İktidarda AKP mi var? Evet. Peki FETÖ Soruşturması kapsamında BYLOCK ya da başka kesin bulgular ile FETÖ'cülüğü dellilendirilen milletvekillerinin kimler olduğunu en iyi kim bilir? Tabiki AKP Yönetimi. Peki bu vekillerin dokunulmazlığını kaldırıp, isimlerini halka ifşa ederek onlara yargı yolunu en kolay kim açar kızdığı takdirde? Elbetteki bunun cevabı da AKP Yönetimi. Peki FETÖ'cülükle suçlayabilecekleri delilleri ellerinde tuttuklarına ve açıklamadıklarına göre sizce neyi bekliyor olabilirler? Ayrıca bu vekiller kendilerinin FETÖ'cü olduğunu biliyorlardır herhalde değil mi? Ve AKP yönetiminin elinde yeterince delil olduğunu da biliyorlar mıdır? Evet.
O halde sizce kıpırdayabilir mi bu FETÖ'cü vekiller? Elbette ki mecburlar açıktan evet oyu vererek ve evet oyu verdiklerini ilan ederek "biz FETÖ'cü falan değiliz" demeye. Samimiyet ve rüşt ispatına gitmeye. Yani aslında bana sorarsanız kendilerinin güya FETÖ'cü olmadığını ispat için yasaları millet meclisinde çiğneme pahasına açık oy kullananlar aslında FETÖ'cülüklerini ilan etmektedirler. Yani FETÖ'cülüklerini örtmek isterken açar gibi bir duruma düşmüşlerdir adeta, en azından benim şahsi kanaatim bu yönde gelişti. Demem o ki hiç bir FETÖ'cü milletvekilinin "hayır" deme lüksü yok; hepsi de mecburen evet diyecekler çünkü çok kötü kısmış durumdalar ve tek kurtuluş olarak Erdoğan'ın iktidarı tam olarak eline alabilmesinde görüyorlar ki bu bana göre mümkün değil.
Bakıyorumda, Milletin Meclisine halleri içler acısı koca koca milletvekilleri güya yumruk yumruğa kavga edip birbirlerine giriyorlar. Sorsan "Vatan Millet için" diye cevaplarlar. Allah aşkına Vatan ya da Millet için Meclis'te sistem tartışması ortaya atıp birbirinizi yumruklamanıza gerek var mı? Söyler misiniz? Sizin çoğunuz "Vatan dayak yemediğim yerdir" deyip CIA Arazisine sığınan bir sözde hocanın elini eteğini öpmeye ta Pensilivanya'lara gitmiş insanlar değil misiniz? Sizin partinizde milletvekili değil mi "Milletin ... koyacağız" diye açıkça Türk Milletine küfreden insanlar?
Sizce Ekmeleddin İhsanoğlu ne oy vermiştir sahi? Sahiden "hayır" verebilmiş midir? Peki madem başkanlığına bile evet diyeceği birisinin karşısına neden aday çıkmış kendisi? Acaba Sayın İhsanoğlu, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sadece konu mankeni gibi bir misyon üstlenebilmek için mi aday olmuştu? Ya da İhsanoğlu ismini kim kulağına fısladıysa artık ortaya atan Sayın Bahçeli ve hemen bu önerinin ardına düşen Kılıçdaroğlu bu İhsanoğlu meselesi ile ilgili şu anda ne düşünüyordur acaba? Acaba Sezgin Tanrıkulu ya da Mehmet Bekaroğlu gibi isimler gerçekten "hayır" yönünde oy kullanabilmiş midir? Bana sorarsanız CHP'de çok fazla fire vardır ve CHP'de pek çok isim evet vermiş olabilir ama AKP'deki ve MHP'deki hayır sayısı fazla olduğundan farkedilmemektedir bana göre bu fire. Ben şahsen dokunulmazlığı kaldırılan CHP'li vekillerin hiç birinin hayır yönünde oy kullanabileceğine inanmıyor ve zannetmiyorum.
Vatan ve Millet için Mecliste kavga verilmiyor bana sorarsanız. Hatta bana sorarsanız Milelt Meclisindeki bu kavga camabaza bak oyunlarını millete seyrettirirken vatanı ve milleti bölmek isteyenlere zaman kazandırmak için tezgahlanmış kirli bir oyun gibi duruyor. Sizce HDP, CHP ve MHP'li hayırcılar topluca, istifa etse ne olur? Ne olacak AKP iktidarının ve Millet Meclisinin meşruiyeti tartışmaya açılır ve seçim kaçınılmaz olur. Peki seçim çözüm müdür? derseniz cevap vereyim kimbilir belki de seçim tek çözümdür.
Millet iradesinin gerçekten yansıtılabileceği gerekli değişiklik ve düzenlemeler yapılsa seçime götürmek için kurulacak Milli Mutabakat Hükümeti ile ve seçim yardımları biraz daha adilane şekilde dağıtılsa, irili ufaklı tüm partilere ve tüm partilere eşit olmasa bile belli ölçülerde medyada yer bulma olanağı sağlansa, baraj sistemi kaldırılsa ve hatta tercihli sistem oy kullanması sağlansa Milletin, demokratik ve eşit şartlarda rekabetin sağlandığı güven içinde bir seçime gidilse, nerden biliyorsunuz ki millet bir çözüm ortaya koymayacak? Hem madem seçime gerek yoksa sistem değişikliğine niye gerek var? Kaldı ki sistemi değiştirebilseler sizce halka sorarlar mı AKP'liler?
Emin olun kimseye sormadan değiştirmeyi zaten denediler ve denemekteler ama istediklerini bir tülü sağlayamıyorlar. Şöyle düşünün; ya ordu içinde istedikleri ahengi yakalamalarına izin vermeyen üst düzey rütbeli generaller var bunların sistemine aykırı hareket eden, (zaten öyle olmasa tam planın finalinde iken PKK ile mücadele başlatmak zorunda kalırlar mıydı sizce açılım politikalarını uygulayanlar) ya da Hem Ankara'daki üst düzey yargı bürokratları arasında tek adam rejimine hayır diyen isimler var. Öyle olmasa yani hem de taşradaki bazı iradesi kuvvetli Cumhuriyet Savcıları, Polis Müdürleri yada Hakimler olmasa sizce gerçekten FETÖ'cüler cezaevine gönderilebilir miydi? Yani AKP bunu kendi istek ve iradesiyle yapar mıydı? Sizce sisteme aykırı davranan üst düzey ordu mensupları olmasa, bu sisteme göre biz şimdiye kaçıncı kez Suriye bataklığına Esad'ı devirmek için ordumuzu sokmuş olurduk? AKP iktidarının bu talebi olumlu yanıt bulsaydı 2014 yılı içerisinde ya da öncesi veya sonrası sizce Esad'ı devirmek için Türk Ordusu Suriye'ye girmiş olmaz mıydı çoktan? Başka bir deyişle Şam'da Cuma Namazı kılma hayali görenlere uysa idi ordumuz, şimdiye dek çoktan Suriye sınırlarından geçirdiğimiz asker Esat'ı devirmek maksatlı Suriye içine konuşlandırılan sözde muhalif güçlerle bir olup Esat'la savaşa girişmez miydi? Ya da yargı şayet AKP iktidarını idare eden siyasileri dinliyor olsaydı biz şu anda bu yazıyı kalema alıyor olabilr miyidik? Ya da sizler bu yazıyı okuyor olabilir miydiniz? Bu site halen faal bir halde kalabilir miydi sizce, şayet yargı tamamıyla ele geçirlmiş olsaydı? Sizce AKP iktidarı sistem ya da rejim değişikliği yapmaya kadir olsa, milletten destek bulmaya çalışır mıydı?
Oysaki daha Kasım ayında seçimler yapılmış ve AKP, halkın kahir ekseriyasının oyunu almamış mıydı? Evet ama AKP o oyları sistem değişikliği yapacağını söyleyerek istemedi. Dolayısıyla da milletin hazır olmadığı bir sistem değişikliğine yine Milletin içinden çıkan fertlerin oturduğu devlet makamları uyum sağlamadı doğal olarak. Çünkü ordu, millete şikayet edilse bile Suriye'ye girmediği gerekçesiyle millet siyasilerin bu şikayetine kulak vermeyecek ve orduya hak verecekti ve bunu AKP biliyordu. Bu yüzden millete de duyuramazdı bu gerçekleri. Zaten sistem kendiliğinden AKP kontrolünden çıkarak bir nevi koruma refleksini çoktan devreye koymuş ve FETÖ, IŞİD, PKK gibi terör örgütleri ile bütün riski göze alarak mücadeleye girişimişti.
Şimdi iktidarının elinden uçtuğu gibi, halk desteğini de büyük oranda yitirdiğinin farkında olan AKP'ye yine muhalefet can simidi gibi yetişti. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu önce önerip sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasındaki rolünü iyi oynadığı için olsagerek ödüllendirerek MHP'den Milletvekili yapan Bahçeli'nin önerisiyle Başkanlık sistemi yeniden gündeme gelivermişti. Planın baş uygulayıcısı Bahçeli'ye hemen CHP içindeki bazı elemanlar devreye girerek karşı çıkmak suretiyle halkın gündemine getirdi. Düşünün uzun zamandır televizyon ekranlarında görmediğimiz için memnun olduğumuz CHP'nin Kılıçdaroğlu kontenjanından Milletvekili CHP yöneticisi olan ünlü ismi Mehmet Bekaroğlu bile inmişti sahneye ve kendince bu konuyu ısıtıp milletin gündemine getirmek maksatlı açıklamalar yapmıştı katıldığı canlı yayınlarda.
Yani demek istediğim şu: mesele oy değil, mesele yeni sistemi kabul etmeyen Devlet kadrolarının baştan aşağıya inşasını mümkün kılacak bir yapıya Milleti taşımak. Çünkü millet bu yeni sisteme uyum sağlayacak bir ruh haline taşınabilirse eli güçlenen iktidar ancak o zaman sisteme uyum sağlamayan kadroları ya yola getirme imkanı bulacak millet sayesinde ya da onları değiştirip yerlerine yenilerini atama şansına sahip olabilecekler. Böylece de şimdi kurmaya çalıştıkları ama bir türlü kuramadıkları yeni sistemi hayata geçirebilme imkanı bulabilecekler. Bunun için ilk gerekli olan halkın aklına yada gündemine bir şekilde sistem tartışmasını sokmak. Milleti bu siyasilerden illede iktidardan bezginlik halinden çıkartmak. Milletin gündeminden çocuk tecavüzlerini, yolsuzlukları, açılımı, Habur'u, şehitleri, öfkeli unsurlar adı verdikleri hainlerin eylemlerinin açtığı yaraları, ekonomik krizi çıkartarak millete aptalca sistem değişikliğini tartıştırmak. Hiç değilse "acaba böyle değil de şöyle şöyle olsa nasıl olur" diye düşünen ya da Başkanlık ile ilgili detay söyleyen, fikir beyan eden herkes bilerek ya da bilmeyerek bu çarka su taşımış olacak ve AKP iktidarının istediği gibi değirmenin su bulup dönmesini sağlayacak. Ama görünen o ki Millet artık bu oyunlara hiç gelmiyor ve kimsenin bu konuyu tartıştığı falan yok. Millet artık gerçekleri konuşuyor ve ne pahasına olursa olsun gerçekleri duymak istiyor. Bu yüzden de neredeyse hiç kimse televizyon bile izlemiyor.
Şimdi içinizden bazılarının bana hitaben; "size de yaranılmış yok" dediğinizi duyar gibiyim. Öncelikle şunu belirteyim ki haksız yere kapatılan gazete bizim, yıllarca FETÖ ile verdiğimiz mücadele sırasında bile görmediği baskı ve zulmü görende öncelikle biziz. Dolayısıyla canımız yanıyor ve kimse kusura bakmasın ama hakikaten burnumuzdan soluyoruz; elbette ki birinci derecede sorumlu olan siyasileri iktidar muhalefet demeden eleştireceğiz kıyasıya. Çünkü gazetemiz kapatıldı da ne MHP ne de CHP'li yöneticiler yetkililer sahip mi çıktı bize? Sayın Kılıçdaroğlu şov maksatlı bir kaç FETÖ mağduru dinledi, acaba bize kulak vermesi gerekmez miydi sizce? Sizce Meclis'te bizi gündem edemez miydi? Ya da Millet'in başka mağduriyetlerini gündem edemez miydi?
Bize ne Başkanlık sistemi ne getirip ne götürüyorsa? Tabii ki Başkanlık sistemine karşı durmak suç değil ama böylesi vatana ihanet anlamına geldiğini bizzat söylediğiniz bir değişikliği meclis gündemine getirdikleri anda sizin o meclisi terketmeniz hatta istifa etmeniz daha uygun olmaz mıydı? diye sorarım sözde muhaliflere.
Bana göre samimi bir muhalefet yok denecek kadar az Meclis içerisinde ve bana göre bu meclis meşruiyetini kesilikle kaybetmiştir ve acilen oluşturulacak Milli Mutabakat Hükümetinin seçim sisteminde yapacağı iyileştirmeler ve hukuki düzenlemelerin ardından derhal ülke salimen seçime götürülmeli bana sorarsanız. Bana sorarsanız bütün partiler bir kere bu vesayet altında oldukları düşünülen ve samimiyetine inanılmayan sözde lider ya da Genel Başkanlarından kurtulmalı. Yani muhalefet Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin tekelinden muhakkak alınırken AKP'nin başına da gerçekten o partiyi yönetip çekip çevirebilecek bir isim getirilmeli öncelikle ve Milletvekili listeleri artık FETÖ'cü şüphesini üzerinde barındıran isimlerden arındırılarak yeniden yapılıp Milletin oluruna götürülmeli... Unutulmamalıdır ki demokrasilerde çare yine demokrasiyi hayata geçirmekle bulunabilir ve demokrasiye inanıyorsak halkın rızasını mutalaka almalıyız.
Sizce hangi FETÖ'cü vekil, başkanlık sistemine geçişe hayır diyebilir? Bu mümkün mü?
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Hacer 8 yıl önce
cok güzel yazmışsınız öğretmenim tebrikler.
usakda fetocu dolu