Dün akşam üzeri kahve ikram ettiğim bir arkadaşım bu Davutoğlu na niye bu kadar ağır eleştiri getiriyorsun hala, bak adama döndü Erdoğan'a gider yapıyor artık dedi. Dedim ki abi bırak şu tiyatrolara aldanmayı Davutoğlu Erdoğandan izinsiz değil basına açıklama yapmak tweet bile atamaz. Erdoğan izin vermese Davutoğlu hiç bir gittiği yerde alkışlanmaz ve Erdoğan izin vermedikçe medya Davutoğlu'na asla yer veremez. Hazır Perinçek'te bunlar fetöcüler deiyiveriyor kıyar geçer Erdoğan çıkartan medyayla birlikte fetö der geçer uğraş işin yoksa mahkeme kapılarında. Zaten bugün değilse yarın ben Erdoğanımızı kastetmedim haşa ne haddime benim? Der dedim yok gari dedi. Bu sefer iş ciddi ama birbirine düştüler dedi abi dedim şimdi biz arkadaşız ya gün gelir birbirimize düşer miyiz? Dedim. Zor ama oladabilir dedi. Neden zor olsun diye bir soru daha sordum. Ikimizde güçlü ve akıllı insanlarız kötü olmak istenmeyen kimseleriz dedi. Peki abi dedim Erdoğan kim? Davutoğlu kim? Neticede bunlar birbirine çok iyilik etmiş ihsanda bulunmuş insanlar üstelik dedim. Davutoğlu kimin sırtında Başbakan oldu. O hükümet kurmasa Erdoğan Cumhurbaşkanlığı yapabilir miydi? Bunlar her şeylerini varlıklarını birbirine borçlu insanlar abi aklını kullan bunlar kötü olamaz birbirleri ile. Cahanla Servet gibi mesela ne kadar birbirlerine kızsalar da bakarsın bi sene sürmez küslükleri zaten küsmezler danışıklı dövüş gereği birbirine küfür de etmiş olabilirler? Ama gelirler bir araya. Ben danışıklı dövüş gereği boşanan karı koca bile gördüm. Şehir dışına gittiler mi? Eleler. burada sordun mu boşanmışlar ama çocukları için arada görüşüyorlarmış. Bu kadar siyasetçiler yani bu kadar mirayiler. O zaman birbirine arada beni konuşturma bak diyenden karşıdaki sus artık işin bokunu çıkarma duyuyorsa her seferinde o iki kişinin samimi kavga etmesini bekleme abi dedim. Biz sen gibi gazeteci degiliz ki biz bu açılardan göremeyebiliyoruz haklısın dedi. Hem vicdanı olan şehitler gelmeden konuşurdu hiç yoksa şehitler geldiğinde eyvah der konuşurdu. Şehitlerin adı unutulmuş o söz konusu terör olursa ben konuşursam sokağa çıkamazsınız diyor, diyerek söze devam etti. Abi dedim. Kılıçdaroğlu açıkça dedi "daeş e senin hükümet silah taşınmasına izin verdi" diyede sen sokağa çıkamadın mı? Diye sor dedim. Işte sokakta hatta medya önünde ya utanmadan diye de ilave ettim. Çok haklısın dedi yüz olsa hiç biri çıkamaz sokağa. Kılıçdaroğlu yalan söyledi sana iftira ettiyse yani sen teröre mühimmat sağlamak gibi işlere hiç çanak tutmamışsan o neden hapiste değil? Elinde belgesi olmadan Devletin Başbakanına kim bunu söyleyebilir? Yüzü bile kızarmadı. Zaten yüzü kızarmadan canlı bombaların hepsini tanıyorum hatta isimlerini adreslerini anne babalarını her şeylerini biliyoruz listesi elimizde ama eylem yapmadan alamıyoruz diyen adamdan ne beklenmez dedi. Bak bu açıdan bakarsak sen haklı olabilirsin Erdoğan ı da sırtından vursa şaşmam ayrı konu dedim.
Neyse arkadaşla hasbihal ulan bunların alayı aynı nesini tartışıyoruz ki? Şeklinde sonlandı para kazanmanın ticaretin yöntemlerini konuştuk birlikte. Ben biraz ilave ile noktalayayım müsade buyrun. İki sözde ittifak var birinin adı Millet öbürü Cumhur. Millet olanın Milletle ilgisi yok ama sorarsan Milletin sözcüsü Cumhur olanda bir taraftan Cumhuryeti ykıp yeni sisteme geçmeyi planlayıp Devletten bi haberken Devlet aklı ile hareket ettiklerini söylüyor. Biri bebek katili Apoyla kanka olma derdinde diğeri aponun heykelini dikeceğiz sözleri ile başta şehit yakınları olmak üzere hepimizin tüylerini ayağa kaldıran Selahittin Demirtaş tan medet umuyor . Biri pyd terör örgütü ile anılıyorsa öbürü pkk ile yada İŞİD ile El Nusra ile anılıyor. Bir darbe girişimi var sözü edilen, binlerce kişi bu yüzden hapiste, Yüzbinler işinden ekmeğinden oldu ama hala siyasi aktörlerini yani Sayın Erdoğanı devirdikten sonra kullanılacak isimleri kimlerin siyasi yada idari makamlara talip olduğunu bilmiyoruz? Şu işin aslı neyse söyleyin ve adamları adilce yargılayın siyaseti bulaştırmayın şu işe dersen yandın. Zaten darbeden darbe yapmakla suçlanan bir kesimin haberinin bile olmadığı konuşuluyor sokakta diyene, bir darbe girişimi olduğuna hala inanmayan önemli bir kitle var desen aha sen fetöyü savundun suçlaması yöneltirler haydendi. E fetönün tillahi diyeceğimiz adamlar hala şehirlerde ya il başkanı ya belediye başkanı, Ankara'da saray ve hükümet çevresinde parti yöneticisi. Sorarsan Cumhur ittifakı millici oldu. Bu mu sizin millilik anlayışınız? Herif Devletin en özel sırlarına fetönün dolayısıyla yahudinin Amerikalının ve ingilizin aklı ersin diye kozmik oda için askere kurulan tuzağa ortak olmuş aktörlük etmiş şimdi sen getirmiş akıldane etmişsin sarayına. Sonra da milli olduk diyorsun öyle mi? Milletin Dini ile hatta Allahın kelamı Kuranı Kerim ile makara geçen adamı hala Büyükelçi ediyorsun ve sen Millisin öyle mi? Millet ittifakı Hdp ve selahittin den su umuyor Cumhur ittifakı da Arınç tan ve Apodan medet umuyor. Millet ittifakının elindeki aktör sadece imamoğlu ki kime sorarsan bir cacık olmaz diyor son günlerde, Cumhur ittifakının lider adayı bile yok. Bahçeli ile Erdoğana sorarsan ölünceye Onlar yönetsin biz hiç karışmayalım. Kılıçdaroğlu Abd gemisine binme derdinde bahçeli Rus, Erdoğan ise bi Rusun gemisine yanaşıyor bir Amerikanin. O kadar güven vermez bir biçimde davranıyorlar ki çok saçma. Tıpkı bizim muhalefetin Suriye Devlet Başkanı Esad ile aralarına koyduğu saçma mesafe gibi. Oysa adam Türkiye'den kim gitse görüşüyor. Baksanıza Derin devlet geçinen Perinçek bile gitmiş yanına, adam dememiş bu eskiden Aponun elini sıktı, olgunluk göstermiş hüsnü zan etmiş rol vermiş kadrini bileceğini pek sanmasam da. Esad Perinçek ile bile görüştüğüne göre sen ben gitsek görüşmeyebilir de Kılıçdaroğlu gitse belki ayağına halı serecek. Ama bunların yüzü yok tabi. Türkiyede dış politika konusunda sınıfı geçen tek lider hiç şüphesiz Prof Dr. Haydar Baştır ve Putin ile de Esad ile de Iran Lideri ile de görüşmeye yüzü olan, yanlarına gitse hatrı sayılacak, Devlet Başkanı gibi ağırlanacak tek lider de yine Sayın Baştır. Esad'a savaş açılır tek yanlış yapıyorsunuz diyen Haydar Hoca'dır. Çin'e karşı düşmanlık körüklemeye kalkılır Hoca siz Çin'le savaşacağınıza tavuk üretin de ucuzlasın Çin'e balık bacağı satıp zengin olalım der uyarır. Rusya uçağı düşürülür en aklıselim açıklamayı Prof. Dr. Haydar Baş yapar ve üzüntüsünü Rus Devletine duyurur. Alevilere söz söylenir Turkiyede şia haşa kafir ilan edilir ilk önce Haydar Hoca sahiplenir Şiayı Aleviyi Müslümandır diye.. Cesaret etmenin en zor olduğu zaman dilimlerinde ilk o cesaret eder ve hemen doğruyu söyler doğru açıyı gösterir. Tıpkı Dinlerarası diyalog işi başlamadan aleyhinde pek konuşmadığı fetullaha ikaz ettiği halde işi azıtınca hain buyurduğu gibi. Tıpkı Arap baharı yada Anayasa değişikliği girişimi zamanı verdiği çok yerinde reaksiyonları gibi en cesurumuz Haydar Baştır desem abartmış olmam. Atatürk'ün müslüman olmadığını soyleyenlere bile yıllarca susuldu O suskunluğu da Haydar Hoca bitirdi. Buldu geldi soy kütüğünü Peygamber soyundan yani Ehlibeytten olduğunu ispat etti önce, sonra Atatürk'ün bizzat beyanlarından, tanık ifadeleri ve belgeleriyle beraber, değişik bakış acılarında sunarak anlattı Atatürk'ü. Nihayet kitaplaştırdı yazdıklarını ve Hoş geldin Atatürk koydu adını hoş gelsin istedi. Ama Chpliler ve Addnin bile pek işine gelmedi bu Atatürk. Çünkü onlar raki içecekti ve islam ile bayramlar dışında barışmayacaktı. Iyi de ne alaka demeyin. Atatürk böyle yaşamış diyerek kendi yaşantısına kılıf bulmaya çalışıyor. Haydar Hoca Gadiri hum dedi Sünnilerin Alimi sandıkları yok öyle bir şey diyemeseler de var ama Ebubekiire laf söylemek için gündem ediyorsun sen dediler Allah belanızı versin. Adam Ehlibeyt anlattı Iran Devlet televizyonları yayınladı adamın konuşmalarını da bizim anlı şanlı alevi caferi tvleri bir kare yer vermedi. Adamı Rusya göstere göstere Duma da ağırladı Devlet Başkanı gibi ama Meltem tv den başka haber yapan bile olmadı. Şu hale bakar mısınız? Elimizde bir adam var Dünya Devletleri peşinde bizim Devlet böyle büyük bir insana yurt dışına çıkış yasağı veriyor. Ulan bu toprakların sahibi biziz siz bilmiyor musunuz ki Haydar Hoca bu yurt uğrunda ölür yine kaçmaz. Hem kimden ne kaçıracak o insan. Kim alacaklı olmuşta alamamış, kime verdiği sözü tutmamış? Suç örgütü kurmaktan yargılanana bile uygulamadığın kararı perinçek rol çalabilsin Esad ve Rusyanın yanında poz verebilsin meydan boş kalsın diye mi verdin? Şu hale bakın Türk Milleti yüzyılın dehasını ve 2. Atatürk'ünü hoşgeldiniz Hocam diyerek bağrına basamadı. Bütün dünya hatta Abd bile dolar ilizyonunun bitmesi gerektiğini tartışıyor ve herkes millî paralarla yada takasla bu ilizyonun önüne geçmeyi tartışıyor. Bu iki görüşü de dillendiren ve bütün olasılıkları da hesaba katarak detaylı şekilde uygulanabilir bir proje haline getirmek için kafa yoran ve bu çalışmalarını kitaplaştırıp dünya çapında bilim adamlarını ve matematikçileri kendi düşünce ve fikirlerini alkışlamaya adeta mecbur eden bizim içimizden birisi Haydar Hocanın ta kendisi ama bizde gördüğü şu muameleye bakar mısınız? Neredeyse evinde de huzur vermeyecekler.. Ama inanın milletin suçu yok, suç medya ve siyaset dünyasının bir miktarda çevresindeki bazı kabiliyetsiz ve inadına geçimsiz arkadaşların. Millet aslında tanısa layiki ile ve gerçekten buluşlarının dünya çapında takdir gördüğünü öğrense evine gitse hatta misafiri olsa geç tanımışız kusura bakmayın hocam lütfen siz bize yön bulmada yardımcı olun siz ürettiğiniz çareleri bize söyleyin biz uygulamaya yada muhataplarına aktarmaya çalışalım der mutlaka. Halk hocayı tanısa biz kadar biz kadar sever işte ötesi ne? Şu halimize bakın verdiğimiz savaşa bakın bir teşekkür bile duymadığımız halde Haydar Hocanın çevresindeki bir kesimden biz devam ediyoruz hakkındaki gerçekleri anlatmaya.. Çünkü bizim uğraşımız nefsimiz için değil makam mevki yada para için hiç değil ki bu artik bizi tanıyan ve öteden beri takip edip kalemimizin gücünün farkında olan herkesin malumu çünkü Il Milli Eğitim Müdürünün de başbaşa ettiğimiz samimi sohbet esnasında yüzüme yaptığı değerlendirmede buyurduğu gibi zaten bizim bu işi yapmaya hala devam ediyor olmamızın başka mantığı yokki. Neyse söz uzadı belki yine ama okuyanlar alıştı artık. Baş'a dönerek yazıyı bağlayacak olursak bizim Davutoğlu yada Kılıçdaroğlu hatta Imamoğlu dahil kimseye bir düşmanlığımız yok ne özel düşmanlığımız olabilir ki tanımıyoruz bile çoğunu lakin yenilen pehlivan güreşe doymaz dedilerse de artik hoş görülmez meydana göz kırpmaları. Onlar yenilmeye doymadıysa da Millet olarak biz Onlara doyduk. Kim çıkacaksa çıksın er meydanına ama yüzü eskimişlerden değil yeni yüzlerden insan tanıyalım artık. Bizim yetiştirdiklerimiz meydanda gördüklerimizden baret değil ya. Kim çıkarsa çıksın mirayice değil samimice tiyatro gereği söylemesi gerekeni değil içinden gelenleri adam gibi anlatabilecek, başarı hikayesinden bahsedebilecek bize ufuk açabilecek ekibi olan kadrosu olan proje ve vizyon sahibi başarılı geçmişi olan siyasette kirlenmemiş temiz yüzlü doğru sözlü her açıdan güvenilir ve hiç değilse kiliseye gitmeyecek kadar müslüman, hic degilse Andımızdan ve Türklüğünden gocunmayan siyasetçiler lazım. Lakin hepsinden evvel akıllı bir Baş ve ortak vicdan lazım. Ölçülerimizi de değerlerimiz ile beraber yitirmek üzereyiz farkında mısınız? Minibüslerde 20 yaşında gençler oturuyor telefona gömülüyor da yaşlılara 40 yaşında hanfendi ve beyefendiler yer veriyor usulca. Çocuğuna gidince evinde tembih edip yaşlı ayakta iken hiç bir yerde siz oturuyor olmayın diyen de aynı insanlar zaten. 30 yaş ile 50 yaş aramız hala iyi ve çoğu hala samimi ama gençler ve yaşlılar da durum biraz değişti. Gençler bilmiyor yaşlılarımız samimiyetlerini yitirdi. Her iş gibi bu işte tersine döndü anlayacağınız. Akp geleli her iş tersine döndü o ayrı konu en büyük yolsuzluklar cami çıkışlarında tezgâhlanır oldu. Eskiden hiç değilse cemaat evi toplantılarında olurdu bu isler camiiye düşürülmezdi.. Rakı masasında tezgahlasan da Akp nasılsa izin vermedi. Bismillahı duyura duyura çekmeden şu içmeyen herifler harama saldırırken hiç sakınmadı. Kimi de var kilise açarken daha bir gür bismillah dedi. Herhalde Allahı sadece Rahman ve Rahim sandılar, Allahın aynı zamanda Cebbar Kahhar, Müktedir ve Mütekebbir olduğunu unuttular. Neyse Davutoğlu söylemlerine gelecel olursak; Bize Erdoğan'ı yada başkalarını hapse artıracak laf değil. İnsanların hapse girmesini nasıl önleriz? Erdoğanın ve AKPnin hatalarının başımıza açtığı işleri nasıl çözebiliriz? Nasıl barış getirebiliriz? Nasil olduğumuzdan daha zengin olabiliriz? İşsize nasıl iş bulabilir? Aileleri nasıl bir arada tutabiliriz? Tarımı hayvancılığı ne yaparsak geliştirebiliriz? Enerji kaynaklarımızı hammade kaynaklarımızı nasıl devreye koyabiliriz? Çöken eğitim sistemini nasıl kurucu ayarlara döndürebiliriz? Özetle nasıl Kapitalizmi ve Emperyal çeteleri yenebiliriz ve mutlu bireyler yada mutlu toplumlar var edebiliriz? Sorularının cevapları lazım kim bu sorulara cevap verebiliyorsa lütfen sadece Onlar konuşsun artik. Defalarca denenmiş ve halkın gözünden düşmüş aktörleri tekrar tekrar sahneye sürüp halkın gözünden hepten düşürmeye gerek yok. Aynı aktörleri kullanmaya devam ederseniz yakındır aktörleriniz gerçekten sokağa çıkamaz hale gelecek.
Ağzınıza sağlık