Ekim ayını yarılamışken ve grip salgınları artıyorken mevsim geçişlerinde nasıl beslenmemiz, nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuşalım istedim.
Havaların da bedenimizin de kafası karışık şu sıralar. Güneşi gördüğümüzde kısa kollulara, gölgelerde montlara koşuyoruz. Bu hava değişimlerinden vücudumuzda etkileniyor ve hastalıklara daha yatkın hale geliyor .Peki bu süreçte neler yapmalıyız? Beslenmemizde hangi besinlere yer vermeliyiz?
İlk önceliğimiz kıyafetlerimiz. Ne sadece kısa kollu giyin ne de sadece kazak. Bunları birlikte kombinleyip bulunduğunuz yere göre tercihinizi yapabilirsiniz. Yoksa vücudumuzu fazlasıyla üşütür veya gereksiz terletip su kaybına neden olabiliriz.
Sıra geldi bitki çaylarına. Mevsim geçişlerindeki en büyük dostlarınız adaçayı ve ıhlamur olmalı. Bunun haricindeki kış çayı, rezene gibi bitki çaylarının tüketimine de özen göstermeliyiz. Günde 2-3 kupa bitki çayı tüketmeyi ihmal etmeyin.
Propolis, arı sütü ve bal doğanın bize sunduğu en güzel antimikrobiyal besinler. Bu besinlerden destek almak bu süreçte çok önemli. Sabah kahvaltıda veya öncesinde-sonrasında 1 tatlı kaşığı, akşam yatmadan önce de sabahki gibi 1 tatlı kaşığı bal tüketmeye özen gösterin. Gün içerisindeki propolis miktarına göre bal miktarınızı değiştirebilirsiniz. Doğanın bize sunduğu mucizeleri görmemezlikten gelmeyelim.
C vitamini bağışıklık sistemimizi korumamıza yardımcı olur. Limon, mandalina, nar ve greyfurta beslenmemizde yer vermeliyiz ama porsiyon miktarına dikkat etmeyi unutmayın.
Son zamanlarda fazlasıyla ön planda olan probiyotikler bağışıklık sistemimizin korunmasında da en büyük destekçilerimizden. Bu nedenle hekiminize veya beslenme uzmanınıza danışarak sizin için uygun olan bir probiyotiği düzenli kullanınız. Ve beslenmenizde peynir,yoğurt ve kefire yer veriniz.
Kan tahlili yaparak vücudunuzu daha iyi tanıyın ve gerekli yerlerde hekiminize danışarak gerekli vitamin-mineral takviyelerinizi alın.
Ağız sağlığımız bağışıklık sistemimizi yakından ilgilendiriyor bu nedenle diş hekimlerimizin kapısını bu süreçte çalmayı ihmal etmeyin.
Beni tanıyanlar bilir hayatımın merkezinde su vardır. Gene nerden tuttu da konuyu suya bağladı diyebilirsiniz ama vücudumuza dinçlik vermesi ve mikroplarla savaşması için vücudumuzun suya ihtiyacı var unutmayalım.
Ve şimdi sıra en önemlilerinde!
Uyku uyku uyku!
Biliyorum biz dikkat ediyoruz aman uyumuyoruz sanki diyebilirsiniz ama en az 6 saat en fazla da 8 saat uyumamız çok önemli. Hormon salınımımız için gece 11-12 civarı uykuda olmamız gerçekten kıymetli.
Zencefil, karabiber, tarçın, karanfil, biberiye ve zerdeçalı yemeklerinize, salatalarınıza eklemeyi ve hatta demleyip çay olarak tüketmeyi ihmal etmeyin.
Böyle hafiften boğaz ağrısı çekenler hemen biraz bala, bol karabiber ve zerdeçal ekleyip üstüne limon sıkıp günde 3 kez 1 yemek kaşığı kadar tüketsin.
Bizden daha değerlisi yok o yüzden kendinize güzel güzel bakın. Haftaya görüşmek üzere hoşçakalın.