Zübeyde Hanım Anıtını Kaldıran AKP'li Belediye Başkanı, Ne İçin ve Nereye Yürüyor?

SUSTURULMAMIZ GİBİ BİR DURUM YOK, YAŞANANLAR MUHATAP KABUL EDİLEMEYECEK NOKTAYA GELDİ!

“Öncelikle şunu belirteyim. Uzun zamandır Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve ekibi ile ilgili röportajlar talep ettiğiniz de kabul etmiyorum. Bu hususta da belediye kaynaklık “susturduk”  ya da “susturuldular” şeklinde dedikodular yayılıyor. Ancak kesinlikle böyle birşey yok. Belediyede olan bitenler muhatap kabul edilemeyecek noktaya geldi ve bu yaşananlarla ilgili hakkımızı mahkeme yoluyla arama kararı aldık.” dedi. Bu davaları neden Gazeteci kimliği ile açıklamıyorsunuz sorusunu da yanıtlandıran Nurullah Çavuşoğlu; olay sanki düşmanca bir tavırla söyleniyor diye, iyi niyetimizle ilgili insanların kafasında soru işareti oluşur korkuyorum. Nurullah Cahan seçildiği gün ilk ziyaret ettiği adres bizim ofisimizdi. yani daha ilk gece kutlamalardan sonra buradaydı. İlk ziyarete geldiği kurum da dolayısıyla bizim kurumumuz oldu. Bizim kendisiyle bir problemimiz yoktu. Kendisine sen dürüst olursan, Uşak’ta yapılabilecek bir çok iş var ve bu memleketi yer yüzünün en yaşanabilir kenti yapabilirsin dedik.Kendisine daha seçildiği gün seçim öncesi bize dürüst olacağına dair verdiği namus sözünü hatırlattık. Ama Cahan zaman içerisinde bu sözünü tutmayacağını davranışları ile ortaya koydu. Bize verdiği her iki ayda bir şeffaflık adına belediye de yapılan tüm ihale ve doğrudan teminlkeri bülten haline getirip Uşak halkına gazete bülten şeklinde dağıtma sözünü tutmadığı gibi, Menzil bağlantılı olduğu iddia edilen daha önce HDP'li Diyarbakır Belediyesine işler yapabilme kaabiliyetine erişmiş, Güneydoğu Anadolu menşeili bazı firmalara ihale vermeye kalktı yada verdi şeklinde konuştu. 

Belediyede yaşananları biz konuşmayalım, dava edelim ve yargı önünde hesap soralım, konuşmayalım istiyorum. Ama bizim değerlerimize söz gelmiş. Zübeyde Hanım bizim bir değerimizdir, gözbebeğimizdir, gönlümüzün sultanıdır. Zübeyde Hanım, Türk Milletinin yegane kurtarıcısı, bu devletin kurucusu, Türk Milletinin, miletçe Türk’ün Atası vasfını uygun görerek, Atatürk soyadını almasını uygun gördüğü Mustafa Kemal Atatürk’ün annesidir. Onlar Zübeyde Hanımı beğenmeyebilir. Ama Zübeyde Hanım’ı kimler beğenmez? Mustafa Kemal gibi bir evladı doğuran kadını, kimler ülkeyi geri götürmek istiyorsa, kimler devrimlere karşıysa onlar beğenmez. Ben demiyorum ki git evine as, Zübeyde Hanım’In resmini. Ama sen o anıtı oradan kaldıramazsın. Kaldırırsan gün gelir bunun hesabını da sana sandıkta sorarlar. Ayrıca İsmet İnönü’nün resminin, anıtının ne zararı vardı sana? Neden kaldırdın o resmi oradan? Ben artık Belediye Başkanına değil, Belediyede elini vicadanına koyabileceklere sesleniyorum: Lütfen Zübeyde Hanım Anıtını ve İsmet İnönü Anıtını yerine koyun.

BİZ HIRSIZLIK, YOLSUZLUK VAR DİYORUZ; ONLAR İFTİRA VAR DİYORLAR!

Uşak Belediyesi’nde şaibeli gerçekleştiği iddia esilen ihale ve yapılan işlerle ilgili deaçıklamalarda bulunan Gazeteci Çavuşoğlu; İsmet İnönü Anıtını kaldırmak için yaptıkları animasyonlu havuz, 463 bin 330 TL  yaklaşık maliyetle ihaleye çıkarılıyor, 387 bin TL gibi bir rakamla AYŞ Ankara İnşaat ihaleyi alıyor. Bugün 80 bin TL’ye bu havuzun daha genişi ve daha görsel kapsamlısını yapabileceğini söyleyen müteahhitler var. Önce 387 bin TL’ye yapımının olacağına dair tabela astılar oraya. Ancak bugün en basit bir inşaat işçisi bile neyi var ki bu havuzun 387 bin TL’lik diye düşündü. Baktılar ki tepki var, kaldırdılar hemen tableyı. Sonra Zübeyde Hanım Heykelini kaldırmak için hiç bir tahribatı olmayan taşları sökerek asfalt attıkları Zübeyde Hanım Caddesi’ne gelince; o yola asfalt değil de beton attığımızı varsayalım. Yaklaşık 1 kilometrelik uzunluğu olan 25 metre genişliği olan bu yola 40 santimetre yükseliğinde beton atalım. Betonun metrküpünün 130 TL olduğunu düşünürsek, 2 Trilyonun üzerinde bir rakam Belediye kasasından ödenmek sureti ile müteahite yaptırılan bahse konu yol, 1 trilyon 300 milyar gibi bir rakama, üstelik asfalt yerine çok daha yüksek maliyeti olan beton ile yapılabilir. Ancak Uşak Belediyesi bu işi 2 trilyonun üzerinde bir fiyata bu işi Yılmazlar İnşaat isimli bir firmaya ihale etti. Bana diyorsun ki burada yolsuzluk yok. Ama göz var nizam var , hesap ortada. Bunların dışında bir çok asfalt, yol, kaldırım işi ihalelerinde, Park-Bahçe bakım onarım ihalelerinde, temizlik ihalesinde v.s ihalelerde sıkıntılar olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu işler Uşak’In değerlerine savaş verme adına Uşak’In gözüne sokula sokula yapılıyor. Ama biz susmuyoruz. Gazetecilik adına, millet adına, memleket adına, dava adına üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama üzerimizde bir zulüm var, iftiralar atıyorlar, şantaj yapıyorlar. Devletin savcıları , polisleri bunu görmüyor mu? Ama nefes aldığımsürece, elimden geldiğince ben bunları üzerime elzem edinerek gerekeni yapacağım?

ÜZERİNE ELZEM OLAN MUHALEFET PARTİSİ İL BAŞKANLARI VE MİLLETVEKİLLERİ NEDEN SUSUYOR?

Yaşananlarla ilgili muhalefetin de sessiz kaldığını belirten Çavuşoğlu, “Zübeyde Hanım Anıtı kaldırılıyor, İsmet İnönü Anıtı kaldırılıyor. Bu değerler sadeceTürk Milletinin değerleri değildir. Özel de Cumhuriyet Halk Partisi’nin de değerleridir. Buna ilk tepki vermesi gereken CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım’dır. CHP İl Başkanı Ferit Güray’dır. Ama arkadaşlar iftar sofralarında Uşak Belediye Başkanı ile poz veriyorlar. Yemeği kim verdi belli değil, kaç para ödendi, kaç kişilik yemek verdi, belli değil. Seni Kanyon Teras açılışında tanımıyan bir Vali, ama sen hiç bir şey yokmuş gibi devam ediyorsun. Peki ne oldu şimdi? Uşak’ta maalesef muhalefet yok.

CAHAN'IN MÜRİDİ OLDUĞU SÖZDE TARİKAT (Nakşibendilik) PKK’NIN TOHUMLARINI ATTI, LİDERİ DE PALAZLANDIRDI! 

Uşak Haber Merkezi Köşe Yazarı Vedat Orhan’ın yazılarına atıfta bulunan Çavuşoğlu,; “Vedat Orhan, Cahan’ın müridi olduğu Nakşibendi Tarikatı’nın Yahudi Barzani ailesini Kürt kimliği ve kılığı altında onların içine nasıl kattığını yazdı. Giydirdiler bir cübbe, kafasına da bir sarık, oldu sana şeyh. Cahan, okunmuş ekmekle, okunmuş çorbayla insanları Allah’a taşıdığını iddia eden, Kürtçe'den başka dil konuşmayan, PKK aleyhinde tek beyanı kamuoyuna yansımamış bir şeyhin müridi.. Bir de lideri var aynı adamın. PKK’nın yok olma noktasına geldiği bir dönemde 2002 yılında Diyarbakır’da Başbakan Erdoğan çıktı kürsüye ve Kürt sorunu vardır dedi, sonra açılım süreci başlatıldı, sonra Habur’dan zafer kazanmış ordu edasında PKK militanları davul zurnayla Türkiye sınırlarına girdi. Sonra bir bakıyoruz 400 vekili bulamayınca HDP ile bir kavgaya tutuştu. Ama kavga APO ile değil. Erdoğan, Apo ile, Barzani ile kavga etmiyor. Türk Ordusu’na silah sıkan Apo’dur, Karayılan’dır. Kim çıkarmış, kim sürdürmüş, kim palazlandırmış, durum ortada. Sen kalkmış timsah gözyaşları döküyorsun. Yazıklar olsun!”

MİLLETİN UMRUNDA DEĞİLLER!

Utanmayı da, arlanmayı da attılar bir kenara. Eve gelen düğün kınası değil, eve gelen şehit cenazesidir. Elbette ki; bizim şehitlerimizin kanından almıştır bayrağımız rengini. Biz ne kadar şehit verirsek bayrağımızın rengi o kadar canlı bir kırmızıya bürünür ve o kadar şanlı dalgalanır. Belediyenin taşeron işçileri, memurları, Ak Parti İl Başkanı, Milletvekili adayları hep beraber oldular, 500 kişiyi toplayamadılar. Milletin umrunda değiller.

MHP İL BAŞKANI PARTİ İÇİ MUHALEFETE GELİNCE PEK YAMAN AMA BELEDİYE BAŞKANININ REZİLLİKLERİNE SES ÇIKARMIYOR?

Burada Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir il başkanı var, Belediye Başkanı’na teşekkür ediyor. Ülkücüler de biz ülkücüyüz diye geziyorlar. Böyle ülkücülük mü olur? Senin il başkanın, parti de prens olabilecek kim varsa disipline veriyor, ihraç etmeye kalkıyor partiden. Belediye Başkanı’nın her türlüğü rezilliğine ne meclis üyelerinden ne de MHP İl Başkanı’ndan tek çıt yok, ama parti içi muhalefete gelince nasıl çirkin sözler sarfedebiliyor.