Taşra diye tabir edip geçtiğimiz kenar mahallelerde sofrasına çilek, kiraz, muz şeftali gibi ülkemizde bol bol yetişen meyvelerin bile konulmadığı evler olduğuna hepimiz şahidiz. Yine banka borçları sebebi ile yıkılan yuvalara, kiralarını ödeyemedikleri için evlerinden çıkartılan ailelere, bakkal borcu sebebi ile mahallesini değiştirmeye mecbur kalan asgari ücretli çalışanlara her an rastlayabiliyoruz. Fakirlerimiz, zekata muhtaç olsa da gidip vermeye kalkınca bile haya ederken, ihtiyaç sahibi olmayanlarımız, hatta zenginlerimiz, bu milletin fakirlerinin hakkı olan zekatları kapı kapı dolaşıp, burs, yurda okula yardım vs. adı altında toplamaktan maalesef hiç haya etmemekte. Biz alacağımızı isterken utanıyoruz, bu insanlar nasıl bir ruh hali ile gerekirse birazda zorlamak sureti ile cemaatinin okuluna yurduna vs. zekat toplayabiliyor, ben gerçekten şaşırıyorum.
Zekat; günümüzde vermekle mükellef olanların çoğunun düşündüğü yada inandığı gibi zenginin fakirlere bir lütfu değildir. Bilakis Fakirler zekatı kabul etmezlerse zenginler düşünsün bu miktarı ne yapacaklarını. Zira zekata mükellef olacak zenginliğe sahip olanın, malının kırkta biri, Allahu Tealanın fakire verilmek üzere zengine emanet ettiği fakirin bizzatihi hakkıdır. Zekatını vermeyenin, vermediği miktar kendisine haramdır. Şayet zenginden zekatı emanet alan, zekat olarak verileni kendisi harcar, kullanır yada kendisinde alıkoyarsa, fakirin, yetimin hakkını yemiş olur ki bu kendisine haram kılınmıştır. Zekatı alanın değil verenin teşekkür etmesi gerekir. Bu yüzden de zekat verirken, verdiğimiz kişinin izzeti nefsini ve onurunu rencide etmemeye özen göstermeli. Ona kendi hakkı olanı teslim ettiğimizin bilinci ile borç öder edası ile vermeliyiz. Zekatın kimlere verilebileceği ise Tevbe Suresinde gayet açık seçik ve net bir biçimde ifade edilmiştir. Zekâtlar, Allah'tan bir farz olarak ancak yoksullara,düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a ısındırılacak) olanlara, (esirlik ve kölelikten kurtulmak isteyen) esir ve kölelere, (borcuna karşılık malı olmayan) borçlulara, Allah yolunda olanlara, (harçlıksız kalmış) yolcuya mahsustur. Allah Alîm ve Hakîmdir." Tevbe:60
Ez cümle olarak demem şudur ki; lütfen bu milletin fakirlerinin zekatının üzerinden ellerinizi çekiniz. Zenginlerimize de verdiklerinizin gerçekten zekat olmasını istiyorsanız, bu zekatlarınız aynı zamanda sosyal planda da zenginle fakir arasında bir uçurum oluşmasına engel olsun, fakirler, zenginlerden nefret etmesin istiyorsanız, lütfen zekatlarınızı direk fakirlerin eline veriniz. Hatta bir gece misafirleri olup, bir bardak çaylarını içip hal hatır ederek zekatları güzelce veriniz. Bu hususta bir yazı daha yazmayı düşündüğüm için şimdilik sözü daha fazla uzatmayacağım. Cenabı Hak başta oruç zekat ve fıtır sadakalarımız olmak üzere bütün ibadetlerimizi kabul etsin. Ramazanınız mübarek olsun.
Ben Kayseri Takasta 10senedir yaşıyorum eşim Azerbaycanliydi maaşını alamadım sigortası Türkiye'de değildi vatandasligida öldükten bir hafta sonra geldi. Evde üç kişiyiz üçümüzun de işi yok simdiye kadar bana bir yerden fitre sadaka gelmedi dediğiniz çok doğru size katılıyorum. İyiki sizin gibileri var.