Yolunu kaybetmiş kuşlar esiyor alçaklar da
Ağaçların dalları kalabalık
Gürültülü deniz huzuru fısıldarken
Aklım sıcak düşüncelerle yoğun,
Ufuklara saplanan alacakaranlık vakti
Büyük yalnızlık,
Binaları çekerken üstüme üstüme
Bu şehirde kimsesiz kalmış
Küçük bir çocuk gibiyim
Bir sahil kasabasında
Durmadan arıyorum seni gündüz gece
Kimbilir belki şuan kokun saklıdır
Kulağıma gelen ıslık sesinde
Belki biraz önce dudaklarının izi kaldı
Yere yatan cam kırıklarında
Belki daha dün senin gözyaşlarını yuttu
Şimdi benim için ıslanan dağlar
Kimbilir belki bu şehir
Gerçekten de hayallerimin şehridir
Sen varsın ya içinde
Biraz sonra serinlik dağılır vücuduma
Üşümeye başlarım
Seni ararken yollarda,
Pusu kurar ıssız karanlıklar
Ama ben yinede
Sanki her an her yerden çıkacakmışsın gibi
Seni beklerim beklemek isterim
Bir sahil kasabasının ortasında
Birdenbire gözlerini açarken anılar
Bilir misin bilmem
Yüreğime ilk kez güneş gibi
Doğduğun o günü
Hatta güneş bile kıskanmıştı seni
Tabi o zamanlar
Hüzün ve kederin lafı geçmiyordu benden
Biz diye bir şey olacağına
O kadar inanmıştım ki
Şimdi ise,
Hani hiç yaslamadın ya başını
Ağır yanık bir sızı kaldı omuzlarımda
Boynu bükük yaşıyor kollarım
Hiç olmazsa son kez bu şehirde,
Canıma batsa kirpiklerin
Son kez sessizliğini duyabilsem derinliklerimde
Son kez tir tir titresem karşında çıt çıkaramadan
Hiç olmazsa son kez,
Doya doya kaybolabilsem yüzünde
İşte bu yüzden, bir sahil kasabasında
Sadece bakabilmek için gözlerine
Durmadan arıyorum seni gündüz gece