İşçiden aldığı güç ile işçi aleyhinde anlaşmalara kurumunu zorlayan sendika başkanı ve Holding Başkanı kendi ekmek kapısı da olan fabrikanın hangi menfaati gereği böyle davranmaktadır?
Bildiğiniz üzere epeydir Uşak protokolünün gündeminde UMPAŞ yada Serenova Seramiğin geleceği tartışılıyor. 400'e yakın işçi çalıştıran ve çok sayıda UMPAŞ ortağının paralarını kurtarabilmek için tek umut kaynağı olarak baktığı bir kurum olunca Serenova haliyle bütün şehri az çok ilgilendiren bir konu oluyor ve gazeteci olarak ve yaşadığı şehir adında sosyal kültürel ekonomik kaygılar yaşayan bir Uşaklı olarak biz de konuyla ilgileniyor zaman zaman bilgi ve haber aktarımı zaman zaman da düşünce aktarımı ve genel durum değerlendirmesi yaptığımız yazı paylaşımı gerçekleştiriyoruz. Konuyu hem işçiler adına hem de şehir kamuoyu adına yakından takip etmekteyim ve zaman zaman işçi temsilcilerinden zaman zaman OSB Yönetiminde öteden beri akçeli işlere bulaşmadığı için takdir ettiğim ve merhabayı kesmediğim arkadaşlarımdan ve zaman zaman da Adliye ve Valilik kaynaklarımdan bilgiler alıyorum. Süreci anbe an yakından takip ediyorum bir gazeteci olarak ve gözlem paylaşımında da bulunuyorum müdahale etmeden ve bunu bir vazife bilinci ile yapmaya devam edeceğimi belirterek gelişmeleri şöyle bir hatırlatmak ve düşüncelerimi çözüm önerilerimi sunmak istiyorum.
Serenova Seramik kapalı bildiğiniz üzere ve kapalı olma gerekçesi fabrikanın doğalgaz ve elektiriğinin borçları sebebiyle kesilmiş olması. Mali kriz sebebiyle yaşandığı çok açık olan bu fabrika para mı kazanamıyor da elektirik borcunu bile ödeyemez hale geliyor. Cevap vereyim para kazanamadığı için değil. Holding yönetiminin parayı doğru kullanamayışı yanısıra seramik fabrikasının karını kediye yüklemesi yani Holdingin başka sıkıntılarına para aktarması gibi sebepler bu sonucu doğuruyor. Bir miktar finans desteğine ihtiyacı olduğu gibi bir miktar da kurumsal yapının, en azından finansman ile ilgili hususlarda Holding bünyesinden bağımsız plan yaparak, işçilerin alacakları başta olmak üzere acil olan borçları için ödeme takvimi ayarlaması gerekiyor. Alacaklılar alacağını alacağından emin olsalar zaman hususunda pekala fedakarca davranabilirler. Ancak OSB'den mesela mantıklı bir izahta bulunmadan ve OSB Yöneticilerini de riske etmeyecek şekilde bir miktar ödeme yapmaksızın ve ödeme taahüdünde bulunmaksızın anlayış beklemenin mantığı yok. Keza işçiler hususunda durum pek farklı değil. Diğer alacaklılar için de pekala aynı durum söz konusu. Bildiğiniz üzere iki ayrı büyük kurum var Serenovayı toparlamaya ve üretimi yapıp mamülü pazarlamaya talip. Ben her iki kurumun da yaklaşımına yada ortaya koydukları olanaklara veya çözüm önerilerine hakimim ve açıkçası iki kurumun da konuya yani yapılması gerekenlere tam hakim olabildiğini düşünmüyorum ancak özellikle Akgüç Seramik masaya oturulsa ve şeffaf şekilde sıkıntılar ortaya konsa uzlaşı için şartları oluşturmaya daha yakın ve ehil görünüyor.
Gelin görün ki halihazırda Sendika Başkanı olan arkadaşın kurgusuyla ve yönlendirmesi ile beraber Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Dağdagül'ün şeffaflıktan uzak uzlaşmadan kaçar ve sendika başkanının aksiyonlarına göz yumar nitelikteki davranışları süreci adeta çıkmazın içine itiyor. Akgüç Seramik ile masaya oturmaktan adeta kaçınan Holding yönetimi ne hikmetse, işçi hakkı gözetmeyen OSB yönetimi yada diğer alacaklıların hakkını önemsemeyen konkordataya dayalı bir anlaşmaya başka bir kurumla zorluyor. Başka bir kurum derken BİEN de kötü bir firma değil teklifi de belki hiç yoktan iyidir. Ancak çaresiz değil ki konkordata kararına dayalı bir anlaşmaya evet demeye mecbur edilsin Seramik fabrikası ve işçiler. Hem alternatif var hem de başka çareler de var esasen elde. Detaylara sonraki yazılarımda gerekirse girmeyi düşünüyorum ancak son paragrafta çareye dair sözler sarfetmek istediğim için toparlıyorum. OSB Yönetimini daha önceki yazılarımda tam da bu konuyla ilgili bir çözüm üretmek adına yeterince fedakarlık etmedikleri yönündeki düşüncemi de paylaşmış ve eleştirmiştim. Ancak şimdi gelinen nokta da anladığım kadarıyla OSB yönetimi çözüm için masaya oturmaya hazır ve fakat, Holding yönetiminin ve sendika başkanının desteğini de alan BİEN'ciler mahkemenin bana göre çokta haklı gerekçelere dayandırılamayan konkordata kararına da güvenerek despotça bir tutum sergiliyor. Oysa ki BİEN' de bu şartlarda Seramik fabrikasını bir biçimde üretime geçirse başına iş açmış olacak. Gerçekten söylüyorum Sendika Başkanı yada Dağdagül'ün teşviği ile giriştiği bu macera eğer OSB Yönetimi bir şekilde arkasından dolaşılarak yada hukuk yada başka güçler kullanılarak aşılır ve fabrika üretime geçirilirse bir kaç aya varmaz BİEN'in başına nasıl bir bela sardığının farkına varması. BİEN yada AKGÜÇ hangisi gerçekten de Fabrikayı kurtarmaya dönük hamlelere ve pansumanlara evet derse hangisi daha çok olanağı baştan sunar ve çoklu uzlaşıyı sağlayabilirse o tercih edilmelidir. Kaldı ki Fabrikanın illaki BİEN yada AKGÜÇ gibi büyük firmalarca yönetilip toparlanmasına ihtiyaç olmayadabilir. Bu şehir de ortak akılda buluşturabileceğin ve böylesi kurumsal bir yapıyı harekete geçirip şehre bir kazanım olarak sürebileceğin o kadar çok iş insanı var ki yeter ki bir araya getirebilecek olgunluğu gösterebilecek insanlar zaman ve emek harcayıp fedakarlık etsinler.
Zaten bu işe kafa yoranlar ilkin şahsi menfaatini düşünmese ve ilkin Fabrikanın, şehrin, ilgili insanların menfaatini düşünüp evvela fabrikayı sıkıntısız çalışır ve para kazanabilir hale getirmeyi düşünse inanın şahsi menfaati de kendiliğinden oluşacak. Gel gör ki herkes batan geminin malı gibi bakıp gerek Holdingin gerekse Serenova fabrikasının üzerinden kendime nasıl kısa yoldan menfaat temini yapabilirim? Hesapları yapınca birileri, işler rayından çıkıyor. Ne şeffaflık kalıyor ne meşruiyet. Ortada bir türlü gizemli ve meşruiyeti tartışmalı görüşme yada pazarlık ve olmayasıya planları uygulatmak için kirli ve ayıplanası yöntemler de kullanılarak yapılan despotluktan başka hiç bir menfaat kalmıyor. Halihazırda ortaya bir çözümün çıkmayışının sebebi de tam olarak bu zaten. Holding yönetim kurul başkanı, Sendika Başkanı ve Bienin yetkilendirdiği isimlerin kapalı kapılar ardındaki pazarlıkların neticesindeki planlarının tezahürünü sağlamak adına, ya ulaşılamaz yada uzlaşılamaz tutumlar sergiliyor olması şeffaflıktan uzak bir anlayış ile süreci sürüklemeye çalışmaları, Mahkemeden de aldıkları konkordata kararı ile beraber şımarıklık ve küstahlığa dönüşünce OSB Yönetimi de haklı olarak reaksiyon gösterip, OSB'nin haklarını arama yoluna gidiyor. Böylece tıkalılık sürüyor. Düşünsenize AKgüç Seramik yetkilileri geliyor OSB Yönetimini bir ortak akılda buluşarak ikna ediyor doğalgaz ve elektiriği açarak fabrikayı işler hale getirmeye karar veriyor ve sözleşme için gün belirleniyor. Ama Holdingi Aile Şirketi gibi yöneten arkadaş tam da uzlaşı ve imza için toplantı ayarlandığı gün Akgüç Seramik'in teklifine sırt dönüp hiç yetkisi olmayan kardeşini çözümsüzlük üretmek üzere o toplantıya yollayarak kendisi BİEN'ciler ile Akgüç'ün önerdiğinden çok daha kötü bir anlaşmaya evet demek üzere sendika başkanını da yanına alarak masaya oturuyor. Bunun neresinde iyi niyet var Allah Aşkına?
Oysa ki ödeme taahhüt etmeye de gerek yok. Mamüle pazar olmaya yada bulmaya yani üretilen mamüle müşteri olmaya yönelik verilebilecek ciddi bir taahhüt bile kredi musluklarının önünü pekala açabilir ve fabrika yeniden üretime geçirebilir ortak akılda buluşularak. Yada mesela ehil insanlar bir araya getirilerek Fabrika için oluşturulacak güven veren bir Kayyumvari yönetim bu süreci çok daha iyi yürüterek herkesin menfaatine bir sonuca vardırılabilir. Daha da çok çözüm var esasen aklın yolu aransa lakin aklın yolunu aramak yerine kimsenin aklına değer vermeyen menfaatperest bir tutum sergileme yoluna giden insanlar yetkilendirilince ve bahse konu yetkililer; yetkilerini, sırf şahsi emel yada menfaatleri veya ikballeri uğruna kötüye kullanabilince çok rahat işler çıkmaza giriyor ve süreç adeta kilitleniyor. Şehrin Valiliği Defterdarlığı SGK Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, OSB Yönetimi, Finans sağlayıcıları (bankalarvs) ve nihayet pek tabi Holding ve Fabrika Yönetimi ve işçiler birer temsilci yollasa ve bir konsorsiyum oluşturulsa adam gibi, konu adam gibi masaya yatırılsa, çok daha güzel sonuçlar doğuran uzlaşılar çıkabilir o masadan. Yeter ki iyi niyetle ve şahsi menfaatleri öncelemekten vaz geçerek hareket edilebilsin.