Geceleri Karanlık Şehir, Uşak!

Özellikle İsveç, İsviçre, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde uzun geçen geceler, havanın sürekli kapalı olması depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik sorunları da beraberinde getiriyor. Çünkü gün boyu ışıktan mahrum olan insanların mutlu olabilmesi için, o 3-4 saatlik gün ışığını beklemesi gerekebiliyor.

Hepinizin malumu, TV Showlarında, stüdyolarda yapılan çekimlerde ışık en önemli unsurların başında geliyor. Işık her şeyin görüntüsü demek.  Işık olmadığı takdirde hiçbir şey gözümüze güzel gözükmeyecektir.

Şehirler modernleştikçe ne kadar güzel ışıklandırma örneklerinin yapıldığına hepimiz şahit oluyoruz. Kayseri’de, Eskişehir’de, Gaziantep’te, Bursa’da gördüğümüz güzel sokak ışıklandırmalarının, dükkan ışıklandırmalarının başarılı örneklerini maalesef bizim şehrimizde göremiyoruz.

Bu şehir karanlık!

Gece şehirde geziyorsunuz, eğer bir de sokaklarda insan yoksa sanki terkedilmiş bir şehir görüntüsü hissediyorsunuz Uşak’ta. Şehir merkezi neyse de, şehir merkezi dışında kalan semtlerde aydınlatmaların bazıları yenilenmesine rağmen şehirde bir karanlık, bir kasvet var. Bu durumda şehrin güzelliğini, görselini etkiliyor bence.

Şimdi düşünelim başka şehirlerde gördüğümüz, ışıl ışıl kafelerin barların veya eğlence merkezlerinin olduğu bir sokak maalesef Uşak’ta yok. Aslında Uşak’ta hiçbir şeyin bir arada olduğu bir sokak yok. Kebapçıların sokağı, cafelerin sokağı veya tekstil işiyle uğraşanların topluca bulunduğu bir sokak mevcut değil. Eğer böyle sokaklar olsa ve bu sokaklar ışıl ışıl aydınlatılsa, ne kadar güzel olacağını varın siz tahmin edin.

Zaten sağ olsun bizim belediyemiz, belediyecilik anlayışı gereği bırakın bu şekilde insanın ruh halini etkileyen bir soruna çözüm bulmak, temel sorunları bile halledemedikleri için, bu soruna çözüm bulmalarını beklemek hayalcilikten başka bir şey olmayacaktır.

Soru çok basit; “Uşak’ta gidilecek neresi var ki? “

Şehirler sosyal hayatıyla hep ön plana çıkar. Neden Ankara; İstanbul veya İzmir kadar insanların sohbetlerinde gündem olmaz, hem de Başkent olmasına rağmen. Sebebi Ankara’nın sosyal olarak İzmir’in ve İstanbul’un gerisinde kalmasıdır. Düşünün bir kere İstanbul veya İzmir ile ilgili anlatılan, söylenen, konuşulan konuların bir çoğunun temeli; deniz, eğlence hayatı, kızlarının veya erkeklerinin güzelliği gibi sosyal hayatla ilgili konular. Eğer  bir şehrin sosyal hayatı zayıfsa maalesef o şehir hiçbir zaman güzel bir şehir olarak kabul edilmiyor. Afyon’u bir çok insanın itici bulmasının temelinde de bu yatıyor zaten veya Uşak’a gelen eleştirilerin de çoğunun kaynağı bu durum.

Sosyal hayat hep ışıklarla güzel gözükür. Uşak’ın bu anlamda bir gözü kör. Aslında görüyor ama hep yarım yamalak görüyor. Yaz akşamları insanların sokaklarda ki yoğunluğu bu karanlık durumu bir ölçüde ortadan kaldırıyor ancak özellikle içinde bulunduğumuz kış aylarında, sokaklardaki insan sayısının azlığı şehri ıssız ve yalnız bir şehir haline getiriyor neredeyse.

İşletmecilere ve Belediyeye burada büyük görevler düşüyor. İşletmecilerin özellikle üniversite öğrencileri ve gençler için rengarenk, cıvıl cıvıl, ışıl ışıl mekanlar açmaları aydınlatmaları güzel sokakların olması bu şehrin bu kasvetli halini değiştirerek şehri farklı bir kimliğe büründürecektir.

Aslında yaşadığımız şehrin çok büyük eksikleri var ve ben her yazımda sizlerin gözü önüne bu eksiklikleri getirerek tek bir şeyi amaçlıyorum;  şehir de yaşam kalitesinin artması ve bu şehrin daha yaşanabilir, daha sosyal bir şehir olabilmesi.

Gördüğüm bütün eksikliklerde, kaleme aldığım tüm yazılarımda, üzerine görev düşen kişi ve kurumlar görevlerini layıkıyla yerine getirdikleri takdirde aslına biz köşe yazarlarına da yazacak bir şey kalmayacaktır. O noktadan itibaren bizlerin, eksiklikler yerine güzellikleri yazmaktan büyük bir gurur duyacağımızda, hepinizin malumu olacaktır sanırım.

Güzellikleri kaleme almak dileğiyle;

Saygılarımla Efendim...

Uşak Haber Merkezi / Kerim Çiber