Yıllardır Süren Mide Fıtığı Şikâyetinden Kolayca Kurtuldu!

45 yaşındaki Ahmet Şahin uzun zamandır, hazımsızlık, midede yanma, ekşime, göğüste yanma, bulantı ve kusma şikâyetleri ile mide fıtığı tedavisi görmekte idi. Sürekli ilaç kullanmak zorunda olduğunu ve ilaçları bıraktığında şikâyetlerinin giderek arttığını ve yaşamını olumsuz etkilediğini belirten Ahmet Bey Medical Park Uşak Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğine başvurdu. Kendisine yapılan tetkikler ve endoskopi sonucu mide fıtığı ve yemek borusunda gevşeme olduğu bundan dolayı da mide kapakçılıklarında hasar oluştuğu tespit edildi. Ahmet şahin;’’Yıllardır rahat bir uyku uyuyamadığım gibi ilaç almadığım ya da unuttuğum günlerde de işimi rahatlıkla yapamıyordum. Ağrısız, kolayca ve bu kadar kısa sürede dertlerimden kurtulduğum için başta doktorum Abdullah Akdağ’a ve hemşirelerine teşekkür ederim’’ dedi.

Medical Park Uşak Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Abdullah Akdağ; Mide fıtığı çok uzun yıllardan beri bilinmesine rağmen reflü hastalığı ile ilişkisi nedeniyle son yıllarda sık gündeme gelmektedir. Bazı insanlarda yemek borusunun geçtiği diafram dediğimiz açıklığı oluşturan kas ve bağ dokusu zayıftır ve genişlemeye müsaittir. Yarık yeterli genişliğe ulaştığında midenin bir bölümü diaframın üstüne çıkar. Bu durumda hastada şikâyetler oluşmasına neden olur. Şöyle ki; yatma veya öne eğilme ile mide içeriğinin yemek borusu içine geri kaçması sonucunda hastalar yediklerinin ağızlarına gelmesinden veya göğüs kemiği arkasında hissettikleri yanma ve ekşime duyusundan yakınırlar. Daha nadir olarak öğürme ve sonrasında kusma olabilir. Bazı hastalarda gece gelen öksürük, nefes darlığı ve astıma benzeri solunum problemleri görülebilir. Uzun süreli asit reflüsü yemek borusunda erozyonların oluşmasına ve kanamaya neden olabilir. Bunun sonucu olarak hastalarda demir eksikliği anemisine bağlı yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Uzun süren ve tedavi edilmeyen reflü hastalığı sonrasında yemek borusunun alt ucunda daralma ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebilir. Kabul edilen risk faktörleri arasında şişmanlık, aşırı ağır kaldırma egzersizleri ve ıkınma sayılabilir.

Her ne sebeple olursa olsun sonuçta midenin bir bölümü genişlemiş ve zayıflamış yukarı doğru hareket ederek göğüs kafesine fıtıklaşır ve böylece ileride pek çok rahatsızlığa zemin hazırlayabilecek (mide fıtığı) oluşur.

Tedavisi Basit ve Ağrısız

Hastanın hayat kalitesinin düşmesine ve uzun dönemde yemek borusu kanserine sebep olan bu hastalık son zamanlarda sayılı merkezlerde yapılabilen Kapalı Reflü Cerrahisi ile tedavi edilebilmektedir. Medical Park Uşak Hastanesinde de hasta konforunu ön planda tutan bir yöntem olan laporoskopik (kapalı) reflü cerrahisi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Op. Dr. Abdullah Akdağ; erişkinlerin %20’sinde bulunan reflünün, laparoskopik reflü ameliyatı ile kusursuz bir şekilde tedavi edildiğini ve hastanın yaşam kalitesinin hızla arttığını belirterek, açık yöntemle yapılan reflü ameliyatının zor ve hasta içinde ağır bir ameliyat olduğunu,kapalı reflü ameliyatı ile hastanın çok kısa sürede hayata adapte olması açısından tercih edilmesi gereken bir ameliyat şekli olduğunu söyledi.

Laparoskopik yöntem; reflü ve mide fıtığı tedavisinde günümüzde en çok kullanılan cerrahi yöntem olmakla birlikte hasta için en konforlu ve en kalıcı tedavi yoludur. Amaç mideden yemek borusuna asid kaçışının önlenmesidir. Bu yöntem ameliyat sonrası iyileşme süresini çok kısaltır, hastanın ağrısını çok azaltır, işe ve olağan yaşama dönüşü hızlandırır. Bu yöntemin en önemli avantajlarından biri de karın içinde başka bir hastalık veya problem varsa onu da rahatlıkla tespit edebiliriz" dedi.