Çağımızda veba gibi yayılan bir salgın türü; çıkar ilişkisi. Öyle ki kim gerçekten bizi biz olduğumuz için seviyor, kim bizden faydalanmak istiyor anlaması güç ve bu güç durumun üzerine bir de koşullar ekleniyor. Eğer daha iyi bi insan olursam, daha güzel olursam, daha başarılı olursam daha çok sevilirim düşüncesi hakim insanların çoğunda. Bu normlardan arınmak oldukça güç görünüyor olabilir, oysaki gerçek sevginin koşulsuzluğu bizleri gerçekten sevenin yanında olduğumuzda kendimiz olabilmemizden, mükemmel gözükmek için çaba sarfetmememizden ve hata yapmaktan korkmamamızdan bellidir. Nitekim hata yapmaktan korkup diken üzerinde hissettiren sevgi, koşullu sevgidir ve kişi, kendi olduğu için değil kişiden beklentiler olduğu için sevilir. Bir gün o beklentiler karşılanmadığı takdirde sevgi biter, oysa ki gerçek sevgi uçsuz bucaksızdır, ne başı vardır ne sonu. İmgelerle ifade edilemez, nedensizdir. Elle tutulamaz, gözle görülemez, elle tutup gözle görmek istenen sevgiye çıkarlar girer ve sevgi kirlenir.
Devrin gerektirdiği ciddiyetsizlik ile yapılan her iş gibi, ciddiyetsizlik ile seven sürüyle insan var olduğu müddetçe sevgi önemsenmeyecek ve hayatta belki de en ciddiye alınması gereken şey iken arka planda ehemmiyetsizce yaşayacaktır. Oysa ki sevgi bizim içimizde var olan bir enerji kaynağıdır ve bu kaynak tükenirse insanoğlu erdemini ve anlamını yitirir zira varoluş gayemiz sevginin ışığında hakikat yolunda yürümektir. Rastladığımız tüm şarta bağlı sevgiler, içimizdeki sevgi ışığını daha da aydınlatmalıdır ki hakikat yolu netleşmelidir. İnsan ancak yüreğiyle doğruyu bulur, aklın oyunları kendi çıkarına yönelik olduğu için, bencilce çıkarlarından dolayı faydalanmak için sevdiğin insanı gerçekten yüreğinle seviyorsun zannettirir ve artık gözlerin görmez olur yüreğinle bakmayı terkedersin farkında bile olmadan. Farkında bile olmadan ruhunu tüketen sevgisizlik, tüm ışıklarını kapatır ve hakikat yolunda karanlıkta yürüyemez olursun fakat o karanlığın ihtişamı tüm bedenini çepeçevre kuşatır.
İçimizde varolan sevgiyi dışarı çıkarabilmemize sebep olan insanları neden sevdiğimizin spesifik bir cevabı yoktur. İçimizdeki sevgiyi gün yüzüne çıkarmak gibi mühim bir işi başarmış insanlara sürekli şartlar sunmak, hatasız olmasını ve bencilce kendi çıkarlarımıza yönelik hizmet etmesini beklemek hem kendimize hem de karşımızdakine kötülüktür. Dünyanın, şartların, iklimin, ekonominin, eğitimin ve sağlığın gittikçe zorlaşan hali ile umutsuz neslimizin bir çok şeyden muzdarip olduğu bu çağda elimizde kalan son şey hala gerçekten sevip sevilebileceğimiz gerçeği. İçten bir sevgi, renkleri solmuş bu dünyanın rengarenk çiçekler açmasını sağlayacaktır.
Haklısınız... Bu zamanda hep ilişkiler böyle olmuş durumda.