Son zamanlarda, gün geçmiyorki bir acı haberler yüreklerimiz dağlanmasın. Diyarbakır Silvan’da 13 şehit, Mardin Ömerli’de 3 Şehit, Van Başkale’de 3 şehit, Şırnak Beytüşşebap’ta 3 şehit, Hakkari Çukurca’da 10 şehit; bunlar sadece son ayda verdiğimiz şehit haberlerinin öne çıkanları…
Bir ay içerisinde 40’a yakın şehit veren ülkemizin her köşesinde ağıt sesleri ve beddualar yükselmekte… Türk Milleti topyekun Kürdü ile, Lazı ile, Çerkezi ile şehide rahmet, teröre lanet okumakta.
Bazı kesimler terör örgütünün eylemlerine yönelik tepkilerin ve protesto gösterilerinin yeterli katılımı bulmadığı, halkın bu konuda duyarsız ve tepkisiz kaldığını, en azından yeterli duyarlılığı göstermediğini söyleyip serzenişte bulunuyor.
İlk bakışta haklı ve yerinde gibi görünen bu serzenişleri anlıyorum. Ancak halkın nazarından fert fert yaşananları seyrettiğimde serzenişlerinde çokta haklı olmadıklarını müşahade ettim.
AKP Hükümetinin gerek Kürt açılımı adı altında başlattığı, Mahmur Kampından gelen PKK’lı teröristleri barış elçileri diyerek törenle karşılayıp, teröristlerin “pişman değiliz” demelerine rağmen çadır mahkemeler kurup affederek ivme kazandırdığı sözde demokratik açılım politikaları, gerekse Abdullah Öcalan’a ve BDP’ye karşı tutumları ile terör konusundaki başarısızlıkları ortadadır.
Sadece bu ay içerisinde verdiğimiz şehitler ve buna karşın hükümet kanadından gelen yetersiz ve tutarsız açıklamalar da bunun en bariz göstergesidir.
CHP’ye gelince, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandum sürecinde Tunceli’de söylediği “Abdullah Öcalan’ın da içinde bulunduğu bir genel af çıkarılabilir” ifadesi ve geçtiğimiz genel seçimler öncesi Hakkari’de mitingde yaptığı konuşmada “Avrupa'da kabul edilen yerel yönetimlerde özerklik şartını kabul edeceklerini” söylemesi Türk Milletinin yüreğini kanatmıştı.
MHP’ye gelince, Bahçeli’nin Anasol-M dönemindeki teslimiyetçi tutumu, Aponun idamı ile ilgili infaz kararının aylarca sümenaltında tutulması, daha sonra bu konuda üç liderin yaptığı zirve, dönemin MHP Uşak Milletvekili Armağan Yılmaz tarafından bile “zirveden zırva çıktı” şeklinde yorumlanmıştı.
2007 seçimlerinde ise, yine Bahçeli’nin partisinin mitinginde kürsüden ip atarak komik duruma düşmesi milletin hafızasında yer etti ve yüreğinde yara bıraktı.
Halen mecliste temsil edilen ve muhalefet görevini yürüten bu iki partinin yetkili organlarının terörle ilgili tutarlı ve yeterli, ümit veren bir politika izlemedikleri de aşikardır.
Hal böyleyken Türk Milleti’nin içinde taşıdığı isyanı dile getirebilecek, bu isyana siyaseten öncülük edebilecek bir irade, bir alternatif olmaması sebebiyle halk sessizce olan biteni seyreder görüntüsü vermektedir. Lakin bence bu durum geçici ve aldatıcı olup, mevcut siyasilerin tümünün siyasi hayatının sonunun geldiğinin bir alamet-i farikasıdır.
Tamda bu noktada bir kıssa paylaşarak sözümü noktalamak istiyorum:
Devrin Kralı bir gün vergilere zam yapar. Daha sonra vezirlerine “halkın içine karışın ve bakın, yaptığımız zama tepkilerini öğrenin” der. Vezirler gider yaptıkları analizi Krala sunar: “Kralım, halk memnun değil bu zamdan, homurdanıyorlar” Kral der ki, tamam sorun yok o zaman,” bir müddet sonra bir zam daha yapar! Ve yine vezirlerine halkın tepkisine bakmalarını ferman buyurur.
Halkın tepkisini gözlemleyen vezirler “Kralım, halk şimdi de toplanıp, yürüşler yapıyor, gidişat iyi değil” der. Kral yine, “tamam, sorun yok o zaman” der. Bir müddet sonra bir zam daha yaptırır. Vezirler, “aman kralım, siz ne yaptınız halk isyanda kapıları camları kırıyor” şeklinde kralı ikaz ederler. Kral yine ikaza aldırmayıp “tamam, sorun yok o zaman” der. Bir müddet sonra yeniden zam yapar ve yine vezirlerinden halkı gözlemlemelerini ister. Halkın arasında dolaşıp gözlemleyen vezirler “kralım, biz anlamadık ama millet sakince oturmuş, gülüyor” deyince Kral “derhal son zammı geri çekin, millet gülüyorsa tehlike vardır” der. Ve son zammı geri çektirir.
Bugünde ben Uşak sokaklarında, kafeteryalarda halkı hep gülerken gözlemledim. Buradan tüm yetkilileri, hükümeti ve siyasileri uyarıyor ve ikaz ediyorum; “millet gülüyorsa tehlike var demektir.”
Hani nerden başlasam bilemiyorum bu ülkede çok şeyin değiştiğini hala fark edemeyen ve sürekli inanan insanların üstüne çullanmaya çalışan bazı satılmışlar kendi gelenek görenek ve dini inançlarımızdan dolayı ülkede ve uşakta yapılan bunca hizmetler varken hizmeti değilde sadece insanların inançları ile uğraşırlarsa yapılanlara at gözlüğü takarak bakarlarsa bu tür basın ve kendini aydın sananların artık rağbet görmediğini çok iyi anlamaları gerekirdi.Çünkü bizler hizmetlerin nasıl yapıldığını ve tabana nasıl yayıldığını çok iyi görüyor ve yaşıyoruz.ALLAH UŞAK MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZDEN razı olsun eskiden uşak öss sınavlarında 40. sıralarda iken şimdi ilk onun içinde sizler herhalde bunları göremiyorsunuz.Aslında görmek istemiyorsunuz , çünkü sizin gibi düşünmeyen insanlar her zaman ne yaparlarsa yapsınlar kötüdür anlayışı hakimdir sizlerde. SAYIN MÜDÜRÜMÜZ RECEP DÜZGÜN GİDECEKSE DAHA BÜYÜK BİR İLDE HİZMETLERİNİ SÜRDÜRMESİNİ VE BİZLEREDE HAKKINI HELAL ETMESİNİ İSTİYORUM YÜCE ALLAH YRD ET