Seçim dediler kayıkçı kavgası çıktı Meclise oturdular belki ama maskeleri düştü
Bu seçimlerin neyi değiştireceği sorusuna ilişkin cevabı bulmak için seçim tarihine 1.5 Yıl gibi bir süre varken bu seçim kararının niçin alındığını irdelememiz gerekiyor kanaatimce. İktidarı seçimlere mecbur eden en önemli gerekçe Erdoğan'ın kendi ağzının itirafı ile bazı eski kafalıların hala eski sistemde diretiyor olması ve yapmak istedikleri bazı icraatlara bürokratik engellerin çıkıyor olması idi. Uzmanlara ve siyaset bilimcilerine göre ise asıl sebep ülkenin içinde bulunduğu ekonomik problemler idi. Yani 16 yıldır ülkeyi borç ekonomisi ile idare eden AKP dünyada borç bulmakta zorlandığı için ciddi bir kriz ile karşı karşıya kalmıştı ve ekonomi yönetilemez hale gelmişti. Millet desteğinin hala arkasında olduğunu dünya sermayesine ve Dünya Devletlerini yönetenlere gösterebilirse Sayın Erdoğan o zaman para bulmakta zorlanmayacağını düşünüyordu ve bu yüzden seçime gitmişti. Peki sence ERKEN seçime gitme sebebi neydi? Diye soracak olursanız ben sizlere OHAL kalkmadan sistem değişikliğini meşru hale getirmek ve muhalefeti de dizayn edip istenen kutuplaşmayı meydana getirmek için bu seçimlere gidildi derim. Tabi bununla birlikte AKP kendi tabanında oluşan metal yorgunluğa seçim sattı mahallinde oluşacak olası heyecan dalgası ile çözüm bulmayı da hedefliyordu diyebilirim. OHAL'i daha fazla sürdürebilme şansı olmayan Erdoğan OHAL kalkmadan yapılacak bir seçimle elini daha da güçlendirmek ve siyaseti son kez dizayn ederek kendi siyasi ikbalini garantiye almak istemiş olabilir. Elbette ki dünya kamuoyuna verilecek mesajlar ve ekonomik krize çözüm bulmakta erken seçime götüren önemli sebepler arasında sayılabilir.
Peki Erdoğan yada Erdoğan'a bu akılları verdiğini düşündüğüm uluslararası müesses nizamın kurucuları hedeflediği sonuçları elde edebildi mi? Elbette ki bunu zaman gösterecek. Ama ilk bakışta yüzde yüz tutturamadığı aşikar. En azından muhalefeti dizayn etme konusunda başarısız oldu. Malum CHP'nin başına Muharrem İnce'yi geçirmekti ana hedeflerden birisi ve İnce'ye seçimin hemen ardından önce AKP'li Mahir Ünal ardından Başbakan ve olmayınca bu kez bizzat Erdoğan neredeyse açıkça destek verdi hatta İnce'yi CHP'nin doğal lideri ilan ediverdiler hak veriverdiler ama nafile.. Çünkü beklenmeyen bir şey oldu ve Millet bu işin bir danışıklı dövüş olduğuna büyük oranda uyandı. Sosyal medyada milletin yorumlarına ve paylaşımlarına bakılırsa muhalefete oy verenlerin hemen tamamı ortada bir kayıkçı kavgası olduğunun farkına varmış gibi görünüyor. Muhalefetin adaylarının kasıtlı olarak HDP ile yakın gözükerek Milliyetçi oyların Cumhur ittifakı adı verilen iktidar cephesine kaymasını sağladığını düşünenler, özellikle İnce'nin Erdoğan'ın bir projesi olarak ortaya çıktığını ve seçim gecesi kasıtlı olarak Adam Kazandı mesajı ile havlu attığını düşünenler, seçim sonuçlarının önceden ayarlandığını ve seçime giren partilerin ve adayların bu sonuçlara önceden razı edildiğini düşünenler.... Daha neler var neler sosyal medyada sade vatandaşlarca dile getirilen. Malumunuz olduğu üzere 16 yıldır her seçim öncesi muhalefet liderleri olmadık bir söz söyler pot kırar ve AKP'nin seçim kazanmasını sağlarlar. Ama seçim sonrası hiç bir muhalefet lideri de ben hata ettim süreci yönetemedim seçimi kaybettim istifa etmeliyim demez. Tabi bu seçimler de de ne İnce diyor ben kaybettim diye ne Akşener? Ne de diğerleri..
Meclisin açıldığı gün Koray Aydın başta olmak üzere bazı İyi Partili Milletvekillerinin Bahçeli'nin ayağına giderek elini sıkması hatta bir Milletvekilinin elini öpmesi yine İyi Partili bazı yetkililerin CHP'yle ittifaktan zarar gördüklerini söyleyerek CHP'nin Milletin önemli bir kesimince tü kaka olarak görüldüğünü ima etmesi işin tuzu biberi oldu. En önemli amaç zaten CHP'yi yıpratmaktı. Açılım politikalarını AKP ile ortaklaşa yürüttüğü bilinen ve yıllarca AKP ile kardeş parti gibi geçinen HDP ile yanyana gösterilen CHP Milliyetçi oyların uzak kaldığı bir parti olduğu gibi aynı zamanda Alevilerin Sivas olaylarında Belediye Başkanı olan ve sonrasındaki akıl almaz açıklamaları ile tanınan Karamollaoğlu ile de pek bir samimi gösterilerek Alevilerden de kopartılacaktı. Nihayetinde İnce'nin Genel Başkan yapılacağı CHP asla toparlanamayacak bir dehlize doğru sürüklenecekti ki aslında büyük oranda başardılar CHP'yi yıpratmayı ama final sahnesinde taban işe uyandı kanaatimce ve İnce'de Kılıçdaroğlu'da arkasındaki taban desteğini aynı anda yitirdi. Zaten seçim süreci boyunca halkta neredeyse hiç heyecan oluşmamıştı ve halkta hiç seçim varmış gibi bir hava yoktu. Seçim süreci boyunca ortaya sorunların çözümüne dair ciddi bir proje yada söylemin ortaya konmaması muhalefet edilebilecek pek çok konuda AKP'nin önceden yaptığı yanlışları şimdi biz yapacağız dercesine davranılıvermesi ve nihayet seçimin sonucuna dair ciddi şüphelerin oluşması ve sözde muhalefetin bu konuda da hiç bir ciddi girişimde bulunmaması seçimlerin meşruiyetine ilişkin özellikle muhalif cephede soru işaretleri oluşturdu. Özetle insanların çoğunluğu iktidar ile muhalefet arasında örtülü bir ortaklığın olduğuna inanmaya başladı diyebiliriz ki bu durum bence çok olumlu bir gelişme. Biz de zaten yıllardır yerelden ulusala siyasetçilerin gizli açık ortaklıkları olduğu iddiasındayız. Bir sonraki yazımda Uşak'taki samimiyetsizlikleri ve düşen maskeleri, daha açık ortaya çıkan ortaklıkları ortaya koyacağım.
siyasetin cılkı çıktı tek çözüm var haydar baş ama onu da medya gündem etmiyor millet çaresiz.
erkan bey iyi hoş yazıyorsun da bu yazdıklarının yüzde kaçı sokakta gerçek oluyor, sen arabanla iktidarın yaptığı otobanlardan tünellerden ve tokinin yaptığı evlerden nimetlenip sonra da diyorsun ki iktidar başarısız. ne diyeyim erkan bey bunları ilkokul çocukları masal olarak dinler. daha iyi konular bekleriz...
yazı iyi hoş erkan bey de sizin çözümünüz ne? akp kötü mhp zaten belli e chp ip ne varsa hepsi aynı merkezden yönetiliyorsa millet ne yapacak.tamam bencede haklısınız bunların alayını okyanus ötesi ve batı yönetiyor da kendi göbeğini kendi kesen parti ve liderler olmadığına göre çözüm ne? ne yapmalı ki millet bunlardan kurtulsun ve adam gibi siyasetçilere kavuşsun.lütfen bir sonraki yazınızda bunada deginin erkan bey. kime oy vereceğimizi şaşırdık.
nurullah çavuşoglu da yazi yazsın artık.