Sultan Kiminse Ferman Onundur!
Öncelikle, bu yazıyı kaleme almadan önce üzerinde çok düşündüğümü, yazının sonuçları itibarı ile istemeden bazı kişilerin kalbini kırabileceğim endişesi taşıyarak defalarca vazgeçtiğimin, ancak zamanlama itibarı ile böyle bir yazının en azından bu konuda ki fikrimi belirtmiş olma hissiyatımı ortaya koyma babından yayınlanması gerektiğini düşündüğüm için belki biraz sınırlarımı zorlasa da, yazma kararı aldığımın bilinmesini isterim. Kaldı ki bu yazımın bir çok Müslümanın, hislerine de tercüman olacağı zannındayım.
Bu düşüncelerle yazımın hayırlara ve birliğe vesile olmasını temenni ederken yazımdan dolayı kırılabileceğinden endişe ettiğim herkesten en başta özür dilerim. Hiç içinde bulunmamakla birlikte yakınlarımın da içerisinde olduğu Gülen harekâtını yıllardır yakından takip etmekte ve bazı muhalefet ettiğim yönleri olmakla birlikte genel itibarı ile yaptıklarını takdir ile karşılamaktayım. Gerek eğitim sisteminde sosyal devletin oluşmamasından kaynaklanan boşluğu doğru şekilde doldurduğunu düşündüğüm öncelik yaptıkları eğitim kurumlarıyla, gerek milletimizin kültürü ve inançlarıyla bezenmiş yayın politikaları olduğunu düşündüğüm basın ve yayın kuruluşlarıyla bu millete hizmet etme amacı güttüklerini düşünmekteydim. Ancak son dönemde yaşananlar ve gözlemlediklerim maalesef bana yıllarca yanıldığımı ispat edecek nitelikte olduğundan son günlerde çok büyük bir hayal kırıklığı yaşayabileceğimin endişesi içindeyim.
Ben zannediyordum ki Gülen hareketi İslam birliğini oluşturmaya çalışan en önemli ve en güzide oluşumlardan bir tanesi. Oysa son dönemdeki gelişmelerden Gülen harekâtının İslam birliğinin bağrına vurulmuş bir hançer olduğunu çıkarmak mümkün. Zira hepimizin bildiği üzere bütün dünyadaki İslam topluluklarının neredeyse tamamının Recep Tayyip Erdoğan’ı sevme ve takdir etme hususunda tevhit ettiği Libya’da Mısır’da Irak’ta Suriye’de başbakanımızın halk tarafından sevgi gösterileriyle karşılandığı bir dönemde, eğitim sisteminin iyileşmesi düşüncesi ile oluşturulan DEVLET Politikası gereği dershanelerin kapatılması sebebiyle varlığından artık şüphe etmediğim bir kavga çıkartmak Nifak değilse nedir?
Neredeyse dünyadaki bütün İslam ümmetinin muhabbet beslediği bir Lider ile tevhid için mücadele ettiğini iddia eden bir gurubun savaşmasının ve birbirini yok etmeye çalışmanın mantığını anlayabilmiş değilim. Şu soruyu kendi kendime ve cemaatin içindeki tanıdıklarıma ya da önde gelenlerine sormadan edemiyorum. Sosyal devletin kurulabilmesi için eğitim sisteminin daha modern hale gelmesi için devletin eğitim almak isteyen vatandaşlarına eşit şekilde en doğru biçimde eğitimde fırsat özgürlüğünü yaşatması için alınan dershaneleri kapatma kararından rahatsız olmak hangi iyi niyetin göstergesidir. Verilen refleksleri Hüsn-i zan ve hoşgörüyle karşılamak mümkün müdür?
Elbette ki, bizim ilkesel olarak yolsuzluk yapanlarla rüşvet alışverişi bulunanlarla asla işbirliğimiz ve bağlantımız olmamalıdır. Şayet bu türden suçlar işlemiş insanlar var ise de yanımızda yürüyenlerle bunu öğrenir öğrenmez yollarımızı ayırmayı bilmeliyiz. Zaman zaman ihtilaf ettiğimiz konular olsa da birbirimizle münasebetlerimizi kardeş olduğumuzu unutmaksızın kurmalıyız ve sürdürmeliyiz diye biliyorum. Sizce de öyle değil mi? Olan biten beni Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin dolayısıyla İslam âleminin geleceği ve birliği açısından ciddi endişelere sevk etmekte. Umuyorum bizlere akaid kurallarını zorlayarak Hıristiyan ve Yahudi ile bile diyalog içerisinde olmamız birbirimizi anlamaya çalışmamızı tembihleyen Gülen Hareketi mensupları kendileri de bu tembihlerini uygulayarak bize en azından Hıristiyan ve Yahudilere oranla daha yakın olan aynı inancı paylaştığımız aynı kıbleye yöneldiğimiz insanları anlamaya çalışırlar ve büyüklerimiz diyalog kurarak bu üzücü gelişmelere son verecek bir noktada uzlaşırlar. Bize emrolunanın Beddua değil Hayır Dua olduğu bilinciyle bütün İslam Ümmetine, özelde Türk Milletine, Hayırlar niyaz ederek satırlarıma şimdilik son veriyorum. Esen kalın...

bu kadar genç bi̇r beyi̇n kibar bi̇r üslup yazmaya devam cesareti̇nden dolayi tebri̇k ederm

kaleminizi az daha keskinleştirseniz mükemmel bir dil ve hitap şekliniz var tebrik ederim.

makale daha başlığından belli ediyo kendini.."mühür kiminse ferman onundur" olmalıydı. hadi o olmadı, "sultan kimse ferman onundur" başlığı da sırıtmazdı. olmamış bu yazı.

pınar hanım her ne kadar eksik bulsam da eleştirilerinizi yani mesela akpartide de suç var, bunlara çok yüz verdi dememişsiniz ama son derece nezaketamiz bi şekilde söylenmesi gerekenleri söylemişsiniz. umarım herkes üzerine düşen mesajı doğru alır ve gereğini yapar.

umut kardeşim kimsenin sizin başbakanınızı yemek gibi bir niyeti yok zaten. oynana oyunmuş bırakın bu işleri.. yok faiz lobisi,yok parelel güçler, yok dış mihraklar yok o yok bu... kardeşim yolsuzluk varmı yokmu ona bakınız... ayrıca bırakın bu berlisconi sendromunu... 800 tl asgari ücret alanlar 87 milyar dolar yolsuzluğu alkışlıyorlar ne gülünç bir durum. lakin şunu unutmamanızı diliyorum bu millet aptal değil bu millet salak değil bu milletle kimse alay edemez gereken cevabı sandıkta alırsınız...

son yorumuda ben yapayım selver kardeşim..senin ak partili olduğunu biliyoruz..onun için farklı bir yazı yazmanı beklemezdim..bi dahaki yazıda şunları yazmanı istiyorum akpartilerin mal varlılılarını yayınla,800 milyon asgari ücretliyle 20 milyarlık milletvekilinin hesabını yayınla,,,müslüman ülkesinde zina ve faizin nasıl artıığının politikalrını yaz..doğuda kürde hak verirken batida tek millet türkde ikilemini yaz...zaten kimi yorumu okusam hemen kendi düşüncesini belli ediyor..hakkın düşüncseni yaz hakkın düşüncesini

başbakanımızı ne cemaate, nede chp ye nede uluslararası taşeronlara yedirmeyeceğiz, oynanan oyunları görün ne olur, tl değer kaybediyor, dolar yükseliyor, hepsi bize zarar
kesınlıkle haklısnız ve suan heryerden lıstelere gırmek ıcın cemaat arayıs ıcersınde ornek zekı ercel dune kadar cematın her kulvarındaydı sımıd arkadan vuruyor sadece gırene kadar