu iddiası bulunan Yurt Gazetesi’ninde yer alan “Belediye Başkanı’nın koruma ve şoförü hakkında hiçbir işlem yapılmadı” ifadesinin de yanlış olabileceği ihtimali bulunuyor.
Ayrıca; konuyla ilgili olarak önümüzdeki saatlerde veya önümüzdeki günlerde çeşitli açıklamalar gelebileceği ve olayın esnafın ileri-geri konuşmasından hatta ilk saldırıyı esnafın gerçekleştirmesinden ve koruma memurunun kendisini savunma maksadıyla böyle davranış olduğu savunması da gelebilir. Ancak burada kimin ne kadar haberi olduğu konusu muallak olsa da planlı olarak siyasi bir algı operasyonu ve güç gösterisi maksatlı meydana getirilen bu olay, alışık olduğumuz tiyatrovari bir algı operasyonu çıkabilir. Hatta dayak yiyen esnaf bile bu tiyatrodan haberdar olabilir. Zira amaç dövmek olsaydı, bunu koruma memuruna değil, UTAŞ’ta yaşatıkları ve sabıkası olan kişilere de yaptırabilirlerdi. İşin içinde iş olduğu şüphesini akıllara getiriyor.
Cahan’ın elini sıkmayan bir esnafın ne hale getirilebileceği ve sonrasında ne yaşayabileceği, bu yaşanmış örnekle kamuoyunun dikkatine sunulmuş; dolayısıyla hem Başkan’ın elini sıkmayan ve eleştiren Uşak halkına gözdağı verilmiş oluyor hem de hiçbir işlem yapılmadan koruma memurunun kurtarıldığı ilan edilerek bir nevi güç gösterisi ve siyasi şov mizanseni sergileniyor.
ben de merkezde esnafim ve cahani sıksık gelebiliyor dükkanlarımıza bende elini sıkmıyorum ve bu dakkadan sonra zaten sıkmıcam!!! ne yani benide mi dövecekler şimdi bu fedailer