Bir zamanlar milli bayramlarımızı ne büyük coşkuyla kutlardık. Genci, yaşlısı, çocuğu herkes o gün gelmeden içinde bir heyecan taşırdı. O gün geldiğinde coşkumuzu birbirimizle paylaşırdık. O eski güzel günlerde çocuk olmak ne büyük bir şanstı. Dünyanın renklerini çok net hatırlıyorum, büyüdük ve o renkleri yitirdik, dünya bizi yanılttı. Peki gerçekten dünya mı bizi yanıltan yoksa kendimiz miyiz? Dünyanın içinde biz mi kaybolduk yoksa kendi içimizde özümüzü mü yok ettik? Eskiden mi güzeldi günler yoksa biz renkleri mi yitirdik? Bize sunulan dünyanın üzerinde tepinip dururken ulusun, egemenliğin, çocuk olmanın ne anlama geldiğini unuttuk. Bir zamanlar biliyordukki ulus da bizdik, egemenlik de, çocuk da. Egemendik ve besberraktık.
Ülke olarak son yıllarda oldukça çetin imtihanlar verdik. Kah güldük, kah ağladık. Bazen öyle derin acılar yaşadık ki sanki yeni mutlu bir günün artık neredeyse imkânsız olduğuna inandık. Her hüzünlü insanın yaptığı gibi eski güzel günlerin özlemini çektik çünkü aldığımız her kötü haberde, eskiden üzüldüğümüz şeylerin oldukça hafif şeyler olduğuna kanaat getirdik. Sihirli bir el bekledik, bir gün uyanalım ve eski güzel günleri yaşayalım istedik. Oysa ki hala biziz bu ülkenin güzel çocukları, dünü yaşayan da, yarını yaşatacak olan da. Günü rengarenk boyayan biziz, hayatın ritmini yakalayıp dans eden biziz, Atatürk’ün kurduğu bu ülkenin biricik evlatlarıyız. Acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, sevinciyle büyük bir aşkla bağlıyız ülkemize ve milletimize. Çetin imtihanlara da hazırız, güneşli yarınlara da çünkü vatan bir tutkudur, inadına çocuk kalmak bir tutkudur. Egemenlik için mücadele etmek bu uğurda canından bile geçebilmek bir tutkudur. Bizler Atatürk’ün sevdasına tutkuyla bağlanmış Türk çocuklarıyız. Bu vatanın güzel çocuklarının, güzel istikballerinin olacağı nice mutlu bayramlar dilerim. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun…