Şayet Atatürk Düşmanı İsen Partin Farketmez, CHP Rozeti Seni Aklamaz!
Bilindiği üzere Ali Erdoğan; 2009 yerel seçimlerinde MHP'den Belediye Başkanı seçilmişti. Erdoğan'ın seçilmesinin hemen akabinde Gülen Cemaati'nin belediye yönetiminde partiden daha etkin hale gelmesi ile birlikte parti yönetimi ile arası açılmaya başlamıştı. Belediyeye alınacak işçilerden tutun da, belediyenin işini yapacak taşeron firmalara, müdürlüklere getirilecek adamların kim olacağına varıncaya değin her şeyin MHP'de değil cemaat toplantılarında belirlenmesi üzerine, dönemin MHP İl Başkanı Metin Deniz Savaş başta olmak üzere partinin ileri gelenleri duruma tepkilerini ortaya koymuştu. MHP Genel Merkezi'nin Ali Erdoğan'ın Pensilivanya'ya giderek Fethullah Gülen'in bizzat elini öptüğü haberini alması ise Ali Erdoğan ile MHP'nin arasındaki ipin tamamen kopmasına sebep olmuştu ve Erdoğan MHP'den ihraç edilmişti.
2014 Mart'ına kadar Bağımsız Belediye Başkanı olarak devam eden ve başkanlığı süresince hakkında onlarca yolsuzluk dosyası açılan, defalarca hakim karşısına çıkan ve görevi kötüye kullanmak suçundan daha önce de cezasının olduğu bilinen Ali Erdoğan; geçtiğimiz yerel seçimlere yakın bir zamanda kapağı Ak Parti'ye atmanın yollarını denemiş ama malesef bu tutmamıştı. Yani AKP Genel Merkezi, cemaatçi olduğu çok açık bilinen Ali Erdoğan'ı aday göstermemişti. Bunun üzerine bizzat Fetullah Gülen'in talimatı ile harekete geçerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğü bilinen bir hakimin devreye girmesi ile başlayan süreçte Ali Erdoğan, yerelde de bulduğu bazı sözde CHP'li destekçileri aracılığı ile CHP'den aday olmayı denedi. CHP'nin de nihai karar olarak masadan kaldırdığı Ali Erdoğan, AKP ve CHP tutmayınca daha sonra sırası ile DSP, BBP, Saadet, ÖDP gibi bir çok parti ile anıldı ancak hiç birisinden aday olmayı başaramamıştı. Neyse gelelim konumuza ben o dönem yani "Ali Erdoğan kesin CHP'den adaymış, her şey bitmiş" dedikleri bir dönemde risk alarak bir yazı yazmış ve Ali Erdoğan şayet CHP'nin adayı yapılırsa yazarlığı bırakacağımı kamuoyuna ilan ve taahhüt etmiştim. Hatta bu taahhüte o zaman en çok Gülen Cemaati mensupları ve AKP'liler sevinmişti. Görüştüğüm bazı cemaatçiler, "iyi olur işte, bir taşta iki kuş vurmuş oluruz, hem senin gibi keskin yazılar yazan ve bizi eleştirmekten hiç çekinmeyen bir yazardan kurtuluruz hem de Ali Erdoğan yani bizim adayımız başkan olur" demişti. Görüştüğüm bazı AKP'liler de yine aynı şekilde "iyi olur işte hem senden kurtuluruz hem de Ali Erdoğan'dan CHP O'nu aday yaparsa bir daha bize AKP'li ağzı yapamaz ve partimize girmeye kalkamaz, kurtuluruz" demişlerdi. Ancak netice de Ali Erdoğan da, cemaatçiler de AKP'liler de, CHP içerisindeki partisinin onurunu düşünmeyen sözde CHP'liler de avuçlarını yalamışlardı ve ben de yazarlığı bırakmak zorunda kalmamıştım. Bu dönem seçim sattı mahalline girilince Ali Erdoğan yeniden AKP ile yakınlaşmaya başlamıştı. Mehmet Altay ve Nurullah Cahan ile gizli gizli buluşarak pazarlık içinde olduğu iddiaları kulislerde konuşulan Ali Erdoğan, AKP'den yine zılgıtı yedi ve oradan Mehmet Altay'la birlikte uzaklaştırılınca bu sefer Özkan Yalım ile CHP'ye demir atmaya çalışıyor.
Ben şu an vatani görevimi yapmaktayım, gün içerisinde Facebook'u açınca gözlerime inanamadım, zira Ali Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu kendisine CHP Rozeti takarken resmi vardı. Önce inanamadım ama, daha sonra bu durumu bazı kaynaklara doğrulatınca ne olup bittiğini anlamaya çalıştım. Sanırım Kemal Kılıçdaroğlu Özkan Yalım'a ve Ali Erdoğan'a bir tuzak kurmuş ve bir taşta iki kuş birden harcamak için yani hem Ali Erdoğan'ın ne kadar iki yüzlü birisi olduğunu cümle aleme göstermek hem de Özkan Yalım'ın öteden beri dillendirilen Cemaat bağlantısının olduğunu netleştirmek için böyle bir hamle de bulunmuş. Hem cemaat hem Özkan Yalım ve CHP'deki avanaleri, Kılıçdaroğlu'nun bu zokasını yutmuş ve Ali Erdoğan'ı bir sonraki yerel seçimlerde CHP'den Belediye Başkanı seçme hayali ile avuçlarını ovuşturmaya başlamış. Ben sesleniyorum Ali Erdoğan'a, Özkan Yalım'a ve avanelerine; emin olun şimdi ovuşturduğunuz o avuçları, yarın mesai saati bitiminde listeler açıklanınca yalamak zorunda kalacaksınız. Yani Kemal Kılıçdaroğlu sizi aday yapmayacak.
Yok eğer ben yanıldı isem, yani CHP gerçekten Ali Erdoğan'ı Milletvekili adayı yapacaksa, gerçekten cemaatin Uşak Belediyesi'ni yeniden ele geçirme operasyonunun önünü bu şekilde açacaksa, benim nöbet tutmama hiç lüzum kalmamış demektir. Demektir ki; son kale olarak bildiğimiz CHP ele geçirilmiş yani, bu ülke gerçekten elden çıkmış demektir. Şayet Ali Erdoğan CHP'den aday yapılacaksa, biz niçin geçtiğimiz seçimlerde Atatürk düşmanlığı içeren sözler sarfetti diye Eyüp Gökhan Özekin'i vekil seçtirmemek için uğraş verdik. CHP uğraş verdi gayret gösterdi. Yani AKP'den seçilince Atatürk düşmanına karşı olacağız da CHP'den çıkarsa mı karşı olmayacağız? Şimdi bana hiç kimse Ali Erdoğan "Atatürk düşmanı değildir" demesin, zira Belediye Başkanlığı boyunca tavrı ortada ve CHP Milletvekili Dilek Yılmaz o dönem Ali Erdoğan'ın nasıl bir Atatürk düşmanı olduğunu doneleri ile birlikte ortaya koydu. Yani demem o ki; Ali Erdoğan, görevi kötüye kullanma suçunu başkanlığında işlediği tescilli, hala bir çok davadan yargılanan ya da bir çok dosyası Yargıtay aşamasında olan TESCİLLİ BİR ATATÜRK DÜŞMANI'dır ve asla CHP'nin Milletvekili adayı olamaz. CHP'ye üye olmuş olabilir, bu onun takdiridir elbet. Tövbe ettiğine inanılırsa, samimiyetini ortaya koyarsa ve zamanla Atatürk'e saygısını ispat ederse, belki yönetim kademelerinde düşünülebilir diye zannediyorum. Ama bu vesile ile kim CHP'li kim değil iyice anlamış olduk Vesselam.
Not: Ali Erdoğan'ın CHP'den Milletvekili adayı yapılması halinde yazarlığı bırakacağım taahhüdümü tutacağımdan kimsenin zerre endişesi olmasın. Lakin Nakşibendi tarikatı ile ilgili "Bir İhanet Projesi Nakşibendilik" adı altında kaleme aldığım ve tamamı henüz yayınlanmayan yazı dizimin tamamının yayınlanacağının ve daha sonra yazı yazmayacağımın bilinmesini isterim.
madem okudun yazıyı bunu görmedin mi acaba:
not: ali erdoğan'ın chp'den milletvekili adayı yapılması halinde yazarlığı bırakacağım taahhüdümü tutacağımdan kimsenin zerre endişesi olmasın. lakin nakşibendi tarikatı ile ilgili "bir i̇hanet projesi nakşibendilik" adı altında kaleme aldığım ve tamamı henüz yayınlanmayan yazı dizimin tamamının yayınlanacağının ve daha sonra yazı yazmayacağımın bilinmesini isterim.