Aralık ayı Belediye Meclisi toplantısının gündemine yangından mal kaçırırcasına alelacele getirilen ve iki gün önceki meclis toplantısında komisyona havale edilen Uşak Belediyesi'nin, 8 köyün köy tüzel kişilikleri yani köylülükleri ya da köyleri de elinden alınarak Uşak ile birleştirilmesi talebi, havale edildiği komisyonda jet hızı ile iki günde görüşüldü ve Bölme Belediyesi'nin de içine katıldığı 8 köy ve bir beldenin Uşak'a bağlanması kararı verildi. Cahan bu tavrı ile adeta; "Ne Köylüye Sorarım, Ne Şehirliye, Ne de Kasabalıya; Hukuksuz da Olsa Ben Diyorsam Olacak!" demektedir, biz de bu yüzden kinayeli manşet atmayı tercih ettik. Malum arkadaşlar kinayeli göndermeleri pek bir yapıyor son günlerde bize. Kaldı ki aylarca, yıllarca önce komisyonlara havale edilip meclis gündemine henüz geri dönmeyen ya da komisyonlarda görüşülen pek çok mesele varken bu acelenin anlamı ne? sorusu kafaları epeyce kemirecek gibi görünüyor.
Peki Belediye Meclisi'ne bu kararı verme yetkisini kanunlar tanıyor mu? Ya da Belediye Meclisi'nin bu kararı vermesinde hukuken bir mahsur var mı? Çok net söyleyebiliriz ki; Ne Belediye Kanunu ne de ilgili yönetmelikler, köy tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi yetkisini Belediye Meclisi'ne vermiyor. Geçtiğimiz günlerde yayımladığımız bir haberimizde ilgili yönetmeliğe göre olması gerekeni kanunun bu husustaki emrini okuyucularımızla paylaşmıştık. Niçin emir kipi kullandığımızı da izah edelim. Kanun; bir nevi Devletin milletine emridir. Milleti, Devletinin kanunlarına riayet etmeye mecburdur. Hele ki Devletten güç alan ve Devlete bağlı kurum ve kuruluşlar ise söz konusu, kanundan zerre miskalde bir sapma bile göstermemeli, gösterememelidir. Gerçi kapalı alan sigara yasağını çıkartanların, kanunda bizzat imzası olanların Uşak Belediyesi'nde sigara içtiğini biliyorken bu hususları hatırlatmaya da pek lüzum yok. Netice itibarı ile Belediye Meclisi burada bir nevi kanunu çiğnemekte, aynı zamanda yetki aşımı kabahatine de tevessül etmektedir. Köy tüzel kişiliğini sona erdirme kararını ancak o köyün sakinleri alabilir kanunen. Bir de Belediye Kanunu'nun 11. Maddesinde şöyle bir yöntem var: Belediye ve köylerin tüzel kişiliği; genel imar düzeni veya temel alt yapı hizmetlerinin gerekli kılması durumunda, Danıştayın görüşü alınarak, İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine müşterek kararname ile kaldırılarak bu belediyeye katılır. Tüzel kişiliği kaldırılan belediyenin mahalleleri, katıldıkları belediyenin mahalleleri hâline gelir. Tüzel kişiliği kaldırılan belediye ile köylerin taşınır ve taşınmaz mal, hak, alacak ve borçları katıldıkları belediyeye intikal eder. Kanun bu şekilde söylüyor. Şimdi haberimize dönelim yeniden.
Uşak merkeze bağlı Kalfa, İkisaray, Ovademirler, Muharremşah, Hacıkadem, Çevre (Akse), Kuyucak ve Karaağaç köyleri ile Bölme Beldesi’nin tüzel kişiliklerinin sona erdirilerek belediye sınırlarına dahil edilmesi konusu, Belediye Meclisi’nin Aralık ayı toplantılarının son gününde ilgili komisyon raporu ile birlikte yine meclis gündemine geldi. Bir günde toplanılan komisyonun aleacele verdiği kararla Belediye Meclisi’nde oylanan gündem maddesi, Ak Partili üyelerin kabul oyları ile meclisten geçti.
Meclis toplantısının hemen öncesinde grup odalarını ziyaret eden Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan’a konuyla ilgili akıllarda soru işareti bırakan bir çok soru sorulurken; CHP’li Meclis üyelerinin Başkan Cahan’a; “Neden oldu bittiye getiriliyor bu konu? Önce köylüleri bu konuda bilgilendirelim. Sonra bir de onları dinleyelim. Köylülerin bu konudaki düşünceleri neler? Hangi konularda çekinceleri var? Bu süreçten sonra gerekirse yeniden ve olağanüstü toplansın meclis, nihai karar ona göre verilsin” sözleri üzerine Başkan Cahan, oldu bittiye getirilmediği takdirde işin büyüyeceğini, köylülerin ayaklanacağını, devreye siyasilerin de gireceğini söylediği ve işin uzayacağını söylediği öğrenildi.
Görüşmeden olumsuz ayrılan Cahan başkanlığında toplanan Belediye Meclisi, köylerin tüzel kişiliklerinin sonlanması ve belediye sınırlarına dahil edilmesi gündem maddesini görüştü. İlk olarak meclise sunulan talepte Bölme Beldesi bu uygulamadan ayrı tutulurken; komisyon görüşmelerinde 8 köy ile birlikte Bölme Beldesi de dahil edilerek, komisyon kararı meclis üyelerinin oylarına sunuldu. Ak Partili Meclis üyelerinin kabul oylarına karşılık CHP grubu ret oyu kullanırken MHP grubu da çekimser kaldı. AK Partili üyelerin çoğunlukta olması sebebiyle gündem maddesi komisyondan geldiği şekilde kabul edilerek, 8 köy ve Bölme Beldesi, belediye sınırlarına bağlanmış oldu.
Peki kanun bu konuda ne diyor ve bundan sonraki süreç ne olacak? 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 11. maddesi’nde köylerin tüzel kişiğiliğinin genel imar düzeni veya temel alt yapı hizmetlerini gerekli kılması durumunda Danıştay’ın görüşünün alınmasının ardından İçişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine müşterek kararname ile kaldırılacağı ve belediyeye katılabileceği belirtilmiş. İlgili kanunun ikinci kısmında yine Belediye Meclisi’nin görev ve yetkileri de belirtilmiş olmakla birlikte; köylerin tüzel kişiliğinin sonlandırılması ve belediye sınırlarına dahil olmasına karar vermek gibi bir yetkisi de söz konusu değildir. Yani bu konuda İl İdare Kurulu’nun kararı ile bir alınacak Danıştay görüşü sonrası üçlü kararname gerekmektedir. Ayrıca yine Köy Tüzel Kişiliğinin Sona Ermesi Halleri ile İlgili kanun maddesine ve yönetmeliğe göre; köy tamamen boşalıp köyde yerleşik kimse kalmaması halinde ya da Orman kanununun ilgili maddesi gereğindeki, kalkındırılma imkanı bulunmayacak derecede ormanın içinde bulunan köylerde, köyün baraj gölü altında kalması ya da büyük sanayi kuruluşları için kamulaştırma kararı alınması halinde, tabii afete uğramış ve uğraması muhtemel bir köy söz konusu olduğunda ve bir de köyün sakinlerinin yapılacak referandumla, köy tüzel kişiliklerinin sona ermesine rıza gösterdikleri takdirde ancak, İçişleri Bakanlığı ya da İl İdare Kurulu'nca bu karar alınabilir.
Peki Uşak Belediye Meclisi, yetkisi olmayan bir konuda neden böyle bir karar alma gereği duydu? Alelacele, oldu bittiye getirilerek alınan kararın gerekçesi sadece köylülerin ayaklanma ihtimalinden korkulması mı? Köylünün rıza göstermemesi durumunda bu kararın olağanüstü şartlar olmadığı takdirde geçerli olmayacağından hukukçu Belediye Başkanı’nın haberi yok mu? Köylerinin belediye sınırlarına dahil edilmesi durumunda, köylüden alınacak olan vergiler hakkında köylülere bilgi verildi mi? Köylülerin en önemli geçim kaynaklarından olan hayvancılığı, belediye sınırlarına dahil edildikleri anda yapmalarının yasak olduğu söylendi mi? Daha bir çok soru cevap bekleyedursun; köy sakinlerinin konuyla ilgili nasıl bir tavır alacağı da merak konusu. Tabi bu arada Uşak halkının ne düşündüğünü, köylüyü önemsemeyen Belediye Meclisi'nden beklememiz abesle iştigal olur.
Şimdi gelelim asıl sorulara;
1) Madem belediyenin bu kararı alması hukuksuz. Haydi diyelim Başkan gerçekten de pek hukuktan anlamıyor. Ufuk Uğur da ha keza öyle. Zira girdikleri neredeyse tüm davaları kaybediyorlar. Türkiye'nin en çok mahkemelik olan Belediyesi Uşak. Ayrıca başta bize açtıkları davalar olmak üzere, belediyenin açtığı pek çok davada ya takipsizlik kararı verilerek kovuşturmaya bile gerek duyulmuyor ya da mahkemelerde belediye avukatları düpedüz rezil ediliyor. Bu doneler ortaya koymaktadır ki; Belediye hukukçu konusunda pek bir şanssız. Diyelim Onlar hukuka danışmayı pek bilmedikleri dolayısıyla işlerini kaba kuvvet, şantaj, tehdit, belediye imkanlarını kullanarak yıldırma gibi yöntemler kullanarak çözmeye alışkın oldukları için bunu görmediler. Peki Belediye Meclisi üyeleri arasında da mı hukukçu yok? Var ve hukukçu olanlar ya da az hukuktan anlayanlar zaten bu kararı onaylamıyor, ret vermekle kalmayıp açık açık eleştiriyor ve despotça bulduklarını beyan ediyorlar.
2) Köylüye bırakın danışmayı, fikrini almayı, daha duyurulmadan köylülüklerini sona erdirme cesareti gösteren Belediye Meclisi üyelerinin bu telaşının sebebi ne?
3) Acaba bu işin içinde bir çapanoğlu mu var? Yoksa birileri yine rant peşinde mi? Ya da canbaza bak oynarken arada Beldeliği sona erdirilen Bölme ile ilgili özel bir durum mu söz konusu? Bu köylerin belediyelik olması halinde, köylü hangi haklarından feragat etmiş oluyor? Hangi sorumluluk ve yükümlüüklerin altına girmiş oluyor? Bu birleşmenin gerçekleştirilmesi halinde kimin ne gibi bir rantı var? Belediye Başkanı'na bu kararların uygulanması için baskı uygulayan birileri mi var? Varsa bu kişi ya da kişiler kimler? Hangi amaca hizmet etmekteler?
2. ve 3. Soruların cevabını en kısa zamanda yazacağım yeni makale ile sizlerin bilgisine sunacağım.
Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu
mr. chan hukuk katliamına girişti. hemde millete göstere göstere ali kıran baş kesen tayfası kesildiler uşaklının başına. serhat ereni dövdüler, yetmedi adamın görüntülerini ele geçirip şantaj yaparak susturdular. deva petrolü ali rıza çümen arayıp tehdit etti. mahkeme karar verdi iki kata imarlı yere sekiz kat vermen hukuki değil, kişiye özel rant sağlıyorsun yürütmeyi durdur dedi. nurullah cahan mahkemenin kararını dinlemeyip inşaata ilk kazmayı kendisi vurdu. yurdun inşaatı sürüyor ve başkan yardımcıları arada geli kontrol ediyor. yeni döşenen taşları kimseye sormadan söktü yerine asfalt attı, kimseye danışmadan yol güzergahlarını değiştirdi. kimseye sormadan belediyedeki müdürleri birbirine sokacak kararlar verdi. belediyenin içi kaynayan kazan, herkes biribirinin peşinde ve herkes birbirinin kuyusunu kazar hale geldi. yakında kavgalar dövüşler hatta yaralamalar olursa Allah korusun şaşmayın. netice cahan tam bir despoitizim uygulamakta, başlığınızı çok beğendim elinize sağlık:):):